Sunday 30 August 2015

Yitirilenler ve Etik Sorun

Her canli icin en onemli deger onun yasamidir.

Cunku canli yitirildikten sonra artik canli degildir.

Maalesef, zihinsel/davranissal insanlasamamisd, insdanoglu turunun en buyuk sorunu ise, yasamini harcamak ya da yasamini harcatmak ve bu harcanan/harcatilan yasam uzerinden de basta etik olmak uzere prim yapmaktir.

Yitirilmek eski deyimle "ecel-i musamma" seklinde ise dogaldir ve sadece yitirilenin yakin cevrewsini icerir ve kitlesel bir aciklama icermez.

Yine eski deyimle bir yiutirilme sekli daha vardir, yani "ecel-i kaza" bunun anlami da yitirilenin dogal olmayan yitirimidir.

Bu sekildeki yitirimler genelde prim yapma adina, once dogal felaketler sonra da basta trafik kazasi olmak uzere her turlu kazada yitirilenlerdir.

Tabi burada onemli bir durumu da belirtmek gerekir.

Eger yitirilmenin nedeni dogal afet ise "yanardag patlamasi, deprem, tsunami, sel, yangin v.s.) burada doga kadar insanoglunun da payi buyuktur.

Kisaca "deprem kimseyi oldurmez, curuk binalar oldurur" ya da "sel kimseyi bogmaz, sele karsi tedbirsizlik bogar" v.s.

Normal, sivil bir yasam ve iliski suren ulkelerde, genelde olum haberi almak pek bilinen bir sey degildir.

Ya buyuk bir kaza olacak, ya bir ihmal olacak, ya da bir dogalafet olacak. Bunlar yoksa dogal olum disinda olmek de yoktur.

Haalbuki ulkemiz oyle mi?

Acaba bir gun var mi ki bir kisi yitirilmesin.

Ben dogal afetlerden, kazadan v.s. bahsetmiyorum. Hergun yitirilen isciden, askerden, sivilden, kadindan, cocuktan bahsediyorum.

Eger boyle bir ulke ve toplumun vatandasi iseniz, diger ulkelerde olmayan bu yitirimler, ilk baslarda infilak ve isyan getirse de, zamanla toplum alisir.

Ustelik bu alisma oyle bir hal alir ki, aliskanlik deger sirasina gore siralanir.

Mesela trafik kazalari ikinci ve hatta ucuncu planda kalir, isci yitirimleri ikinci planda kalir, tore erkek cinayetleri ikinci planda kalir.

Toplumumuzun etik olarak en deger verdigi yitirim, toplumsal olarak askerin yitirimidir. Sonra katliamlar ve sivil yitirimleri gelir.

Iste su an asker ve sivil yitiriminin en yogun yasandigi bir donem olarak; diger yitirimlewrden bahsedilmez bile.

Bugunku bu sekilde yitirimlerin tek sorumlusu bu durumu yaratan saray diktatorudur.

Yani askerin de sivilinde yitirilmesi, milliyetci soylem ile "vatan/millet" icin degil; diktatorun istemi icindir.

Haliyle boyle olunca ve bunun da bilinci olunca, basta asker yitirimleri ve yitirilenlerin asker ya da sivil yakinlarinin acilarini dile getirisleri, ister istemez diktatore yonelik olmaktadir.

Tabi diktator icin etik yoktur, o herseyi politik olarak algilar ve bu algida sunmaya calistigi algi operrasyonu da para ile tutulmus medya aktrollerinin yitirilenler uzerinde yaptiklari diktator politikasi ayrimciligi ve otekilestirmesidir.

Bu oyle bir hal almis durumdaki, cenazelerde ve torenlerde imamlara kadar inmistir.

Diktator bu asker yitirimlerini politik bir sova donusturmek istemis, kitleden tepki aldiktan sonra; simdiki politikasi ise diktatoru sorumlu tutanlar uzerindeki aktrolleri medyasi eli ile yaptigi karalama, yaftalama, yalanlama ve uc maymunu oynama politikasidir.

Tabi yine onlari bertaraf etme adina "terorist, PKK'li, DHKP-C'li v.s." ilan ederek.

En onemli saygisizlik ise, bu yitirilenler hakkiinda yapilan ayrimciliktir "Alevi, kurd, ermeni, musluman degil" v.s.

Iste politika cikari boyle bir seydir.

Yitirilenler uzerinden bile, politik cikar saglamak adina; her turlu yalani dolani iftirayi ya da yitirileni kendi politrik etik degerinden olmadigi sanki bir sucmus gibi, hedef gostermeyi nefreti kini icerir.

Isin diger bir yonu de, bu hakli yakarislardaki dile gelimlerin yakarisi yapanlar adina, diktatorun kanunu hismina ugramasidir.

Tabi bu da her turlu cezayi, tutuklamayi, hapsi v.s. kapsar.

Kisaca ulker ve toplumda yitirilenin arkasindan prim yapmak bugun diktatorun politikasinin bir parcasidir.

Bunun aksini yapanlar ise diktatorun hismi ile bertaraf edilir..

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment