Monday 18 August 2014

Sosyal/Siyasal Yasam/Iliski Farki

Farklara gecmeden once; her iki kavramin ve yasam/iliskinin ortak noktalarini ortaya koyalim.

Her ikisi de ulke butunlugu temelinde toplumsaldir.

Her ikisi de etigin konusudur.

Sosyal yasam ve iliski; bir kmisinin kendine has etik degerlerinin toplum bunyesinde, kendinin sahip oldugu degerlerin butunlugu bunyesinde, bu degerleri yasam ve iliskisinde dusunce ve davranista ifade edebilmek.

Sosyal yasam ve iliski, dokunulmaz olarak bir kisinin evrensel hukuk ve insan haklarindaki en temel hak ve ozgurlugudur.

Buradaki tek onemli nokta, bu degerlerini yasarken; digger degerlere yada kendinin olmayan degerlere ve de kendi degerlerine sahip olanlara; onlarin hak ve ozgurlugune mudahele etmeden ve kendi hak ve ozgurlugunu de koruyarak yasamak ve iliski kurmak.

Buradaki sosyal yasam bu temelde iki turludur.

Kendi degerlerinin sosyal yasami

Kendi degerleri ile birlikte diger sosyal yasayanlar ile kurdugu iliski.

Iste buradaki A sosyallik; ya kendi degerlerini digger degerlerden ayirmak ve digerlerini kendi degerlerine gore otekilestirmek, yok saymak, gale almamak ve distalamak.

Bir de sosyal olarak farkli deger sahipleri ile iliski kuramamak.

Sosyallik kisaca farkli degerlerin bunyesindfe onlara saygi duyarak ve onlari icsellestirerek kendi degerleri ile birlikte yasayabilmek ve iliski kurabilmektir.

Siyasal yasam ve iliski ise;

Birincisi bir ideoloji inanc ve izm temelindedir.

Ikincisi bu ideoloji inanc ve izmin verdigi iktidar guc ve otorite mucadelesidir.

Buradaki iktidar guc ve otoritenin amaci, kendi siyasi niteligini digger siyasi niteliklerden ustun ve hakim kilmak ve onlar uzerinde kendi siyasi baskisini yonlendirmesini ve yonetimini kurmaktir.

Dolayisi ile siyasi yasam ve iliski, bir cikar ve amac tasir.

Sosyal iliski ve yasam hak ve ozgurluk iken; siyasi yasam ve iliski kisinin kendi tercihidir.

Bir kisi sosyal yasam ve iliskisiz yasayamazken; siyasi yasam ve iliskisiz yasayabilir.

Aslinda burada ters bir oranti vardir.

Bir kisinin sosyal bilinci gelistikce; siyasi bilinci geri gider. Cunku siyasi bilincin sosyal bilince mudahele ettiginin baski kurdugunun farkina varir.

Halbuki bu iki bilinci de alamamis toplumlarda, sosyal yasam ve iliski; siyasi yasam ve iliskiye duygu ve cikar somurusu olarak peskes cekilir.

Bunun anlami siyasi yasam ve iliski,kendi iktidar guc ve otorite mucadelesinde kendince sosyal cikar ve duygu somurusunu toplumsal bir politika haline getirir.

Yani sosyal degerleri kendi politik cikari dogrultusunda somurur.

Bunu da iki turlu yapar, kendi politikasina uyani "one cikarir ve kullanir" uymayani ise "karsisina alir ve otekilestirir"

Kisaca sosyal yasam ve iliski farklari birlikteligini farklari ile birlikte saglamak yerine; bir biri ile karsit kilmayi mucadele ettirmeyi ve birini digerlerine ustun ve hakim kilmayi politik cikarina gore uyarlar ve uygular.

Ustelik bunu hukumet ya da partisi olarak degil; ele gecirdigi devleti politize ederek yapar.

Yani devletin sosyal yonunu kendi cikarina gore politize eder.

Boylece iktidara geldiginde tum toplumu sosyal deger farklari birlikteligi ile kucaklayacagina; hem devleti hem de hukumeti kendi siyasi cikari dogrultusunda politize eder ve politikasi ile yonlendirir.

Politikasini tum kurumlarin bunyesinde hakim ve ustun kilmaya calisir.

Bunu da genelde sosyal bilinci alamamis toplumlarda gayet basari ile yurutur.

Cunku toplum ve her bir ferdi zaten siyaset ile yetistirilir ve yonlendirilir.

Iste bu siyasi ve sosyal yasam farki; en basta ahlakin algisinda farklilik ve cikar yaratir.

Cunku ahlakin yonlendirilisi sosyal degil; siyasi temeldedir ve iktidarin politik cikarini hakim kilar.

Buradaki en onemli sorun, iktidarlar ve politikalarinin farkliliginda nesiller arasi ahlak catismasidir. Bu catisma geleneklere kulture tarihi subjektif algiya digger her turlu etik degree de yansir.

Boylece nesiller arasi catisma dogar. Iki nesil biribirini sosyal olarak algilamak yerine; biri biriyle otekilestirme mucadelesine girer.

Mesela bir nesil milli temelde politize edilirken, digeri dini temelde politize edilir.

Siyasi bir toplum yerine sosyal bir toplum olmak adina, basta devletin sosyal olmasi ve siyasi olmamasi; hukumetin de siyaseti sosyal temel uzerine oturtmasi gerekir.

Eger bu saglanamazsa; ne sosyal algi ve bilinc yeserir ve gelisir. Ne de sosyal yasam ve iliski, her yonu ile siyasetin cikar temelli somurulmesinden ve politize edilmesinden kurtulabilir.

Ustelik farkli politize edilen farkli sosyal degerler, hem biri birini otekilestirir ve biri digeri uzerinde hakimiyet kurmak ister; hem de nesilleri bu farkli politizeden dolayi; biri biri ile catistirir.

Siyaset bir yerde ozel ve kisiye baglidir. Isteyen herkes te siyaset yapabilir. Yalniz buradaki onemli konu, bu siyasetin her turlu sosyal farki kendi cikari ve somurusu temelinde politize etmemesi ve politikasini iktidar, otorite ve gucu saglama adina kullanmamasidir.

Bir kisi icin sosyal yasam ve iliski onun hem hakki hem de ozgurlugudur. Siyasi yasam ve iliskisi ise; tercihi ya da istemi olarak yaptigidir.

Yeterki siyasi yasam ve iliskisine farkli sosyal yasam ve iliskileri siyasetinin, iktidari,gucu ve otoritesi dogrultusunda; cikar, somuru ve de hakimiyet temelinde peskes cekmesin.
__________________
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment