Monday 28 March 2011

Evrensel'in Kosesi-Eski Yazilar-08/03/2008-14/03/2008

Icindeki Konu basliklari;

- Tanri Nedir Kimdir?
- Bir Tanim Insanlik
- Insan Hak ve Hukuku-siir
 - Adem Havva ve Ayrilmislik felsefesi, insanin evrensel sorunu
- Sey Nasil olusturulmustur?
- Bir Vecize
 - TC Kendi Ozbenligiyle ne zaman yonetilecek?
 - Kendi Ozbenligiyle ne zaman yonetilecek? (Devami)
- Tarihimizi kimler yaziyor?
 - Turkiye'nin Guncel sorunu nedir?
 - Insanlik mi, Insanlar arasi ustunluk yarisi mi?
 - Birey ve dusunsel degisim
 - Gunumuz aydinlari ve duzeyleri
- Sosyalism Neden Basarili Olamadi?
 - Turkiye'nin Guncel Sorunu Nedir?
 - Sevgi ve Cesitleri
 - Birey ve Dusunsel Degisim
 - Bir Senaryo
 - Disaridan Bakis Acisi
 - AKP ve Anayasa Degisikligi
 - Adam Havva ve Ayrilmislik Felsefesi, Insanin Evrensel Sorunu
 - Insanlik mi Insanlar Arasi Ustunluk Yarisi mi?
 - Sorun-Cozum Iliskisi


Tanri nedir kimdir?

Tanri, ilkinsan dusuncesinin-bilgisizliginden-tecrubesizliginden-sordugu sorulara cevap bulamamasindan dolayi-bir urunudur. Insanoglu, Tanriya bahsettigi temeli ve bu temelin insan, insani ve insanlik yapisini ve icerigini kendine bahsedebilmis olsaydi, herhalde ozledigi, arzuladigi evrensel temeldeki insani kendi ozunde bulurdu. Ustelik butun bu degerleri, Tanriya bahsedip, erisilmez kilarak hem kendini, hemde dunyayi caresiz birakti. Tanri da herseyi birlestiren, butunleyen insanoglu kendi temelinde kendini ve herseyi ayirdikca ayimis bilimum soyutlarla kendi kendiyle anlasilmaz bir celiskiye dusmus, savasa tutulmus, guzelim dunyayi yasanamaz bir cehenneme cevirmis ve cevirmektedir, haydi bugun biz yasayanlari birakalim, yarin dogacak cocuklarin gunahi ne neden boyle insanliktan cikmis bir dunyaya gelecekler, biz neden boyle bir dunyaya geldik sucumuz neydi.

Butun bunlarin nedeni, insanin insanligini ve insani yapisini tanriya bagislayan insanoglu, kendisini bir "ben" yarisinin icinde bulmus, kendi "ben"i icin, olmus-oldurmus kendini dine-milliyete-ulkeye v.s. bilimum ayrimciliga boldukce bolmus birde kendi icinde ust-alt iliskili bir hiyerarsik yapi olusturmustur. Tanri gibi bunu da kadere veya hakka-hukuka baglamis sozum ona "adalet"i saglayacak. Ilk insandan bu yana oldukca yolalan insanoglu 21. yuzyilda hala akillanmamis ve bu insanligini tanriya bahsetme tabusundan hala kurtulamamis, bu tabuyu sorgulayip-nedenleyememistir. Dunya bilmelidirki insanoglu ne zaman *tanriya bahsettiklerinin kendine ait oldugunun farkina varir ve ne zaman bu bahsettiklerinin kendi bunyesine almaya karar verir, iste o zaman insanlik tarihi bir ilke ve insan olmanin ilkine imza atar. Bu olusmadikca kimse insani insanligi- varmis gibi- algilamaya kabullenmeye calismasin cunku o zaman hicbir sekilde dunyadaki bu her turlu ayrilmislik yapisinin ayrimcilik temelini aciklayamaz ve kendi ayrimcilik temelinde bosa kurek ceker. Gunumuz, insanin-bir birey veya vatandas olarak -kendini sorgulayip-nedenleyip, insan olma ve insanligini olcme gunu bu guc her birimizde var-insan olabilme gucu-Su andaki durumunuzu degerlendirmiyor ve kendinizi insan olarak goruyor, ve insan olma cabasi harcamiyorsaniz, o zaman neyin ne icin kime karsi kimle verdiginiz savasin icerigini oturup bir daha dusunun.

Ya tanriya bahsettigimiz butun evrensel yucelikleri kendimizde arayacak ve kendimize mal edecegiz, ya da ayrilmisligimizin temelinde birbirimizi suclayip, yargilayip, ben-sen-biz kavgasini surdurup bu dunyayi daha yasanmaz hale getirecektir.

TUM DUNYADAKI INSANLAR AYNIDIR, BIRBIRLERINDEN HIC BIR FARKI YOKTUR. SADECE FARKLILIKLARINA BIR KILIF BULUP BEN TEMELINDE AYRILMISLAR VE KENDILERINI BIR AYRIMCILIK SAVASININ ICINDE BULMUSLARDIR. ISTEYEN VATANDAS-BIREY KALMAK ISTIYEBILIR, AMA O ZAMAN BASKA BIR VATANDASIN BIREYIN VE TUM BU BOLUNMUSLUK TEMELININ YAPISINA YAPACAK SEYI YOKTUR. SADECE ODA BIR BOLUNMUSLUK TEMELININ BIR UCUNDAN TUTAR, OBUR UCUNA SAVAS ACAR.

O yuzden herbirimiz nasil bir canli oldugumuzu sorgulayalim, birde tum guzellikleri tasiyan insani gozonune getirelim, bakalim bunlar birbirine ne kadar benziyor ve hangisi biziz?

.............................................................................................................................................

Bir tanim-insanlik


Felsefemi tanitmasi amaciyla asagida size bir tanim sunuyorum.

INSANLIK:Dunyevi temelde INSAN ve BIREY ikileminin;KISISEL ve EVRENSEL karsitliginda;bireyin kisisel SAYGIsi(farkin farkina varmak;ne farki ayirmak nede farki"yok"saymak) ve insanin evrensel VICDANi(ne kendine,nede baskasina fiziksel ve dusunsel zarar vermeme)ni,INSANSAL;duygu,dusunce ve davranis temelinde birlestirip,YASAM da yansitmak

.............................................................................................................................

INSAN HAK VE HUKUKU

Ben farkin farkindayim,
Oyleyse farki neden ayirayim?
Ya da farki yok sayayim.
Kendi farkini kayiran,
Diger farki kendinden ayiran,
Diger farka yasam hakki tanimiyan,
Olmasin sonra pisman!
Cunku,ne bir birey oluyor; ne de bir insan.

Farkin farkina varan ayniya kavusur.
Ne bir sorun yasar,ne de baskasina bulasir.
Boylece insanligin butunune ulasir.
Iste buda dunyanin bireyine yakisir.

Bireyciliktir,bireyi tutuklu kilan,
Ona bireysel ozgurluk ve yasamini unutturan.
Bireye insan degilde baska sifatlar takan,
Bireyciliktir kendi cikari icin digerlerini yakan.

Evrensel bireyler toplumlari birlestirirse,
Tum farklari biribiriyle bulusturursa,
Insanlik adina bireyleri kavusturursa,
Bireyli evrensel toplum olusturursa,
Birey ozgurlugune,evren butunlugune ulasir.

Bireyci kisilik degilmidir,ortaya doktrinler atan.
O doktrin cikarinca bireyleri farkli kilan,
Farkli kilinan bireylerden toplumlar kuran.
Toplumlari kutuplastirip biribirine kirdiran.

Ben senden farkliyim,sen benden farkli!
Bu fark yarisinda kimin farki kime gore hakli?
Acaba bu haklilik bir yerlerdemi sakli?
Yoksa maalesef hala guclu olanmi hakli!
Hak,hukuk,adalet;diktatorluk,demokrasi,hurriyet,
Kime niyet! Kime kismet!

Kim, kime neye gore hak tanir?
Kimin kimin ustunde hak tanimaya hakki vardir?
Hakmi hukuka,hukukmu hakka dayanir?
Hukuk mu hakka,hak mi hukuka yasam tanir?
Hakmi hukuku hukuk mu hakki yaratir?

Hukuk yoluyla hak tanimaksa adalet,
Hukuku yapanin dogrultusundadir saadet.
Kendisine hukukla hak taninan ceker sefalet.
Boylece hak ile hukuk arasinda kopar kiyamet.
Iste bu kiyametin adi maalesef hurriyet.

Hakkini arayan hukuk engeline takilir.
Hukuku veren hakka siginir.
Hak, hukuk cercevesinde kendini savunur.
Hukuk boylece hakli haksizi ayirir.
O zaman hak mi hukuku hukuk mu hakki kayirir?

Hakki hukukla sinirlayan,
Hukukla hakki sinirlanan,
Ikiside degilmi ki insan,
Ozaman insandir kendini ve herseyi biribirinden ayirip farkli kilan,

Bireyci akilciliktir bu ayrimi yapip farki yaratan.
Vicdandan ayrilipta bu yola sapan.
Bireyci akilla yonlendirilen vicdan
Amacinin tersine acimadan dokuyor kan.

Vicdani akil zarar verebilir mi? hem kendine hem baskasina,
Vicdani akla sahip olan birey,farki yaratirmi bosu bosuna,

Saygiyla farktan arinip,vicdanla huzura kavusur.
Iste o zaman birey insanla bulusur.

Vicdandir insani hayvan ve bireyden ayiran
Saygisidir insani hayvan ve bireyden farkli kilan
Vicdani saygisidir farkli kildigini da kucaklayan.
Eger insansa birey ve toplumlarin evrensel butunlugunu saglayacak olan,
Iste bu insan aklinin rehberidir ozaman saygi ve vicdan.

Her toplum vatandasi once birey olmali.
Bireysel aklini bireyci akilcilik yerine vicdanina tasimali.
Saygi temelinde farki algilamali ve kucaklamali.
Her vatandas kendi bunyesinde once bireyci olmayan birey sonra insan devrimini tamamlamali.

..........................................................................................................................
Adem-Havva ve ayrılmışlık felsefesi,insanın evrensel sorunu.


Adem, Havva, Habil, Kabil dörtlüsü ve insan düşüncesindeki şekillenişi ayni zamanda insan düşünce sinirini ve düşüncenin temel öğelerini ortaya koyar.

Çok ilginçtir ama bir suru konuda ayrılmışlık gösteren dinler sadece yukarıdaki konuda ve Cennet, Cehennem olgusunda birleşir.

Bura da Adem baş faktördür ve X (erkek)'i temsil eder. Onun kaburga kemiğinden cikan Havva Y(dişi)'yi temsil eder yani Y X'IN BIR FONKSİYONUDUR VE XY ki beraber olarak zay(zi) olarak okunur.

Habil ile Kabil de 2X 'i temsil eder.Fakat bilindiği gibi biri ötekini öldürür ve böylece insan düşüncesinin ayrılmışlığı başlar yani 2x hem ikilem hem de karsıtlığı ifade eder.KI karşıtlik xy ile ifade edilir. Önemli bir nokta da Y'nin sadece X eliyle ifade edilebilir olduğudur. Yani Y X karakteristiği gösterir.

Büyük X i şekilsel olarak göz önüne getirirseniz ve köşelerini X X X Y olarak belirlerseniz ve XX'i *Y *XY' yi X temeline indirgerseniz, düşüncenin evrensel kökenini ve sınırlarını bulmuş olursunuz. Buradan ayni zamanda su sonuç çıkar, X ifade eden faktör, Y ise ifade edilen faktör olur. Dolayısıyla X Y *ile ifade edildiğine göre ve Y de X ile ifade edilebildiğine göre ne X' in ne olduğu ne de Y'nin kendi olmadigi anlaşılır.

Iste insanoglunun(kizinin degil) soyutla ifadesi ve somutlama ve soyutlamasi bu temeldedir.Buradan bir sonuc daha cikmaktadir ki o da somutla ayrilan y(disi) soyutta mevcut degildir.YANI IFADE ETMEK ERKEK DUSUNCESI TEMELINDE OLUSMUSTUR.Ayni erkek kendine erkek karsitina disi demis ve ikisini insan butunlugu altinda toplamistir.

Disi(female),kadin(woman) ve insan(human) hepsi erkeksel(male) ve adam(man) kokenlidir.Adem den gelen adam ve man bu temeldedir.Iste kisaca benim felsefem bu temeli (ta bi daha detayli olarak) ortaya koyan ilk felsefedir.Ayrica akil temelinde ki ayrilmisligi ne Marxism gibi fizigin en son asamasina(soyut temelinde) burjuvazi-isci sinifi,emek-sermaye, ne de nihilizm gibi ifadenin son ayrilmisligina sey-hicbirsey veya birey-evrensel temelsizlik,kokensizlik ayrimina tasimaz ve sadece ayrilmislik felsefesinin hic bir ayrimi olmayan ayni evrensel temel ve kokenini ortaya koydugu gibi erkege alternatif olan y nin x karakteri icermeyen ve x in fonksiyonu olmayan y nin kendisini x adina degil,y nin kendi adina ortaya koyar.

Iste benim felsefem,dusunce yapim x in icinde degil,disindadir o yuzden ikilem ve karsitlik icermez.Ben ayni zamanda x in y ayrilmisliginin degil y nin x 'i butunleyisinin ve bunu y nin kendini kendi olarak x e alternatif temelinde ortaya koymasinin hem bireyci aklin iflasini ve ortacag karanligina donme cabalarinin sonu, hemde y temelli insan ve insanligin ilk defa dogusu olarak goruyor,algiliyor ve bunun once kendi birey yapimdaki ayrilmislik temelinden arinarak hem de bu konuda kendimi yeniliyerek yapiyorum o yuzden de bu devrime birey otesi devrimi veya bireyin kendi ozune insana donme devrimi diyorum.

Dunya yaratildiginda sorunlariyla mi birlikte yaratildi? Eger oyle dusunuyorsaniz tek bir sorum var neden ve kim sorunlari cozecek? yok hayir diyorsaniz; o zaman dunyadaki sorunlarin yaraticisina bir tek kaynak kaliyor o da insan, ve eger insan dunyadaki butun bu sorunlari yaratiyorsa peki kim cozecek,eger insanin disindaki bir gucun bu sorunlari cozecegi dusuncesindeyseniz,fikirlerinizi ogrenmek isterim,yok insan cozer diyorsaniz ozaman madem insan cozecek guce dusunce yapisina ve davranisina sahip acaba basta neden bu sorunlari yaratti ve hala yaratmaya devam ediyor?

Iste insanin yarattigi bu sorunlarin tek cevabi evrensel dusunce yapisinin ve sinirlarinin yarattigi temelde yatiyor-ki bu da ikilem ve karsitlik ayrilmisliginin tek ve positif ayrimciliginin hangi teki olursa olsun oteki teke karsi olacagi ve bunun bir kisir dongu oldugu-iste bu evrensel temele ulasmak sorunlarin resmine ulasma anlamini tasiyor.

Bu evrensel sorun temelinin neresinde yer alirsaniz alin hicbir zaman resmin tamamini goremiyeceginiz gibi,cozdugunuzu zannettiginiz sorun size yeni bir sorunu doguracaktir.BU evrensel sorun temelini ne kadar iyi algilarsak cozumumuz de okadar evrensel olur,tabi algilamanin yaninda cozume gidebilmek icin ayrica bir alternatif evrensel temel gerekirki insanoglu,hep simdiye kadar herseyi kimin yarattigiyla ve bu konuda ki herturlu felsefi hipotezi one surerek ugrasirken,kimsenin aklina "ya kardesim birakalim su dunyayi ve herseyi,neden sorun denen birsey var,onu arastiralim"a yonelememistir.

Eger insanoglu sorunun kokenine-evrensel temeline-inmis olsaydi simdiye dunya gunluk gulistanlik ve insanlar birbiriyle kardesce ve birlik butunluk icinde yasar olurlardi.Neden boyle olmadi dersiniz?Bunu onleyen ve dusunulemeyecek kilan ve aksine insanlari toplumlara,ulkelere,milliyetlere,dinlerev.s. bolen ve bunlar arasinda guc farkini koruyan ve yaratan bu farkliliklar temelinin elle gosterilebilecek bir sorumlusu var mi acaba?iste bu sorumlu bulunup ortaya cikarildiginda-evrensel temelde iste o zaman sorunun yaraticisi da ortaya cikacaktir ve eminim cozume o da yardimci olacaktir,boyle bir dusunce yapisi hic bir zaman uretilmedigi icin,insanlik bu ana sorunu ve temelini gormemezlikten gelmis,hic aklina getirmemistir.Isine de gelmemis degil,ve olani kullanarak-sorgulayip-nedenleme yerine- once ayrilmisligi ve sonra ayrimciligi,irksal,sosyal,siyasal,ekonomik,hukuksa l,haksal,ozgurluksel,devletsel,yonetimsel,egitimse l,ogretimsel v.s. yasamin butun dallarinda orgutlemis ve bugunun icinden cikilmaz dunyasinin ortaya cikmasina onayak olmustur.

Yani kisaca yarattigi sorunun ne oldugunu algilamak onun evrensel temelini bulup cozumu gitmek yerine;bu sorun ve onun evrensel temelini akliyla orgutlemis ve bugunun ayrilmislik temelindeki ayrimciligini orgutlemistir.Artik bu isin de sonuna gelinmis akilcilik iflas edince,care tarihi geri dondurmekte bulunmus ve dunya ve insan hizla geriye ortacag karanliginin guc mentalitesi temeline dogru ilerlemektedir.

YA BU SORUN KOKENLI EVRENSEL YAPI-KI IFLAS ETMIS -ORGUTLENMEYE DEVAM EDILECEK VE BU INSANIN VE INSANLIGIN SONU OLACAK; YA DA BIRILERI BIRYERDE BU SORUNLU TEMELI FARKEDIP BUNUN EVRENSEL TABANINA INECEK SORUNU ALTERNATIF BIR EVRENSEL YAPIYLA COZUME DONUSTURECEK,Iste benim ve felsefemin yapmak istedigi bu ikinci secenektir

arkadaslar, sizce dünyanın evrensel sorunu ve çözümü nedir, kim çözecek ve nasıl? Ve felsefem ve çözüm önerim ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

.................................................................................................... 
Şey Nasıl Oluşturulmuştur

Nihilizm felsefesini seyin karsiti hicbirseyi evrensel bir temelin-hic bir soyut veya somut konuda-olmamasina dayanarak ortaya atmistir.Halbuki benim felsefeme gore tek bir evrensel temel vardir o da sorunun evrensel temelidir.Sorun zaten seyin temelini evrensel duzeyde ortaya koyamamaktir,ama bu bizi sey'in olusturulma temelindeki hicbirseye goturmez.

Onemli olan seyin ne oldugu degil evrensel ve bireyci akilcilik temelinde seyin dusunce sinirinin ne oldugu ve nasil olusturuldugudur.Once seyin evrensel temelini(sorunsal) ortaya koyalim.sey hem bir ikilem (sey olma ve sey var) hemde bir karsitlik(birsey-hicbirsey) karakteristigi gosterir ve seyin kendiside bir uclemdir.seyin var olmasi,iste benim felsefeme gore bu 7'liyi bulup ortaya cikarmak bireyci akilciligin dusunce sinirina evrensel temelde varmak demektir,ki o zaman-ki benim felsefemin bir temeli NOTR'e ulasilmis olur.Zaten nihilizmin hicbirsey temeli yuzunden insan ve insanligi bireyci akilciligin hem somut hemde soyut gucune teslim edilmeye calisilmaktadir.bURADA NIHILIZME KATILDIGIM TEK NOKTA-FELSEFEM OLARAK-seyin ne oldugunu-kendi dahil- ortaya atan ve onu sorun olarak olusturan-alternatifsiz-insanOGLUdur(burada oglu kelimesine dikkat etmenizi oneririm,yani insankizi yoktur-fiziksel olarak ayrilsa bile-insanin kendisi erkek karsiti kadindir,yani kadin sadece fiziksel olarak ayrilmistir ve dusunce ve ifadenin olusturulmasi maalesef ERKEKSEL,dir.

Bu konuda benim Adem-Havva ve ayrilmislik felsefesi yazimi okursaniz daha detayli bunu gorebilirsiniz.Bu erkeksel temel kendisini hem kromozom yapisinin ifadesinde hemde fizigin ve matematigin fonksiyonal esitliginde de ortaya koyar.

...................................................................................................................
Bir Vecize
Size bir vecizemi aktarmak istiyorum.

"Baskalariyla anlasmazliga dusmek,isin bir yonu;dusuncelerinizin baskalarinin dusuncelerindenfarkli oldugunu anlatabilmek,ve yapisal tartismaya temel ve dayanak yaratabilmek,isin baska bir yonudur.

Eger ikinciye odaklanirsaniz;hicbir zaman uyum saglayabileceginizi dusunemeyeceginiz konularda nasil o konulari uyumlastirmaya yoneldiginize sasirip kalacaksiniz"

................................................................................


TC kendi oz benligiyle ne zaman yonetilecek?

Turkiye ve anadolu,hicbir zaman ne isgal edilir,ne de kendi oz benligiyle yonetilir.Bunun nedeni gayet aciktir.hem osmanli imparatorlugunu yikmayi basaran bati akilciligi hemde istedigi TC,yi kurmayi basarmistir.Turkiye,yi hem dogudan koparmayi ve doguyu tamamen batililastirmak temelinde de doguya karsi kullanmayi hep kendi istedigi ikinci sinif bati toplumu yaratmak temelinde kullanmistir.

Bu ne demektir.Bu anadolu halkinin 150 yildir bati akilciligiyla yetismis kisiler tarafindan yonetilmesi demektir.Bati, anadolu halkina istedigini yaptirmak ve istedigi gibi yonetmek icin onlari isgal etmeye gerek gormemis,anadolunun bagrindan yetisen ve bati egitimi almis aydinlari ve iktidarlari istedigi gibi yonetip yonlendirerek anadoluyu idare etmistir..Anadolunun saf ve temizliginden yetismis olan ve bati akilciligiyla beslenen aydinlar her zaman anadolu duygusalligina yenik duserek,bati nin bu onlarin -ustelik kendi halklarina karsi- duygularini somurmelerine ve kendileri de halki somurmeye engel olamamislardir.Anadolu halkinin saf ve temizligi,anadoludan yetisen aydinlarin akilciliga, duygulariyla teslimi ve bati hegemonyasi

Peki bu nasil onlenir,yani anadolu nasil kendi oz benligiyle yonetilip-yonlendirilir ve bati tarafindan isgal edilemez?Bunun bir tek cevabi vardir,o da dogu vicdanidir.Eger batinin egittigi veya bati hayranligi ile buyuyen aydinlar,bati akilciliginin ne demek oldugunu ogrenir-ki bunu yapabilmesi icin duygusal degil,mantiksal yanasmasi gerekir-ve dogu vicdani ni da bunun ustunde tutarak hem halkinin birlik ve beraberligini saglar hemde batinin iflas etmis bireyci akilciliginin duygu somuru temelli oyununa gelmeyerek hem halkini korur hem de onunla butunlesir.Iste Turkiyenin,anadolunun bagrindan cikmis ve bati akilciliginin duygu somurusunu mantigiyla cozmus,anadolunun o saf ve temiz yapisini korumus ve birde bunu dogu vicdaniyla guclendirmis bireyler Turkiye,yi hem kurtarir hem batiya teslim etmez,hem de Turkiye ithal dusunce ve davranisla yonetilmez.Maalesef anadolunun tarihinde boyle bir birey yetismemistir-dogu vicdanli ve bati akilciliginin duygu somurusu bilincli , bati tarafindan kandirilamaz ve satin alinamaz yapi ve karakterde anadolu karakteri sahibi aydinlar ve yonetim,iktidar.

Buradaki en onemli ve gozardi edilmemesi gereken tek ve acil,konu;Anadolu’yu,Turkiye,yi ve orta dogu,yu kendi oz benlikleriyle yonetecek ve yonlendirecek olan ; bu cografya nin bagrindan cikmis bu cografyanin butun birikim ve tecrubelerini zihnine kazimis,halkini,yapi duygu ve dusuncelerini cok iyi bilen ve algilayan bunyesinde butun bu farkliliklari tasiyabilecek kadar ve hicbirini biribirinden ayirmayacak,birini digerine tercih etmeyecek kadar genis yurege sahip aydin ve iktidarlarin,bati bireyci akilciliginin/ayrimciliginin/bolunmuslugunun bilincine varmis,anadolu ve dogu insaninin yapisinin bilincine varmis ve dogu vicdaninin bilincine varmis yonlendiricilerin; hicbir zaman suru psikolojisinin duygusalligini,duygu somurusune ve halki kucumseme ve kucuk gormeye halkini ve hic kimseyi;cahil, hor gormeyen,suclamayan,asagilamayan,alay etmeyen,iyi niyetini su istimal etmeyen,alay etmeyen,kandirmayan,aldatmayan,koyun surusu gormeyen ve aksine;algilayan,anlayan,hosgoren,v.s. ve sevabi-gunahiyla farkli yapisiyla oldugu gibi halkini bagrina basacak bir dogu vicdani; bireyci akilciligin temelini korku felsefesine ve halki zorlama ve korkutmaya ve vicdani tarafliliga yani halki birbirisi arasinda kutuplandirmaya ve bu kutuplari birbirine rakip kilmaya ve anadolu ve dogunun birlestirici vicdanini bireyci akilciligin bolucu gucune donusturmeden,hem halki- o dogunun mozayigi ve cok kulturlu yapisi temelinde- birlik ve butunluk icinde tutabilmek ve tek vucutlulugu hep korumak olmalidir.

Iste anadolu,Turkiye ve orta dogu boyle aydin bireyler yetistirmelidir ki o zaman bati bireyciligin akilciligini her konuda alt edebilsin ve onunla basabas mucadele edebilsin.Iste bati bunun ne zaman olustugunu hissederse o zaman batinin gercek insanlik disi yapisi o zaman tum ciplakligiyla ortaya cikacaktir.Anadolu,dan,Turkiye’den ve orta dogu’dan bu yapida aydin birey yetisir,yonetir,yonlendirir ve iktidar olup bolgesini kendi oz benligiyle korur mu bunu her bu bolge evladi once kendini sinamali ve kendine sormalidir.Ben boyle bir yapiyi alabilirmiyim,nasil alirim,nasil aldigimdan emin olabilirim ve bu yapiyi nasil korur ve gelistiririm? v.s.diye.Sorununun farkina varanda cozum getirecek olanda mutlaka bu bilinci almis olmalidir.Bu batinin hayal edemeyecegi cok yuksek bir bireysel bilinctir.Bu bilincle,batinin iflas etmis bireyci akilcilik bilincinin “ben” temelinin basedebilmesi imkansizdir.Cunku batinin akil duzeyi,boyle bir yapiyi-ne denerse denesin-yikmaya,bozmaya-degistirmeye v.s. yetmez.

Artik dogu-ki basta kopru olan Anadolu ve Turkiye-BASTA BU BATI HAYRANLIGINDAN VE BATIYA BENZEMEKTEN KURTULUP,KENDI OZ DOGU BENLIGINE-BATININ-DOGUSU’NA DEGIL-DONMEYE KARAR VERMELI VE OTURUP DOGUNUN O YUCE BIRIKIM VE TECRUBESINI TEKRAR GOZDEN GECIRMELIDIR,EGER BU BIRIKIM VE TECRUBEYI BILINCLI ALGILAR VE SAHIPLENIRSE ISTE O ZAMAN BATIYA KARSI NASIL BIR TAVIR ALACAGINI BILIR VE INSANA VE INSANLIGINA BATIYA ALTERNATIF BIR ACILIM GETIRIR.BURADA EN BUYUK GOREV TURKIYE’YE DUSMEKTEDIR VE BUGOREV BATI TURKIYESI OLMAYI BIRAKIP KENDI OZ BENLIGININ TURKIYE,SINI YARATMAK VE HATIRLAMAKTIR BU DA ONUN TARIHSEL,KULTUREL,TOPLUMSAL,SOSYAL YAPISININ BIRIKIM VE DENEYIMINDE MEVCUTTUR.

...............................................................................................................................


Tarihimizi Kimler Yaziyor?

1923 'te Turkiye Cumhuriyeti kurulduktan ve1938'de Ataturk'u kaybettikten sonra hic dusundunuzmu,bizim tarihimizi,bizim adimiza kimler yaziyor?

1941-45 yillari ikinci dunya savasi yillaridir ve Ismet Inonu'nun iradesiyle Turkiye savasa girmemeyi basarmistir.(Bilindigi gibi Osmanli Imparatorlugu birinci dunya savasina girmemeyi basaramamistir).
1950 'ler Turkiye'nin cok partili doneme gecis yillaridir.(Bunun boyle olmasina kim karar verdi dersiniz, iyi bildiniz Amerika) Ayni zamanda Turkiye'nin "ulkeyi gelistirmek icin"borclandigi yillardir.(borclar nereden alindi dersiniz,iyi bildiniz Amerika'dan).1960'li yillar ilk darbeyi gordugumuz yillardir.(Darbeyi kim yaptirdi dersiniz,iyi bildiniz,Amerika)
Yine 1960'li yillar sokaklarin"devrimci-karsi devrimci(biri digerine gore)
olaylariyla dolu yillardir.(Genclerimizi kimler kiskirtti dersiniz,iyi bildiniz.Biri Amerika digeri

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi(Gencler icin bir aciklama SSCB parcalanarak 1991 de Rusya adini almistir).
O yillari biraz acalim,1960-70'li yillar SSCB'nin, komsu ulkelerini "sosyalist yapma yillaridir-Bugunki ABD'nin Irak'i "demokratik yapmasi"gibi,yine oyillar ABD'nin,SSCB'nin girisimlerini onlemek icin teror ve terorizmi dunya ya tanittigi yillardir.Donelim Turkiye ye 1971 yili ikinci darbe donemi ve gencecik cocuklarin asildigi donemdir.1970-80 arasi -Turkiye ye"yabanci eliyle teror nakli" donemidir.Bilindigi gibi bu teror 1980'lerde "bizim terorimiz"e yani PKK terorune donusturulmus,boylece teror belasi bizim "onunla yasamayi ogrenme"surecimizi baslatmistir.
Yine 1980'li yillar ucuncu darbeyi getirmis,ve bu uc darbe turkiye'yi dusunce ve yasamsal anlamda en az 30 yli tarihte geriye goturmustur.Yani Menderes donemine derken Turgut ozal eliyle ikinci Menderes yaratilmis,tabi bu sefer "kimlik"tartismalari ile birlikte.yil 1990'lar.2000'lerle birlikte butun bu eklentilere "ilimli islam"eklenmistir.Aslinda bilmem hatirlatmama gerek varmi,1970-80 arasi kiskirtmalarda SSCB ABD ye yardimci olmus,1980'LERDEN ITIBAREN KISKIRTICILIK GOREVIN YINE ABD yuklenmistir.Sonunda ABD SSCB 'NIN DE "BASINI YEMIS VE ONUN FELSEFESINIDE DAGARCIGINA KATARAK HEM IDEOLOJIDE HEMDE KISKIRTILICIKTA YALNIZ KALMISTIR

Surasi sevindirici olmali ki 2000'lere kadar hicbir seyi sezemeyen kamuoyu "birdenbire" sanki hersey yeniymis gibi AKP'de her seyi sezer ve tartisir hale gelmistir.Demekki Turkiye tarihi 1950-2000 arasi kayiptir.
Simdi soruyorum sizlere tarihimizi baskalarina yazdirmaktan bikmadikmi? Ne zaman kendi tarihimizi kendimiz yazmaya basliyacagiz?.Yoksa simdiye kadar oldugu gibi"bizim kaderimiz boyle yazilmis"aynen devam mi edecegiz?. Simdi soyleyin dostlar!biz kimiz ve kimler bizden.

.......................................................................................................................

Turkiye'nin guncel sorunu nedir?


Turkiye'ye soyle bir baktigimizda bir haber yogunluguyla karsi karsiyayiz.

Hangisi acaba guncel sorunumuz.

Teror ve terorizm mi,ekonomide ki cokus mu,halkimizin sadakaya "alistirilma"cabalari mi,iktidarin her alanda kadrolasmasimi,kuzey Irak konusumu,buyuk ortadogu projesimi,alt kimlik ust kimlik tartismasimi,KKTC mi,Avrupa topluluguna girip girmeme mi,uniter yapinin tehlikede olup olmadigimi,Turkiye Cumhuriyeti'nin kazanimlarinin kaybedilip kaybedilmedigimi,"ummet"toplumuna donusturme cabalarimi,ulke topraklarinin karis karis satilip satilmadigimi,medyanin caresizligi,bagimliligi,suskunlulugumu,dostlar daha bu liste uzar gider.

Bence en ana ve can alici sorunumuz,kendimize kendi yapi ve karakterimize uygun fikir uretemememizdir.Bu neden boyledir bu bir tartisma konusudur.Yalniz surasi bir gercekki bizler ya bize yapilani"bu da yapilirmi?,yi tartismakta yada yapilani sikayet etmekle mesguluz.

Turkiyede su anda olan"suyun basini tutanlarin"verilen direktifleri harfiyen yerine getirme cabalaridir.Bizim yapmamiz gereken bunlari"kabullenmek" yada" karsi cikmak" tartismasi degil;Turkiye'nin gelecegini aydinlik yarinlarini belirleyecek Turkiye'nin sesini dunyaya duyuracak"bizim gelecek icin planimiz bu"yu kararli ve azimli olarak dunya kamuoyuna ve beyin takimina sunmamiz dunyanin "onune gececek ve baska toplumlara ornek olacak onlarin "gozunu acacak" felsefi acilimlari sunmak bu konuda batinin yalniz olmadigini gostermek gunceldir.

Bence guncel olan batiya alternatif fikirler ve acilimlar uretmektir onlara insan ve insanlik nedir?ogretmektir.Onlardaki korelmis insani vicdani yuzlerine vurmaktir.Bir ayna tutup kendi gercek yuzlerini gostermektir.Iste o zaman akillari baslarina gelir belki"yahu biz ne yapiyormusuz butun yaptigimiz dunyayi yasayanlar icin cehenneme cevirmek insanliktan cikmakmis,meger ne bencil ne egoistmisiz,kendi cikarlarimiz icin gozumuz hic bir seyi gormemis,insan ve insanligin sonunu hazirliyormusuzda haberimiz yokmus"diyerek tekrar insanlik yoluna girerler.Haydi onlara ANAdolu'nun orta dogu,nun beyin gucu neymis gosterelim.

...................................................................................................................
Insanlık mı, insanlar arası üstünlük yarışı mı?

Eger insanlik bir yarissa ve buyarisi insanligin bir bolumu kazanacaksa o zaman hic bir sikayette bulunmaya hakkimiz yok .

Hayir insanlik bir butunlukse birlikte yasamaksa ve bu yasamda cesitliligiyle birbirini kucaklamaksa ozaman durum baska.

Insanlar yeryuzune geldiginden beri biri birini cekememekten baska birsey yapmiyor.Artik insan dusunce kapasitesinin bunu algilamasi biri birini yok etmek yerine egitmesi gerekiyor aksi taktirde vicdanimiza insani acidan nasil cevap veririz?.

Mevlanayi hatirlayin,ne demis:"yuz bin kere togbe olsan yine gel".Bence bu yaris ya zarar verme yarisidir yada birlik icinde birbirimizi algilayarak insanlik yolundan cikanlari fikirlerimizle egiterek onlara insanligini hatirlatarak verilen insanlik dusuncesi uretme yarisidir.Aksi taktirde guce doneriz ve "guclu olan kazanir." deriz.

Ben insanlarla kutuplasmak yerine onlari beyin gucuyle insanliga davet etmekten yanayim.
Birey ve dusunsel degisim

Saygideger arkadaslar;

Hic bir vatandas ve birey tarihin degisken gelisiminde ve dusunsel gelisiminde sabit fikirli kalamaz,daha once savundugunu,daha sonra savunmayabilir.Hic bir dunya gorusu,ideoloji bagimsiz degildir.Butun tarih boyunca bir ideoloji oburunu beslemis(ki ona tamamen zit olsa bile) ve onun gelismesine yardimci olmustur.Iste o yuzden belirli bir ideolojiye,dunya gorusune takilip kalmak hele hele uzun zaman takili kalmak,ogun ilerici goruneni bugun gerici kilar.O yuzden hic kimseyi sucu,bucu diye damgalamak, hem damgalayani sabit fikirli kilar hemde damgalanani tedirgin eder.

Bence gelisen dunyada degismeyen kisi yoktur.Eger ben bu konuda degismedim diyorsa kendini kandiriyor,ya da farkinda degildir.

Onemli olan herkesin insan yapisindan,insanligindan odun vermemesi bu konuda bulundugu konumdan daha ileri gitmesidir.

1990'larda SSCB'nin yikilmasiyla ve Marxismin nihilizm temelinde amerikan idealizmine katilmasiyla . beyin ideolojik gelisimini tamamlamistir.(Bireyci akilcilik bazinda).O yuzden bugun herkesin yaptigi kendiyle hesaplasmak "ben neye,kime hizmet ediyorum? sorusuna bireysel temelde cevap bulmak buldugu cevap temelinde kendini ve dusuncelerini yenilemek (eskiye ters dusse bile) ve hayatina,dusuncelerine ve davranislarina o noktadan devam etmek.

Daha oncede dedigim gibi "ben buyum,sen busun" gibi damgalayici-etiketleyici ve sabit kilici tanim ve fikirler ileride herkese dusunsel ve davranissal zarar verir.

Ayrica sabit kalma esyanin,canlinin temeline terstir.

BU KONUDA SIZE IKI BUYUK DUSUNUR'den iki alinti verecegim.
1) bildigim birsey varsa o da hic birsey bilmedigimdir.
2)ben babamdan ileri ,oglumdan geriyim.

Birinci soz ogrenmenin ,bilinclenmenin,kendini yenilemeniin yasi ve sonu yoktur.cumlesini,ikinci sozde eger bu boyleyse ozaman benim oglumu daha iyi algiliyabilmek,onunla daha iyi ilskiye gecebilmem icin kendimi gelistirmem,yenilemem v.s. gerekiyor cumlesini iceriyor.Bugunu ve yarini algilayabilmek,takip edebilmek hatta onune gecip ileriyi gorebilmek gerekiyor.

................................................................................................ 

Re:: Gunumuz aydinlari ve duzeyleri

Gunumuzde aydin olarak bilinen,taninanlarin en buyuk cikmazi vatan mi,ben mi ikileminde kesin taraf belirtememeleridir.Once de belirttigim gibi bilincsiz olarak gelisen bu degisimin yansilari cok yonlu oldu.

Gunumuzun aydinlarini ana olarak uc katagoride toplamak gerekir.
Bu kategoriler onlar bir birey mi,vatandas mi sorusuna da aciklik getirecektir.

1) Birey agirlikli vatandas:Bu tip aydinlar,bireysel haklarini elde etmek icin,bireysel ozgurlukleriyle cikis yapan aydinlar ve bireysel haklarina yapilanlari elestiriyorlar ama bireysel ozgurluklerinin pesindeler.Buna enguzel ornek Emin Colasan,Fatih Altayli bu tip aydinlar su an yasamlarini bireysel olmaya agirlik vermekle ve bu alan da gelismekle mesguller.Bunlara vatandastan birey olmaya karar vermis bireyler diyebiliriz. Kendileri adina ilericidirler ve dusunce ve davranislariyla vatandasin onunu acip onlarin bireysel hak ve ozgurluk bilinci almalarina yardimci olurlar.Siradan bir bireydirler ve bireysel cikislariyla gundeme geleceklerdir.

2) Vatandas agirlikli birey:Bu tip aydinlar bireysel cikislariyla-ki bunun bir hak oldugunu algilamislardir-vatandasi,toplumu,kitleleri Atatuk'un kurdugu duzeni korumaya ve Ataturk'un 1920'lerdeki getirdiklerini aynen(gunumuzun gelisen dunyasina paralel hic bir gelisme eklemeden) bugun savunarak ve su anda yonetenlerin yonetim seklini tamamen 1923 oncesine donus olarak algilayarak isyan eden ve halkida bu isyana ortak etmeye calisan bir cesit devrim oneren (en azindan demokrasi yoluyla gelmis olsa bile bugunku iktidari devirmek) ve bu konuda halka onculuk ederek kitlesel eylemler duzenleyen aydinlar.Buna en guzel ornek Tuncay Ozkan'dir.Bu aydinlarda az da olsa bir Cheguara,Fidel Castro v.s. yapisi vardir.Turkiye'den ornek verecek olursak Deniz Gezmis'i verebiliriz.

3)Aydin birey:Bu katagoride bireysel hak ve ozgurlukler temelinde hem kendini gelistiren hem de kendi disinda,baskalari,ulkesi,milleti,dunya ve olup bitenler hakkinda dusun,fikir ureterek ve bu uretim temelinde davranis uyguluyarak Turkiye'yi ve dunya'yi icinde bulundugu cikmazdan kurtarip dunyanin tikanan onunu acmak icin oyle veye boyle caba harcayan ve bunun icin bireycilik yerine insan ve insanligi onemseyen aydin.

Bu gun Turkiye ve dunyayi ortacag geriligine donmekten kurtaracak olan bu 3uncu birey cesididir.Ulkemizde ve dunyada bu tip birey sayisi ne kadar artarsa o kadar dunya ileri gider insan ve insanlik en azindan korunur.Ben de bu tip bireyler arasindayim o yuzden tehlikenin odaginda insani ve insanligi goruyorum, ve diyorum ki eger ilerici aydin olmak isteniyorsa yolu budur ve bu yol cogu zaman yalniz kalinilan bir yoldur bu yolda yola cikan birey cok guclu,guvenli,kararli ve azimkar olmali ve bireysel hak ve ozgurluklerinden,korku felsefesinin hangi duzeyiyle karsilasirsa karsilassin bu ilkesinden odun vermemesidir cunku bu ilke caninin varligiyla esdegerdir.

..............................................................................................................................................
Sosyalizm neden basarili olamadi?

Kapitalist uretim iliskilerinin tarihsel gelisiminde once Ingiltere ic savasi ve sonraki Fransa Ihtilali'nden sonra,hem kapitalist iliskiler,hemde milli bilinc birlikte yukseldi.

Bu sirada feodal koyluler-isciye,feodal beyler-burjuvazi(sehirli) ye donusunce;Marks ve Engels Kapital ile birlikte diger kitap ve yazilariyla Insanlik tarihinin ilk ve en uc iki ayrimini ortaya koydu.(emek-sermaye) boylece yine tarihte ilk defa evrensel temelde ayni toprak altinda yasayan topluluklar iki buyuk kutuba bolunmeye basladi.

Bu bolunmeyi de ilk defa Lenin o zamanki carlik Rusya'sinda iyi orgutluyerek,Carlik Rusya'sini yikarak kendi deyimiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi'ni kurdu.Iki ana sorun vardi;

1)Devrim ust yapida gerceklesmis,ulke henuz kapitalist uretim iliskilerine hem fiziksel hem de dusunsel bakimdan hazir degil,

2) Cumhuriyetler Birligi,yani milli bilincin gelismeye tarihsel hiz verdigi zamanda bir sinir altinda birbirlerinden farkli dil ve kultur yapisina sahip topluluklar var.

Butun bunlar olurken.Kapitalizm de kendi ic sinirlarina sigmaz duruma gelmis,bilhassa Afrika kitasina yayilarak kapitalizmi dis somuru-sermaye ye donusturerek emperyalizme gecmis.

Tekrar Lenin'e donersek, o birseyin farkindaydi.ulke halki kapitalist uretim iliskisi yasamazsa ust yapi devrimi alt yapiya tasinamayacak ve devrim uzun omurlu olmayacakti.Bu yuzden ulke icinde kapitalist uretim iliskilerini gelistirmeye karar verdi.Dusuncesinde"ben ulkeyi sosyal yapiyla idare ettigim olcude kapitalizm ust yapiyi ele geciremez"vardi.Bu dusunce temelinde kimsenin zengin olmasina izin vermeyecekti.Bunun icin herkesin ana ihtiyaclarini karsiliyor,ekstra parasi olanlar bu nu para ustune cevirmesin diye paralari belirli araliklarla degistiriyor,elde biriken paralari gecersiz kiliyordu.Boylece devlet ekonomik olarak guclenmis,ve dunya artik emperyalistlerin at kosturdugu eski dunya degildi.Artik ciddi bir rakipleri vardi.

Stalin,Nihilizm'in de etkisiyle ulkesinde katliam yapmis (kendine gore belki hakli nedenleri var) ve halkinin cogunun nefretini kazanmisti.Bu arada parti uyeleri daha rahat ve ferah yasamaya baslayinca toplum icinde ister istemez ekonomik yasam farki dogdu.

Bu arada emperyalistler bos durmuyor ulke icinde bolucu milli ayrisma propagandasi yurutuyordu.Kendi toplumunu bir arada tutmakta zorlanan SSCB birde sinir disindaki ulkeleri kendi gibi yapma hevesine katilinca,-ki bu sozde marxist girisimi amerikan idealizmi Afganistan ve Irak ta uyguladi ve baska ulkelerde de uygulayacaga benzer.(Amaclar farkli olsa bile SSCB ve ABD'nin yaptiklari ayniydi) Afganistan'i isgal ederek kendiside emperyalistlerin yontemini uyguladi.

Stalin den sonra artik ust yapidakiler Lenin gibi dusunmemeye basladilar.Boylece alt yapiyi hazirlayayim derken ust yapi degisiyordu.Afganistanda basarili olamadiklari gibi,kendi ulkelerinde de geriye donus baslamisti.

Tabi bu arada emperyalistlerin hem terorismi dunyaya tanitisini,hemde ulke icindeki soros calismasini goz ardi etmemek lazim.Sonrasi corap sokugu gibi geldi once SSCB parcalandi ve gercek (arzulanan,kitaplara yansiyan) sosyalizm alt yapiya yayilamiyarak olusamadan bitti.Kominizm onun ust ve kendi kendisine gelecek asamasiydi.

YERYUZUNDE SOSYALIZM YA DA SOSYALIST URETIM ILISKILERI HIC GERCEKLESMEMISTI.KALDIKI KOMINIZM.

Aslinda Osmanli Imparatorlugu ve Carlik Rusya'si o kadar cok benzerlikler tasiyordu ki,ikisinde de feodal uretim iliskileri hakim surmekteydi ve ikiside milli yukselisi ve onun getirdigi toprak kaybini durdurmayi bilmiyorlardi.Tek fark rusya ilk basta toprak kaybina ugramadan SSCB ne donusebilmis,osmanlilarda boyle bir gelisme olmadigi icin topraklarini tutamamisti.

Lenin'in devrimiyle Ataturk'un devrimi de benzerlikler tasiyordu.Ikiside ust yapi devrimiydi.Ikiside ust yapi devrimini alt yapiya tasimak icin toplumsal uretim iliskilerini kapitalist yapmak zorundaydilar.Lenin'in Ataturk'e yaptigi silah ve ekonomik yardim dayanismasi bu yuzdendir

.Lenin SSCB'ni cok toplumlu ulke yapisini bilerek kurdu.

Ataturk cok toplumlu yapiyi tek toplum altinda toplamayi tercih etti.

Bir yerde SSCB'ni parcalayan soros ve terorizm oldu.Turkiye Cumhuriyeti uzerinde ayni terorist (ustelik icsel-PKK) ve soros calismasi var.SSCB parcalandi,Rusya kaldi.Umarim Turkiye Cumhuriyeti Sevr'e gore parcalanip yerine Ilimli Islam Cumhuriyeti kalmaz.Bunun boyle olmamasi yani tarihin tekerrur etmemesi icin ne yapacaksak,nasil yapacaksak,kimlerle yapacaksak v.s. yapalim.Inanin vaktimiz kalmadi,tarih aleyhimize isliyor.

................................................................................................
Re: Turkiye'nin guncel sorunu nedir?

Genelde butun yaptigimiz hep tarihte olanlari,yapilanlai dile getirmek,sikayet etmek,bize o yapildi,bu yapildi,ya da bize onu ,bunu nasil,nicin,niye yaparlar(ki yapilip bitmis zaten) diye.Gelin gelecege donelim ve soralim;

TURKIYE SINIRLARI ICINDE VEYA DISINDA YASAYAN AMA, YUREGI DUSUNCESI HEP TURKIYE ICIN DUSUNEN VE ATAN KENDINI HANGI MILLI-DINI KOKENSEL YAPIYLA TANITIRSA TANITSIN TURKIYE NIN BIRLIGI,BUTUNLUGU UNITER YAPISINI SAVUNAN HERKESE SORUYORUM:

GELECEKTE HEPIMIZI KUCAKLAYACAK MEMNUN EDECEK NASIL BIR TURKIYE ARZULUYORUZ VE BU KONUDA HERBIRIMIZE AYRI AYRI DUSEN GOREVLER NEDIR? Aciklarmiyiz?

sizi,dusunce,yorum ve soyut ya da somut onerilerinizi cekinmeden samimiyetle yaziya dokmeye davet ediyorum,buyrun(lutfen birbirimize karsi saygili olalim ve biribirimizi -yazi ne gibi bir dusunce icerirse icersin- yazilarimizda kisisel atisma-satasma olmadan ne dusunuyorsak serbestce ve bireysel hak ve ozgurluklerin baska bir birey tarafindan sinirlandiginin bilinciyle dusuncemizde ne varsa icimiz de ne ukte olduysa yazimiza dokelim)

Bu samimi davetimi kabul edipte yazisini yazacak arkadaslara simdiden tesekkurler.
Sevgi ve cesitleri

Sevgi ve cesitleri

Saygideger arkadaslar;

iki turlu sevgi vardir.Birincisi kisisel ve karsilikli sevgidir.Bu sevgi duygusal bir sevgidir ve karsilik bulmazsa nefrete donebilir.

Eski Turk filmlerini hatirlarsak orada biri birisini sevdi mi mutlaka sevdiginin de onu sevmesini ister,sevdiginin kendi kisisel dusunceleri onun icin onemli degildir,onun kendisini sevip sevmedigi onemli degildir ve sevgisinin karsiligini almak icin her turlu korku felsefesini uygular hatta intikama gider onun baskasini sevmesini kaldiramaz v.s.

Bir baska ornekte buyugun kucugu sevmesidir (anne-babanin evladi,abi-ablanin kardesi v.s. Burda da sorun buyugun sevgisinin kucuk uzerindeki hakimiyetidir.Yani anne-baba evladini sevdigi icin evladini kendi istedigi gibi yetistirmek ister,hep evladinin kendi algisina gore iyiligini,dogrulugunu v.s. dusunur,ama hic bir zaman kendi dusuncelerinin evladiyla olan uyumuna bakmaz veya evladini kndi dusunceleriyle yasamasini algilayamaz.Boylece iki nesil arasinda itilaf dogar yerine gore evlat isyan eder,evi terkeder v.s.

Bu iki sevgi orneginde de eksik olan sey sevilenin dusunce ve davranislarina saygi gostermemektir onun kendi hak ve ozgurluklerini kullanmaya izin vermemek ya da bunu algilayamamaktir.Bu tip sevgi karsilikli anlayis ve saygi temelinde olmazsa cogunlukla geri teper.

Ikinci sevgi cesidi ise karsiliksiz sevgidir.Dogaya,insana,millete,ulkeye,inanca,
hayvana,bitkiye,okumaya v.s. olan sevgidir.Bu tip sevgilerde bir bireyin yasam standartini,dusunce ve davranislarinin temelini belirler.

...................................................................................................
 
Re: Birey ve dusunsel degisim

Bu gun tek bir ideoloji var ,o da amerikan idealizmi.Amerikan idealizminin temeli bireyci akilciliga dayaniyor ve bireyci akilcilik iflas ettigi icin dunyada ortacaga bir donum var.Bu geri donus planinda amac muslumanligi da yok edip dunyayi evengelist yapmak ve tek din olarak yonetmek tabi guce dayanarak.

Oyuzden amerikan idealizmine karsi her turlu musluman hareketi bir deger kazaniyor-Iran'in direnisi gibi.Musliman karsi cikis isin sadece gorunur tarafi,ideolojik karsi cikis ise ancak insansal karsi cikisla mumkun.

Musluman toplumlar da vatandaslar yasar ve birey yoktur,gelismis ulkeler de de bireyler yasar ama toplumsal cikis yoktur.Dolayisiyle,amerikan idealizmine karsi koyabilmek icin bireysel cikislar yetmez-ki Turkiye dahil hic bir musluman ulkesinde idare sistemi zaten birey yetistirmez,vatandas yetistirir.

GELISMIS ULKELERDE ISE AMERIKAN IDEALIZMI ULKELERI BOL-YONET POLITIKASI IZLEYEMEZ,CUNKU HICBIR FARK TOPLUMSAL-KUTUPLASMA DEGIL-Tamamen bireysel hak ve ozgurluklerin hukuk temelinde korunmasidir.

Dolayisiyla amerikan idealizmi felsefesi birey toplumlarini elde edemez.Bireyci aklin son duragi olan amerikan idealizmi iflas ettigi icin dunyayi ortacagin karanlik guc donemine cekmektedir.Bunun karsisinda duracak guc,ne ulkelerin kutuplasmis vatandas toplulugu,ne de gelismis ulkelerin sirf kendi cikarini dusunen bireyleri,karsi koyacak tek guc,dusunce de insan olabilme ve birey temelli insanin urettigi dusunce.

............................................................................................................
Bir senaryo

Soyle bir senaryo yapalim.BEN BIR DUSUNCE URETIYORUM-SEN BUNU BILMIYORSUN,BEN URETTIGIM DUSUNCEYI ONEMSIYOR VE YAZI-KONUSMAYLA SANA HABERIN OLSUN DIYE ILETIYORUM.SENIN BU YAZI-KONUSMA ILGI ALANINA GIRIYOR-GIRMIYOR BENIM NE DUSUNCEYLE YAZI-KONUSMAMI DILE GETIRDIGIMI BILEMEDIGIN ICIN,SEN KENDI DUSUNCENLE-KI BUNUDA BEN BILMIYORUM-BANA,SANA UYGUN OLAN VEYA SENI ILGILENDIRMEDIGINI BELIRTEN BIR YAZI-KONUSMA YAPIYORSUN.

Ustelik bazan kisiye sorarsin bunu niye yaptin-soyledin diye kisinin davranisa yansiyan dusuncesi o kadar alisilagelmis olurki kendi bile neden yaptiginin-dediginin cevabini veremez iste boyle bir kesmekeste karsilikli ve layikiyla-hem veren hem alan acisindan anlasabilmek ve karsilikli iletisimde ortak yaziyi-konusmayi bulabilmek ve hem vereni hem alani mutlu kilabilmek neredeyse okyanusta bir damla gibidir.

Ama en azindan algilamaya yonelik soru-cevap uretmek;hem dusunceyi iletenin ilettigi dusunceyi daha detayli aciklamaya,hemde iletilenin neyi iletmek istedigini sordugu soru ve verilen cevaplardan daha acik algilamaya yarar.

.................................................................................................
Disaridan bakis acisi

Birseyi butun ebatlari ve icerigiyle gormek icin ve onu layikiyle ifade edebilmek ve resmini cizebilmek icin disaridan bakmak gerekir.

seyin icinden bakarak,seyi ortaya koymak mumkun degildir.Cunku eger seyin icinden bakiyorsaniz,zaten seyi oldugu gibi gormeniz mumkun olmadigi gibi,bakarken de bulundugunuz yeri goremezsiniz.Cunku bakis aciniz iceride bir noktadandir ve bulundugunuz o noktayi gormeniz ve anlatabilmeniz mumkun degildir.

Ingilizce'de kendinden bakis acisi-yani iceriden bakis acisi:worm's eye view.
* * * * * * * * kendi disindan bakis acisi-yani disaridan bakis acisi-bird's eye view.
olarak izah edilir.Bu farki Turkce'de ortaya koymak oldukca zordur.Bir kisi birsey soyluyorsa o, o nun fikridir,algisi turkce'de cok yaygindir.

Halbuki herhangi birseyi oldugu gibi anlatmakla,kendi gorusunu katarak anlatmak farkli seylerdir.Aslinda haberlerde buna cok rastlanir.bir kazada uc kisi oldu demek,kazada olen sayisini ortaya koymak demektir,ama uc kisi sundan oldu demek,kisisel gorus belirtmek ve haberin objektifligini bozmak demektir.

Bunu ayirmak cok zor,hatta imkansizdir.Sonucta objektif veya subjektif kendi kendini ortaya koyamayacagina gore;mutlaka bunlari ortaya koymak icin bir ozneye-subjeye gerek vardir.

Iste bu oznenin-subjenin ortaya koydugu objektif yada subjektif konu,bir ozne-subje tarafindan ortaya kondugu icin,o ortaya konanda koyanin oznelligi-subjektivitesi olmamasi mumkun degildir.Cunku ayni seyi ortaya baska bir ozne kendi oznelligiyle koyabilir.Bu da ayni objektif yada subjektif ortaya konan olgunun farkliligini getirir.

YANI BENIM ORTAYA KOYDUGUM YA BENIM KISISEL GORUSUM OLABILIR,YA DA BANA GORE ORTAYA KONANIN NE OLDUGUDUR.

Eger ikincisiyse,o benim kisisel gorusum degil-yani benim savundugum ya da karsi ciktigim degil-
benim algiladigimdir.Iste bu algi kisisel yorum icermez,sadece bird's eye view olur.

Aslinda bu anlatmaya calistigim seyi Turk'ce de anlatmak ve anlamak cok zordur.Cunku dil ve toplum yapisi ve yetistirilis olarak boyle bir gelenegimiz yoktur.

O yuzden bu yazima gelecek her turlu yanit-algilamaya gore-kabulumdur ve saygi duyarim.
Re: Disaridan bakis acisi

Amerikalilar,ok. deyip rotalarini degistirdilerse hem kendilerini hem ispanyollari kurtarmislar demektir.

Aslinda cok ilginc bir yazi.Burada bence birde ustunluk duygusu-can guvenliginin disinda-onemli bir konu.

Aslinda burada ikiside iceriden bakmis yalniz,ispanyollarin ustunluk inadina amerikalilarin boyun egmesi veya amerikalilarin can guvenligi acisindan son anda rotayi degistirmeleri ilginc.

Birde divan-i harp'e verilmek var,yani amerikalilar bu kacistan dolayi askeri mahkemede yargilanmis olabilirler,amerikanin ustunlugunu cignedikleri icin,ispanyollara da madalya verilmis olabilir,amerikalilara sozlerini dinlettikleri icin.

Aslinda carpissalardi,ikiside askeri torenlerle kahramanlar olarak gomuleceklerdi.

Sizce buradaki disaridan bakis acisini verecek olan can guvenligimi yoksa ustunluk duygusumu?
YA DA BASKA BIRSEYMI?

...................................................................................................

AKP ve Anayasa degisikligi

Anayasa bir toplumun"olmazsa olmaz"larini ortaya koyan bir rehberdir.

Yalniz donem donem bu olmazsa olmazlar toplum icinde degisebilir veya devrimle yeni gelenler bunu degistirme hakkini kendilerinde gorurler.

Aslinda anayasa toplumdan ziyade anayasayi hazirlayanlarin yonundedir.Dolayisiyle,her donemde anayasayi hazirlayanlara karsi olanlar olmustur ve olacaktir.

Anayasanin tarihte hicbir zaman bir olmazsa olmazdan,oteki olmazsa olmaza devrim disinda degistigi gorulmemistir.Demokrasi ve demokratik yontem yeni kanun ve kurallar getirebilir ama butun bu yeni kanun ve kurallar olmazsa olmazlar temeline ters dusemez.Turkiye'ye gelirsek 1923 te kurulanTC ile osmanlinin olmazsa olmazlari cok farkliydi.

Ne 1960,ne 1980 anayasa degisikligi degildir cunku bu tarihlerde yapilan degisiklikler olmazsa olmazlarin disina cikmamistir.Anayasada yapilan degisiklik gelisen topluma ve dunyaya sosyal ve siyasal dunya ve ulkenin yapisina gore degisir.

Soru sudur:Bu meclisin yapacagi veya onerdigi degisiklikler anayasanin olmazsa olmazlarina dokunuyormu,eger dokunuyorsa o zaman yargi buna izin vermez.Diyelim ki yargida buna izin veriyor, o zaman ne olacak?Anayasa her nekadar anayasayi hazirliyanlarin lehinede olsa halk bunu kabul etmisse yururlluge girer.Eger halk yapilan anayasanin olmazsa olmazlarinin bilincinde degil ve degisikligin boyle bir tehlikesini gormuyorsa ve yargi da buna raziysa maalesef ya o zaman birileri-ki halkin desteginden uzak-darbe veya devrim yapar ve iktidara tekrar olmazsa olmazlara dokunmayan yonetimi getirir ya da

GUCLU YANI ANAYASANIN OLMAZSA OLMAZLARINI DEGISTIREN IKTIDARA KARSI CIKIS OLMAZSA O ZAMAN YAPACAK HIC BIR SEY YOKTUR YANI "DEMOKRATIK"OLARAK-DIKTATORLUK YERINE-ANAYASANIN OLMAZSA OLMAZLARI DEGISIR.

iSTE AMERIKAN IDEALIZMININ TOPLUMLARI UYUTMA VE ROBOTLASTIRMA TEMELINDEKI CALISMASI BUDUR.VE PEKALA-ISTER,ISTEMEZ-BIR SURU ULKEDE-KI IRAK BUNA DAHIL- BU DEGISIM GERCEKLESMISTIR.

HIC BIR ULKEDE ICSAVAS KANSIZ OLMAMISTIR.

.....................................................................................................................

Re: Adem-Havva ve ayrılmışlık felsefesi,insanın evrensel sorunu


Yazimi yazdiktan sonra *bir hatirlatma yapmak istiyorum.

Birincisi X 'in fonksiyonunun Y'ye esit oldugu ve Y'nin sadece X 'e gore ifade edilebilecegi hem matematigin,hem fizigin temel formullerinden biridir.

Ikincisi insan hucresindeki X kromozonunun erkegi,Y kromozonunun disiyi temsil ettigi ve X erkek kromozonunun bir X erkek ve bir Y disi kromozon;Y kromozonun da iki X erkek kromozonu tasidigi ve Y kromozonunun erkek karakteristigi gosterdigi tip ve biyolojinin temelini teskil eder.Dolayisiyle X karakteristigi gosteren Y kromozonunun kendi karekteristigi yoktur ve o yuzden Y X'in bir fonksiyonudur.

Eger genelde sey Y yani X'in fonksiyonuysa X degildir ve Y karakteri de gostermez.Dolayisiyla sey-varlik X 'in ikilemini herhangibirsey-hicbirsey de X 'in karsitligini verir.Sey-varlik olmak temelinde(var anlamina gelen) Y uclemini var olmak ikilemide (hem somutu-fiziksel-maddesel hemde soyutu dusuncesel-metafiziksel) adlandirma,isimlendirmenin(soyut temelde) sinirini ve noktalanmasini verir.

Dusuncenin dusunebilmesinin ayrilmislik temelli ayrimciligi da karsitlik(var-yok,olmak-olmamak,herhangibirsey-hicbirsey) ilkesinin sinirini verir.Evrensel temelde dusuncenin ayrilmislik kokeninin dusunebilme ayrimcilik yapisini ortaya atan X yani erkektir.Fizik temelinde kendini-karsitini(disi)-tumunu(insan) ayirmis olsa bile dusunce ve ifade temeli tektir ve erkeksel dir.Yani disi sadece erkek eliyle fiziksellige tasinmis ama dusunce ye tasinmamistir.O yuzden de insanoglu( man kind) dir yani insankizi diye bir dusunce ureten yapi yoktur.Ayrica erkek kendisini disisel(fonksiyonu olarak) ifade etmis ve ilk KARSITSAL TEMELDE ayrilmisligi ortaya koymustur, ikilem temelindede kendini-erkek insana paralel ve esdeger kilmistir.

Benim alternatif felsefem dusunce de olmayan ama fiziksel temel de ayrilmislik gosteren disinin dusunce temeline tasinmasidir.Buna ben ayni zamanda annelik dusuncesi (sadece dogum ve emzirme sureci-sahiplenme haric ki o erkeksel bir dusunce ozelligidir) diyorum yani hic bir kisisel-erkeksel cikar ve karsilik beklemeden uretilen dusunce yapisi ve bu yapi temelindeki davranis sekillenmesi ayrica ayrilmislik temelinin ikilem ve karsitligi degil ucleminin yeniden butunlugunun ortaya koyacagi ifade-dil yapisi-ki bu duyma nin konusma-yazma dili degil,gormenin sekilsel ifadesi.Yani noktasal ifade degil,sekilsel-boyutlu ifade sekli-ki dunya da boyle bir dil yapisi temelinde calismalar var.

O yuzden benim felsefemi noktalama ve noktasal temelde anlamak ve algilamak zor, ben genelde anlatimlarimi cizimsel ve sekilsel yaparim,cunku kulaga hitap edis temelindeki goze yaziyla sunusla anlatilmasi zordur.Direk goze hitap ederek kulak yontemi kullanmak.Eh ne yapalim yeni bir goz dili cikana kadar bununla idare edecegiz.

...............................................................................................................

Re: Insanlik mi? Insanlar arasi ustunluk yarisi mi?

Birey kendi hak ve ozgurlukleri temelinde bir yasam surer ve baska bireylerden dusunce ve davranis olarak ayrilir ve bir suru kisisel,ulkesel,sosyal,siyasal,ekonomik,ruhsal,psi kolojik v.s. degerlere sahiptir,ya bunlari sabitler ve koruyarak yasar ya da degistirir ve kendi istemi dogrultusun da kendini yeniler,birey sosyal bir varlik olsa bile tektir ve kendi icin yasar.

Insan kendini fiziksel olarak ayirmis ve tanimlamistir yalniz evrensel insan ve insanlik degerlerini goz onune alirsak insanin birey gibi kendine oz degerleri degil,tum insani ve insanligini iceren evrensel degerleri olmasi gerekir.

Bu da bireyin,bireysel dusuncesini,evrensel insanlik temelinde yenilemesi ve her turlu birey ayrimci degerlerinden arinabilmesiyle mumkundur.

IKI BIREY BIRLESEREK UCUNCU BIREYI URETIRLER,DOLAYISIYLE INSAN ,INSAN OLMA VE INSANLIK BIRLE DEGIL UCLE BASLAR.

Vicdan konusu da burada ortaya cikar cunku bir bireyin kendine veya baskasina verdigi zarar sadece alani degil vereni de-ki insani vicdani varsa-zarara sokar.Bu hem bireyin hemde insanin zarari demektir.Tabi ki birey guclu ve kendine hakimse o bireye -bilhassa dusunsel zarar vermek zordur,bir birey baska birine zarar veriyorsa bu da ancak zarar goren bireyin zarar gordugunu aciklamasiyla mumkundur.

Aksi taktirde veren farkina varmaz alan da belirtmezse zarar veren vermedigi dusuncesiyle zarar vermeye devam eder.Buradaki zararin anlami zorlamamaktir.

Mesela sizde olan bir tabu bende yok ve benim dusuncelerim sizin tabularinizi zorluyor ve siz bu tabulari yikmaya dusunce olarak hazir degilsiniz,iste ben dusuncenizi bu noktadan sonra-istemesem bile ve siz beni uyarmazsaniz-zorlamaya baslarim ve size zarar veririm.

Vidan rahatligi bireyde mumkundur cunku bireysel cikar soz konusudur ama insan olma yolundaki ancak butun bireysel degerlerinden arinmissa-hilafsiz kendine durmadan dogumdan itibaren verilen soyut degerler-iste o zaman insan olabilir.

Belki gunumuzun dunyasinda bu utopik olarak algilanabilir,ama ben en azindan kendi bunyemde bunu dener-yani hilafsiz butun verilenleri,tabulari nedenler ve sorgular ve kendimi yenileme ve bu verilenlerden arindirma temelinde insana biraz daha yaklasirim.

Ama baska birini zorluyamam.Herkes kendi dusuncesi temelinde bunu isterse-gerekli gorurse yapar,gormezse yapmaz iste o yuzden benim iki tana soyut degerim vardir saygi-ki herkes birey ve herkes farkli ve vicdan bu da benim insiyatifimde.

Bu dusuncemdir bunu nekadar kendime uygulayabilirim bu da beni cevreleyen yapiya baglidir ama benim dusuncemi ogrenen baska biri belkide benim gerceklestiremedigim arinmayi gerceklestirebilir.Benim basaramadigimi o basarabilir.

..........................................................................

Sorun-çözüm ilişkisi..

Ortada bir sorun varsa ve busorunlar devamli gorenler-algiliyanlar tarafindan ortaya konuluyorsa ve birde cozum yerine devamli sikayet,elestiri,yakinma v.s. yapiliyorsa bu belirli bir zaman sonra aliskanlik yapar ve kimse sorunlarla ilgilenmemeye baslar,cunku sorunlar kisileri,toplumlari bunaltir ve sikar.

O zaman demekki sadece sorunu temcit pilavi gibi ortaya koymak bir ise yaramaz.O ZAMAN HER SORUNU GOREN VE SUNAN AYNI ZAMANDA COZUMUNU DE GETIRMELIDIR.EGER ORTADA BIR SORUN VARSA BUNU MUTLAKA COZUMUYLE BIRLIKTE ONE SURMEK GEREKIRKI,KISILER,TOPLUM"BOYLE BIR SORUNUMUZ VARMIS,COZUMUDE BUYMUS"DEYIP SORUN-COZUM ILSKISINI O ZAMAN ANLAR.

Aslinda bana gore cozum onerisi olmayan sorunlar ortaya koymak ne koyanin nede o sorunlari gorecek olanin isine yaramaz."bizim sorunumuz amerikan emperyalzmi,ee napiyim yani."konu kapanir"ya arkadas anlamiyormusun bizim sorunumuz amerikan emperyalizmi,ee daha once de soyledin bana ne amerikan emperyalizminden"gorundugu gibi cozum getirmeyen sorunlar bikkinlik ve sikinti getirir.

Ama,"ya arkadas bizim sorunumuz amerikan emperyalizmi bu sorunu cozmek icin benim soyle bir onerim var,nedersin,a oylemi soyle bakalim, yok bu uygun degil,bence cozum bu olmali v.s." burada goruldugu gibi sorun degil,cozumu bir ise yarar.

Cozum ayni zamanda hem sorunu anlatani hemde dinleyeni bilgilenmeye,ogrenmeye,dusunce uretmeye yonlendirir.Sorun ise sadece rahatsizligin dile getirilmesidir.Oyuzden gorup-algiladigimiz hem kisisel hem toplumsal sorunlarimizi sadece dili getirmeyelim,cozumlerini de onerelim.

Eger bir sorun varda cozumu bilinmiyorsa,once osorunu ortaya atmadan cozumunu ogrenelim,bu konuda bilgilenelim ve sorun-cozum beraber sunulursa iste ozaman ilgi-etki-onem duzeyi temelinde en azindan taraftar bulur ve tartisma-cozum tartismasi,sorun degil-ortami olusur.