Wednesday 30 March 2016

Bilissel Kapalilik

Bir onceki yazimizda, buna biraz deginmistik.

Felsefi olarak burada kullanilan 'bilissel' sifati ve onun "kapaliligi" felsefenin bugune kadar cozemedigi, ya da cozumde ortak bir bulusma noktasi bulamadigi, felsefenin ana konulari icin gecerlidir.

Bunu kisaca soyle acikliyabiliriz.

In philosophy of science and philosophy of mindcognitive closure is the proposition that human minds are constitutionally incapable of solving certain perennial philosophical problems.

Bilimin felsefesi ve zihnin felsefesinde, bilissel kapalilik insanoglu zihninin anayasal olarak bazi uzun omurlu, daimi felsefi problemlerinin cozumunde muktedir olamadiginin onerisidir.

Bu bahsedilewn felsefi problemlere ornek verecek olursak:

Beden/zihin problemi

Kendinin kimligi tanimi problemi

Anlamin temeli ana esaslari problemi

Ozgur irade problemi

On ilk ve duyusal bilgi problemi v.s.

Bu genel giristen sonra, bilissel kapaliligin, evrensel-insan zihniyetindeki algi ve kullanimini aciklayalim.

Bu dunyadaki her bir kisi, dunyanin neresinde dogar ve yasar olursa olsun; bulundugu cografyanin ona verdigi etik, metafizik, ideolojik ve inancsal deger veri ve tabularla buyur ve yasar ve de yasaminda bu kendine verilen deger veri ve tabulari tum yasami boyu kabullenir ve savunur.

Sadece kabullenip savunmak la da kalmaz, bunlar ugruna savasir, mucadele eder ve olur (olmek) ve de oldurur.(oldurmek)

Genelde "core faith" yani "temel itikatlar" olarak bilinen bu degerler, milli, dini, ananevi, geleneksel, toresel, kulturel, ahlaki siyasal, sosyal, toplumsal ayni zamanda da, etik, metafizik, ideolojik, inancsal degerlerdir.

Yani bu degerler,m dunyaya yeni gelene, eskileri tarafindan verilen kabullenilmis, yerlesmis ve otomatiklesmis deger, veri ve tabulardir.

Bunlara tarih ve tarihin olaylari ve de kisileri de dahil edilir.

Bunlar arasinda mitolojik, efsanevi, mistik masallar ve hikayeler de vardir.

Yukaridaki felsefenin problemlerini hatirlarsak; iste bu sayilan deger veri ve tabulr da, bulundugu cografyada dogan ve yasayanin  zihninin anayasal olarak bazi uzun omurlu, daimi felsefi problemlerinin cozumunde muktedir olamadiginin onerisidir.

Yalniz burda bir fark vardir.

Felsefedeki problemlerin her turlu cozum onerisi tarihler boyu filozoflar tarafindan orta konar ve caga gore cozumlar degiskenlik gosterirken; herhangibir cografyada dogan ve yasayan icin, 

Birincisi bunlar problem olarak algilanmaz ve sanki kisiligin bir parcasi adledilir
Ikincisi, ne olduklari bilinmeden korukorune haksiz da olsa savunulur
Ucuncusu ugruna can alinir, can verilir.

Yani felsefeden farki, KISI TARAFINDAN BU DEGER VERI VE TABU TEMELLI METAFIZIK, ETIK IDEOLOJIK VE INANCSAL ESAS ITIKATLAR,SORGUSUZ/SUALSIZ KABULLENILIR USTELIK BU DEGER VERI VE TABULAR KISININ YASAM VE ILISKISINI YONLENDIRIR.

Iste burada evrensel insan zihniyetinin onerisi; bu verilenlerin alan kisi tarafindan sorgulanmasi, muhakemesi, irdelenmesi, uzerine bilgi edinilmesi, kavranmasi, algilanmasi v.s. kisaca, sorgusuz sualsiz kabul edilmesinin ve harfiyen verildigi gibi uygulanmasinin nedeni, bilissel kapaliliktir.

Ustelik bu bilissel kapalilik, kisinin kendi beynine kendince bilincli ya da bilincalti vurdugu kilittir.

Iste evrensel-insan zihniyeti, bu bilisselligi kapatan kiliti gosterebilen ve acilmasi icin de anahtarini sunan bir zihniyettir.

Kimin bu anahtari kullanip, her bir esas itikatlar temelinde bu kilitin farkina varmasi ve bu farkindaligin onu rahatsiz ederek probleme donusmesi ve sonucunda da kilidi acmak istemesi ise, TAMAMIYLE KISININ KENDISINE ISTEMINE V.S. BAGLIDIR.

Yani kimse baska kimsenin bilisselkilidini hangi itikatta olursa olsun, acamaz.

Iste evrensel-insan zihniyetinin yaptigi "eger bilissel kilidinin hangi deger veri ve tabuda varliginin farkina varmak, sonra bundan rahatsiz olursan da, bu kilidi cozmek icin bir anahtardir. Yalniz, kilidinin varliginin farkindaligi, bundan rahatsiz olnak ve sunulan anahtari kullanmak tamamen kisiye aittir" oldugunu soyler.

Evrensel-insan zihniyeti anahtarini kullanmak icin, once bilisselligin kilidinin varliginin farkindaligi, bundan duyulan rahatsizlik, bu rahatsizligin giderimi icin de cozum ve care aramak gerekir.

Bu da tamamen bir kisinin kendi insiyatifindedir.

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti     

Monday 28 March 2016

Bilişsel Felsefe- Evrensel-insan Zihniyeti

https://www.facebook.com/Bilişsel-Felsefe-780620452068584/

Evrensel-insan zihniyeti her turlu insanoglu yapilandirilmisliginin bilisselligi ile; bu yapilandirilmis gercekligin sorununun yapi ve isleyisini temelden ve kokten cozucu ve bozucu bilginin bilimsel ve bilissel aciklamasini ve dusuncesini; qua felsefesi, serbest dusunurluk devrimci sorgulama ile insanin numenal/zihinsel insanliginin devrimini, yasamina iliskisine duzenine sistemine ve her turlu kurumlasmasina yonelik hedefin analojik ve mana cikarsama ve mana turetmesi temelinde surekli suregelen bir surecin caga bilime degisimine yenilenmesine yonelik olarak kritik, analitik, diognastik dile getirimini yapmaktadir.


Bilişsel felsefe, bilimsel olmak vasfı ile başta bilim, felsefe ve her ikisinide tüm konularındaki Bilişselliğin içerir.
Buradaki bilişsellik tamamen insanoğlu zihninin yeti ve öğelerinin felsefi ve bilimsel bilişsellik temelindeki işletilmesidir.
Beynin doğal kullanımı, ya da hafızadakinin aynen kullanımı değildir.İnsanoğlu beyninde yer etmiş kalıcı, uzun ömürlü değişmeyen değerlerin sorgulanmasına yöneliktir.

Bilişsel bilimin felsefesi, Bilişselliğin bilimsel çalışmasına yönelen, tüm felsefi başlıkları kapsar.

Bilişsellik aralarında dikkat, bellek, dili kullanma ve anlama, öğrenme, muhakeme, problem çözme ve karar verme gibi bir grup zihinsel süreç için kullanılan bilimsel terimdir.
Bilişsellik, bilgi birikimini ve değişen tercihleri kullanarak alınan bilgiyi işleme yeteneğidir. Bilişsellik ya da bilişsel süreçler doğal ya da yapay; bilinçli ya da bilinçsiz olabilir. Bu süreçler, dilbilim, anestezi, nöroloji, psikiyatri, psikoloji, felsefe, antropoloji, sistem bilimi ve bilişim bilimi dallarında farklı bağlamlarda farklı açılardan analiz edilirler.

BİLİŞSEL (COGNİTİVE) YAKLAŞIM:
Bilim ve biliş (cognition) olguları hep insanın ilgisini çekmiş, değişik yaklaşımların konusu olmuştur.
Bilgi edinme ve bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme, davranış üzerindeki etkileri psikolojinin konusunu oluşturur.
Çağdaş biliş anlayışında iki yaklaşım göze çarpar. Bunlardan biri Bilgi işlemi yaklaşımdır. Bunda düşünceyi ve usavurma (akıl yürütme) süreçlerini açıklamak amaçtır. Bu yaklaşım insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.
Diğer yaklaşım Jean Piaget’nin çalışmalarına dayanan yaklaşımdır. Gelişme psikolojisi alanındaki çalışmaları ile tanınan Piaget, çocuğun yetişkinliğe değin bir dizi zihinsel gelişim evrelerinden geçtiğini savunmuştur. Piaget, çocukta dört gelişim evresi saptamıştır. Piaget’nin gelişme ile ilgili görüşleri eğitim anlayışında değişiklikler getirmiştir.
Belli kavramların özümlenebilmesi için zihinsel gelişmede belli aşamaların tamamlanmış olmasının gereği anlaşılmıştır. Öğretmenin görevi çocuğa yanlızca bilgi aktarmak değil, ona dünyayı keşvetmesinde rehberlik etmektir.
ABD’li psikolog ve eğitimci Jerame S. Bruner, küçük çocuklarda algı, öğrenme, bellek gibi biliş biçimleri konularındaki çalışmaları ile eğitim anlayışında etkili olmuştur. Çalışmaları, ders proğramlarının yeniden düzenlenmesini sağlamıştır. Bruner’e göre; bütün çocuklarda doğal bir merak ve değişik konulara ilgi vardır. Hangi gelişim amacında olursa olsun her çocuğa uygun biçimde verilmesi koşuluyla her konuyu öğretmek mümkündür

Evrensel-İnsan zihniyeti, bireyin kendine, çevresine, insanlığa ve her şeye bilişsel yaklaşımdır.
Bilişsel yaklaşım, insanoğlu beyninin bilimsel temelli ve çağdaş yaklaşımdır.
Bilişsel yaklaşım, şöyle tasvir edilir.
Biliş, insanın, kendini, türünü doğayı, evreni ve üzerindeki tüm fenomenler ile dünyayı tanımaya ve anlamaya yönelik zihinsel etkinlikleridir.
Bilişsel yaklaşıma göre insan diğer canlılardan farklı olarak dikkat, algı, düşünme gibi zihinsel süreçlerle etkin bir canlı olarak çevresini anlar ve yorumlar. O halde davranışları biçimlendiren bilişsel süreçlerdir. Bilişsel süreçler insanın gelişim aşamalarına göre sırayla ortaya çıkar.
İnsanı gelişmiş bir bilgisayar sistemi olarak gören bu yaklaşım, insan zihninin bilgi edinmek, bilgiyi işlemek ve depolamak gibi işlemler yaptığı görüşündedir. Bilişsel yaklaşım, kendine özgü eğitim anlayışları da geliştirmiş, öğrenmenin gerçekleşmesi için gelişim aşamalarının tamamlanması gereğini vurgulamıştır.

Yukaridaki linkte ve bu blogda felsefenin zihine, insana insanliga, etige, metafizige, kisaca insanoglu beyninde bilissel olarak bitirilmis kalici ve uzun omurlu yer etmis her turlu deger veri ve tabunun, sorgulanmasi, aciklanmasi ve kavraminin anlam ve icerigi uzerine ait tum basliklar, bilissel felsefeye dahildir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilişsel Bilim/Serbest Düşünürlük/Devrimci Sorgulama/(Zihinsel)Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Sunday 13 March 2016

Yine Ankara Katliami ve Katledilmeyi "Kabullenmek"

Evet, bugun yine Ankara'nin gobeginde bir katliam yasandi.

Bu son bes ay icinde yasanan ucuncu katliam.

Peki ne yapalim?

Katledilenlerin sayisini mi verelim?

Kimin katlettigini mi soralim?

Katledilenleri mi aciklayalim?

Ya da sorumlu mercilerin yaptigi gibi, hic sorumluluk almayip, vicdani ve insanligi rafa kaldirip, bilhassa gecen sene temmuz ayindan beri giderek fasistlesereK fiillesen durumu one cikarip, "kararlilik ile "terorun" ustune gidilecegi" nakaratina mi kanalim?

Ayrica yine sorumlu mercilerin getirdigi, yayin yasaklarini katledilenler icin protestolari ve masumca bile olsa yasimizi yasama yasagina boyun mu egelim?

Terorun uzerine "kararlilikla gitmek adina" Sur'u, Cizre'yi, Silopi'yi Nusaybin'i bitirip bazilarini tekrar baslatip ve bunlara hic baslamamis yerler mi ekliyelim?

Bu arada yasanan fiili durumun, insanlik ve vicdan disiligina, haksizligina, hukuksuzluguna adaletsizligine goz mu yumalim?

Tum etik ve ideolojik ozgurluklerimizden, sorumlular istemiyor diye vaz mi gecelim?

Kisaca insanligi, vicdani, hakki, hukuku, adaleti, ozgurlukleri, unutalim mi?

Dahasi barisi, huzuru, sosyo-etik birlikteligi, normal yasam ve iliskiyi de mi unutalim?

Evet ne yapalim?

Sokaklarda yurumeyelim mi, otobus duraklarinda otobus beklemiyelim mi, alis verise cikmayal;im mi, bir kac kisi bir araya gelmeyelim mi?

Ya da guneydogu yasakli bolgelerde bunlari yapsak bile, kendi evimizde guvenli ve huzurlu oturamiyalim mi?

Yada baska yerde yasiyorsak, birazdan kapinin calinip, ya da kapinin kirilip hic bir gerekcesiz, birilerinin bizleri yaka paca gozaltina almasini mi bekliyelim?

Evet, soyleyin ne yapalim?

Ya tum bunlardan vazgecip, herkes kendince cekilebildigince "kabuguna cekilecek", ya da herkes direnecek ve kitlece isyan edecek.

Bu ikisi disinda ucuncu bir yol kaldi mi?

Kim bana nerede yasiyorsa yasasin, nasil yasiyorsa yasasin, yarin hic bir sey yapmasa bile, bir bomba ile katledilmeyecegini nasil garanti edebilir.

Hadi ideolojik ve etik farkla dusunelim ve diyelim ki "bana dokunmayan yilan bin yasasin"

Yani "olen kurdler, bana ne?/olen aleviler, bana ne?/olen PKK'li, DHKP-C'li v.s. terorist bana ne?/olen hukumete/devlete karsi, bana ne? olen eylemci, bana ne? kisaca siz, olen, katledilen, gozaltina alinan, tutuklanan, evi basina yikilan, isten atilan, malina el konan,kisaca sizce bir sebebi olan ise ve siz bu sebeplerden hic birine muhatap degilseniz,  

 kim o yilanin kendine dokunmayacagini garanti altina alabilir?

Bugun Kizilay'da katledilenler, bir goruse mi sahipti, bir seyi mi protesto ediyorlardi, toplu bir eylemdemiydiler, sorumlulari sikayet mi ediyorlardi, ekonomik ya da ideolojik bir mucadele mi veriyorlardi, bir eylerm icin mi toplanmistilar, 

Hayir bunlarin hic biri degildi.

SADECE NORMAL BIR GUNUN NORMAL BIR ZAMANINDA NORMAL BIR KISI OLARAK O AN O YERDE BULUNUYORL;ARDI.

Yani, tek "suclari" o bombanin patladigi yerde bulunmalariydi.

Ayni evinde bulunurken, gozaltina alinan gibi.

Yadaevinde, evinin onunde bulunurken katledilen gibi.

Evet, hic politika ile ideoloji ile etik degerler ile ilgilenmeyebilirsiniz.

Ama YASAMAK VE ILISKI KURMAK ZORUNDASINIZ.

Ama artik bu da mumkun degil, CUNKU GARANTI YASAYABILECEGINIZ HIC BIR ORTAM KALMADI.

Evet, ne yapalim?

Karar sizin, YA OTURUP OYLE YA DA BOYLE BIR GUN BIR YER VE ZAMANDA TEDBIR ALAMAYACAGINIZ SEKILDE KATLEDILMEYI BEKLEYECEKSINIZ, YA DA YASAMINIZ, HUZURUNUZ, BARISINIZ VE NORMALGUNLUK IHTIYACLARINIZ ICIN BU GIDISATA BIR SON VERECEKSINIZ.

GORDUGUNUZ GIBI, KONU NE MILLI KOKEN, NE ETNISITE, NE DIN NE MEZHEP,NE ETIK NE POLITIKA VE NE EKONOMI

SADECE HUZURLU BARIS ICINDE VE NORMAL OLARAK GUVENLI BIR SEKILDE YASAMINIZI DEVAM ETTIREBILMEK.

Yani, ya normal yasaminizi devam ettirebilmek icin,kitlesel olarak isyan edip direneceksiniz,ya da bugun katledilenlerin basina gelene alisacak, onu kabullenecek ve bir gun katledilme sirasinin size gelmesini bekleyeceksiniz.

Secim sizin.

Evet, butun bunlar disinda, kim teroru yapmis, kimler katledilmis, suclular bulunacakmis, butun bunlar artik teferruat.

En basitinden, ulke ve toplumunu bu fiili duruma getiren uygulamalardan bir an once vaz gecilmezse, katledilmemek sans olacaktir.

Bilirsiniz, fare koseye s1k1s1p olecegini anlayinca, kedinin ustune atlar.

Siz bunca kitleyi silah ve teror ile katlederseniz, onlara yasami zehir ederseniz; iclerinden herkesini ve herseyini kaybetmis sag kalan biri bile sizleri katletmekadina kendini feda edebilir.

Cunku tum sorumlulularin yarattigi ve "uzerinde kararla israr ettigi" fiili durumun yarattigi ortam, zaten sizi potensiyel katledilen kilar.

Ya bu durumu kabullenecek ve siranin size gelmesini bekleyeceksiniz, ya da YASAM HAK VE OZGURLUGUNUZ ICIN DIRENECEK VE KITLESEL ISYAN EDECEKSINIZ.,    

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Wednesday 9 March 2016

Bilimsel Felsefenin Nitelikleri

20. Yuzyilin ortalarina kadar, insanoglu; ne tam olarak felsefe ile bilimin farkini bilimsel olarak ortaya koyabilmis, ne de felsefenin bilimsel niteligini ortaya koyabilmisti.

Klasik bilime gore;

Bilimin tabanini felsefenin metafizigi yani varlik felsefesi belirliyordu.

Bilim sadece ispata dayaniyordu.

Bilimde mutlak, tek, ilk ve kesinlik hakimdi

Determinizm ve nedensellik bas aktordu

Kisaca bilim felsefenin akilciliginin elinde idi.

Bilinmeyeni ortaya koymak Adina yapilan akilci spekulasyonlar, aksi ispat edilene kadar bilimsel attediliyordu

Bilimdeki degisim, yenilenim, eski gecerli olanlarin gecerliligini yitirmesi ise, basilica sorundu.

Bilim, ilk defa felsefe tarihinde E.Kant'in fenomen tabanini ortaya atmasi ile yeni bir boyuta giriyordu.

Bu arada quantum mekanigi ve quantum dusuncesi gelisiyor, kavram denen oge dil devrimi temelinde onem kazaniyordu.

Post modernizmin her turlu degeri alt ust etmesi, gorecelik kurallari, Popper'in yanlislanabilirlik ilkesi ve epistemolojinin dolayisi ile gozlemin de one cikmasi ile birlikte, gelisen bilissel bilimin de eliyle, bilim 20. yuzyilin ortasindan itibaren bilimsel nitelikolarak ve felsefenin bilimsel niteligi olarak buyuk bir hizla bugunku halini aliyordu.

Hemen hemen gercek uzerine olan her turlu ispat tarihe karismis, gorecelilik, degiskenlik, belirsizlik ile birlikte, nedensellik ilkesi de artik onemini yitirmeye baslamisti.

Kisaca klasik bilimden kalma, tum deger very ve tabular; bir bir yikiliyordu.

Iste bu baslikta ben size, bu yikilan degerleri ve yerlerine neyin gectigini acikliyacagim.

Once modern bilimdeki eskiklasik bilimde yer alan degerlerinin yer almamasina bakalim.

Bilim, bilimsel olarak artik felsefenin varlikm dali olan metafizige ve onuin tozlerine dayanmamaktadir.

Cunku bilim, BILIMSELOLARAK VARLIGI DEGIL; ONUN GOZLEMINI ORTAYA KOYAR.

Bilimin gozlem veren tabani, METAFIZIGIN MATERYALIZMININ TAM OLARAK NE OLDUGU ORTAYA KONAMIYAN, MADDESI DEGIL; FENOMENDIR.

Fenomenin ne oldugunun varliksal tartismasi ise bilimsel degil, metafiziktir.

Kisaca bilim, VARLIKTAN DEGIL; VERDIGI GOZLEMDEN BASLAR.

Buradan bilimin ikinci tabani yani felsefi tabani ortaya cikmaktadir.

Bilimin tabani varlik degil, bilgi; yani epistemolojidir.

Yine bilimi felsefeden farkli kilan bir taban da, yanlislanabilirliktir.

Yani bir seyin bilimsel olabilmesi icin, yanlislanabilmesi ve bunun da gozlem ile mumkun olmasi gerekir.

Eger ortada gozlem ile yanlislanabilen bir very yok ise, o bilimsel degildir.

Bilimi bilimsel kilan en onemli digger fark ise, kesinlik ve supheden arinmisliktir.

Yani bilimsel very, olgu olarak gecerli ve baglayicidir. Bunu gecersiz kilacak olan ise, bu olgunun gozlem ile yanlislanabilmesdi ve yanlislanmasidir.

Bilim de, akilciligin ilki teki ve bunlarin determinist nedenci izahlari da yer almaz.

Cunku bilim zamansiz ve daimidir, basi sonu ilki teki yoktur. Bilgi olarak gelisir, yenilenir, cagdaslasir.

Aslinda butun bu aciklamalari isteyenler, daha detayli olarak kendi basliklarinda blogda bulabilirler.

Kisaca bilimin gunumuz nitelileri, hem bilimi inanctan hem de felsefenin akilciligindan kurtarmistir.

Felsefi tabanli bir bilim yerine, bilim tabanli felsefeyi mumkun kilmistir.

Iste bu da bilimsel felsefedir.

Yani bilimin felsefiyonunu bilimsel kilan bilime bilimsel felsefi taban kazandiran.

Butun bu aciklamalardan sonar, evrensel-insan zihniyetinin; yapilandirilmis yapi ve isleyisindeki ogeleri bilimsel nitelikler ile birlikte verelim.

Bilindigi gibi, evrensel-insan zihniyetinin evrensel sembolleri olan x ve y nin temel ve taban ogeleri; ikilem, karsitlik, kendisi, karsiti, bir, pozitif ve nokta idi.

Simdi bu degerlerimizi, bilimserl felsefenin nitelikleri ile acikliyalim.

Ikilemi-Kavramsal ve fenomenal
Karsitliligi-Yapilandirmaci ve yanlislanabilir
Kendisi- Bilgisel
Karsiti- Bilissel
Biri- Daimi
Pozitifi- Olgusal
Noktasi- Gozlemsel   .

Gorundugu gibi, o klasik bilimin deger ve ogelerinden eser kalmamistir.

Iste o yuzden eger bilimsel bir nitelik ortaya koymak ve bilimsel dusunup sorgulamak ve de bilimselligin ne oldugunu algilamak ve bunun bilincine varmak istiyorsak, beynimizde yer etmis o cagdisi klasik degerlerden kurtulmamiz gerekir.

Ayni zamanda gunumuz bilim dunyasinda neler olup bittigini algilamak Adina, kimin nerde ve nasilbir bilimsel aciklama yapip yaspmadiginin da farkina varmamiz gerekir ki; kimse artik bilime inanci, ideolojiyi, felsefi akilciligi ve spekulasyonu, sozde bilimi metafizigi sadece fizik otesi olarak degil; ontolojik olarak ta teleolojik olarak ta ve hatta teolojik olarak ta katmasin.

Cunku bugun bilim artik kesin cizgiler ile felsefenin felsefi niteliginden, bilimsel nitelik olarak farklilasmistir.