Saturday 22 November 2014

Fiziksel/Dogal Determinizm-Yaratilissal Irade Bagi/Iliskisi

Ilk once bu ikisi arasindaki bagi/iliskiyi ortaya koymadan, ikisinin biribirinden farkini ortaya koyalim.

Fiziksel/dogal determinism- fiziki olarak herhangibir fenomenin her turlu olusumunun, degisim, donusum ve baskalasiminin her turlu hareketinin oznel ya da soyut bir karar ya da secim mekanizmasina dayanmadan kendi kendine sartlara duruma ve zamana bagli olarak olacagidir. Yani buna kisaca "evrim "diyebiliriz.

Yaratilissal Irade- Yaraticinin yarattigi bir fenomen olarak, her turlu olusumun; degisim, donusum ve baskalasiminin, her turlu hasreketinin fenomenin karar ve secim mekanizmasina dayanmadan bir akilli tasarimcinin, bir yaraticinin onun ayarladigi sartlara, duruma ve zamana bagli olarak. olacagidir. Yani buna kisaca "buyuk/akilli tasarim" diyebiliriz.

Bu ikisi birbirinden farklki gorunmekle beraber, ikisinin de bir ortak noktasi vardir.

Nedir bu ortak nokta, "her turlu olusumun, degisim, donusum ve baskalasimi. Yine ikisindeki ortak nokta, bu olusumun "degisimi, donusumu ve baskalasimi yani hareketi"

Peki buradaki farkli gorunen nedir?

Ilkinde " fenomende,oznel ve de soyut bir karar ve secim mekanizmasinin" olmamasi, ikincisinde ise boyle bir mekanizmanin, fenomenin kendisi yerine, onu yarattigi one surulen bir tasarimciya ya da yaraticiya verilmesi.

Iste bu olusumdan biri olan bizlere yani insanoglu turune ve onun birlerine gelince bu durum degisiyor.

Yani bizlerin digger fenomenlerden farki ortaya cikiyor.

Nedir bizlerin digger fenomenlerden farki;

Bu fark, fiziki/dogal determinism de yer almayan ve yaratilissal irade de yaraticiyi ve tasarimciya verilenin, bizlerde yani insanoglu turu ve birinde bulunmasi.

Yani insanoglunun hem oznel ve soyut yeninin olmasi hem de yaraticiya verilen tasarim ve akil yetilerine sahip olmasi.

Iste bizlerin bu yetisi bizim soyut ve oznel yanimizi kullanarak soyutlama ve soyut degerlendirme muhakeme karar ve secim olarak bir seyi donusturebilecegimizin, degistirebilecegimizin ve de baskalastirabilecegimizin ve bunun icin de akilci ve tasarimci yetimizin oldugunun ve bunu kullanabilecegimizin farkidir.

Yani ilkinde, bu yetimizi ve farkimizi, gormemezlikten gelirken, yok sayarken, gale almazken ve farkina varmazken; ikincisinde de bu yeti ve ozelligimizi bizim disimizdajki bir akilli tasarimciya ya da yaraticiya veriyoruz.

Iste insanoglu turunun ve her bir birinin farki; hem bizim devrimci yonumuzu ortaya koyuyor, hem bu devrimci yonumuzun, soyutlama soyut deger ve degerlendirme ve oznel olma ozelligimize dayandigini gosteriyor, hem de bu yonumuz ve ozelligimiz ve oznelligimiz ile, her turlu tasarim ve yaratimin da soyut ve soyutlama temelinde bizlerin birer ozelligi oldugunu ortaya koyuyor.

Yani determinism ve irade her ikisine biz de olan, soyutlama yeti ve soyut degerlendirmemiz ile de tasarlanabilen ve de mudahele edebilen bir yanimiz ve yonumuz oldugunu ortaya koyuyor.

Iste fenomene verdigimiz farkli sekil ve sekillendirmeler yani insanoglu eliyle ortaya konmus fenomenler ve de bunlarin soyutlama akil ve tasarimciligi da bizim eserimiz olarak ortaya cikiyor.

Kisaca teknik ve cagdas fenomenlerin ortaya cikarilmasi ve bilim temelinde de her turlu kendimiz dahil; bilerek ve bildirerek soyutlama ve soyut degerlendirme yetimizi kullanmamiz.

Yani insanoglu hem devrimcidir hem de tasarimcidir. Hem yaraticidir hem de soyutlama soyut degerlendirme kendi kendini yonlendirebilme ve yonetebilme ve de her turlu soyut somut, degistirebilme, donusturebilme, baskalastirabilme olusturabilme ki buna kendi de dahil; yeti ve hareketine dusunce ve davranisina sahiptir.

Dolayisi ile ne bir tasarimciya ya da yaraticiya ihtiyaci vardir, ne de soyut oznel ve soyutlamadan soyut degerlendirmeden yoksundur.

Bunu algilayabilmek farkina varabilmek ve bilincine erisebilmek ise; basta soyut sonrada somut insanlasmanin evrensellesmenin bilimsellesmenin ve bilissellesmenin her turlu bilgi temelindeki algisi ve farkindaligidir.

Bu her seye insanoglunun ortaya attigi farkli ve cesitli nitelikteki bilgilerden sadece birinin bilgisi ile bakmak degil; aksine, tamamen insanoglundan ve onun fiziki yapi ve gorunumunun disinda, onun yaratici tasarlayici devrimci ve soyutlama yetenekli soyut degerlendirme ozellikli ve oznel yanindan bir bakistir.

Bu konuda cesitli mantik yurutumleri var;

Eger serbest irade oldugunu dusunuyorsan ve bu konuda determinist isen, o zaman bu oldugunu dusundugun serbest iradeni yasamini yonlendirmede kullanirsin ve bu bu buyuk bir kazanimdir.

Eger serbest iraden oldugunu dusunmuyorsan ve de serbest dusuncen varsa; o zaman yasaminda secenegin olma sansini kullanmayarak bu olanagini red ediyorsun dolayisi ile buyuk kayiptasin.

Eger serbest iraden oldugunu dusunuyorsan ve bu konuda determinist degil isen, kazancin ya da kaybin yoktur, cunku konuda secenegin yoktur.

Eger serbest iraden oldugunu dusunmuyorsan ve bu konuda determinist te degilsen, kazancin ya da kaybin yoktur, cunku konuda secenegin yoktur.

Bu durumda determinism ve serbest iradenin kendinde oldugunu dusunenler, kazanclidir.
Serbest iradesi oldugunu dusunmuyenler bunun determinizmini kendileri disindaki baska bir guce (somut ya da soyut) bagliyorlarsa, ve secim ve de karar haklarini red ediyorlarsa, buyuk kayiptadirlar.

Dolayisi ile determinizm ile serbest dusunurluk biri birine paraleldir. Bu paralelligin olumlusu kazanc, olumsuzu, olan secim ve karar hakkini kullanmamak, kayip; ya da "nasil olsa olacak" algisi ve de "zaten secenegim yok" algisi ile kullanmamak ise ne kazanc ne de kayiptir.

Bu temelde serbest iradenin olup olmamasindan bagimsiz olarak, bir kisi yasamini yonlendirmede kendi karar ve secim hakki oldugunu bilerek yasamali ve her seyde bir secim hakki oldugunu bilmeli ve bunu kullanmali. Aksi yani bunu kullanmamak, kayiptir.

Kisinin yasamina yon verme acisindan;

Ya kazanci, ya kaybi olur, ya da her ikisi de olmaz.

Iste dinde/inancta, bu kaybi kisi;serbest iradenin oldugunu dusunup, determinizmini tanrisina verdigi icin ve de secim karar hakkini kullanmadigi icin kaybeder.

Felsefelerde de sebest iradenin olmadigini dusunerekten, ya tamamen secim ve karar hakkini da kendinde bulmaz ve kullanmayarak kaybeder, ya da determinizmin secimi yerine getirecegini dusunup kazanc ya da kayip yasamaz.

Kisaca konu kisinin determinizmin secim ve karar hakkini kendinde mi yoksa baska seydemi arayacagi onun serbest iradeyi kullanip kullanmamasinin belirleyicisidir.

Kisilerin secim ve karar hakki ve farki oldugu ise bilimsel olarak kisilerin ayni durumda farkli secimler ve kararlara yonlenmesinde gozlem vermektedir.

Yani insanoglunun secim ve karar hakki vardir, bunu oyle ya da boyle kullanmasi; kazanc, kullanmamasi ise kayiptir.

Kullanan yasamini kendi karari ve secimi ile yonlendirebilir, kullanmayan ise yasamini ya inandigina ya da olana terk eder.       

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment