Bilindigi gibi daha once insanoglu beyninde beliren !? (unlem/soru) nun isareti
ALGISAL TEMELDE "VAR" dir.
Buradan alginin daimi olarak pozitif oldugu
sadece dilbilgisi ya da ifade olarak olumlu/olumsuz temelde kullanimlasi
anlamina gelir.
Insanoglu fenomenal yapisinin numenal yani zihinsel
islevinin ve bu islevin yapilandirilmisliginin evrensel sembol olan x ve y yapi
ve isleyisinin HER TURLU NUMENAL DEGER TURETIMI VE HER TURLU SOYUTLAMASI VE DE
DUNYAYA BAKIS ACISI ALGI TEMELINDEDIR.
Algi ikilidir.
Birincisi
duyusal algi
Ikincisi duyumsal algidir.
Bu da bize zihnin islevi
yani soyutlaamaya gecisi ve beynin vucudunun zihinsel ve de fiziksel hareketi
olarak ALGILAMA SORUNU sunar.
Buradaki algilama sorunu, algilama
eyleminin olmasi gereken sekilde biri birini tamamlamasi seklinde degil;
yapilandirilmis yapi ve isleyis geregi, biribirine ters/zit ve karsit olarak
eyleme gecmesidir.
Bu temelde biribirine zit iki turlu algilama eylemi
vardir.
Birincisi GOZLEMSEL ALGILAMA
Ikincisi-AKILSAL
ALGILAMASDIR
Yukaridaki ikili algi ile paralellik kurmak gerekirse;
duyusal algi gozlemsel algilamaya; duyumsal algi da akilsal algilamaya denk
dusmesi gerekjirken; ya tam tersi olur, ya teke indirgenir ya da karmasa
yaratir.
Aciklayalim. Algilama bir eylemdir, algi ise beynin/vucudun bir
islevidir.
Iste buradaki sorun ALGI ILE ALGILAMA EYLEMINDEKI
YAPILANDIRILMISLIGIN SORUNUDUR.
Cunku kisi yasamda kendine verilen
temelde SAHTE ELBISE OLAN EGONUN ALGISINI ALGILAMA OLARAK KENDINE SECER. Bu
secim bilincli degil, sadece verilme aliskanligi yerlesmisligi ve
otomatiklesmisligidir. Nedeni egonun baska turlu islev
gorememesindendir.
Dolayisi ile sahte elbise ego, hem duyusal hem de
duyumsal algiyi ego/duygu temelli AKILCI ALGILAMAYA DONUSTURUR. Halk dilinde "bu
isine gelmektedir, cikari burdadir, tatmini burdadir v.s."
Iste zaten
sokrates ile baslayan metafizigin gercegin ne olduygu tartismasinin fizik
otesinin kisaca AKILCILIGIN TEMELI iste bu AKILCI ALGILAMAYA dayanir.
Tum
toplumsal degerler veriler tabular sisstemler duzenler etik degerler ve bunun
bir ideoloji inanc niteligi temelinde topluma guc ve otorite kullanilarak
dayatilmasi; iste bu akilci algilamanin urunudur.
Kisaca insanoglunu
zihinsel davranissal olarak insanlastirmayan evrensellestirmeyen
bilimsellestirmeyen bilissellestirmeyen ve birbiri ile daimi catistiran
dogal/fenomenal zihniyetin temeli de bu akilci algilamaya dayanir.
Peki
bu yapilandirilmis sorun neden boyledir ve bu sorundan kurtulma adina zihinsel
degisim ve devrim nasil saglanir.
Bunun icin bir ornek
verecegiz.
Insanoglu duyusal algisina gozlem veren fenomen, insanoglu
duyumsal algisina gozlem veren numenal degerdir.
Bunu felsefi dile
tasilayim, yani metafizik/varliksal dile;
Insanoglu duyusal algisina
gozlem veren nesnel madde, insanoglu duyumsal algisina gozlem veren numenal
deger, oznel dusuncedir. Burada onemli olan bir fark dusuncenin bir numenal
degerden ziyade numenal yeti olmasidir.
Simdi bu ornegimizi
somutlastiralim.
insanoglu duyusal algisina gozlem veren fenomen (nesnel
madde) var isareti ile algilandi ve algi gozlemi vfen ile ozdeslestirildi ve
adina "evren" dendi.
Diger taraftan, insanoglu duyumsal algisina gozlem
veren numenal deger var isareti ile algilandi ve algi gozlemi veren ile
ozdeslestirildi ve adina "tanri" dendi.
Iste burada iki farkli
algilamanin iki farkli temeli ve adi ortaya
cikmistir.
Aciklayalim.
Evren denen kavram gozlemsel algilamaya
girerken; tanri denen kavram akilsal algilamaya girer.
Iste bu temelde
yapilandirilmisligin yapi ve isleyisinin tum sorunu insanoglunun DUYUMSAL
ALGILAMASI TEMELINDEKI AKILCI ALGILAMADIR, YANI FELSEFEDIR.
Digeri ise
tum insanoglunu kapsayan yapilandirilmisligin yapi ve isleyisinin DUYUSAL
ALGILAMASI TEMELINDEKI GOZLEMCI ALGILAMADIR, YANI BILIMDIR.
Bunu biraz
daha acalim.
Insanoglu AKILCI ALGILAMASI TEMELINDE METAFIZIGI,
ETIGI,ESTETIGI TUM IZMLERI, IDEOLOJILERI, INANCLARI, FIZIK OTESI VE BILIM
KURGUYU yaratir.
Insanoglu GOZLEMCI ALGILAMASI TEMELINDE BILGIYI BILIMI
BILISI, BULUSU ORTAYA KOYAR.
Iste buraya kadar hala akilsal ve gozlemsel
algilama ic icedir ve diolayisi ile felsefe ile bilim de ic icedir.
Simdi
verecegimiz ornek bu ikisinin farkini ortaya koyacak
Cunku hipotez de tez
de her ikisinde de vardir, gozlem de algi da her ikisinde vardir, gercek de olgu
da her ikisinde vardir.
Kisaca kavramsal olarak her bir kavram hem
akilsal hem de gzlemsel algilamada vardir.
Peki o zaman once felsefe ile
bilim farki nasil ortaya konabilecek?
Bunu ben cogu baslikta ve
mesajlarimda konu ve kavramina gore genis ve detayli olarak
acikladim.
Burada kisaca bu basligin onemi acisindan; bilimsel olan
yanlislanabilir, yenilenebilir, degisebilir, KISACA SABIT
DEGILDIR
Felsefi olan sadece dogrulayanca dogrudur, yanlislanamaz,
mutlaktir kesindir indirgemeci deterministtir. KISACA SABITTIR.
Iste
sabit olmayan DOGMALASMAZ TUTUCULASMAZ CAG DISI KALMAZ, sabit olan ise
dogmalasir, tutuculasir, gericilesir, cag disi kalir
Yani BIRI DAIMI
DEGISEBILIRKEN, DIGERI EBEDI SABIT KALIR.
Simdi de bir yontemin felsefi
mi bilimsel mi oldugunun nasil algilandigina bakalim.
Ortaya bir tez
attik ve bunu hipoteze tasidik. Bu hem felsefi hem de bilimseldir. Ikisi de
gozlem verir biri gozlemsel algiiya, digeri akilsal algiya. Gozlemsel algiya
gozlem veren TEORIYE, Akilsal algiya gozlem veren IDEOLOJIYE donusur. Simdilik
akilsal algiya gozlem verenin de teoriye donusebilecegini akilda tutarak ileri
birakalim.
Teoriye donusen, gozlem ile deney ile v.s. test edilir cunku
ortada bir fenomen vardir. eger bu testler her seferinde gozlemm veriyorsa da
OLGUSAL GECERLI HALE GELIR. Yani TEORI OLGUSAL/GOZLEMSEL OLARAK
GECERLIDIR.
Gelelim digerine; yani akilsal algiya gozlem veren
ideolojiye; basta neden teori degildir de ideolojidir, CUNKU SADECE DOGRULAYANA
GOZLEM VERIR VE DOGRULAYAN ICIN GECERLIDIR. Mesela demokrasi tezi hipotezi peki
ana fark nedir.
Ana fark; TEORIYI OLGUSAL/GOZLEMSEL OLARAK GECERLI
KILMAK; TEORIYI GOZLEMSEL OLARAK YANLISLAMAK ILE GECERSIZ KILMAKTIR. Boylece
bilim DAIMI OLARAK YENILENIR ILERLER VE GELISIR DEGISIR
Digerinde ise,
boyle bir olanak yoktur, cunku demokrasi fenomen degildir ve gozlem vermez.
Dolayisi ile ancak dogrulayana gozlem verir ve o yuzden de
YANLISLANAMAZ.
Bu temelde IDEOLOJI GERCEKSEL/AKILSAL OLARAK GECERLIDIR VE
BU GECERLILIK HIC BIR ZAMAN AYNI IDEOLOJI TEMELINDE DEGISMEZ VE DOGMALASIR
INANCLASIR DAIMI OLARAK AYNI SABIT MUTLAK KALIR. CUNKU MANTIKSAL OLABILIRLIK
OLASILIGI SADECE BU IDEOLOJIYI DOGRULAYAN ICIN VARDIR YA DA OLASILIGI DAYANDIGI
IDEOLOJIK VERILER TEMELINDE OLASI VE YUKSEKTIR. Yalniz sadece bu ideoilojiyi
kendine dogrulamis olana yani baska ideoloji dogrulayan icin gecerli degildir.
Ornek yine demokrasi. Bir ideolojiye gore demokrasi soyle soyle olursa
gerceklesir ve dogrulanir ve bunun dayandigi ideolojik veriler bu demokrasiyi
olasi kilar ya da olma ihtimali yuksektir
Simdi gelelim ortaya atilan
tezin ve bunun hipotezinin AKILSAL ALGIYA GOZLEM VEREN IDEOLOJIYE DEGIL; TEORIYE
DONUSMESINE.
Iste burada yine yukaridaki AKILSAL TEMELDEN GELEN TEORININ
OLGUSAL/GOZLEMSEL OLARAK GECERLI OLMASINA.
Iste buradaki IDEOLOJI ILE
TEORI FARKI; GOZLEMIN GERCEKSEL/AKILSAL OLARAK DEGIL, OLGUSAL GOZLEMSEL OLARAK
GECERLILIGIDIR.
Iste bilimdeki ve herdalindaki evrim de dahil teoriler bu
temeldedir. Yani, olgusal/gozlemsel olarak gecerlkiliginin MANTIKSAL OLABILIRLIK
OLASILIGI DAYANDIGI BILIMSEL VERILER TEMELINDE OLASI VE YUKSEKTIR. Fakat gozlem
alinana kadar hala teori kalir ve olgu olmaz.
Buna en guzel ornek evren
ile ilgili teorilerdir. Bilindigi gibi big bang dan once bilimsel olarak evrenin
sabit durumda oldugu ortaya atildi. BUNUN GOZLEMI BILE DEGERLENDIRILMEDEN, BIG
BANG HIPOTEZI MANTIKSAL TEMELDE DAHA BIR BILIMSEL VERI UZERINDEN OLGU VE GOZLEM
VERMEYE MANTIKSAL OLABILIRLIK OLASILIGI OLARAK YA DA DAYANDIGI BILIMSEL VERILER
TEMELINDE OLASI VE YUKSEK KABUL EDILDI.
Gunumuzde evren ile ilgili baska
bir suru hipotezler var ve henuz hic biri teori bile degil. Bilindigi gibi de
CERN'de buyuk patlama gozleme tasinilmayave olgu haline getirilmeye
calisiyor.
Tum yazinin kisa ozu;
Insanoglu zihinsel
yapilandirilmisligi duyumsal/akilsal algi temelli ego onderliginde AKILCI
ALGILAMAYA YATKINDIR. Iste insanoglunu insanlastirmayan dogal/fenomenakl
zihniyetin de, klasik sozde alternatif ve ilahi ilimin de kendilerini "bilimsel"
yapma cabasi tam da bu alisilagelmis sorgulanmaz yerlesmis AKILCI ALGILAMAYA
DAYANIR.
Halbuki evrensel-insan zihniyeti hem bilimsel hem felsefi hem
akilsal hem gozlemsel hem duyusal hem duyumsal algiyi GOZLEMSEL ALGILAMA
TEMELINE DAYANDIRIR.
Iste bu da bilime her turlu akilci algilamayi
bulastirmasnin onune gecer ve GOZLEMSEL ALGILAMA TEMELINDEKI BEYNIN HER TURLU
ISLEVI BIREY BILINCININ VE DE HER TURLU KAVRAMSAL BILISSELLIGIN TEMELINI TESKIL
EDER.
Sonucta gozlemsel algilamanin duyu ya da duyum akil ya da gozlem
den gelmesi fark etmez. FARK EDEN ALGILAMANIN AKILCI DEGIL; GOZLEMCI OLMASIDIR.
Cunku ancak bu algilama insanoglunun beyninde yer etmis her turlu degeri inasnci
ideolojiyi savunma/karsi cikma yerine sorgulamayi yenilemeyi degistirmeyi
yanlislayabilmeyi kisaca beyni her yonuyle isleterek zihinsel degisim ve devrimi
saglar.
Buradaki bireysel oneri ego duygu guc otorite cikar v.s. temelli
AKILCI ALGILAMAnin sorunun bilisselligine varip; beynimizin ALGILAMA EYLEMINI
TAMAMEN GOZLEMCI ALGILAMAYA TASIMAKTIR.
Iste insanoglunu insanlastiracak
olan ve insan gibi yasatacak iliski duzen sistem kurduracak beynini daimi
isletecek bilgisini bilincini algisini gozlemini bu temelde yenileyecek caga ve
insanliga evrensellige bilimsellige ve bilissellige tasiyacak olan
budur.
__________________
Evrensel-Insan -
Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest
Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
No comments:
Post a Comment