Friday 11 July 2014

Felsefenin Metafizik/Epistemolojik-Bilimsel/Inancsal "Cikmazi"

Insanoglu kendi tarihi boyu bilgi ile varlik arasinda metafizik ve epistemoloji cekismesi olarak tartismis durmus ve bugunde tartismaktadir.

Zaten bilgi ve varlik tartismasi bu tartisma sayesinde felsefeyi metafizik ve epistemoloji dallarina ayirmistir.

Yalniz ortada bir sorun vardir. Eger metafizik/epistemoloji arasindaki ideolojik bilgi ve varlik farki tartismasi inancsal temelde ayni ise fark nedir?

Bence once bu fark algilanmalidir. Cunku epistemoloji yani bilgi genel algisi ile inanc ile gercek arasinda bir dogruluk koprusu kurmaktir. Iste bu dogruluk koprusunun ideolojisi varlik temelinde metafizigin varliksal gerceklik tartismasini da ortaya koyar.

Burada algilanmayan bilgidir. Yani aslinda bilginin ne oldugu tartismasi metafizikte yoktur, ama ne hikmetse metafizik kendi varliksal ideolojileri temelinde epistemolojinin bilgi tabani hakkinda ahkam keser.

Once varlik ve bilgi farkini bu iki dal temelindfe cok iyi algilamak gerekir. Yani bir beyin eger bilgiyi metafizigin varlik temelinde tartisacaksa kendine bir bilgi ideoloji tabani secmek durumundadir. Ya da bilgiyi bir varlik olarak degerlendiriyorsa o zaman bunu epistemoloji tabanindaki bir ideoloji ile ozdeslestirmelidir.

Iste bilisselligin ve alginin birince cikmazi bilgi/ varlik farki ve bu farki farklilastiran felsefenin dallari olan metafizik ve epistemoloji temelli bakis acilarini beyinlerin netlestirmesidir.

Ikinci cikmaz inanc ve bilinc cikmazidir. Cunku bilim bilimsel olarak her bir olgusu ve gozlemi ile inanci curutmekte, bu durumda inanc ya inancini "yenilemekte" ya da inancinda ayak direyerek, bilimsellige karsi cikmakta ve mantik disina cikmaktadir.

Iste buradan bilim ve bilimselligin algisinin, bilisselliginin oneminin ve her turlu sorgulanmasinin onemi cikar.

Cunku bilim bilimsel olarak her olgusal ve gozlemsel cikisi ile, inanci inancsizliga zorlamaktadir. Burada beyin bir ikilem icindedir, ya inancini percinlestirecek yani bilimselligi karsisina alacak ve mantik disina cikacak; ya da inancini sorgulayacaktir.

Demekki bilimin bilimsel olarak her cikisi, beyinleri inanc ve ideoloji olarak allak bullak etmekte ve ister istemez inanci bilincin ve bilimin karsisina koymaktadir.

Burada ilginc bir nokta inancin bilimi karsisina aldigi halde, bunun bilinc ve farkinda olmamasi; sanki kendi inancini bilim olarak sunmasidir. Bilindigi gibi bu dilimizde ilimdir.

Buradan soyle bir sonuc cikar. Eger bir beyin bilimin bilimselliginin her turlu zihniyetinin ve isleyisinin bilimsel algi ve bilissellik olarak vasfina varirsa, hem bilim onu zorlamadan kendi devrimci sorgulamasi ile beyninde yer etmis inanc ve ideolojilerini sorgular. Hem bilimin ona sorgulatmasina izin verir. Hemde bu sorgulamanin temelinde inanc ve ideolojinin bilisselligine erisir ve onlardan arinirsa da, hic bir zaman yasaminda bilimin cagdasliginin ve gelismesinin gerisine dusmez.

O yuzden unutmayalim, bilimin her bilimsel cikisi inancin ve ideolojinin sorgulanmasidir. Ya bunun bilinc ve farkinda bu algilanir, yoksa bilimin her cikisinda inanc gitgide ve cag farki arttikca tutuculasir, gericilesir, yobazlasir, caresizlesir ve her turlu sosyo-psikolojik yansimanin temelinde insanoglu yasam ve iliskisini kana bogar.

O yuzden en azindan bilimi bilimsel olarak algilamak ve takip etmek ve yasam ve iliskilerimize tasimak, her turlu inanc ve ideoloji olarak ta gorunmez bir terslik yaratir. Iste bu tersligin algisi bilimin geldigi bilimsel duzeyin algisi ve bu tersligi yaratan beyindeki inanc ve ideolojilerin sorgulanmasidir.

Yoksa her bilimsel yenilik ve gelismede yeni inanclarin sarsilmasi bir yanabazi eski inanclar ideolojiler de yasamini yitirir.

O yuzden her inanc ve ideoloji dogru/gercek sahibi beyin, basta neden bilimsellige yoneldigini bir dusunsun, bir de su an yasam ve iliskisinde onca inanc ve ideolojisine ragmen nasil ve neden ve hangi konuda cagdas olarak bilimsel yasam ve iliski surdugunu sorgulasin.

BILIM VE BILIMSELLIK DEMEK; BEYINDE YER ETMIS INANC VE IDEOLOJININ DOGRULUGUNUN/GERCEKLIGININ SORGULANMASI DEMEKTIR.

En azindan bu bilinc birey olmak icin atilan bir adimdir. Sonucta yasam ve iliskiye yerlesen bu durumu goz ardi etmek ve sorgulamamak icin bahanelerle ayak diremek, her turlu sosyo-psikolojik sorun ve rahatsizligin ve yenilerinin de tetikcisidir.
__________________
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

No comments:

Post a Comment