Saturday 7 November 2015

Türkiye Politikası- Vesayetçilik

T.Cumhuriyeti kuruldugundan bu gune gecen sure icinde, devleti, hukumeti ve de her turlu sivil kurum ve kuruluslari ve de mecliste yer almis partileri yonlendiren tek bir konu vardir, o da vesayetciliktir.

Turkiye'de politika denince akla her turlu basta etik degerler olmak uzere, inancsal ve ideolojik degerler gelir.

Buradaki terslik, dunya gelismisliginde her turlu etik ideolojik inancsal degerler, insan haklari ve evrensel hukukta hak ve ozgurluk algisi olarak alinirken ve herkes herkesi kendi degeri ile kabullenirken; Turkiye'de bu degerler etik degerler degil; politik cikar temelinde toplumu ve halki kandirmak ve duygu somurusu ile yonlendirmek icin kullanilir.

Oyuzden de parti baskani ile hukumetin ve devletin basi farklilasamaz.

Yani diyelim parti baskani, sadece kendi politik cikarini yuruturken, devlet ve hukumet baskani aslinda tum farkli ulke ve toplum degerlerini kucaklamak ve her birinin farkini kabullenmek durumundadir.

Iste T.C. Tarihinde bu hic boyle olmamistir. Devlette, hukumette mecliste yer alan tum partilerde, devlet ve hukumeti kendi vesayeti ile yonlendirirler. Tabi bu ordu dahil polis dahil her turlu devlet kurumunu da kapsar.

Kisaca olan parti devleti ve hukumetidir.

Etik degerlerden en onemli olan iki tanesi milli kokensel ve dini mezhepsel degerler, Turkiye politik tarihinin her zaman en bas politikasi ve politik cikar ve duygu saomurusu olmustur.

Kim iktidarda ise, digger sorunlari bu iki etik deger temelinde ele alir ve uygular.

Buradaki vesayette iki turludur.

Hakim milli ve de dini temelin digger etnik ve de dini mezhepsel degerler uzerindeki hakimiyeti, baskisi, getirdigi yasaklar ve bunlarin devlet hukumet eliyle, anayasaya dayandirilarak uygulanmasidir.

Diger vesayet ise, bu hakim vesayet disinda kalan milli kokensel ve dini mezhepsel degerlerin, uzerindeki hakim ve ustun degerlere karsi cikmasi ve kendi degerlerinin savasimini genelde canini da vererek surdurmesidir.

Bu degerleri isimlendirirsek, hakim milli deger turkluk ve turkculuk, hakim dini mezhepsel deger ise sunniliktir.

Gerci AKP ile ulke ve toplumuna yeni tanistirilan selefiligi de son donemde katmak gerekir.

Iste bunlar hakim ve ustun vesayet olma durumunda ve politik cikarin temelindedir.

Diger vesayete karsi olan ve vesayet altinda ezilen milli ve dini mezhepsel degerlerin basinda kurdluk/kurdculuk ve alevilik gelir.

Aslinda Turkiye cografyasi tarihi olarak cok daha farkli ve fazla etik degeri barindirir.

Yalniz politik cikar savasiminda one cikan kurdluk ve aleviliktir.

Nitekim hakim dini ve de milli vesayetin saldirgan ve terrorist doneminde katledilenlerin genelde kurdler ve aleviler oldugu gorunur.

Cunku onlar politik olarak vesayete ilk direnenlerdir.

Iste ulke ve toplumunda son zamanda yani son bir kac ayda yasanan da budur. Dini ve milli hakim vesayetin, teroru.

Aci olan ise bu vesayetten olanlarin bu teroru ve katliamlari sadece normal karsilamasi degil; bir de yapani odullendirmesidir.

Cunku etik bilinc ve hak ve ozgurlukler gelismemistir.

Bireyse lbilinc gelismemistir.

Yani hakim etigin hangisi olursa olsun, digger etik degerler uzerine her turlu hakimiyeti kurmasi terror estirmesi ve katletmesi normal olarak algilanir. Cunku onlar hakim vesayete karsi direnmekte yanlis yapiyorlardir ve boylece de cezalarini cekiyorlardir.

Buradan iki farkli sonuc cikar.

Her hakim vesayete karsi cikan, mutlaka baska bir etik degerden algilanir.

Genel anlamda vesayete karsi cikanin aydin, ilerici, cagdas, devrimci ve hatta kendisinin hakim etikten yana bile olabilecegi hesaba katilmaz.

Ayrica bu etik vesayette kendisi diyelim dini konuda hakim vesayetten olup ta, milli konuda farkli etikten olanlar da vardir, ya da tersi.

Iste burada kisinin verecegi mucadele ya da kendi vesayetini Kabul ettirme; kisinin dini mi yoksa milli mi degeri one cikarmasi ile paraleldir.

Yoksa diyelim kurd olupta bunca kendine zulum eden AKP'ye oy veren bir kisiyi anlamak mumkun olmaz.

Iste politik vesayet cikar savasinda, vesayete karsi cikanin ve direnenin, vesayeti veren hakim degerden oldugu ya da boyle bir deger tasimadigi da algilanmaz.

Oyle ya bir sunni neden aleviyi desteklesin?

Ya da bir turk neden kurdu desteklesin?

Yani aleviyi destekleyen alevidir, kurdu de destekleyen kurddur bilincalti algisi vardir.

Bu da zaten caga gore kendini gelistirmis hak ve ozgurluk savunucularini disarda birakir.

Butun bu aciklamalar isiginda, 1 Kasim secimleri politikadaki vesayetcilikte, harita olarakta uclu kutuplasma farki yasamaktadir.

AKP'yi secen Ic Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz; hakim dini ya da milli vesayetten yanadir.

Dogu ve guneydogu Anadolu, hakim vesayetten olmadigindan ve ezilen dini ya da milli vesayetten oldugundan vesayete karsidir.

Bati ise genelde her ikisini de barindirir. Yerine gore vesayete karsi cikar, yerine gore destekler.

O yuzden de AKP burada guclu olamamistir ama kendine yer bulmustur.

Turkiye'de genelde "sol" un politik vesayette oyunu %30'lara cikaramamasi da bundandir. Yani tarafini kesin belli edemez. Politik olarak yeri gelir vesayetten yana cikar, yeri gelir; vesayete karsi cikar.

HDP'nin oylarinin 7 haziran'a gore dusmesi de bundandir. Sonucta turk ve sunni vesayet yanlilarindan oy alamamistir, ustelik kurd halkinin sunni vesayet yaninda olanlarini da kaybetmistir.

AKP'nin 13 sene sonar 1 kasimda bu kadar yuksek oran ve sayida oy almasinin sebebi, sadece bu da degildir.

AKP kurulmadan once vesayetci sag dagilmisti. AKP tek basina T.C. tarihinde daha once olmamis sekilde, sagdaki vesayetci tek partidir ve ne dini ne de milli vesayet politikasi olarak ta bir rakibi yoktur.

Kisaca solun ve de vesayet karsitliginin disinda kalan %60' I katilim firesi disinda kendinde toplamaktadir.

Ustelik hem dini hem de milli vesayeti politik cikar olarak birlestirebilmis ve yerine gore birini digerine nazaran da one cikarabilmistir.

Nitekim, 7 Haziran sonraki kanli terror donemi bunun en guzel ornegidir ve bu insanlik ve vicdan Adina geri tepecegi halde, hakim ve ustun milli vesayet Adina oya donusmustur.

Cunku katledilen her kim ise, bunlar vesayet savasi karsiti olarak lanse edilmistir ve bu vesayet savasinda katledilen mehmetcikte, "gorevini yapmistir."

Kisaca ulke ve toplumu, etik degerleri insan haklari hak ve ozgurlukler ve evrensel hukuk temelinde degerlendirmedikce ve her firkin biri birini icsellestirmedikce ve politika bu etik degerleri politik cikarinda ve duygu somurusunde paylastikca, devlet ve hukumet ve de sivil kurumlar etik olarak tum farklari kucaklamak yerine, iktidarin sadece elinde bir kullanim ve somuru araci olarak kaldikca; ulke ve toplumu normallesemez, cagdaslasamaz, gelisemez, sivillesemez ve sosyallesemez.

Vatandaslari da bireysellesemez.

Ayrica emperyalist zihniyetin akli karsisinda da ulke ve toplumu elde edilen iktidari eliyle daimi kaybeder.

Bu kayiplar hem can hem de mal olur.

Bu vesayet savasi politik olarak devam ettikce de, vesayet altinda ezilen digger degerlerin tek yolu, ayrilmak olacaktir.

Cunku vesayeti uygulayan devlette hukumette; onun devleti ve hukumeti degildir.

Onu korumaz, sadece katleder ezer ve kullanir.

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment