Insanoglu bilindigi gibi sosyal bir fenomen olmasinin yaninda, soyutlama soyut
degerlendirme, soyut deger verme ve soyut deger yaratma yetisi olan ve bu
soyutlarini da somutlastirarak dozen system ve kurum haline getirebilen bir
fenomendir.
Sanki burada bir metafizigin ontolojik yani varl;iksal
"madde/dusunceden birinin monizmi" celiskisi varmis gibi
algilanmaktadir.
Halbuki insanoglu fenomeninde bu iki varliksal temel
biri birini tamamlar ve bu tamamlamadan insanoglu kavramsal bilgisini yaratir ve
turetir.
Burada baslik konmusuna bagli olarak bunlardan sosyallik ve
ideolojiklik tam da bu celiskinin bir birini tamamladigi bir
butundur.
Yani insanoglu ideolojisini oretayas atar ya da yaratir ver
sonar da bunu kitlesel ve sosyal olarak yasam ve iliskisine tasir ve dozen
sistemini kurar.
Burada cok onemli bir nokta vardir. Ne etik degerler ne
de ideolojik degerler, bilimsel bir icerik tasimaz. Cunku soyut temelli olan bu
degerlerin gozleminin alinmasi tartyismasiz degildir ve evrensel bir onay
icermez.
O zaman burada bir ...e gore soz konusudur.
Yani
insanoglu neye gore ideolojik ya da etik degerleri belirliyecek ve bunlari yasam
ve iliskiye tasiyacaktir.
Buradaki en onemli sorun, bu degerlerin
insdanoglunun biri biri ile ustunluk hakimiyet savasiminin guc ve otoritesini
gerektirmeyen aksine bu deger farklarinin biribirini tamamlayici ve bir mozaik
temelinde birlikte bir birlerini icsellestirerek ve bir birlerine saygi
gostererek sosyal birlikteligin saglanmasidir.
Iste bu temelde maalesef,
ideolojiler inancsal ve politik icerik kazanarak birt izme donusurler ve bu izm
temelinde de bir guc otorite elde ediminin mucadelersini
verirler.
Buradaki sorun bu mucadelenin erke gelmesinden
sonradir.
Cunku erke gelen bu izm sadece kendi inandigi ideolojisinin
niteliklerini toplumuna tek nitelik olarak dayatmasi ve sadece kendi niteligini
topluma hakim kilmasidir.
Bu da ister istemez digger ideolojilerin bu
hakim ideolojiye karsi verdigi savasimi getirir. Bu savasimda degisecek tek sey,
yeni ideolojik erkin eski ideolojik erkin yaptigini kendi niteligi olarak
dayatmasi olacaktir.
Yani toplum acisindan degisen bir sey olmayacak oyle
ya da boyle bir inanc tem,elli ideolojinin niteliginin hukmu ve esareti altina
girecektir.
Iste burada sorun hangi ideolojinin hukmu degil; hokum altina
giren toplumun kendisidir.
Iste o yuzden ideolojiler etik degildir.
Sadece kendi niteliginin tek nitelik olarak hakimiyetini isterler.
Iste
bu da nitelik temelli ideolojilerin kendi aralarindaki nicelik guc ve otorite
savasidir.
Tarihe baktigimizda bu sekildeki ideolojik inancsal izmlerin
anlam ve icerigi adi amaci v.s. ne olursa olsun; ortak noktalarinin kendi
niteligini topluma dayatmak oldugunu soyleyebiliriz.
Tabi ki burada bir
ideolojinin hakimiyet kurmadaki yol ve yonteminin siddet derecesi de ister
istemez onmu dictator ve otokrat yapar.
Boylece ideolojik inancsal
nitelik olarak tek bir nitelikteki toplumlar yetistirilmeye calisilir. Baka bir
ideolojik inanc iktidara geldiginde de toplumda nitelik farki ve catismasi
dogar.
Ustelik cagdaslasma Adina da bu ideolojik inanc temelli
iktidarlar, dogma olarak ve niteliklerini koruma Adina caga ayak uyduramazlar ve
gericilesir, tutuculasir ve hatta koktencilesirler.
Bu da caga karsi
direnen bir ideolojik inanc niteligi demektir.
Aslinda burada din temelli
iktidarlardan, ideolojik inancsal temelli iktidarlar pekde farklilasmaz. Sonucta
her ikisi de guc ve otorite ve nicelik temelinde kendi niteligini topluma
dayatirlar.
Ideolojik inancsal niteligin kendi niteligini topluma guc ve
otorite olarak dayatmasi ve bunun getirdigi ideolojiler inanclar arasi iktidar
mucadelesinin tarihler boyu insanogluna ne gibi zararlar ve hak ve ozgurluk
ihlalleri getirdigi izmin adi ne olursa olsun, insanoglunu kana
bulamistir.
En basta insanoglu niteligi Adina bu ideolojik ve
inancsallarin guc ve otoriye temelli kendi niteligini topluma dayatmasi etik
degildir.
Cunku etik demek, evrensel hukukun ve insan haklarinin
antiayrimci firsat esitligi icerikli hic bir inancsal ideolojik degerin
tarafinda olmadan toplumun tum degerlerini ayni demokratik ve sosyal algi ile
kucaklamasidir.
Etik olmak toplumu guc ve otorite temelinde tek bir
nitelige mahkum etmek degil, aksine; her bir niteligin toplum bunyesinde digger
niteligin hak ve ozgurlugune mudahele etmeden kendini yasayabilmesidir.
O
yuzden etik olmak nitelik ayrimci ideolojik inancsal ve izm yanlisi olmak
degildir. Aksine bunlardan arinmis olarak her birinin hak ve ozgurlugunu tanimak
talep ettirmek savuinmak ve desteklemek ve de birinin digeri uzerindeki nitelik
hakimiyetine izin vermemektir. Zaten hukuk da burda gereklidir.
Hukuk hem
har bir etik degerin yasamini saglamak hem de birinin digerine hakim olmasini
onlemek icin vardir.
O yuzden de hukukun etigi ideolojik inancsal izmsel
olamaz.
Etik ve hukukunda politika da yoktur. Cunku politika niteligin
guc ve iktidarini saglamak Adina ideoloji ve inanclarin yaptighi kendi niteligi
cikarina digger nitelikleri bastirma ve kendi niteliginin hakim ve ustunlugunu
digerlerine gore ortaya koyma somurusudur.
Etikteki politika ise ancak
toplumun yararina ve tum toplumun ve her bir ferdinin yasam ve iliski
standartini yukseltici ve duzeyini rahatlatici oldugu surece icte ve dista
yararlidir.
Aslinda buradaki politika bir yerde yararcilik olarak,
topluma etik olmanin ogretilmesi egitimi yetistirimi ve yonlendirimi
politikasidir.
Iste bu etik politika ancak ideolojik ve inancsal tek bitr
niteligin topluma dayatilmasini ve guc ve otoritenin nicelik savasimini onler.
Kisaca ideolojik olmak sadece kendi niteligini guc ve otoritenin
niceligi temelinde topluma dayatmak iken, etik olmak her bir ideolojik inancsal
degerin farkinin farkindas olarak bunlari toplumda bir arada yasatma Adina her
birinin hak ve ozguirlugunu birinin digerinin hak ve ozgurlugunu ihlal
ertmeyecek sekilde hukuk ile tanimakdir.
Herkesin kendine has bir inanci
ideolojisi ve etik degeri olabilir ve olmalidir. Fakat herkes tew bilmelidir ki
baskalarinin da kendine has ideolojisi inanci ve etik degeri
vardir.
Burada olmasi gereken ideolojiler inanclar izmler ve etik
degerler arasi birinin digerine ustunluk hakimiyet savasi ve dayatmasi degil;
her birinin digerini Kabul ederek bir toplum bunyesinde birlikte birinin
digerine mudahelesi olmadan her birinin yasayabilmesidir.
Iste etik olmak
da budur. Yani etik olmak her bir farkli ideolojiyi inasnci izmi etik degeri
icsellestirebilmeyi ve onlar ile birlikte ayni cografi ve toplumsal ortamda
kendi ideolojisi inanci izmi ve etik degeri ile birlikte mudahelesiz
yasayabilmeyi getirir.
Ideolojik olmak tek niteligin dayatmasi
demektir.
Etik olmak her turlu farkli niteligin bir arada hic birinin
digerine mudahelesi olmadan digger degerler ile birlikte demokratikm ve
antiayrimci olarak yasayabilmesini saglamaktir.
Ideolojik olmak
dogal/fenomenal zihniyetin dayatmasi iken, etik olmak insansal zihniyetin deger
mozayiginin farkindaligi ve her bir degerin zincirin birer halkasi oldugunun
bilincidir.
Ideoloji tek halka olarak zincire dayatirken, etik zincir
olarak tum halkalarina sahip cikar. Etik bir yerde zincirin icinde bir halka
olmadan zincirin kopmamasini ve bir halkasinin digerleri uzerinde hakimiyet
kurmamasini saglar.
Etik olmak qua felsefesi ile zinciri halkalari ile
birlikte gorebilmek, ideolojik olmak sadece kendi halkasini zincire vezincirin
digger halkalarina dayatmasini saglamaktir.
Iste o yuzden ideolojik ve
inancsal olmak politik cikar ve somuru icerir. Guc ve otoriteye gereksinim duyar
ve sadece kendi niteligini nitelik olarak group; digger nitelik sahiplerini
nicelik olarak algilar ve degerlendirir.
Evrensel-Insan- Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
No comments:
Post a Comment