Thursday 21 July 2016

ADALET--Adil (Etik) Olmayana Gerekce Etige ve Etik Degerlere Guc ve iktidar ile Hakimiyettir

Bilimin ve her an yenilenen bilimsel bilgisinin olgu temelinde herkese gozlem veren bir ortak hipotez ve teorisi ya da matematiksel ve mantiksal bir formulu denklemi olamayacagiundan, insanoglu etik temelinde her turlu adaleti yapilandirilmislik temelinde metafizigin ve de insanoglunun gucu ve iktidari temelinde kendi turu bunyesinde biri birine hakimiyet kurabilmek ve yonetip yonlendirmek adina sorgulanmaz etik degerleri nesilden nesile aktararak inanc ve cagdisiligi ve de ideoloji ve cagdisiligi temelindeki hakimiyetini NE BIR ADALET NE DE ETIK OLMAK TEMELINDE KURMAMIS VE YAPILANDIRMAMISTIR.

SADECE ETIK HER TURLU DEGERI TOPLUMA DAYATARAK VE DEGERLERI DE AYRISTIRIP TOPLUMSAL TEMELDE KUTUPLASMA YARATARAK VE BUNU DA ADIL BIR COZUM ADINA HUKUKUNU YARATARAK HAKIMIYETININ HUKMUNU ADIL OLMAYAN VE ETIK OLMAYAN BIR SEKILDE YAPILANDIRMISTIR.

Simdi yukarida yazilanlari somuta indirgeyelim, yani aciklayalim.

Yukaridaki basligi baska bir sekilde ifade edersek, HAKIMIN HUKMUNUN HUKUKU (Yapilandirilmis 3H) oldugunu goruruz.

yani adil ve etik olmayan ve topluma dayatilan ayristirici etik degerlerin guya sosyo-etik adaletini saglamanin yapilandirilmis 3H'si.

Simdi insanoglunun bu yapilandirdigi 3H'nin cesitlerine ve fiili uygulamalarina bakalim
Hakim Cesitleri- Nesnel ve Genel

Soyut Olarak- Yaratici, planlayici, programlayici tanri v.s.
Somut olarak- Birey, aile, sulale, asiret, soy, zumre, parti, sinif v.s.

Hakim Cesitleri- Oznel ve Ozel

Soyut Olarak- Allah, God, Yahua, Zeus, Krishna v.s.
Somut Olarak-Otokrat, diktator, monark, padisah, sultan, sah, kral ve kralice v.s.

Hukum Cesitleri
Yani hakimin dedikleri ve de yaptiklarini hayata fiili olarak indirgeme ve uygulama
Ideolojiler, izmler, ve her turlu etik degerler (milli kokensel, dini mezhepsel, toresel, tarihi, geleneksel, sosyal, cografi, siyasal, kulturel, moral, ahlaki v.s.)

Hukmun, iktidar ve guc eliyle, hukuk temelinde fiili uygulamasi cesitleri

Monarsi, oligarsi, demokrasi, devlet, hukumet, her turlu sivil kurum ve kuruluslar, her turlu rejim cesitleri asker ordu polis gibi guvenlik ve silahli kurum ve kuruluslar, yargi yurutme yasama temelinde mahkemeler savcilar avukatlar sahitler v.s.

Ya da iktidar ve gucun askeri ya da sivil darbe ile yonetime gecmesi

Burada en onemli algilanmasi gereken, olan hukuk ya da anayasadan ziyade darbe ya da dikta temelinde elindeki kuruluslari yasa disi ve fiili uygulayarak istedigini fiili olarak elde etmek ve sonra da bunu hukukuna uyarlamak.
Yani olan hukukve anayasayi once fiili sonra da fiile uygun yasa ile gecersiz kilmak

Iste bu yazi sizlere neden adaletin adil esit antiayrimci kimsenin etik degerine bakmaksizin ya da bir etik degeri digerlerine ustun ve hakim kilmaksizin uygulanmadigini YAPILANDIRILMIS 3H'NIN INSANLIK TOPLUM VICDAN ADINA DEGIL DE, SADECE IKTIDAR VE ONUN GUCUELIYLE KURDUGU HAKIMIYETIN HAKIMI HUKMUVE HUKUKUNU TOPLUMU KENDI ISTEDIGI GIBI YONETME VE YONLENDIRME TEMELINDE YAPILANDIRILDIGINI ACIKLAMAKTADIR
ADIL BIR DUNYA ANCAK ETIK OLURSA VE CIKARSIZ  INSANOGLUNU SAVSASTIRMAYAN VE TURU BUNYESINDE FARKLARI ILE BIRLIKTE FARKLARA SAYGI GOSTEREREK BIRINI DIGERINE UST VE HAKIM KILMAYARAK ESIT ANTIAYRIMCI BIR DUZEN SISTEM KURABILIRSE KISACA INSANOGLU BEYIN VE ZIHNINI ONLOBUNU KULLANARAK ONCE ZIHINDE VE SONRADA FIILI YASAMDA INSANLASTIRABILIRSE MUMKUN OLACAK

Yoksa adalet kavraminin yapilandirilmis anlam ve icerigi ve fiili uygulamasinin adilligi sadece bir kandirmaca ve hakimiyetin elinde de bir kullanim ve cikar araci ve iktidarin havuc ya da sopasi olarak toplumun basinda kalir.
kisaca yapilandirilmis duzende adalet ne adildir ne de etiktir sadece etik degerlere hukmederek ve bu degerleri bir biriyle savastirarak iktidarini gucu temelinde surdurur.

Adaletin adil esit antiayrimci farklarin farkini saygi ile karsilayan hak ve ozgurluklerin hukuku ve hukmu tum insanoglu tarihi boyunca bir zihinsel ve fiili insanlasma mucadelesidir. Taki kazanilana ve insanoglu zihinsel ve fiili yasamda insanlasana kadar.

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti       

Wednesday 30 March 2016

Bilissel Kapalilik

Bir onceki yazimizda, buna biraz deginmistik.

Felsefi olarak burada kullanilan 'bilissel' sifati ve onun "kapaliligi" felsefenin bugune kadar cozemedigi, ya da cozumde ortak bir bulusma noktasi bulamadigi, felsefenin ana konulari icin gecerlidir.

Bunu kisaca soyle acikliyabiliriz.

In philosophy of science and philosophy of mindcognitive closure is the proposition that human minds are constitutionally incapable of solving certain perennial philosophical problems.

Bilimin felsefesi ve zihnin felsefesinde, bilissel kapalilik insanoglu zihninin anayasal olarak bazi uzun omurlu, daimi felsefi problemlerinin cozumunde muktedir olamadiginin onerisidir.

Bu bahsedilewn felsefi problemlere ornek verecek olursak:

Beden/zihin problemi

Kendinin kimligi tanimi problemi

Anlamin temeli ana esaslari problemi

Ozgur irade problemi

On ilk ve duyusal bilgi problemi v.s.

Bu genel giristen sonra, bilissel kapaliligin, evrensel-insan zihniyetindeki algi ve kullanimini aciklayalim.

Bu dunyadaki her bir kisi, dunyanin neresinde dogar ve yasar olursa olsun; bulundugu cografyanin ona verdigi etik, metafizik, ideolojik ve inancsal deger veri ve tabularla buyur ve yasar ve de yasaminda bu kendine verilen deger veri ve tabulari tum yasami boyu kabullenir ve savunur.

Sadece kabullenip savunmak la da kalmaz, bunlar ugruna savasir, mucadele eder ve olur (olmek) ve de oldurur.(oldurmek)

Genelde "core faith" yani "temel itikatlar" olarak bilinen bu degerler, milli, dini, ananevi, geleneksel, toresel, kulturel, ahlaki siyasal, sosyal, toplumsal ayni zamanda da, etik, metafizik, ideolojik, inancsal degerlerdir.

Yani bu degerler,m dunyaya yeni gelene, eskileri tarafindan verilen kabullenilmis, yerlesmis ve otomatiklesmis deger, veri ve tabulardir.

Bunlara tarih ve tarihin olaylari ve de kisileri de dahil edilir.

Bunlar arasinda mitolojik, efsanevi, mistik masallar ve hikayeler de vardir.

Yukaridaki felsefenin problemlerini hatirlarsak; iste bu sayilan deger veri ve tabulr da, bulundugu cografyada dogan ve yasayanin  zihninin anayasal olarak bazi uzun omurlu, daimi felsefi problemlerinin cozumunde muktedir olamadiginin onerisidir.

Yalniz burda bir fark vardir.

Felsefedeki problemlerin her turlu cozum onerisi tarihler boyu filozoflar tarafindan orta konar ve caga gore cozumlar degiskenlik gosterirken; herhangibir cografyada dogan ve yasayan icin, 

Birincisi bunlar problem olarak algilanmaz ve sanki kisiligin bir parcasi adledilir
Ikincisi, ne olduklari bilinmeden korukorune haksiz da olsa savunulur
Ucuncusu ugruna can alinir, can verilir.

Yani felsefeden farki, KISI TARAFINDAN BU DEGER VERI VE TABU TEMELLI METAFIZIK, ETIK IDEOLOJIK VE INANCSAL ESAS ITIKATLAR,SORGUSUZ/SUALSIZ KABULLENILIR USTELIK BU DEGER VERI VE TABULAR KISININ YASAM VE ILISKISINI YONLENDIRIR.

Iste burada evrensel insan zihniyetinin onerisi; bu verilenlerin alan kisi tarafindan sorgulanmasi, muhakemesi, irdelenmesi, uzerine bilgi edinilmesi, kavranmasi, algilanmasi v.s. kisaca, sorgusuz sualsiz kabul edilmesinin ve harfiyen verildigi gibi uygulanmasinin nedeni, bilissel kapaliliktir.

Ustelik bu bilissel kapalilik, kisinin kendi beynine kendince bilincli ya da bilincalti vurdugu kilittir.

Iste evrensel-insan zihniyeti, bu bilisselligi kapatan kiliti gosterebilen ve acilmasi icin de anahtarini sunan bir zihniyettir.

Kimin bu anahtari kullanip, her bir esas itikatlar temelinde bu kilitin farkina varmasi ve bu farkindaligin onu rahatsiz ederek probleme donusmesi ve sonucunda da kilidi acmak istemesi ise, TAMAMIYLE KISININ KENDISINE ISTEMINE V.S. BAGLIDIR.

Yani kimse baska kimsenin bilisselkilidini hangi itikatta olursa olsun, acamaz.

Iste evrensel-insan zihniyetinin yaptigi "eger bilissel kilidinin hangi deger veri ve tabuda varliginin farkina varmak, sonra bundan rahatsiz olursan da, bu kilidi cozmek icin bir anahtardir. Yalniz, kilidinin varliginin farkindaligi, bundan rahatsiz olnak ve sunulan anahtari kullanmak tamamen kisiye aittir" oldugunu soyler.

Evrensel-insan zihniyeti anahtarini kullanmak icin, once bilisselligin kilidinin varliginin farkindaligi, bundan duyulan rahatsizlik, bu rahatsizligin giderimi icin de cozum ve care aramak gerekir.

Bu da tamamen bir kisinin kendi insiyatifindedir.

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti     

Monday 28 March 2016

Bilişsel Felsefe- Evrensel-insan Zihniyeti

https://www.facebook.com/Bilişsel-Felsefe-780620452068584/

Evrensel-insan zihniyeti her turlu insanoglu yapilandirilmisliginin bilisselligi ile; bu yapilandirilmis gercekligin sorununun yapi ve isleyisini temelden ve kokten cozucu ve bozucu bilginin bilimsel ve bilissel aciklamasini ve dusuncesini; qua felsefesi, serbest dusunurluk devrimci sorgulama ile insanin numenal/zihinsel insanliginin devrimini, yasamina iliskisine duzenine sistemine ve her turlu kurumlasmasina yonelik hedefin analojik ve mana cikarsama ve mana turetmesi temelinde surekli suregelen bir surecin caga bilime degisimine yenilenmesine yonelik olarak kritik, analitik, diognastik dile getirimini yapmaktadir.


Bilişsel felsefe, bilimsel olmak vasfı ile başta bilim, felsefe ve her ikisinide tüm konularındaki Bilişselliğin içerir.
Buradaki bilişsellik tamamen insanoğlu zihninin yeti ve öğelerinin felsefi ve bilimsel bilişsellik temelindeki işletilmesidir.
Beynin doğal kullanımı, ya da hafızadakinin aynen kullanımı değildir.İnsanoğlu beyninde yer etmiş kalıcı, uzun ömürlü değişmeyen değerlerin sorgulanmasına yöneliktir.

Bilişsel bilimin felsefesi, Bilişselliğin bilimsel çalışmasına yönelen, tüm felsefi başlıkları kapsar.

Bilişsellik aralarında dikkat, bellek, dili kullanma ve anlama, öğrenme, muhakeme, problem çözme ve karar verme gibi bir grup zihinsel süreç için kullanılan bilimsel terimdir.
Bilişsellik, bilgi birikimini ve değişen tercihleri kullanarak alınan bilgiyi işleme yeteneğidir. Bilişsellik ya da bilişsel süreçler doğal ya da yapay; bilinçli ya da bilinçsiz olabilir. Bu süreçler, dilbilim, anestezi, nöroloji, psikiyatri, psikoloji, felsefe, antropoloji, sistem bilimi ve bilişim bilimi dallarında farklı bağlamlarda farklı açılardan analiz edilirler.

BİLİŞSEL (COGNİTİVE) YAKLAŞIM:
Bilim ve biliş (cognition) olguları hep insanın ilgisini çekmiş, değişik yaklaşımların konusu olmuştur.
Bilgi edinme ve bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme, davranış üzerindeki etkileri psikolojinin konusunu oluşturur.
Çağdaş biliş anlayışında iki yaklaşım göze çarpar. Bunlardan biri Bilgi işlemi yaklaşımdır. Bunda düşünceyi ve usavurma (akıl yürütme) süreçlerini açıklamak amaçtır. Bu yaklaşım insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.
Diğer yaklaşım Jean Piaget’nin çalışmalarına dayanan yaklaşımdır. Gelişme psikolojisi alanındaki çalışmaları ile tanınan Piaget, çocuğun yetişkinliğe değin bir dizi zihinsel gelişim evrelerinden geçtiğini savunmuştur. Piaget, çocukta dört gelişim evresi saptamıştır. Piaget’nin gelişme ile ilgili görüşleri eğitim anlayışında değişiklikler getirmiştir.
Belli kavramların özümlenebilmesi için zihinsel gelişmede belli aşamaların tamamlanmış olmasının gereği anlaşılmıştır. Öğretmenin görevi çocuğa yanlızca bilgi aktarmak değil, ona dünyayı keşvetmesinde rehberlik etmektir.
ABD’li psikolog ve eğitimci Jerame S. Bruner, küçük çocuklarda algı, öğrenme, bellek gibi biliş biçimleri konularındaki çalışmaları ile eğitim anlayışında etkili olmuştur. Çalışmaları, ders proğramlarının yeniden düzenlenmesini sağlamıştır. Bruner’e göre; bütün çocuklarda doğal bir merak ve değişik konulara ilgi vardır. Hangi gelişim amacında olursa olsun her çocuğa uygun biçimde verilmesi koşuluyla her konuyu öğretmek mümkündür

Evrensel-İnsan zihniyeti, bireyin kendine, çevresine, insanlığa ve her şeye bilişsel yaklaşımdır.
Bilişsel yaklaşım, insanoğlu beyninin bilimsel temelli ve çağdaş yaklaşımdır.
Bilişsel yaklaşım, şöyle tasvir edilir.
Biliş, insanın, kendini, türünü doğayı, evreni ve üzerindeki tüm fenomenler ile dünyayı tanımaya ve anlamaya yönelik zihinsel etkinlikleridir.
Bilişsel yaklaşıma göre insan diğer canlılardan farklı olarak dikkat, algı, düşünme gibi zihinsel süreçlerle etkin bir canlı olarak çevresini anlar ve yorumlar. O halde davranışları biçimlendiren bilişsel süreçlerdir. Bilişsel süreçler insanın gelişim aşamalarına göre sırayla ortaya çıkar.
İnsanı gelişmiş bir bilgisayar sistemi olarak gören bu yaklaşım, insan zihninin bilgi edinmek, bilgiyi işlemek ve depolamak gibi işlemler yaptığı görüşündedir. Bilişsel yaklaşım, kendine özgü eğitim anlayışları da geliştirmiş, öğrenmenin gerçekleşmesi için gelişim aşamalarının tamamlanması gereğini vurgulamıştır.

Yukaridaki linkte ve bu blogda felsefenin zihine, insana insanliga, etige, metafizige, kisaca insanoglu beyninde bilissel olarak bitirilmis kalici ve uzun omurlu yer etmis her turlu deger veri ve tabunun, sorgulanmasi, aciklanmasi ve kavraminin anlam ve icerigi uzerine ait tum basliklar, bilissel felsefeye dahildir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilişsel Bilim/Serbest Düşünürlük/Devrimci Sorgulama/(Zihinsel)Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Sunday 13 March 2016

Yine Ankara Katliami ve Katledilmeyi "Kabullenmek"

Evet, bugun yine Ankara'nin gobeginde bir katliam yasandi.

Bu son bes ay icinde yasanan ucuncu katliam.

Peki ne yapalim?

Katledilenlerin sayisini mi verelim?

Kimin katlettigini mi soralim?

Katledilenleri mi aciklayalim?

Ya da sorumlu mercilerin yaptigi gibi, hic sorumluluk almayip, vicdani ve insanligi rafa kaldirip, bilhassa gecen sene temmuz ayindan beri giderek fasistlesereK fiillesen durumu one cikarip, "kararlilik ile "terorun" ustune gidilecegi" nakaratina mi kanalim?

Ayrica yine sorumlu mercilerin getirdigi, yayin yasaklarini katledilenler icin protestolari ve masumca bile olsa yasimizi yasama yasagina boyun mu egelim?

Terorun uzerine "kararlilikla gitmek adina" Sur'u, Cizre'yi, Silopi'yi Nusaybin'i bitirip bazilarini tekrar baslatip ve bunlara hic baslamamis yerler mi ekliyelim?

Bu arada yasanan fiili durumun, insanlik ve vicdan disiligina, haksizligina, hukuksuzluguna adaletsizligine goz mu yumalim?

Tum etik ve ideolojik ozgurluklerimizden, sorumlular istemiyor diye vaz mi gecelim?

Kisaca insanligi, vicdani, hakki, hukuku, adaleti, ozgurlukleri, unutalim mi?

Dahasi barisi, huzuru, sosyo-etik birlikteligi, normal yasam ve iliskiyi de mi unutalim?

Evet ne yapalim?

Sokaklarda yurumeyelim mi, otobus duraklarinda otobus beklemiyelim mi, alis verise cikmayal;im mi, bir kac kisi bir araya gelmeyelim mi?

Ya da guneydogu yasakli bolgelerde bunlari yapsak bile, kendi evimizde guvenli ve huzurlu oturamiyalim mi?

Yada baska yerde yasiyorsak, birazdan kapinin calinip, ya da kapinin kirilip hic bir gerekcesiz, birilerinin bizleri yaka paca gozaltina almasini mi bekliyelim?

Evet, soyleyin ne yapalim?

Ya tum bunlardan vazgecip, herkes kendince cekilebildigince "kabuguna cekilecek", ya da herkes direnecek ve kitlece isyan edecek.

Bu ikisi disinda ucuncu bir yol kaldi mi?

Kim bana nerede yasiyorsa yasasin, nasil yasiyorsa yasasin, yarin hic bir sey yapmasa bile, bir bomba ile katledilmeyecegini nasil garanti edebilir.

Hadi ideolojik ve etik farkla dusunelim ve diyelim ki "bana dokunmayan yilan bin yasasin"

Yani "olen kurdler, bana ne?/olen aleviler, bana ne?/olen PKK'li, DHKP-C'li v.s. terorist bana ne?/olen hukumete/devlete karsi, bana ne? olen eylemci, bana ne? kisaca siz, olen, katledilen, gozaltina alinan, tutuklanan, evi basina yikilan, isten atilan, malina el konan,kisaca sizce bir sebebi olan ise ve siz bu sebeplerden hic birine muhatap degilseniz,  

 kim o yilanin kendine dokunmayacagini garanti altina alabilir?

Bugun Kizilay'da katledilenler, bir goruse mi sahipti, bir seyi mi protesto ediyorlardi, toplu bir eylemdemiydiler, sorumlulari sikayet mi ediyorlardi, ekonomik ya da ideolojik bir mucadele mi veriyorlardi, bir eylerm icin mi toplanmistilar, 

Hayir bunlarin hic biri degildi.

SADECE NORMAL BIR GUNUN NORMAL BIR ZAMANINDA NORMAL BIR KISI OLARAK O AN O YERDE BULUNUYORL;ARDI.

Yani, tek "suclari" o bombanin patladigi yerde bulunmalariydi.

Ayni evinde bulunurken, gozaltina alinan gibi.

Yadaevinde, evinin onunde bulunurken katledilen gibi.

Evet, hic politika ile ideoloji ile etik degerler ile ilgilenmeyebilirsiniz.

Ama YASAMAK VE ILISKI KURMAK ZORUNDASINIZ.

Ama artik bu da mumkun degil, CUNKU GARANTI YASAYABILECEGINIZ HIC BIR ORTAM KALMADI.

Evet, ne yapalim?

Karar sizin, YA OTURUP OYLE YA DA BOYLE BIR GUN BIR YER VE ZAMANDA TEDBIR ALAMAYACAGINIZ SEKILDE KATLEDILMEYI BEKLEYECEKSINIZ, YA DA YASAMINIZ, HUZURUNUZ, BARISINIZ VE NORMALGUNLUK IHTIYACLARINIZ ICIN BU GIDISATA BIR SON VERECEKSINIZ.

GORDUGUNUZ GIBI, KONU NE MILLI KOKEN, NE ETNISITE, NE DIN NE MEZHEP,NE ETIK NE POLITIKA VE NE EKONOMI

SADECE HUZURLU BARIS ICINDE VE NORMAL OLARAK GUVENLI BIR SEKILDE YASAMINIZI DEVAM ETTIREBILMEK.

Yani, ya normal yasaminizi devam ettirebilmek icin,kitlesel olarak isyan edip direneceksiniz,ya da bugun katledilenlerin basina gelene alisacak, onu kabullenecek ve bir gun katledilme sirasinin size gelmesini bekleyeceksiniz.

Secim sizin.

Evet, butun bunlar disinda, kim teroru yapmis, kimler katledilmis, suclular bulunacakmis, butun bunlar artik teferruat.

En basitinden, ulke ve toplumunu bu fiili duruma getiren uygulamalardan bir an once vaz gecilmezse, katledilmemek sans olacaktir.

Bilirsiniz, fare koseye s1k1s1p olecegini anlayinca, kedinin ustune atlar.

Siz bunca kitleyi silah ve teror ile katlederseniz, onlara yasami zehir ederseniz; iclerinden herkesini ve herseyini kaybetmis sag kalan biri bile sizleri katletmekadina kendini feda edebilir.

Cunku tum sorumlulularin yarattigi ve "uzerinde kararla israr ettigi" fiili durumun yarattigi ortam, zaten sizi potensiyel katledilen kilar.

Ya bu durumu kabullenecek ve siranin size gelmesini bekleyeceksiniz, ya da YASAM HAK VE OZGURLUGUNUZ ICIN DIRENECEK VE KITLESEL ISYAN EDECEKSINIZ.,    

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Wednesday 9 March 2016

Bilimsel Felsefenin Nitelikleri

20. Yuzyilin ortalarina kadar, insanoglu; ne tam olarak felsefe ile bilimin farkini bilimsel olarak ortaya koyabilmis, ne de felsefenin bilimsel niteligini ortaya koyabilmisti.

Klasik bilime gore;

Bilimin tabanini felsefenin metafizigi yani varlik felsefesi belirliyordu.

Bilim sadece ispata dayaniyordu.

Bilimde mutlak, tek, ilk ve kesinlik hakimdi

Determinizm ve nedensellik bas aktordu

Kisaca bilim felsefenin akilciliginin elinde idi.

Bilinmeyeni ortaya koymak Adina yapilan akilci spekulasyonlar, aksi ispat edilene kadar bilimsel attediliyordu

Bilimdeki degisim, yenilenim, eski gecerli olanlarin gecerliligini yitirmesi ise, basilica sorundu.

Bilim, ilk defa felsefe tarihinde E.Kant'in fenomen tabanini ortaya atmasi ile yeni bir boyuta giriyordu.

Bu arada quantum mekanigi ve quantum dusuncesi gelisiyor, kavram denen oge dil devrimi temelinde onem kazaniyordu.

Post modernizmin her turlu degeri alt ust etmesi, gorecelik kurallari, Popper'in yanlislanabilirlik ilkesi ve epistemolojinin dolayisi ile gozlemin de one cikmasi ile birlikte, gelisen bilissel bilimin de eliyle, bilim 20. yuzyilin ortasindan itibaren bilimsel nitelikolarak ve felsefenin bilimsel niteligi olarak buyuk bir hizla bugunku halini aliyordu.

Hemen hemen gercek uzerine olan her turlu ispat tarihe karismis, gorecelilik, degiskenlik, belirsizlik ile birlikte, nedensellik ilkesi de artik onemini yitirmeye baslamisti.

Kisaca klasik bilimden kalma, tum deger very ve tabular; bir bir yikiliyordu.

Iste bu baslikta ben size, bu yikilan degerleri ve yerlerine neyin gectigini acikliyacagim.

Once modern bilimdeki eskiklasik bilimde yer alan degerlerinin yer almamasina bakalim.

Bilim, bilimsel olarak artik felsefenin varlikm dali olan metafizige ve onuin tozlerine dayanmamaktadir.

Cunku bilim, BILIMSELOLARAK VARLIGI DEGIL; ONUN GOZLEMINI ORTAYA KOYAR.

Bilimin gozlem veren tabani, METAFIZIGIN MATERYALIZMININ TAM OLARAK NE OLDUGU ORTAYA KONAMIYAN, MADDESI DEGIL; FENOMENDIR.

Fenomenin ne oldugunun varliksal tartismasi ise bilimsel degil, metafiziktir.

Kisaca bilim, VARLIKTAN DEGIL; VERDIGI GOZLEMDEN BASLAR.

Buradan bilimin ikinci tabani yani felsefi tabani ortaya cikmaktadir.

Bilimin tabani varlik degil, bilgi; yani epistemolojidir.

Yine bilimi felsefeden farkli kilan bir taban da, yanlislanabilirliktir.

Yani bir seyin bilimsel olabilmesi icin, yanlislanabilmesi ve bunun da gozlem ile mumkun olmasi gerekir.

Eger ortada gozlem ile yanlislanabilen bir very yok ise, o bilimsel degildir.

Bilimi bilimsel kilan en onemli digger fark ise, kesinlik ve supheden arinmisliktir.

Yani bilimsel very, olgu olarak gecerli ve baglayicidir. Bunu gecersiz kilacak olan ise, bu olgunun gozlem ile yanlislanabilmesdi ve yanlislanmasidir.

Bilim de, akilciligin ilki teki ve bunlarin determinist nedenci izahlari da yer almaz.

Cunku bilim zamansiz ve daimidir, basi sonu ilki teki yoktur. Bilgi olarak gelisir, yenilenir, cagdaslasir.

Aslinda butun bu aciklamalari isteyenler, daha detayli olarak kendi basliklarinda blogda bulabilirler.

Kisaca bilimin gunumuz nitelileri, hem bilimi inanctan hem de felsefenin akilciligindan kurtarmistir.

Felsefi tabanli bir bilim yerine, bilim tabanli felsefeyi mumkun kilmistir.

Iste bu da bilimsel felsefedir.

Yani bilimin felsefiyonunu bilimsel kilan bilime bilimsel felsefi taban kazandiran.

Butun bu aciklamalardan sonar, evrensel-insan zihniyetinin; yapilandirilmis yapi ve isleyisindeki ogeleri bilimsel nitelikler ile birlikte verelim.

Bilindigi gibi, evrensel-insan zihniyetinin evrensel sembolleri olan x ve y nin temel ve taban ogeleri; ikilem, karsitlik, kendisi, karsiti, bir, pozitif ve nokta idi.

Simdi bu degerlerimizi, bilimserl felsefenin nitelikleri ile acikliyalim.

Ikilemi-Kavramsal ve fenomenal
Karsitliligi-Yapilandirmaci ve yanlislanabilir
Kendisi- Bilgisel
Karsiti- Bilissel
Biri- Daimi
Pozitifi- Olgusal
Noktasi- Gozlemsel   .

Gorundugu gibi, o klasik bilimin deger ve ogelerinden eser kalmamistir.

Iste o yuzden eger bilimsel bir nitelik ortaya koymak ve bilimsel dusunup sorgulamak ve de bilimselligin ne oldugunu algilamak ve bunun bilincine varmak istiyorsak, beynimizde yer etmis o cagdisi klasik degerlerden kurtulmamiz gerekir.

Ayni zamanda gunumuz bilim dunyasinda neler olup bittigini algilamak Adina, kimin nerde ve nasilbir bilimsel aciklama yapip yaspmadiginin da farkina varmamiz gerekir ki; kimse artik bilime inanci, ideolojiyi, felsefi akilciligi ve spekulasyonu, sozde bilimi metafizigi sadece fizik otesi olarak degil; ontolojik olarak ta teleolojik olarak ta ve hatta teolojik olarak ta katmasin.

Cunku bugun bilim artik kesin cizgiler ile felsefenin felsefi niteliginden, bilimsel nitelik olarak farklilasmistir.  

Sunday 14 February 2016

Uyarilisin Kavrama Donusumu ve Kavram/Varlik Bagi/Iliskisi

Bilindigi gibi, evrensel-insan zihniyeti; her turlu taban ve temel olarak insanoglu turunu alir.

Kisaca hatirlarsak, uyari algi olarak insanoglunun soru ve unlemin "var" isareti olarak yansir.

Bu yansi da, alginin niteligi ve cesidi fark etmez.

Aslinda isteyen uyarilisin algisini etki ya da bir uyari alisi olarak ta alabilir.

Kisaca, uyarinin algisi-"var" dir.

Iste bu uyarilistaki algi, ali yada etki; ayni zamanda, veri, vergi ve tepki olarak karsilik bulur.

Iste bu karsilik ta, var olarak algilanana verilen Kavramdir.

Yani, uyarinin verisi-"kavram" dir.

Yani bu iki sonuc bize "Kavram var" olarak yansir.

Iste bu da bilimsel ve bilissel nitelikte, KAVRAMIN VARLIGININ BIROLGU OLDUGUNU gosterir.

Evet, kavramin varligi TARTISILMAYAN VE HENUZ YANLISLANAMAMIS BIR OLGUDUR.

Burada onemli olan ve varlik ile kavram arasindaki ikili bagin cok iyi algilanmasidir.

Yani KAVRAMIN VARLIGI, AYNI ZAMANDA VARLIGIN KAVRAMIDIR.

Yalniz ikisi arasinda nitelik farki vardir ve bu fark her ikisinin de cesidini ortaya koyar.

Kavramsal nitelikteki varlik, somut ve soyut olurken, varliksal nitelikteki kavram Fenomenal ve numenaldir.

Iste felsefenin varlikdali ile ilgili metafizigindeki ideolojiler ve tozler, varligi kavramsal ya da kavrami varliksal olrak ele almazlar.

Yani direk varlik ya da direk kavram temelinde ele alirlar. Ayniu zamanda da biribirleri ile teklik, ilklik ve mutlaklik tartismasina girerler.

Biri varligi, somut, digeri soyut ve bir digeri de isim olarak degerlendirir.

Halbuki, zaten kavramin varligi, ister kavramsal ister varliksalnitelikte olsun, bu tartismayi bunyesinde birlestirir.

Iste o yuzden, felsefenin bilgi temelli dali epistemoloji, tam da burda metafizikten farklilasir. Cunku kavramsal varlik ya da varliksalkavram ne olursa olsun, onu bilgi temelinde degerlendirir. Yani metafizikteki inanci icermez.

Ayrica, felsefi ve bilimsel temelde; kavramin soyut/somut varliksal ne oldugu felsefi tartismasi, yerine bilim; bilimsel olarak kavramin ve de varligin ne oldugu ile degil, onlarin fonksiyonlari ve davranislarinin gozlemi ile ilgilenir.

Iste bu temelde, bilimin VARLIKSAL NITELIKTEKI FENOMENAL VE NUMENAL TABANLARI DEVREYE GIRER.

Simdi, fonksiyonal ve de davranis temelinde kavram varlik cesitlemesine bir bakalim.

Burada aslinda, kavramin varliginin olgusu, bir yerde kavram ile varligin ozdeslesmesi ve KAVRAMIN VARLIGI OLDURMASIDIR. Iste "var olmak" ta burdan gelir. Yani kavram varligi oldurur.

Iste bu oldurma cesitleri de soyledir.

Somut kavrami somutlamak

Soyut kavrami somutlamak

Somut kavrami soyutlamak

Soyut kavrami soyutlamak.

Bu yukaridaki cesitylemeleri iyi algilamak adina her birinin ne oldugunu aciklayalim.

Somut kavrami somutlamak- Bu insanoglunun bes duyu ve gozlemi ile algiladigi kendi de dahil; her turlu varliktir, Yani FENOMENDIR. Fenomen ayni zamanda, bilimin de bilimsel olarak gozlem veren tabanidir. Bilim iste fenomenin fonksiyon ve davranisinin gozlemini olgusunu ortaya koyar.

Soyut kavrami somutlamak-Burada iki farkli cesit vardir, Birincisi beynin yarattigi ve FENOMENAL/SOMUT BIR TABANI OLMAYANLAR, ikincisi de, Beynin zihinselyetisini(dusunce,akil, bilinc, farkindalik, hafiza, algi v.s.) veren soyutlar  Kisaca bunlar toplamda NUMENdir.

Teoriler, tezler, hipotezler, formuller, kanunlar, yasalar, axiomlar, bu sinifa girer. Cunku BUNLARIN KENDI BASINA GOZLEM VEREN BIR FENOMENAL TABANI YOKTUR.

Somut kavrami soyutlamak- Bu kavramin direk olarak gozlem veren bir varlik ile ozdeslesmesidir. Isim, dil, herhangi bir somut ile ilgili her turlu bilgi, aciklama, ifade etme, fikir yurutme, onun ozunden, gorunusunden, genelve ozelinden oznel ve nesnelliginden bahsetmek anlam ve icerik vermek v.s. Kisaca bu o somut varlik hakkindaki her turlu nitelikteki bilgidir.

Soyut kavrami soyutlamak- Iste bu tamamen beynin bir urunu olan ve bu somut ve fenomenal kendi tabani bulunmayan soyut varlik ile ilgili uretilen her turlu soyut bilgidir.

Fizik otesi, bilim kurgu, Teoloji, masal, efsane, mitoloji, her turlu ideoloji ve izm. Kisaca soyut bir kavramsal varlik uzerine uretilen INANCSALNITELIKTEKI BILGI.

Aslinda bilgi temelinde somutlamak ve soyutlamak gnostik temelde, gnostik ve agnostikj olarak ta farklilasir.

Yani, gnostik bilgi tamamen bir soyut agnostik bilgi ise somut temelli bilgidir.

Buradaki agnoistik kavramini, teolojideki yani tanrinin varligindaki agnostisizm inanci ile karistirmayalim.

Kisaca kavramin fonksiyonu ve davranisi bir dortlu olarak, fenomenin, numenin, inancin ve somut temelli  bilginin toplamidir.

Kavramin nitelikleri ise cesitlerinden farklidir.

Bir varligin kavramsal niteligi, oznel, ozel, ozsel, nesnel, genel, gorunussel, olabilecegi gibi; bir kavramin varliksalniteligi de, felsefi, dilsel, bilimsel, inancsal, ideolojik, etik, estetik, v.s. kisaca hersey olabilir.

Burada felsefenin varlik kavram ikilisindeki en buyuk sorunu bunu teke indirgemek ve cesitlerinin icinden sadece birini ilk tek ve mutlak yapmaktir. Bu genelde varligin kavramsal olarak degil; varligin tozselolarak yani somut soyut degerlendirilmesinden kaynaklanir.

Varligin kavramsaldegerlendirilmesi de, isim temelinde varligi fenomen ya da numen olarak yok sayar.

Kisaca mustakil var olan varlik niteligi yoktur.

Felsefenin en buyuk sorunu, her bir seyi noktasal temelde degerlendirip, o nokta bunyesinde var olan ogeleri algilayamamasi ve nokta olarak sadece bir ogeyi ilk tek ve mutlak olarak ortaya cikarmasidir.

Halbuki, insanoglu temelinde alinan bir gercek ve mustakil var olan varlik, hem varligin kavramsal hem de kavramin varliksalcesit ve niteliklerini BIRI BIRINDEN AYRILAMAYACAK SEKILDE BIR BUTUN OLARAK BUNYESINDE TASIR.

Mesela soyut/somut beyin ve zihin olarak ve de yetileri olarak ic icedir. Biri digerinden ayrilmaz ya da biri digerine ustun kilinamaz.

Ayni sekilde insanoglunun fenomenal ve numenalyapisi da ic icedir. Biri birinden ayrilmaz ve biri digerine ilk tek olamaz.

Iste zaten kavram da BU AYRILMAZ DORTLU VARLIKSAL VE KAVRAMSAL NITELIGIN BIRLESIMI OLAN BIR BUTUNUDUR.

Yani soyut ya da somut numen ya da fenomenden biri olmasaydi, kavram da olmazdi, dolayisi ile, insanoglu SOYUTLAYAMAZ VE SOMUTLAYAMAZDI.

Son olarak yukaridaki dortlu cesidimize ayni ornegi verelim.

Elma, somut kavrami somutlamaktir.

Elmaile ilgili her hangi bir kanitlanabilir ve gozlem veren her turlu bilgi, soyut kavrami somutlamaktir. Yani buradaki her hangi bir soyut kavram, somut olan elma uzerinde somutlanmistir.

Elma ile ilgili, ona verilen her turlu ozellik, oznellik ve ozsellik, elma ile ilgili aciklama, anlam ve icerik verme kisaca bilgi de; somut kavrami soyutlamaktir.

Eger elma ileilgili degilde elmanin somut olmayan bir yonu ile ilgili soyut kavrami soyutlarsak, bu da soyut kavrami soyutlamak olur.

Mesela "elmayi cinlerde yer cinler de soyle yaratiklardir" gibi.  Yani ELMAYI DEGIL DE, ELMANIN SOYUT BIR KAVRAMINI SOYUTLAMAK.

Evet, kavramin varliginin bir olgu oldugunu algilamak ve kavram/varlik birlikteliginin varliksal ve kavramsal niteliklerini algilamak, felsefeyi de dallari metasfizik ve epistemolojiyi de, bilimin bilimsel ve bilisselligini de her turlucesitleme ve niteleme farkinin farkindaligini da algilayabilmek demektir.  

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Suriye'deki Son Durum

Bilindigi gibi, AKP savas ve teror devleti ve hukumeti, Kurd toplumuna sadece icerde degil, disarda da savas acmis durumda.

Dun ve bugun, Suriye'deki savasta kendince bir "tehlike goren" AKP gudumlu ordu, misilleme adi altinda YPG/PYD guclerini vurdugunu acikladi.

Suriye'deki savasta taraflari bir hatirliyalim.

Suriye rejimi, kurd milisleri ve Rusya ayni tarafta olarak, hem muhalif gucleri hem de ISID'i vuruyorlar.

ABD ve ayni cizgideki Avrupa ise, muhaliflere dokunmayip, sadece ISID'i vuruyor ve kurd milislere de ISID ile savasta destek oluyorlar.

Kacaksaray gudumlu AKP ise, ISID'i vuruyormus gibi gozukup, muhalifleri besleyerek Rusya, rejim ve kurd milislerine karsi.

Hatta bu konuda kurd milislerden ABD ile farkli dusundugu icin, S.Arabistan, Katar ile ittifakta, guya ISID'i vuruyorlar.

Son duruma gore, S.Arabistan, Turkiye'den askerlerini savasa sokmayi ve Incirlik hava ussunu de kullanmayi onerdi.

Yani T.C. tarihinde ilk defa NATO disi bir guc Turkiye topragini kullanarak karadan ve havadan Suriye'ye girecek.

Burada AKP savas ve teror hukumetinin savas ve teror politikasi ustelik ustune hic vazife olmayan sekilde, ve de Suriye'nin izni olmadan Suriye sinirlarina mudahele etmesi.

Umariz bir 3. dunya savasi cikmaz, ama; Turkiye'nin bu sekilde mudahelesi resmen bir savas acmaktir ve devam ederse de, ne Suriye ne de Rusya buna sessiz kalmaz.

Ustelik, ABD'de YPG/PYD silahli guclerini, AKP'nin gordugu gibi terorist olarak gormedigini ve AKP'nin YPG/PYD'ye askeri bir guc kullanmamasini onerdi.

Cok acik ki, AKP; bu bolgede ISID VE MUHALIF GUCLERI, REJIM VE KURD GUCLERINE TERCIH EDIYOR.

Bu tercihte AKP'yi Suriye politikasinda tek basina birakiyor.

Umalim ki, savas cigirtkanligi yaparak, guneydogu bolgesinde katliamlara ve yurt genelinde de tutuklamalar ve gozaltilara  imza atan AKP; Suriye ic islerine karismaz ve cikamayacagi bir Suriye batakligina ulkeyi suruklemez.

Daha once IRAK savasinda davrandigi gibi davranarak, ulke ve toplumu dis savastan uzakta tutar.

Cunku bu savas sadece ulke ve toplumunun degil, AKP'nin de sonu olur.    

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Friday 15 January 2016

Catisma Ile Teror Farki/Iliskisi

Her kavramda oldugu gibi, ulke ve toplumumuzda bu iki kavramda da algi,m bilgi, bilinc ve farkindalik olarak anlam ve icerik karmasasi vardir.

Bugun 7 Haziran sonrasi, devletin PKK ve uzantilari orgutler ile baslatmis oldugu BIR CATISMADIR.

Yani, devlet silahli gucu ile PKK terror orgutunun silahli gucleri catismaktadir.

Burada katledilen kurd ve turk silahli gucleri catismaktadir.

Teror ise bu catisma ile hic bir ilgisi olmayan ve hem devlet hem de PKK teroru birbiri ile catisirken, iki arada kalan SILAHSIZ CATISILAN BOLGEDE YASAYAN SIVIL VATANDASLARIN UZERINDEDIR.

Yani iki grup catisirken, estirdikleri terror, katlettikleri sivil ve silahsiz; bebekler, cocuklar, kadinlar, kizlar, gencler, yaslilar hastalar ve engellilerdir.

Iste devlet basta, bu tyerorden sorumludur. Cunku devlet, catisirken, bolgede yasayan sivil halkin, her turlu hakkinin, basta yasam, saglik, konut, vegunluk ihtiyac olmak uzere guvence ve koruma/kollama altina almak zorundadir.

Iste tum, "cocuklar olmesin/bu suca ortak olmayacagiz" v.s. temelli her turlu baris, esitlik, hak, ogzurluk, hukuk direnisi, talebi, savunusu bunlara sahip olamayan bolgenin silahsiz ve sivil halki icindir.

Bu temelde catisirken, her turlu silahi ile kim bolgenin sivil ve silahsiz halkini katlediyorsa, evsiz, sagliktan yoksun, tedaviden yoksun, gunluk yasam ihtiyaclarindan yoksun birakiyor ve sokaga cikma adi altinda da ablukaya, her turlu guvensizlige teslim ediyorsa, teroru estiren odur.

Iste buradaki "iki atesarasinda kalan sivil ve silahsiz halkin" her turlu hak, ozgurluk, hukuk temelli yasam, saglik, konut ve gunluk ihtiyac hakkini kim elinden aliyorsa, o teroristtir.

Bunu devletin silahli gucleri de yapsa, PKK ya da uzantisi silahli orgutlerde yapsa, bu TERORDUR VE YAPANLARDA TERORISTTIR.

O yuzden ne catisma terordur, ne de silahli guclerin biri biri ile catismasi.

Teror ve terorizm, catisanlarin bolge halki uzerindeki her turlu insan hakki ve hukuku ihlalidir.

Iste anayasaya gore, basta sokaga cikma yasaklari hukuki degildir.

Cunku karari meclis almamistir ve anayasadaki fiili sartlar sokaga cikma yasagi icin yeterli degildir.

Bu zoraki dikta ile ve hukuksuz alinan karardir.

Yine de, eger devlet catisirken bolge sivil ve silahsiz halkini korusa kollasa ve onun insan haklarina saygili olsa, zaten istenen budur.

O yuzden PKK=HDP=KURD HALKI=TERORIST esitligi algi operasyonuna gelmiyelim.

Barisi, adaleti, esitligi, hak ve ozgurlukleri ve hukuku CATISANLAR ELI SILAHLILAR ICIN DEGIL, SIVIL VE SILAHSIZ BOLGE HALKI ICIN ISTEYELIM.

Yalniz su da iyi bilinmeli ki, hem halk hem de catisma acisindan sorumlu ve yukumlu olan devlettir.

Hem bu catismayi baslatan odur, hem de bolgede sivil silahsiz tanimadan katletmektedir.

Sorun da karsi cikilan da budur.

Yoksa kimse iki koldan da CATISANLARI SAVUNMUYOR.

Tabi CATISANLAR TARAFINDAN OLANLAR HARIC.

Bunlarda bellidir, silahli guc olarak

Diktator gudumlu AKP savas ve terror devleti ve hukumeti ve

PKK ve de silahli uzantilari olan terror orgutleri

Ayrica su da yalnis algilanmasin.

Baris, hak hukuk ve ozgurluk, adalet, esitlik isteyenler, zaten CATISMADA ISTEMEMEKTEDIR.

Cunku CATISAN TARAFLARIN BIRIBIRINI KATLETMESINE DE RAZI DEGILDIR.

Sonucta barisi, adaleti hak ve ozgurlukleri ve hukuku savunan, zaten CATISMAYI DA, SILAHI DA, KATLETMEYI DE KATLEDILENI DE HANGI TARAFTAN OLURSA OLSUN SAVUNMAZ.

Iste bugun ulke ve toplumdaki BARIS/DIRENC TARAFININ OZU TALEBI, ISTEMI, SAVUNUSU, DAYANISMASI, VE HIC BIR SART VE DURUIMDA INSANLIK VE VICDAN DEGERLERI ADINA VAZGECEMEYECEGI DE BUDUR.

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji / Qua Felsefesi / Serbest Dusunurluk / Devrimci Sorgulama / Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti

Thursday 14 January 2016

"Savas/Teror ve Baris/Direnc" Kutuplasmasinda Gelinen En Son Nokta

Yazima baslamadan once bir aciklama yapayim.

Oyle gorunuyor ki, evrensel-insan olarak bundan sonar tum yazilarimi ayni adli blogumda yazacagim.

Turkiye'deki fiili durumun giderek insanlasmak ve kisisellesmek arasindaki farki  fiili durumu ile ortaya cikarmasindan sonar, daha once yazmis oldugum siteler ile "ayran ictik/ayri dustuk"

Aslinda bu baslik ve yazi, direk olarak buraya yazdigim ve baska hic bir yerde bulunmayan bir yazi olacak.

Henuz teknik tamir asamasinda olan "dusuncedunyasi.net" adli forum acildiktan sonar orada yazmaya devam etmeyi dusunuyorum.

Bu kisa aciklamadan sonar, gelelim basliga ve konumuza.

Bilindigi gibi bir ogretmenin bir show programinda yaptigi ve ozeti ile "cocuklar olmesin" olan canli yayin olayindan sonar, once akademisyenler, sonar da zehir zemberek dictator aciklamalar yapti.

Hedefler gosterildi, tehditler basladi ve yargisiz infazlara girisildi.

Bu arada akademisyenlerin bildirisine, yonelik ve karsi aciklamalar ve imzalar da gelmeye devam ediyor.

Diger bir gelisme de,m Sultanahmet'teki bombali katliamdi.

Burada bir "yeniligi" daha aciklayalim.

PKK teroru bugun Diyarbakir'in Cinar ilcesinde bir terror eylemi duzenledi ve asker ve de devlet gucu yaninda cocuk ve hatta bebek oldugu da soylenen siviller oldu.

Simdi bu aciklamalardan sonar, gelelim siarimiza "Cocuklar olmesin"

Once soralim "Bu cumlede cocuklari kimlerin oldurdugune dair herhangi bir ozne belirtiliyor mu?

Hayir.

Peki neden bu cumle bu kadar onemli oluyor, yani normal bir durumda kim ve nesebeple boyle bariscil, insani ve vicdani bir soyleme karsi cikabilir.

Simdi bakalim

Cumle de iki farkli gizli ozne var.

Savas/ devlet terroru yanlisi dictator, AKP devleti ve hukumeti ve de biatcilari bunu soyle algiliyor.

"Bu ogretmen, devletin cocuklari oldurdugunu kastediyor ve devletin verdigi vatan savasina ve devlete karsi cikiyor."

Iste  alinan ya da verilmek istenen algi operasyonu bu.

Bir de bu soylemin tarafinin digger oznesi var.

"Cocuklari devlet degil, PKK teroru olduruyor"

Simdi ve her seyden once bu "Teror orgutu propagandasi yapmak/uye olmak" ile suclanan ogretmeni ve bunma destek veren akademisyenleri, baris komitesini v.s. dusunelim.

Sizce " cocuklar olmesin" I savunan ve bu konuda direnen bir kisi "cocuklari sadece devlet olduruyor, PKK oldurmuyor" ya da "PKK oldurse bile ben PKK'nin oldurdugu cocuklardan bahsetmiyorum, devleti kast ediyorum" diyebilir mi?

Insan olan vicdani olan oldurulen cocuklara etik etnik deger farki ile degil de, insan butunu olarak bakan diyemez.

Zaten ogretmenin terror ile suclanmasi acik olarak bu algida, ozneyi devlet yapmiyor mu?

Iyi de DIGER OZNE NEREDE?

Yani, bugun bir devlet yetkilisi "cocuklar olmesin" neden diyemiyor da diyenlere karsi cikiyor?

Cunku kendisi savastan yana ve kendi estirdigi devlet terorunu gormuyor ve savasimini PKK terorune karsi yaptigini soyluyor.

Iyi de o zaman COCUKLAR NEDEN OLUYOR VE KIM NASIL OLDURUYOR?

DEVLETE GORE SAVASTIGI PKK TERORU VE OLEN HER KIM ISE PKK'I TERORIST.

Peki sivilleri, bebekleri, silahsiz kadinlari, cocuklari yaslilari kimler olduruyor?

Iste tum kutuplasma da burda basliyor.

Cunku devletin algisinda

PKK=KURD HALKI=HDP=TERORIST=BOLUCU

Peki, PKK teroristi olan ya da onu savunan bir kisi "cocuklar olmesin" diyebilir mi?

PKK'nin terrorist eylemlerine baktigimizda diyemezdi. Cunku bu eylemlerde cok sayida cocuk olduruldu.

Iste bu acidan, terorde ve savas baris farklilasmasinda bir donum noktasi da, bugunku Cinar terror saldiri ve katliamidir, ORADA DA COCUK/BEBEK OLDURULMUSTUR.

Bu acidan bakildiginda, DIKTATOR GUDUMLU AKP SAVAS VE TEROR DEVLETI DE HUKUMETI DE, PKK TEROR ORGUTU DE TERORISTE DE VE BUNU SAVUNANLARDA ZATEN "COCUKLAR OLDURULMESIN" DIYEMEZLER.

Yani daha once soyledigim gibi "devlet/PKK/ISID ayni taraftadir" yani savas ve terror tarafindadir. Bu tarafta olan da zaten baristan, yana olamaz ve "cocuklar oldurulmesin" diyemez.

O zaman demekki bunu diyen ve baristan yana olan, sadece DEVLET HUKUMET TERORUNE DEGIL, PKK TERORUNE DE VE HER TURLU SAVAS VE TERORDEN YANA OLANA KARSI DIRENENDIR.

Yalniz bu son kutuplasma bir seyi daha gosterdi, o da TURK MILLILIGININ NASILBU ALGI OPERASYONUNA GELIP "COCUKLAR OLMESIN" SOYLEMINDE, BARISIN YANINDA DEGILDE, SAVASAN DEVLETIN YANINDA YER ALMASI.

Cunku onlar hala bu soylemin, SADECE DEVLETE KARSI VE ONUN PKK'YA KARSI VERDIGI SAVASA KARSI SOYLENDIGI algisindalar ve soyleyenleri her ne hikmetse DEVLET KARSITI VE PKK YANLISI saniyorlar.

bU DA ONLARIN INSANLIGI, VICDANI, BARISI, ADALETI,ESITLIGI, HAK VE OZGURLUKLERI VE DE HUKUKU DEGIL; TURK MILLILIGININ VERDIGI HAKIM VE USTUN MILLET ETNIK DEGERINI ONE CIKARDIKLARINI VE DE KIM OLDURULURSE OLDURULSUN, COCUK BILE OLSA BUNA KARSI CIKILMAMASINI CUNKU OLDURULENIN PKK'LI TERORIST OLDUGU ALGISI ILE, ASLINDA DIKTATOR VE GUDUMUNDEKI AKP SAVAS VE TEROR DEVLETI VE HUKUMETININ YANINDA YER ALIYORLAR VE HEM BARISA KARSI OLUYORLAR, HEM DE O COK KORKTUKLARI BOLUNMEYE KURDLERIN KATLEDISINE CANAK TUTARAK YARDIMCI OLUYORLAR.

Sormak lazim "iki ates arasinda kalarak kendi devleti eliyle uzerinde katliam dahilher turlu terror estirilen kurd halki, ne yapsin? kime siginsin?

Sen one kendi ulkesinde kendisi olarak yasam hakki vermezsen, onun secenegi nedir, direnmekten baska?

Evet, diktatorun politik cikarinda, daha once "ayaklar altina aldigi" turk milliyetciligini tekrar bu savasi ile kazanmak ve MHP'yi de bitirmek istedigi ortada ve basariyor da.

Ayrica, herturlu kurd sivil halkinin basta yasam hakkiini savunan ve yasamak icin direnen bu halkin yayinda oldugu gozuken, HDP'yi de "PKK teroru destekcisi" olarak gostermekte de HDP'yi bitirmek istedigi de ortada ve basarili oluyor.

Boylece gecmisteki her turlu hipokritik soylem ve uygulamalarinin uzerine de set cekiyor.

"Dunu birak, bugune bak" diyor. Ya da Demirel'in meshur politik sozu "dun dundur, bugun de bugun" diyor.

Evet taraf belli, ya baris hukuk hak ve ozgurluk adalet tarafi, ya da her turlu algi operasyonu ve etik degeri insanligin onune koyan, bilerek ya da bilmeyerek dictator ve onun gudumundeki AKP devlet ve hukumetinin savas ve terrorune verilen destek.

Son bir aciklama da, Sultanahmet olayindan sonar, TSK'nin ISID'a ait mevzileri bombalamasi ve ISID'li oldurmesi.

Evet "Cocuklar oldurulmesin"

Bu oznesiz, amasiz fakatsiz, insanlik vicdan yasam hakki ve hukuku iceren cumleye

Karsi cikan var mi?

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji / Qua Felsefesi / Serbest Dusunurluk / Devrimci Sorgulama / Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti