Saturday 22 November 2014

Insanoglu Ile Bilgisayar Arasindaki Fark

Insanoglu ile bilgisayar arasindaki en onemli fark, bilgisayarin insanoglunun bir urunu olmasi ve bilgisayara bilginin insanoglu eliyle yuklenmesidir.

Iste buradaki fark aslinda soyutlama farkidir.

Yani bilgisayar soyutlayamaz. Sadece ona yukleneni yansitir.

Insanoglunu ve ozellikle beynini basit bir varliksal temele indirgemek mumkun degildir.

Cunku insanoglunun beyni daimi sekilde bir beliris ve belirtis ortaya koyan, bir karmasik dinamik sistemdir.

Burada bilgisayardan farki, insanoglunun baska bir guce gerek duymadan kendi sistemine bilgi yukleyebilmesi, bilgi eksiltebilmesi ve bilgi iletebilmesidir.

Iste insanoglunun farki bu soyutlamasidir.

Yani muhakeme etmek, deger vermek, degerlendirmek, fikir uretmek, akil yurutmek, tartismak, arastirmak, incelemek, sorusturmek, sorgulamak, kuramlastirmak, one surmek, teori, tez, antitez, sentez, analiz, diagnostic degerlendirme yapmak, kavram mana anlam ve icerik turetmek, kritik, analojik, dialektik, formel mantik ortaya koyabilmek, formuller, grafikler, cizimler uretebilmek, hesaplamak v.s.

Bir yerde, bilgisayardaki hardware ve software sisteminin, software'ni kendi yaratmak ve kendine yuklemek.

Kisaca insanoglunun her turlu hardware sistemi, kendi kendine soft ware yaratabilecek bir yetiye sahip.

Dolayisi ile insanoglunun, yansitan ve yansiyan bir karmasik dinamik system olmasinin temelinde fenomenal olarak beyni ve zihni mevcut.

Iste insanoglu soyutlamasini, bu zihinsel beyni yetisi sayesinde mumkun kiliyor.

Bilgisayarda, gozlem olarak her hangibir seyi yasam gercegi temelinde somut olarak algilayamayiz.

Aksine insanoglu ise soyutlamasi sayesinde, oznel ve nesnel yanini kavramsal bilgi temelinde somut ve soyuta tasiyabilir.

Yani yansisini algigini kavramsal bilgi olarak yansitabilir. Iste buradaki yansiyanin yansitilmasinin bes duyu ile algilanabilirligi ya da sezgi/his/duygu ile algilanabilirligi farki soz konusudur.

Bilgisayar ise sadece kendisine yukleneni ekraninda yansitir vebu sistemin kurucusu insanogludur.

Insanoglu dogumdan itibaren tum yasami boyunca bu karmasik dinamik sistemine algi temelinde soyut ve somut kavram depolar ve bu depoladigi kavramlari da soyutlama yolu ile bilgi temelinde besler.

Ayni bilgisayar gibi, insanoglu da istediginde bu depoladigi kavramsal bilgilerini control edebilir, degistirebilir, yenileyebilir, gelistirebilir, bunun paralelinde de her turlu sosyo-psikolojik hareketini control edebilir.

Iste buradaki ana fark, bu sistemin deposunu kendi kendine ve bilincalti kullanimi ile, bireyin bilincli ve farkinda olarak bu kullanima yon ve yontem vermesidir.

Iste asil insanoglunu bilgisayardan farkli kilan kisim, bu soyutlama yetisindeki her turlu soyutlamanin, bireyin kendi iradesi ve istemi temelinde yapilip yapilmamasidir.

Yoksa insanoglu da bir bilgisayardan farksiz duruma gelir.

Yani sadece hardwareine software ile depolanani yansitmak.

Yani soyutlama yetisini kullanmamak.

Ya da kullandiginin farkina ve bilincine varamamak.

Kisaca alisilagelmis, otomatiklesmis ve yerlesmis bir sekilde yansitmak.

Software I yenilememek, degistirmemek, control etmemek v.s. kisaca software olarak hic bir soyutlama yapmamak.

Buradaki software soyutlamasina engel olan soyutlar, genelde;

Inancsallar, ideolojiler, izmler, etik her turlu deger, estetik her turlu deger, psikolojik her turlu deger, teoriler, tezler, antitezler, one surumler, mantiklar, hesaplar, formuller, v.s. temelli sorgulanmaz yani soyutlama ile degerlendirilemez kilinan soyutlardir.

Iste zaten bilincaltinin da yansimasi budur.

Burada aslinda bilgisayarda olmayan, insanoglunun gosterdigi bir savunu, kasi cikis, direnc, kaybetme korkusu, bosluga dusme korkusu, yerine baska bir sey koyamama korkusu, ya da yukaridaki sorgulanmazlarin sorgulandiginda getirecegi degisim korkusu mevcuttur.

Iste insanoglu bu temelde bu yerlesmis soyutlarini inatla savunarak, gelisen dunya teknik bilim ve sahip oldugu ve daimi beliris ve de belirtis yansitan karmasik dinamik sistemine karsi bir mucadele vermekte ve de cagdisiliga, gericilige, tutuculuga, muhafazakarliga ve her turlu degisim yenilenim ve gelisime karsi durusa yonelir.

Bunun farkinda ve bilincinde olmamasi da zaten; bu bilincalti savununun getirdigi bilincalti direncidir.

O yuzden genelde insanoglu, soyutlamasina engel olan bu soyutlarin oyle ya da boyle degistigini bile fark edemez.

Cunku bu degisimde bizzat kendisi ve bilinci yer almamistir.

Bu bir yerde, bilgisayardaki bir degisimi insanoglunun bilgisayara saglamasi ve bilgisayarin bundan haberi olmamasi bunun farkina varmamasi gibidir.

Zaten bunun ilki de boyledir, yani bilgisayar insanoglunun ona yukledigi bilgilerden de habersizdir.

Ayni insanoglunun dogumdan itibaren ona yuklenen ve depolanan soyut degerler gibi.

Iste insanoglunun kendini ve bilgi sayari yonlendirmesi ve yonetmesi; ya bir farkindalik bilinc irade temelindedir, ya da bilgisayar gibi depolanani sadece yansitmak temelindedir.

Iste buradan su sonuc cikmaktadir. Insanoglu bilgisayari her turlu yonlendirdigi gibi, kendi bunyesinde de bilgisayar gibi yonlenenler ve de bilgisayar gibi insanoglunu yonlendirenler olarak ikiye farklilasir.

Bu fark once birin kendinden baslar ve bu bir yansittigi ile bu fark ve bilinci insanoglunun soyutlamasina ve de her turlu software ine yer etmis ve sorgulanmayan, soyut degerlendirme degerlerine sunar.

Iste bu sunum, ya insandan bilgiden bilimden bilisden, evrensel hukuktan, insan haklarindan ve hak ve ozgurluklerden yanadir, ya da degildir.

Ya soyutlama yetisinin isletilmesi farkindaligini ve bilincini vermekten yanadir, ya da degildir.

Ya egitmekten, yetistirmekten, ve kendi kararini kendisi almasina yoneltmekten yanadir, ya da degildir.

Kisaca insanoglu ya bilgisayar gibi insanoglunu kullanir, degistirir, harcar, v.s. yani yonetir ve yonlendirir.

Ya da insanoglu insanogluna bir bilgisayar olmadigini kendi kendini yonetecek ve yonlendirecek soyutlama yetisine sahip oldugunu ve her turlu soyut degerler temelinde hareket yerine, bu degerlerin sorgulanmasini gosterir.

Kisaca insanoglu ya zihinsel olarak insanlasir ve insanlastirir, ya da insanoglu kalarak ve insanlasmayi onleyerek yasar.

Burada konu sadece insanlasmak degil, evrensellesmek bilimsellesmek ve bilissellesmektir.

Kisaca ya zihin degisimi ve devriminin farkindaligi ve bilincidir, ya da zihin farkindasizligi ve zihin yonleniminin teslimiyetidir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment