Sunday 10 April 2011

Evrensel Fikirler-Eski Yazismalar-03/04/2008-26/03/2011

evrensel-insan
03-04-2008, 18:59
Saygideger arkadaslar;

Avrupa birligi,PKK'yi teror orgutleri listesinden cikarmis.2002 yilinda listesine alan birlik 2008 de listesinden cikardi.

Acaba ufukta AKP'nin"isinin bitirilecegi"plani mi var?-ki ulusalcilik ve milliyetcilik tekrar yukselir,bu yukselis TSK yi da icererek PKK nin uzerine kararli gider ve o zaman Avrupa Birligi'ne bu yanasima karsi cikmak kalir.Karsi cikilabilmesi icinde PKK nin terorist orgutu olmamasi gerekir-terorist orgutse karsi cikamaz,destekler.

Yoksa Federe devlet yapisi temelinde Kuzey Irak Turkiye'ye baglanacagi ve bunun sonucu,Turkiye topraklarindan da bir kisimi sinirlarina katarak bir kurt devleti kurma planlarinin ve PKK'nin tarihsel gorevini tamamlamis olmasinin bir sonucumu?

Bakalim gelecekte falimizda bize ne gorunecek?

Saygilarimla;
evrensel-insan

sargon
03-04-2008, 20:24
Tesadufen haberi biraz once dinledim. Olay tam olarak boyle degil. Adalet Divani teror orgutleri listesine alinma gerekcelerini yetersiz bulmus. PKK hala listede. Gerekcelerin yenilenmesi gerekiyor yani.

PKK Turkiye tarihinin en milliyetci ve tum kontrolun askerlerin elinde oldugu donemde (12 Eylul donemi, 1984) ortaya cikti ve gelisti. Sorunun nedenini cozum olarak onermek anlamsiz degil mi?

evrensel-insan
03-04-2008, 21:07
Saygideger sargon;

Ben sorunun nedenini cozum olarak onermek soyle dursun,hic bir oneri de yapmadim.Sadece kendi bilgi ve birikimim temelinde olabilecekleri-ki benim bu ne istedigim,ne de onerim-sesli dusundum.Tamamen tarihsel,ABD-Turkiye,AB-Turkiye iliskileri ve Turkiye deki iktidarin bu iliskilerdeki rolu ve verilen emirleri harfiyen uygulamasi temelinde.

Eger cozumden bahsedilecekse,bu cozum Turkiye kaynakli-disardan yonlendirmeli degil-PKK ve onun varliginin nedenini nedenleyip-sorgulayarak ve bu nedenlerden arinilarak ve Turkiye'nin birlik,beraberlik ve butunluk yapisini ve cesitli milli-dini kokensel gercegini gorerek,ve toplumun kutuplasmasini onleyerek ve toplumu suru psikolojisinden ve korku felsefesinden arindirarak;herturlu farki algilayip bir temelde butunlestirerek ve herkes herkesin farkina saygi gostererek ve birarada yasayabilmenin temelini atarak v.s. saglanabilir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Ayejj
13-06-2008, 01:05
Görüşlerine katılıyorum.Yazı hem kısa hem açıklayıcı olmuş teşekkür ediyorum.

Lestat
14-06-2008, 21:24
İnsanın dini,tanrısı acizliğinden değil midir?Kendi zayıflığını ölümlüğünü kabul etmek yerine sossuza olan inanç,düşünmekten kaçıp tanrıya devretmek,bu dünya da ve kendisinde bulamadığı adaleti öbür dünya da bulacağına inanmak,daimi mutluluk,huzura ermek bunların her biri zaten tanrıya ve onun dinlerine inanmak için büyük nedenler.Bu da insanın acizliğinden kaynaklanıyor.Bulmak istedikleri gücü olağan üstü yapıp kutsallaştırıyorlar.İnsanın yapısın da doğa üstülük olmadığı için heralde inamnmak istedikleri şeylere,şiderlerine hep bir olağan dışılık yüklüyorlar.Kendilerinin güçsüz olduğunu düşündüklri için kendileri gibi olana güvenip inanamıyorlar.İnsan değerini ,önemini ,tek başına yüceliğini ne zaman farkederse dinleri ozman bırakacaklar ve işte o zaman tanrıyı öldürecekler...

evrensel-insan
14-06-2008, 21:32
Saygideger lestat;

Yazimi destekleyici aciklamalarin icin tesekkur ederim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
24-06-2008, 19:36
Saygideger arkadaslar;

Biraz once haberlerde, F.Gulen'in Turkiye'ye gelebilme yolunun, yargi tarafindan onunun acildigi soylendi.

Ben daha onceki bir yazimda da Obahama doneminin ABD' de baslayabilecegini yazmis; bu sahsin, evengalizm agirlikli bir politika uygulama uzmani oldugunu belirtmistim.

Yargi, su siralar pek mesgul. Hem AKP'nin kapatilma davasini karara baglamaya ugrasirken, F.Gulenin onunun acilmasi karara baglandi.

Soyle bir senorya dusunelim; Amerikan idealizmi, bilhassa Ortadogudaki Turkiye ye yonelik politikasinda bir erk degisimine gidiyor olsun.

Tabi ki bu erk el degisimi, ABD deki evangalist degisime paralellik gostersin. Dolayisiyle, Turkiye de AKP' nin devri kapansin ve kapatilsin. Onun yerine F.Gulen Turkiye ye gelip, Evangalizme hizmet paralelli yeni bir parti kursun. Bu parti daha tecrubeli bir politika izleyip, Ataturk yanli dusunceleri de karsisina almasin, hatta laiklige hak ve ozgurluklere ve bunu koruyacak hukuka destek versin veya veriyor gozuken bir politika izlesin.

Halkin destegini alabilecek, medya ve kamuoyu renklamini yapip iktidara gelsin. Boyle bir gelecek Turkiye'ye topluma, birlik ve beraberlik anlayisina, bolunmez uniter yapiya neler getirir veya neler goturur dersiniz?

Acaba bu yargidaki hem AKP icerikli, hem de F.Gulen icerikli tarihi gelisme; ve buna paralel olarak gelecek olan Obahama donemi, nasil bir ortakliga sahip dersiniz?

Amerikan idealizminin, dunyayi ve Turkiye'nin de icinde bulundugu Ortadogu'nun gelecegini, ortacag karanligina gomme temelindeki aldigi yolda, bu yeni evengalizm girisiminin acaba altinda yatan amac nedir? Bu amaca istenen "teslimiyetin" yerine gelmemesi icin, dunyayi ortadogu'yu ve Turkiye'yi ne gibi bir "onlem" beklemektedir? Bu onlemi kimler ve nasil alacaktir? TC' ne ve kazanimlarina AKP'nin gorunurde uyguladigi anti girisimci politika da ortadan kalkarsa, o zaman bu yeni tehlike ve asama, halka nasil izah edilecektir? Kimler tarafindan? Bu yeni girisim, "ilimli islam" ve olasi bir "kurt Cumhuriyeti"-Kuzey Irak'i da iceren ve "Sevr'e Donus" temelli, uygulanacak politika ya ne gibi bir acilim getirecektir?

Bu sefer sorular, benden; oneri yorum ve yanitlar sizden.

Saygilarimla;
evrensel-insan

dilaver
24-06-2008, 20:10
Akp ve Tayyib'in ipi çekilmiş görünüyor. Akp kapatılacak ve Tayyip 5 yıl yasaklı olacak. O tarz bir seneryo var ve bu gerçekleşecege benziyor.

Mesut YılmazIn çabaları boşuna degil. Ayrıca geçenlerde Anap kökenli milletvekilleri de istifanın eşiginden döndüler. Şu anda Akp liler yeni dönemde lider kim onun telaşındalar. Erbakan'ın başına gelen Tayyib'in de başına gelecek gibi.

Abdüllatif Şener dikkat edilmesi gereken isimlerden. Cemil Çicek de öyle. Yalnız Cumhurbaşkanı görüldügü kadarıyla kendi makamı ve gelecegi için Akp yi boş verdi gibi. O da İşi bitince bir bilen olmaya soyunmuş gibi.

Akp egemenlerce kurulmuş ve desteklenmiş bir parti idi ve iktidara getirildi. Ancak Akp nin tarikat ayagı onu bugünkü duruma getirdi ve şu anda büyük sermaye bile kapatılmaya sessiz kalmış durumda. Arada bir hık mık ediliyor ama bu konuda ittifak oldugu görülüyor.

Şimdi yapılacak olan Akp nin dinci ögelerini bir miktar törpüleyip yeni bi amajla yeniden degişim savunucusu halinde insanların önüne konulmasıdır. Akp artık bugün bir umut olmaktan çıkmıştır. Takke düşmüş, kel görünmüştür.

Fettullah Gülen böyle bir siyasi oluşumun direkt içine girecek kadar amatör bir insan olmaz. Parti kuruluşu içerisinde yer almaz, ama mutlaka işaret edecekleri olacaktır. Yeni dönemde dinden ziyade AB hedefli ve o normlu bir partinin egemenlerin tercihi olabilecegini düşünüyorum.

saygılarımla

evrensel-insan
24-06-2008, 20:17
Saygideger dilaver;

Onun yerine F.Gulen Turkiye ye gelip, Evangalizme hizmet paralelli yeni bir parti kursun.-e.i

Benim burada demek istedigim zaten," F.Gulen'in direk ve gorunur temelde bu partinin icinde yer alsin" temelli bir ifade degildi. Ben iplerin onun elinde olabilecegini belirtmek istedim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
08-09-2008, 01:59
Saygidger LaNeTHLI;

peki oruç da namaz kadar doğal bi ibadet oruca bu kadar tepki gösteriliyor da namaza neden gösterilmiyor??? -LaNeTHLI

Sirf, senin bu sorun uzerine yeni bir baslik actim. Umarim, begenirsin. Ilk cevabi da, senden bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Pislik Herif
08-09-2008, 02:24
Sevgili Evrensel;

İlk cevabı benden beklemiyorsun ama ben söyleyeyim; '' yok ''.

Namaza teşvik cümlelerinin en sonuna yerleştirilir bu, şu şekilde; '' ....hem bak spor sayılır, sağlıklı''

Sadece saçmalık.

volkantr
08-09-2008, 02:30
Saygidger LaNeTHLI;

peki oruç da namaz kadar doğal bi ibadet oruca bu kadar tepki gösteriliyor da namaza neden gösterilmiyor??? -LaNeTHLI

Sirf, senin bu sorun uzerine yeni bir baslik actim. Umarim, begenirsin. Ilk cevabi da, senden bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Bence de sportif bir yönü yok.Hareketlerin orjinalitesi yok.
Bu da inanmak isteyenlerin uydurduğu bir şeydir.Hem spor yapıyoruz diye kendilerini avuturlar...
:p

tensiz.denek
08-09-2008, 02:54
Merdiven çıkmak ne kadar sprotif bir faaliyetse namaz kılmak ta o kadar sportif olsa gerek, bir namazda ortalama kaç kalori yakıldığını merak ediyorum

evrensel-insan
30-09-2008, 20:31
Saygideger arkadaslar;

Basta Kur'an olmak uzere, Incil ve Tevratin; elestirilmesi yerine, bu uc ana kitabi, sadece donemlerinin icinde bulundugu yasam ve iliski dusunce, davranis, anlayis duzeyini ortaya koyan birer tarihi belge oldugunu; peygamber zihniyetini ve de ayni donemlerde veya baska tarihi donemlerde, neden dunyanin baska cografyalarinda, bu tip bir peygamber mentalitesinin cikmadigini veya cikamadigini; ya da ona benzer birer kitaplarin oldugunu ama iceriklerinin farkli oldugunu v.s. ortaya koyacak bir bakis acisi sunulabilir mi?

Yani, bu kitaplari; sadece kendi donemlerinin toplumsal yasam ve iliski duzeyini ortaya koyan birer belge olarak algilamak.

Belki, bunu algilayabilirsek; tum dunyanin her cografyasinda; bu uc kitabin neden taraftarlarinin oldugunu ve uc ayri tarihi donemde ortaya cikmis olsalar bile, aralarindaki benzerlikleri, birbirini tamamlayan unsurlari ve birbirini elestiren unsurlari-ki bu konuda en once olan Tevrat'sa, onun Incil ve Kur'an'i elestirme tarihi olanagi yoktur. Ayni tarihi gercek; Incil'in, Kur'an icin elestiri getirememesidir. Bu konuda "en sansli olan" Kur'andir. Hem tarihi anlamda daha gectir, hem Tevrat ve Incil'in bilgi, birikim, bilinc ve tecrubelerinden yararlanmistir.

Ayrica tanri ile bu kitaplarin nasil bir bag kurdugunu, tanriyi kitaplarindaki isleme nedenlerini; o donemlerde; kitabi olmayan cografyalarin, tanriya nasil bir icerik getirdigini ve neden tanriyi, bu uc kitap gibi bir kitapla bagdastirmadiklarini ve buna benzer soru ve cevaplari nedenleyip sorgulayabiliriz.

Bu, bakis acisi temelindeki; yorum, oneri, gorus ve bilgi, birikimlerinizi paylasmanizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
29-11-2008, 04:19
Saygideger arkadaslar;

Turk, kavrami; bir kimlik midir? bir kokenmidir? Kimlere Turk denir? Milliyetcilik donemi-1600'ler- oncesi kullanilan Turk kavramiyla; bilhassa, milliyetciligin dunya da; yogunlastigi yillarda-1900'ler- kullanilan Turk kavrami arasinda ne fark vardir? Turk, milliyetciligi nedir? Turkculuk nedir? Yurtseverlik ve vatandaslik, temelinde ki; Turk neyi ifade eder? "Ne mutlu Turkum Diyene" ile, "Ne Mutlu Turk Olana" arasinda ne fark vardir." Turki, cumhuriyetler" ne demektir? "Turk milleti" denince, ne anlasilir? Turkiye Turklerindir" cumlesi; milliyetci bir soylem mi? Yoksa birlestirici bir soylem midir? "ben Turkum" diyen bir kisi; kimlik mi, yoksa kokenmi belirtir? "Ben, Turk degilim" kimligemi, kokene mi yonelik bir soylemdir? v.s.

Turkce, dili sadece Turkleremi aittir? Bu ve buna benzer, soru ve cevaplarla; hem tarihsel; hemde ideolojik olarak; Turk kavramini masaya yatiralim ve ifade edelim. Yorum, tarihi bilgi ve goruslerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

BASKALTURK
29-11-2008, 11:22
Oncelikle acmis oldugunuz konu icin size tesekkur ederim,konuda taraf oldugum icin:) tartismalara girmeden sadece TURK, TURKCULUK ve TURK MILLIYETCILIGI hakkinda kisaca ileti ekleyecegim.


TÜRK KIMDIR?
Türk Dil kurumunun hazırladığı Türkçe Sözlük’te, Türk; Asya ve Doğu Avrupa’da yaşayan, Türkçe’nin çeşitli lehçelerini konuşan soy ve bu soydan gelen kimse diye belirtilmektedir. Söz konusu bu kimselerden oluşan topluluklara Türkler denir. Türkler; Türkçe ve bu dilin lehçelerini konuşurlar.

Türk sözcüğünün anlamı; “Güçlü, kuvvetli, miğfer, türemiş, şekil kazanmış” demektir. Türk kelimesinin geçtiği ilk devlet, Göktürk (Kök-Türk) imparatorluğudur. Orhun Kitabelerinde Türk kelimesi, bazen Türk, bazen de Türük olarak yazılmıştır. 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud; “Türk adının Türkler’e, Tanrı tarafından verildiğini belirterek, Türk adının “Gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk çağı”demek olduğunu belirtir.

Göktürk kağanı Bilge Kağan kitabesinde günümüz Türkçesi ile Türk ve Türkler hakkında şu önemli açıklamalar yer almaktadır; “Türk milletinin adı-sanı yok olmasın diye, beni, o gök tanrı, kağanlık tahtına oturtmuştur... Babamızın ve amcamızın kazanmış olduğu, milletin adı-sanı yok olmasın diye, Türk milleti için, gece uyumadım, gündüz uyumadım. Küçük kardeşim Köl Tigin ile... Ölürcesine çalıştım kazandım... Tanrı lütfettiği için, ben kazandığım için, Türk milleti kazanmıştır. Ben kazanmasa idim, Türk milleti ölecek idi, yok olacak idi. Türk beyleri, milleti. Böyle düşünün! Böyle bilin!.. Türk beyleri Türk adını terk etti. (Babam Kağan) Türk töresini terk eden (beyleri ve ) milleti, ecdadımızın töresince eğitmiş ve yetiştirmiş... Türk ve Oğuz beyleri, milleti işitiniz-duyunuz. Yukarıdan gök çökmese, aşağıda yer delinmese, Türk milleti, senin ülkeni ve töreni kim bozabilecek idi. Türk milleti! İrkil! Kendine gel!..” demektedir.

TÜRKÇÜLÜK NEDİR?
Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir. O halde, Türkçülüğün özünü anlamak için, millet adı verilen topluluğun tanımını bilmek gerekir. Millet hakkındaki çeşitli görüşleri inceleyelim.
1) Irkı esas alan Türkçülere göre millet, ırk demektir. Irk kelimesi, gerçekte zoolojinin bir terimidir. Her hayvan türü anatomik özellikleri açısından birtakım tiplere ayrılır. Bu tiplere ırk adı verilir. Mesela at türünün Arap ırkı, İngiliz ırkı, Macar ırkı adlarını alan birtakım anatomik tipleri vardır.
İnsanlar arasında da, eskiden beri, "beyaz ırk, siyah ırk, sarı ırk, kırmızı ırk" denilen dört ırk mevcuttur. Bu kaba bir sınıflandırma olmakla beraber, hala önemini korumaktadır.
Antropoloji bilimi Avrupa'daki insanları, kafalarının şekli ve saçları ve gözlerini renklerini dikkate alarak üç ırka ayırmıştır: Uzun kafalı kumral, uzun kafalı esmer, yassı kafalı.
Bununla beraber, Avrupa'da hiç bir millet, bu tiplerden yalnız birini, içine almaz. Her millette, çeşitli oranlarda olmak üzere, bu üç ırka mensup bireyler vardır. Hatta, aynı ailenin içinde, bir kardeş uzun kafalı kumral, diğerleri uzun kafalı esmer ve yassı kafalı olabilirler.
Gerçi bir zamanlar, bazı antropologlar bu anatomik tiplerle sosyal davranışlar arasında bir ilişki olduğunu savunurlardı. Fakat birçok ilmi eleştirilerin ve özellikle... bizzat antropologlar arasında en yüksek bir konumda bulunan Manouvrier adındaki bilim adamının anatomik özelliklerin sosyal karakterler üzerinde hiç bir etkisi olmadığını ispat etmesi, bu eski iddiayı tamamıyla çürüttü. Irkın, böylelikle sosyal niteliklerle hiç bir ilişkisi kalmayınca, sosyal karakterlerin toplamı olan milliyetle de hiç bir ilişkisinin kalmaması gerekir. O halde, milleti başka bir alanda aramak gerekir.

fazlasi icin bakiniz: http://www.ezenturk.com/forum/index.php?topic=4706.new#new

TURK MILLIYETCILIGI

Coğrafi Türkçülere göre, millet, aynı ülkede oturan halkların toplamı demektir. Mesela onlara göre bir İran milleti, bir İsviçre milleti, bir Belçika milleti, bir Britanya milleti vardır. Halbuki İran'da Fars, Kürt ve Türk'ten ibaret olmak üzere üç millet; İsviçre'de Alman, Fransız, İtalyan'dan ibaret olmak üzere yine üç millet; Belçika'da aslen Fransız olan Valon'larla, aslen Cermen olan Flamanlar vardır. Büyük Britanya adaların da ise Anglo-Sakson, İskoçyalı, Galli, İrlandalı adlarıyla dört millet vardır. Bu çeşitli toplulukların dilleri ve kültürleri birbirinden ayrı olduğu, için hepsine birden millet adanı vermek doğru değildir.
Bazen bir ülkede birçok sayıyla millet olduğu gibi, bazen de bir millet birçok ülkeye dağılmış bulunur. Mesela Oğuz Türklerine bugün Türkiye'de, Azerbaycan'da, İran'da, Harzem ülkesinde rastlarız.
Bu toplulukların dilleri ve kültürleri ortak aldığı halde, bunları ayrı milletler saymak doğru olabilir mi?

fazlasi icin bakiniz: http://www.ezenturk.com/forum/index.php?topic=4706.new#new

Bu baglamda ulkemizde yapilan turk milliyetciligini turk-islam sentezini TURKCULUK kesinlikle kabul etmez ve onlari en buyuk dusman gorur.

Esenlikle

Ratiönalism
18-12-2008, 21:43
Türk benim için anlamsız bir kelime

Önemli olan=İNSAN OLMANDIR

Önemli olan=BİLİME ÖNEM VERMENDİR

Einstein,Yahudi olmasıyla mı tanınıyor yoksa E=mc2 formülüyle mi:)

Newton,İngiliz olmasıyla mı tanınıyor Newton Fiziğiyle mi tanınıyor:)

evrensel-insan
20-02-2009, 16:46
Saygideger arkadaslar;

Bir toplumun, "elit, aydin, ilerici, devrimci v.s." kesiminin; topluma insanlik yolunda hizmet etme acisindan; misyonu, gorevi v.s. topluma "onculuk etmek mi, yani; toplumu; belirli bir inanilan ve savunulan gorus, ideolojinin v.s. temelinde, orgutlemek ve gorevlendirmek ve bu amac dogrultusunda; egitmek-ogretmek, ve hizmete kosmak mi?, yoksa; toplumu; genelde bilinclendirerek ve kendi insanlik degerlerine, kendilerinin bilinci olarak erismesini saglamak ve toplumun kendi bilinci temelinde hareket etmesini desteklemek ve gene toplumun bilinci temelinde ve onlarla birlikte yonlendirip, yonetmek mi?

Yani kisaca; Toplumu, belirli bir temele cekme mucadelesi mi?
Yoksa, toplumun bilinclenip; kendisinin nereye dogru gitmek istedigine yapilacak katkimi?

Toplumu,insan ve insanlik adina bilinclendirmekmi?
Toplumun bu bilinc temelinde kendi hak ve ozgurlukleini saglamasi ve toplumsal, sosyal, siyasal ve ekonomik v.s. haklari icin bilinclendirmek mi?

Toplumu, bu hak ve ozgurluklere inanilan bir ideoloji veya sistem altinda yasatmak icin, bu orgutlenmede "oncu olmak veya yer almak mi"

Bu konudaki, gorus, yorum, dusunce ve mesajlarinizi; nedenleriyle birlikte aciklamaniz umuduyla.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Topluma belirli bir ideolojik temelde onculuk etmek mi?

evrensel-insan
09-03-2009, 22:11
Saygideger arkadaslar;

Bu hafta, bizim kucuklerin gittigi orta-lise okullarinda, bilim haftasi. Cesitli etkinlikler yapacaklar. Bence, site yazarlarimizda; bu hafta, cocuklarini, kardeslerini, yigenlerini, kuzenlerini v.s. bilim ile ilgili etkinliklere goturseler, onlarla bilimsel olarak ilgilenseler en azindan buyuk olma gorevlerini yerine getirmis olurlar. Madem, sistemimizin ve duzenimizin boyle bir anlayisi yok. Bizde, bu anlayisi; buyukler olarak ustlenelim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
06-04-2009, 04:22
Saygideger arkadaslar;

Obahama geliyor diye, heryerde buyuk tedbirler alinmis, sirf beyefendi rahat etsin diye. Ulke capinda veya Istanbul'da; Obahama ile ilgili, halkin veya sivil kuruluslarin orgutledigi; bir yuruyus, toplanti, eylem v.s. varmi, bildiginiz. Leyhte veya aleyhte. Krizi, protesto etmek icin, en iyi firsat.

Saygilarimla;
evrensel-insan

azınlık
06-04-2009, 10:17
Obahama ile ilgili, halkin veya sivil kuruluslarin orgutledigi; bir yuruyus, toplanti, eylem v.s. varmi, bildiginiz.

Türkiye gibi faşist hükümetlerin yönettiği bir ülkede bu tür demokratik hakları kullanmamak serbesttir.

A.

evrensel-insan
08-06-2009, 04:27
Saygideger arkadaslar;

Bugun BBC'nin haberine gore; Britanya AB'ye iki tane BNP (British National Party) British Milliyetci partisi MEP'sini secimler sonucu atadi. Haber BBC'de "Bu fasistlerin, AB'ye girmesinden, diger partilerin ve bilhassa Labour Party'nin-Emek (Isci) Partisi-kaybettigi oylar sorumlu" yorumunu yapti. Haberin guncelligi icin;

http://www.bbc.co.uk/turkish/

Bu da BBC'nin linki

http://news.bbc.co.uk/1/shared/bsp/hi/elections/euro/09/flash/html/eu.stm

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
08-06-2009, 05:32
Saygideger dilaver;

Bu soru sana.

AB Secimleri henuz tam kesinlesmemesine ragmen; cogu ulkenin kendi icindeki secimlerinde; hem sosyalistlerin, hem de genel anlamiyla "sol" un, Britanya dahil, buyuk bir kaybindan bahsedilirken; gene, Britanya dahil; bazi ulkelerde; ilk defa, genelde gocmen karsiti; asiri sag partilerini AB Parlementosuna soktu.

Sence; Tum AB Ulkeleri capindaki, bu sosyalistlerin ve genelde "sol" un, kayba ugrayip, ustelik asiri sagin, AB Parlementosuna girmesi, ve hatta; yaptirimsal bir grup olusturacaklarinin ortaya cikmasi nasil izah edilebilir?

Sence; Avrupa genelindeki; bu durum nasil izah edilebilir? Sosyalistlerin ve genelde solun ulke ici secimlerinde kayba ugramasini neye bagliyor ve nasil acikliyorsun?

Yorum ve goruslerini bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
03-07-2009, 18:25
Saygideger arkadaslar;

Mehmet Ali Gokacti,nin Sky Turk TV'daki "Simdiki Zaman" programindaki; TC oncesinden, gunumuze kadar olan sureci degerlendirmesi.

http://www.youtube.com/watch?v=xq8-vEEJUrc&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=c6pTZRTG2OM&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=Ia-8W35jCSk&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
03-07-2009, 18:28
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=F3q2FcP_IAQ&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=25OuJNd8l8E&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=kqQYc6U7LeQ&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
03-07-2009, 18:30
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=BFbRzjzsXE4&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=NlvVIaz-DMU&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=N65_e0u8Y6Y&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
03-07-2009, 18:32
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=1PE-r9VVAWU&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=UkCnhQUh8Sk&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
04-07-2009, 19:13
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=BlgS9ZKE-zw&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=V_ufijxaTL0&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=RpYyO4eIEME&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
04-07-2009, 19:15
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=nbrGO55_rjM&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=KyUfeJKGSpc&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=USgZ15BSINA&feature=related

Bu videolar; belirli bir ideolojik inancin dogrulariyla hazirlanmistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
04-07-2009, 19:24
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=5LQZEGmIFo4&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=YngBajGmEWc&feature=related

Bu videolar; belirli bir ideolojik inancsal dogrusalligin, dogrusuna inancla hazirlanmistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
04-07-2009, 19:51
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=Dgqqvv1TAJE&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=jWrft5o5ZM0&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=iMqQ724nfKk&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
04-07-2009, 19:54
Saygideger arkadaslar;

http://www.youtube.com/watch?v=31s3pMTisFo&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=9uB2_JcRObk&feature=related

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
13-08-2009, 02:38
Saygideger arkadaslar;

Yaratici ile olan soylesilerden, birini buraya aktariyorum.

Ben; Son zamanlarda, bayagi bir "sikintidasin. Sana, inanmayanlar, seni yok sayanlar; bir de benim gibi, seni hesaba katmayanlar, gale almayanlar var. Ne zamandan beri herkesin yaraticisi degilsin?

Yaratici; Yaw, hersey aslinda Ronesansla basladi. Ronesans ile birlikte, insanoglu itaatini bozup; hem kendini hem de herseyi "kurcalamaya basladi.

Yaw, dedim kendikendime;' bir elma sendromu daha mi yasiyorum acaba?' Bu is aslinda; neyse, bilimi bir cesit idare ederiz. Nasil olsa; olani bulacaklar, olan da zaten benim 'ol' dedigim.

Bir baktim, felsefede de Kant'tan sonra; buyuk bir hizla; varligi sorgulayalim derken; insanoglu, beni sorgulamaya basladi. Marx ve Engels' le ugrasayim derken; basima birde Darwin cikti. Bu arada, Nietzche beni "oldurmezmi!" Neyse, bunlarla; zaten huzurumda bulusacagim icin onemsemedim.

Ben; Ne o "kan mi kaybediliyor?"

Yaratici;Pek degil. Beni bir inanirim, ruyada gormus olacak ki! Akilli tasarimciligi ortaya atti ve 'bir tasarlayan var' dedi. Oh, biraz rahatladim, derken; bu arada Derrida cikip; yazari oldururken" kizim sana soyluyorum, gelinim sen anla' demezmi!

Neyse, bilimden fazla korkum yok. Hem beni konu etmiyorlar, hem de benim 'ol' dedigimi buluyorlar. Benim korkum, hem felsefe, hem de; insanoglunun kendi kontrolunu kendi eline almak istemesi. Oyuzden, benim 1. ve 2. dunya savaslarinda ve ondan sonraki savaslarda bir rolum yok.

Ben; Iyide; sen kimin yaraticisisin? Son zamanda hep muslumanlar "kaybediyor."

Yaratici; Ben ne yapayim; hem ben, hem de insanoglu o konuda hem fikiriz. Guclu olan kazaniyor. Sonucta, henuz bir rakibim yok. Oyuzden, hala tek konu olan benim. Bu da benim gundemde kalmama yetiyorda, artiyor.

Aslinda seytan diyorki;' su insanogluna, bir rakip cikarda; oyle kendi kendilerine 'gelin, guvey olmasinlar' Eger ben bu isi yapmazsam; yakinda insanoglu kendini bana rakip kilacak. Gerci, beni bulmalari olanaksiz ama; bu onlari benden daha cok 'kopariyor.'

Ah! o elma agaci yokmu! hersey aslinda orda basladi. Itaat derken, asilik gundeme geldi. Bilseydim, elmaya 'sarkacaklarini' agacin ustune elma koyarmiydim. Kuru bir agac koyardim, o zamanda zaten elma konusu olmazdi.

Sana bir sir vereyim. Aslinda; o elmaya, seytan, benden habersiz bilgi yuklemis. Iste o gundur, bugundur; insanoglu bilgileniyor ve bilgilendikce de; benden 'soguyor' Aslinda, benim tek bir rakibim var. Bilgilenmek. Beni de 'korkutan' iste insanoglunun, bu bilgilenme sayesinde; korku acisindan bilinclenmesi ve korkuyu yenmesi.

Neyse, bu gunku sohbeti burda keselim. Daha meleklerle toplantim var. Bu arada seytanin son yaptiklari hakkinda da bilgi almam lazim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

mehmetsalih
13-08-2009, 22:43
Selam,

Ben; Ey Allahım doğru mu söylenenler? Doğru mu? Son zamanlarda kanmı kayp ediyorsun?

O: Ey Kulum, Evladım, sevgilim, cananım her zaman benim evletlarım saptılar ta başlarda hatta ilk başta başladı bu iş! Beni bakul etmdiler beni yok saydılar. Ben hep ikili yaratım bu feleği iyi-kötü Yunan Filozofları döneminde, Orta Çağda, ve çağınızda inkar ediliyorum.

Ben: Tanrım, cananım, ruhum, aklım, gücüm ve simam bana bak ve söyle neden buna müsaade ediyorsun? Sen yeryüzünde hakim değilmisin? Kendini bir defa olsun göster herkes inansın...

O: Ey Kul! Seni yeryüzünde halife ettim. Unutun mu? sana güç, kuvvet ve kudret verdim. Sana yeryüzünü teslim ettim sana ''Aklınla hareket et yoksa üzerinde pislik ürperir diye selenmedim mi?'' Güçlü kazanır demedim mi? Eğer ben sana yardım edip, Müslmanlara, Hristiyanlara yardım edip diğerlerini bırakırsam bu sınav benim olmaz mı? oysa ben kul değilim. Ey Kul! sen... sen varya sen... sen bir alemsin sen bu dünyada, evrende halifesin ''gökyüznüe dal dalabilsen iznimizle'' diye seslenmedim mi?
Ey Kul! kendimi göstersem inan diye bir şey dermiyim? Cevabıyla beraber sorulan bir soru gördün mü? Ey Kul! beni an benimle ol ve beni sev seninleyim.

Ben: Ben nacizane bir kulum Ey Rabbim... Sen bana şan, şöhret, kutret, üstünlük ve Akıl vermişsi,n bun için teşekür ederim. Ama ben sana göre çok küçüğüm benim kulağıma fısılda ve nefsini/Egomu yen. Bana yardım et ayrım yap demiyorum benim sana ulaşmam için gerekli tüm kodlamalrı yüklemişsin zaten ''sen misak aldın'' ben sana havaleyim. Tüm benliğimle yok oluyorum yolunda...

m.salih
kıvançla...

evrensel-insan
01-09-2009, 01:13
Saygideger arkadaslar;

Bir baskasinin:

Senin kisisel hak ve ozgurluklerine mudahelesini;
Senin, soyut/somut her turlu degerlerini, genel anlamiyla "asagilamasini"
Seni kendi dogrularina yonlendirmesini;
Senin dusunce ve davranisina mudahele etmesini;
Seni, kendi ideolojik inancsal dogru amaci icin "kullanmasini"
Senin kisiligine yonelik davranmasini;
Senin uzerinde, otorite kurmasini;
Seni, "korkutarak", sindirmesini, ya da teslim almasini
Seni "degersiz" kilmasini;
Seni, hosuna gitmeyen bir etiketle etiketlemesini;
Senin hakkinda, onyargili, pesin hukumlu olmasini;

Ki bunlar daha da siralanabilir. ISTERMISIN?, Eger istersen, mesele yok. Yok eger, istemezsen; senin , bu yukarida sayilanlari, baskasina yapmanin bir anlami, mantigi, nedeni v.s. varmidir? Varsa, nedir?

Yorum, gorus ve dusuncelerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
01-09-2009, 21:33
Saygideger arkadaslar;

Bu basliga vereceginiz yanit; bir yerde aynaya bakip bakmadiginizi ortaya koyacak. Yokmu icinizde, aynaya bakmak isteyen?

Saygilarimla;
evrensel-insan

aydoe
01-09-2009, 21:37
Sevgili evrensel-insan
Bu yazdıklarını kimse istemez ama herkeste de peygamber sabrı yok ya ,insanlarıda fazla sık boğaz etmemek lazım.

evrensel-insan
01-09-2009, 21:44
Saygideger aydoe;

Su anda sitede hemen hemen her konuda tek bir sey yapiliyor "sik bogaz etme" en, azindan bu baslik; bunun farkina varmayi, yani aynaya bakmayi getirir.

Bir kisiye, bir seyi fark ettirmenin en iyi yolu; kendi ilacini tattirmaktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
03-09-2009, 16:16
Saygideger arkadaslar;

Hic dusundunuzmu; seriat duzeninin hukum surdugu ulkelerde; bir kisinin, bilgi edinme, bilinc kazanma, okuyup ogrenme v.s. acisindan; antiteist veya ateist olma sansi varmidir? Varsa; bunu nasil yasamina veya iliskilerine aktarabilir? Aktaramazsa; kendi ile barisik olmadan ve bile bile teist bir yasam surebilir mi? Suremez ise; ne yapar veya ne yapmalidir?

Gorus, yorum ve fikirlerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

alfred
06-09-2009, 18:17
Şeriatlı yönetilen bir ülkede bu forumda yazdıklarımızı kesinlikle yazamazdık. Böyle bir imkanımız kesinlikle olmazdı. Böyle bir şey yaptığımızda taşlanarak, asılarak, başımız kesilerek veya kurşuna dizilerek öldürülürdük.

atheist87
06-09-2009, 19:12
Ateist müslümanların deyimiyle kafirleri öldürmek islam dininde büyük sevaptır.

Muhammed muhalifleri susturmanın yolu olarak onları öldürtmekte çözüm bulmuştur.

http://www.youtube.com/watch?v=EBTgG4hiyKc bir hristiyan tarafından youtube eklenmiş bu videodan İslam yolunu seçen teröristleri izleyebilirsiniz. Onları en büyük amaçları kendi yaşam biçimlerini hiç istenmedi halde başkalarına dayatmak.

evrensel-insan
04-10-2009, 21:58
Saygideger arkadaslar;

Aslinda tum tartismalarin kokeni; insanoglunun, "Ben Kimim? Sorusuna verdigi cevapta yatar. Ben size kisaca, bu listeyi verecegim. Liste derinlestikce; ve verilen cevaplar cogaldikca; hem kisinin ana kimliklerinden uzaklastigi, hem de her cevabin; kisileri birbirinden farklilastirdigi gozlemlenebilir. Sonucta; kisileri, tum bu farklara ragmen; birlestirmek mi?, yoksa ayirmak mi? sorusundaki secenek ise; kisinin dusunce ve davranisinin belirleyicisidir. Cevaplara basliyoruz.

Ben evrenin bir parcasiyim.
Ben turumun bir parcasiyim.
Ben enternasyonelim.
Ben bir dunya vatandasiyim.
Ben bir ulke vatandasiyim.
Benim bir irkim var.
Benim bir cinsiyetim var.
Benim bir milliyetim var
Benim bir milletim var
Benim bir milli kokenim var.
Benim bir ideolojim var.
Benim bir inancim/inancsizligim var
Benim bir toplumum var
Benim bir cevrem var.
Benim bir ailem var.
Benim bir ahlakim var.
Benim bir gelenegim var.
Benim bir kulturum/sanatim var.

Bundan sonrakiler, ise; sahiplenisin; cogulunu getirir.

Benim ulkemin bir tarihi var.
Benim vatanimin, bir....var.

Ornekler daha da derinlestirilerek, detaylandirilarak artirilabilir.

Evet, "Ben Kimim?" ve neyin tartismasini yapacagiz? ve ne temelinde?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
05-10-2009, 17:15
Saygideger arkadaslar;

Bende; evrensel-insan olarak; bireysel hak ve ozgurluklerin, insan hak ve ozgurlukler oldugunu ve bunun bir siyaset/inanc ve goreceli degisken dogruluk konusu degil; epistemolojik gerceklik oldugunu soyluyorum.

Eger, bireyin hak ve ozgurluklerinin; siyasatin/inancin ve degisken/goreceli dogrulugun bir konusu oldugunu soyleyen bir yazar arkadasimiz varsa; kendisini bu konuda "hodri Meydan" a davet ediyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
15-10-2009, 02:42
Saygideger arkadaslar;

Ida adi verilen ve Maymunlar, apeler, insanoglu arasindaki bagi saglayan uzak akraba, ABD 'de aciklandi. Linkler ingilizce.

http://news.bbc.co.uk/1/hi/sci/tech/8057538.stm

Bu da sanal animasyonu.

http://news.bbc.co.uk/1/hi/sci/tech/8057977.stm

Saygilarimla;
evrensel-insan

pante
21-10-2009, 18:41
Sivillesme; bireyle baslar. Birey yasi ne olursa olsun; o yasin dunyasini yasar ve o yasin dunyasina gore iliski kurar. Her birey; kendi yasam ve iliskilerinden sorumludur. Yasi ilerledikce okul secenegini yapar ve kendisine bir meslek veya bir kariyer kazandirmak icin yasamini surdurur. Bu kazandigi meslek ve kariyer temelinde de yasam ve iliskisine devam eder. Baska bireye karismaz, sadece onerir ve kendince fikrini belirtir. Herkesi oldugu gibi kabul eder ve kendine kendi ilgi-etki-onem algisinda bir yasam ve iliski secer. Kisaca HAYATINI YASAR. Bu arada ilgisini ceken yeni bir konu olursa; onun da once bilgisini edinir, gerekirse meslegini edinir ve pratikte uygular. Etrafindaki her bir bireyin; bireysel ozelliklerini algilamaya calisir, onunla bilgi alisverisinde bulunur.


Boyle bir sivil toplumda da; bireyin her konuda yardim ve destek alabilecegi, her turlu sivil kurulus mevcuttur. Birey; bir sorunu oldugu zaman, bu sorunu nasil cozecegini nerelerden yardim alacagini bilir. Herkes yaptigi isi; belirli bir birikim, tahsil ve secerek yaptigi icin; sosyal-toplumsal isleyise karsi, hukuka karsi, hak ve ozgurluklerin, antiayrimciligin saglanagagina karsi; gorevli kurumlarina guvenir. Zamani geldiginde gider oyunu atar. Once, ulkesini nasil bir gorusun temsil etmesini istiyorsa ona oyunu verir. Sonra bulundugu yerin idaresi ve gelismesi icin; gereken kisiyi bilerek ve isteyerek secer. Bu sectigi kisiyi gorme ve derdini anlatma olanagina sahiptir.

Saygıdeğer Evrensel-İnsan;

Bu yazdıkların sivilleşmenin değil, gelişmişliğin neticesidir.
Sivilleşmenin sonuçları çok daha farklıdır.
Türkiye gibi ülkelerde sivilleşme bu tür sonuçları vermez.
Sivilleşmeyi, sadece üniformasızlık değil de otoritenin de minimuma indirilmesi olarak düşünürsek, bugünün Türkiye'sinde buna olanak yoktur.

Örneğin 1000 TL geliri olan 4 nüfuslu bir aile düşün.
Ki Türkiye ortalaması bunun çok daha altındadır.
Böyle bir ailede otorite olmadan geçim mümkün olamaz.
Her harcanan liranın hesabı gerekir. Çünkü çok kısıtlı bir paradır.
Avrupalı, çocuğuna verdiği kırtasiye masraflarının dondurmaya-çikolataya harcanmasına kızmaz. Ama Türkiye'deki baba buna müsamaha gösterebilecek şartlara sahip değildir. Eşinin kendinden habersiz evdekinin eskidiğini düşünerek elektrik süpürgesi almasını kabul edemez. Aksi takdirde bütçeyi dengeleyemez ve çöker. Çocuğuna yaptığı okul masraflarının, gönderdiği dersanenin sonucunu almak ister. Başarısızlığı hoşgörme lüksü yoktur. Çünkü o kurs parasını ailenin sofrasından, ihtiyaçlarından kısarak sağlayabilmiştir. O nedenle çocuğu üzerinde disiplin uygulamak zorundadır.

Türkiye'de insanların gelecek güvencesi yoktur. Hele kadınların hiç yoktur. Anlayışsız, kaba, dayakçı kocalarına boyun eğmek zorunda kalan onbinlerce kadın vardır. Kafalar değişmedikçe, sivilleşme olsa ne olur?
Sivil toplum kuruluşları yaygın ve yeterli değildir.
Çünkü ilgi ve destek bulamamaktadır.
Ayakta durabilmeleri üye sayısına ve aidatlara bağlıdır.
Ama evine gazete bile alamayan insan, dinlenmeye vakit bulamayan insan nasıl aidat ödesin, nasıl stk'lara zaman ayırsın?
İmkanı olanlar ise toplumcu düşüncelerden uzak olduklarından bireysel hareket edip kendi zevklerine bakmaktadırlar.

Türkiye'de ekmek aslanın ağzındadır, dolayısıyla herkes önce ayakta kalabilmeyi düşünmektedir. O ay, pazar-market alışverişini yapabiliyorsa, kirasını ödeyebiliyorsa, çocuklarının masrafını karşılayabiliyorsa mutludur. Ama gelecek ay için kaygılıdır, çünkü her an işini kaybetme riskine sahiptir.
Böyle bir toplum sivilleşmeyi düşünmez.

Türkiye için yazmayıp genel için yazdıysan, Avrupa bu işin gılkını çıkarmıştır. Liyakat sahibi nitelikli insanları seçmek yerine, alay edebileceği, dalga geçebileceği nitelikte olanları seçerek onlar üzerinde hakim olmak ister. Onları küçümser, insafsız ve ağır eleştirilerde bulunur. Bunun adı sivilleşmek değil, oy kaygısıyla yozlaşmaktır.

evrensel-insan
21-10-2009, 21:14
Saygideger pante;

Kafalar değişmedikçe, sivilleşme olsa ne olur?-pante-

Iste kilit cumle bu, kafalarin degismesi; yoksa herhangibir totoliter ideolojinin getirecekleri degil. Oyuzden halkin uzerine istedigin totoliter rejimi getir; bu gelen rejim ancak getiren icindir.

Ve, sen bu sekilde bir seyi oldurmamak icin nedenler siralarsan; zaten olmaz. Nedenler, oldurmamak icin degil; oldurmak icin siralanir. Butun mesele, bu kafalari kimler ve neye gore degistirecek? Cunku askeri zihniyet ayni zamanda inatci, sabit, ve tutucudur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
21-10-2009, 21:44
Saygideger pante;

Avrupa bu işin gılkını çıkarmıştır. Liyakat sahibi nitelikli insanları seçmek yerine, alay edebileceği, dalga geçebileceği nitelikte olanları seçerek onlar üzerinde hakim olmak ister. Onları küçümser, insafsız ve ağır eleştirilerde bulunur. Bunun adı sivilleşmek değil, oy kaygısıyla yozlaşmaktır. -pante-

Iste konunun da ozu budur zaten. Cunku askeri zihniyetin, baskici ve saldirgan yapisinin amaci; toplumu yozlastirmaktir.

Saldiran/uzerine saldirilan, korkutan/korkan, baski kuran/uzerine baski kurulan.
ve bu diyalektik karsitlik uzar, gider. Sonucta ikinci kesimlerde vermis oldugumun gelismesi de yozlasan toplumu olusturur. Bu batida dacok yaygindir. Ben burada kendi adima yozlasmama mucadelesini, kendime, kendimle ve cevreme vermeye cabaliyorum. En azindan; Turkiye'nin dondurulmeye calisilan bu pisiriklastirma ve yozlastirma cabasinin onlenmesi gerekir. Yoksa; totoliter bir iktidar ile; ve bu kafa yapisiyla, yapilan degisim ne olursa olsun; yozlasmaya acilir.

Cunku bireyci akilciligin getirdigi totoliter rejimler, sonucta bu yozlasmanin habercileridir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

hako
21-11-2009, 00:50
Sn Evrensel-İnsan

Kaşıma zamanı geldiğinde herkes kaşıyan olabiliyor da kimse kendini kaşıtmak istemiyor.
Her insan insan gibi yaşayabilmek peşinde koşar kısa hayatı boyunca.
Ama zrilyon tane kişisel senaryonun içerisinde güç kavramı olmadan yaşamak diye bir şey yok. Birey olarak hem kendimiz hem de diğerleri (onlar her kimse) için doğru dürüst yaşamayı istesek de, yine kendi aramızdan seçtiğimiz, veya bizim yerimize (istemesek de) konuşacak lafbazlar olacağı için söyleyeceklerimizin zırnık kadar kıymeti olmuyor.

Ben 40 yaşımdayım. 1,5 adet ihtilal gördüm. 80 'de atılan yanlış tohumların 98'de (hem de doğru anda ama kime hizmet ettiği ortada) düzeltmesi yapılmaya sağlandı. Peki neticeye bakalım..

Polis devleti, rejimin güvencesi olan emniyet, hukuksuz telefon dinlemeleri, gazeteci katliamı, imam hatiplere + ayrımcılık, komşusuna ateş eden vatandaş, dağdan inip ben ne iş yapacağım diye soran vatandaş, makarnaya ve kömüre oy sattırılan vatandaş, deniz feneri, fenerinin gemiciği, kurtlar vadisi karanlığı, çankayada AKP noterliği, demokrasi tramvayı, cumhuriyet mitingine katılan savcıya ihraç istemi,notere dava açan hakime soruşturma açan adalet bakanlığı,bütün aklı olanlar redderken gizlice GDO'lu ürünlerin kabulü,içeriği bilinmeyen grip aşıları,sağlıkta (geriden) reform,gazilere 326 lira vererek açlıktan öldüren hükümet,mecliste TÜRK bayrağı açan CHP'ye soruşturma açmaya kalkan başbakan, alt kimlik üst kimlik yoklaması çeken başbakan,ananı da al git diyen başbakan,hükümetin kıçını yalamakta 1 numara TÜSİAD (+MÜSİAD),kendini bir türlü kurtaramayan TSK,ıslak mı kuru mu meselesi,cumhuriyete bombayı allah adına attım diye yırtınan manyağı ergenekona yamamaya çalışan (ve dinlenen) cumhuriyet savcıları,düşen istihdam oranı kimseyi düşündürmesin diye şişirilen borsa endeksi,piyasalar rahatsız olmasın diye (yerine göre) verilen kredi notları,El Beşir'lere ve El Kadı'lara yol veren davet eden adam yerine koyan dışişleri..........

Bu kadar parametre ile ne bekliyoruz ki ?

evrensel-insan
22-11-2009, 06:11
Saygideger arkadaslar;

Bu ortak isi yapacak olan dort kisi vardi, bunlar; HERKES, BIRISI, HERHANGIBIRISI ve HICKIMSE.

Onemli bir is yapilmasi gerekiyordu. HERKES'ten bu isin yapilmasi istendi. HERKES, BIRISInin, bu isi yapacagindan emindi. HERHANGIBIRISI bu isi yapabilirdi, fakat; HICKIMSE yapmadi. BIRISI buna cok kizdi, cunku bu is HERKESin isiydi.
HERKES, HERHANGIBIRKISInin bu isi yapacagini dusundu, fakat HICKIMSE, HERKESin yapmayacagini fark etmedi. Sonucta, HERKES , BIRISIni, HERHANGIBIRISInin yapabilecegi ama HICKIMSEnin yapmadigi is icin sucladi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
27-11-2009, 23:58
Saygideger arkadaslar;

Guncelleme

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
16-12-2009, 21:23
Saygideger arkadaslar;

Daha once sitemizde tercume etme uzerine sorun dogmus ve orada bu konu acikliga kavusmamisti. Ayrica, Sargon arkadasimizin, benim dilimden anlayamamasina paralel olarak getirdigi, "Tercumesi de anlasilmaz" icerikli on yargisina da cevap vermek adina bu basligi actim.

Bir tercumenin ALGILANIR DEGIL; ANLASILIR OLMASI GEREKIR.Ayni dili konustugumuz halde, sizlerin bazilarinin benim yazdiklarimi ANLAMAMASI DOGALDIR. Ben yazilarimi ALGILANSIN DIYE YAZIYORUM. Ben kimsenin yazisini anlamak icin degil, ALGILAMAK icin okuyorum.

Giris yetkim olmadigi icin, bu basligi gereken bolume acamadim. Eger gerekli gorulurse ve benim de yanit hakkim saglanirsa, bu basligi "Tercume Grubu" na alabilirsiniz.

Herseyden once, uzun senelerdir hem profesyonel, hem de her an yasadigim ulkeden dolayi etrafimdakilere yardimci olmak maksadiyle, yaptigim tercume ve tercumanlikta bilgi sahibi oldugumu bildirmeliyim.

Tercume ve tercumanlik oyle anlar gelirki, olumcul (olmek) oneme sahip olur. Mesela, bir doktora yapilan yanlis tercume, kisiyi olume goturebilir, mahkemedeki yanlis bir tercume kisiyi mahkum edebilir.

Tercume de en onemli konu, bir dilden diger dile ceviridir. Burada ceviriyi yapanin sadece cevirme gorevi vardir. Yani bir cesit ceviri islemini yapan makinedir. Bunun anlami, ceviriyi yapan kisinin, hic bir surette kendine ait ve tercumede yer almayan bir dusunceyi, ifadeyi, yorumu, gorusu v.s. tercumeye katmamasidir.

Ikinci onemli konu, tercumenin kelime kelime aynisini degil; ne demek istedigini cevirdigi dilin en genis anlanmasini saglayarak yapmaktir. Bunun icin dillerin anlanmasi anlaminda deyimler, deyisler, atasozleri v.s. nin yeri cok buyuk oldugu gibi; bir kac ve farkli anlam iceren ayni kelimenin de, icinde bulundugu cumle ve anlama bagli olarak tercume edilmesi gerekir.

Bir ornek verirsek; "Don't bring a coal to Newcastle" anlam olarak "Newcastle sehrine komur getirme" demektir. Bunun anlami "Newcastle sehri zaten komur kaynagi, komur kaynagi olan bir sehire komur getirmek anlamsizdir" temelindedir.

Simdi bu deyimi, ya da deyisi cevirmek demek;"Newcastle sehrine komur getirme" demek degildir. Cunku bu cumle Turkce'de hem bir sey ifade etmez, hem de tercume icermez. Eger deyimin icerigi anlandigi ve kavrandigi taktirde, ayni icerigi veren ve turkce de gecerli baska bir deyis, atasozu bulmak gerekir.

Buna da en uygun dusen atasozu "tereciye, tere satma" dir. Cunku nasil Newcastle komur istemezse; tereci de tere satin almaz.

Buna benzer ornekler, dunyadaki hedr dilde mevcuttur. Bunun disinda, mesela ingilizcedeki edatlar, her fiilin sonuna eklendiginde farkli bir anlam icerir. Mesela come to, come in, come on v.s. nin anlamlari aldiklari to, in on edatlarina gore anlam kazanir.

Mesela throw to ile throw at arasindaki en buyuk fark, atmanin icerigindedir. Throw to, bir seyin tutulmasi icin atilan iken; throw at, kizginlik iceren firlatmak anlamini tasir. Bu konuda ornekler cogaltilabilir.

Zaten en iyi ve anlasilir tercume de; tercumeyi yapacak olanin her iki dilde de olan her turlu hakimiyeti ve bilgisidir. Dilbilgisi bu konuda cok onemlidir. Neyin, isim, neyin fiil, neyin zarf, neyin edat, ve neyin ve nasil zaman ekini, sahis ekini her turlu sim fiilleri, kipleri, sart cumlelerini v.s., kisaca her iki dili de sadece komnusmak ve yazmak degil; dilbilgisi olarak bilmek ve anlamak gerekir.

Bu yazim kimseye veya herhangibir ozel tercumeye yonelik degil; genel bir bilgilendirmedir.

Eger konu ile ilgili, katki, oneri, gorus v.s. belirten arkadaslar olursa, konu daha detayli ele alinabilir.

Sonucta, site adina yapilacak her tercumenin hem anlasilir olabilmesi hem de tercumelerin her turlu uygunlugu okuyacak olanlar acisidan cok onemlidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
09-04-2010, 04:41
Saygideger arkadaslar;

Islam dininin, muslumanlar icin yazilan ve muslumanlarca rehber olarak algilanan Kuran; ne evrenseldir, ne de insansaldir.

Kuran'in evrensel ve Insansal oldugunu soyleyen arkadaslara "hodri meydan"

Davetli; UlulErbab, Alchindus ya da bu konuda kendisine "guvenen" bir yazar arkadasimiz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
15-04-2010, 23:11
Saygideger arkadaslar;

Sizlere sunacagim video, yalniz ingilizce. Ilginc bir iddia, ya da gercek ortaya atiyor.

Diyor ki "Homo turunun tum adlandirilanlari (Ergaster, Eractus, Habilis v.s.) nin homo sapiensten ayri gosterilmesini, YARATICILARIN BIR IRKCILIGI OLARAK NITELIYOR ve bugun yeryuzunde farkli cografyalarda yasayan farkli gorunusteki insanlarin ayni fiziksel ozelliklere sahip oldugunu soyluyor.

Aslina bakilirsa; bu videonun bu ortaya koyumu, son zamanlarda bilim adamlarinin su an yasamakta olan insanoglunun farkini koymak icin KAFATASI IRKCILIGI ILE ORTUSUYOR.

Bence bu konunun uzerine iyi dusunmek ve yaratici evrimcilerin, bu irkcilik oyununa gelmemek gerekiyor.

Video'nun linki;

http://www.youtube.com/watch?v=uUYRo4gjiYM&annotation_id=annotation_123773&feature=iv

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
29-04-2010, 08:05
Saygideger arkadaslar;

Dunyamiza, evrimsel olarak yeni turler geliyor, eskiler yok olmaya yuz tutuyor, hatta; eskiden gidip, "dunya aliskanligini birakamamis" turler geri donuyor.

Gelenlere, insanoglu turu adina "hosgeldin" ve gidecek olanlara da "gule gule" derken, bir insanoglu turu olarak, bu gidecek olanlari gondermedeki payimizin ne oldugunu da cok merak ediyorum. Tuketim aracinin (her turlu yok edici silah) yaraticisi olan turumuzun, ne zaman akli basina gelip te, sadece uretim araclarini, uretici/koruyucu/kollayici ve yasatici olarak kullanacagi gelecek gunleri de "hayal etmekten" kendimi alamiyorum.

Bilhassa bu gitmeye yuz tutmus, turlerin tuketimi ve bizlerin bu turlere, turumuz olarak verdigi zarari, her kendine insan diyenin iyice bir dusunmesi gerektigini dusunuyorum. Verecegim link, ingilizce, iyi okumalar ve seyirler.

http://news.uk.msn.com/environment/wildlife/photos.aspx?cp-documentid=153189200&ocid=toptodayuk3

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-05-2010, 02:33
Saygideger arkadaslar;

Britanya'daki secim sonuclarinin su anki tahmini, belkide tarihte uzun zaman yasanmayan sonuclara gebe.

Tahminler, hic bir partinin tek basina, 650 sandalyeli mecliste, 326 sayisini hic bir partinin tek basina saglayamayacagini gosteriyor.

Su anda hararetle tartisilan bu konu, yani koalisyona dogru gidis, Britanya politikasinda nesillerdir gorulmemis bir olgu. Yorumcular, "saskinlik icinde" ve bunun sonucunu ve nedenini neye baglamak gerektiginde bir turlu tek bir kaynaga varamiyorlar.

Su an conservative Party (Muhafazakarlar) nin en cok oyu alacak oldugundan ve Labour party (Emek partisi) nin oy kaybindan ve liberal demokratlarin da oy kaybindan ve bu kaybedilen oylarin, muhafazakarlara kaydigindan bahsediliyor.

Bilhassa, emek ve liberal demokrat koaliasyonunun olasiligindan ya da ilk defa, muhafazakarlarin diger iki partiden biri ile bir koalisyonundan bahsediliyor.

Su an sandiklar, acilip, sayim basladi ve gecenin ilk sonuclari da aciklaniyor. Emek partisinin eski secimlerde hakim oldugu yerlerde bile, kazanmasinin, mumkun olmasi; eskiye gore oy kaybini ortaya koyuyor.

Bu basligi sonuclar kesinlesene kadar guncelleyecegim. Isteyen yazar arkadaslar, Britanya'daki bu koalisyona giden secimleri, degerlendirebilirler.

Isteyenlerde, zamansal olarak bu linkten takibedebilirler.

http://news.bbc.co.uk/1/hi/uk_politics/election_2010/default.stm

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-05-2010, 02:54
Saygideger arkadaslar;

Emek Partisinin, oylarindaki kayibin nedeni, Tony Blair'den sonra parti baskanligina ve baskanliga gelen, Gordon Brown'in bireysel "basarisizliklarina/becerisizliklerine" baglaniyor. Yani, bir cok Emek Parisi taraftarinin, sirf G.Brown "yuzunden" Emek Partisi'ne oy vermedigi dusunuluyor.

G.Brown secimle degil; Tony Blair'in baskanliktan ve pari baskanligindan ayrilmasi ve onun, partisine onerdigi bir birey olarak basa gelmisti.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-05-2010, 03:36
Saygideger arkadaslar;

Sibirya'da bulunan ve DNA si incelenen ve "X woman" adi verilen bir fosilin, bir miilyon sene once, insanoglu ve neanderthaller ile ortak atasi oldugu, fakat; bu yeni fosilin, bir insanoglu ya da neanderthal olmadigi ve 30000 ile 50000 yillari arasinda yasadigi aciklandi.

Boylece 30000 sene once bilim adina bilinen, insanoglu ve neandenterhal'in yani sira; X woman ve Hobbit te bu listeye yeni turler olarak eklenmis oldu.

Bu bulus, insanoglu aile agacinin belkide yeniden sekillenecegi anlamina geliyor. Yazinin linki, ingilizce.

http://www.newscientist.com/article/dn18699-meet-xwoman-a-possible-new-species-of-human.html?DCMP=OTC-rss&nsref=online-news

http://www.timesonline.co.uk/tol/news/science/biology_evolution/article7074975.ece

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-05-2010, 04:11
Saygideger arkadaslar;

Bulunan X Kadini'nin grafikteki yeri.

http://www.timesonline.co.uk/multimedia/archive/00701/GRAPHIC__X-woman_s__701095a.pdf

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-05-2010, 09:17
Saygideger arkadaslar;

Asagidaki link, 1945-2005 arasi, iki buyuk parti arasi, mucadelenin sandalye sayisini veriyor.

http://news.bbc.co.uk/1/hi/uk_politics/election_2010/8654338.stm

2005'teki duruma gore; Emek partisi (labour)-356
Muhafazakarlar (conservative)-198
Lib. Demokratlar-62 sandalyeye sahipti.

Su ana kadar 650 sandalyenin, 584'u belirlendi ve

Muhavazakar Parti: 86 ekstra sandalyesinin 79'unu emek partisinden, 7'sini de lib. demokratlardan sagladi ve su anki sandalye sayisi:282
Emek partisi: 79 sandalye kaybiyla, su anki sandalye sayisi:227
Lib. demokratlar: 7 sandalye kaybiyla, su anki sandalye sayisi:48
Diger: diger partilerin de su ana kadar kazandigi sandalye sayisi;27

Once "gecici hukumet" ten ve sonra da "azinlik hukumeti" nden soz ediliyor. Eger andlasma saglanamazsa da yeni secimler, gundem de.

Saygilarimla;
evrensel-insan

yucemanitu
23-05-2010, 20:20
Hocam çok özür dilerim "evrensel"i anladım da bu "insansal" denen kavram da ne ola?

evrensel-insan
23-05-2010, 22:01
Sygideger yucemanitu;

Insansal demek; insanoglu tur butunlugunu dusunce ve davranista savunmak, hicbir etiksel ve metafizik ideolojik inancsal dogru cikar ayrimi icermemek demektir. Bireyin turunun butunlugu, birligi ve beraberligi bilincidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-05-2010, 00:58
Saygideger arkadaslar;

Asagidaki metin, hem bastan asagiya, hemde asagidan yukari okundugunda tamamen zit bir anlam veriyor.

DAMAT : Ah ! Nihayet ruya gercek oluyor !!
GELIN : Senden ayrilmami ister misin ?
DAMAT : Hayir ! Bu lafi birdaha asla soyleme !!
GELIN : Sen... Bana asik misin ?
DAMAT : Taaaabiki.
GELIN : Beni terketmeyi dusunur musun ?
DAMAT : Tabi ki hayir.
GELIN : Peki bana bir opucuk verir misin ?
DAMAT : Evet hem yuzune hem gozune.
GELIN : Peki bana bir gun vuracak misin ?
DAMAT : Asla ! Ben o tur erkeklerden degilim.
GELIN : Sana guvenebilir miyim ?
DAMAT : Evet.
GELIN : ASKIM.

Not: Ilk once ustten asagiya dogru okuyun, sonra da alttan uste dogru okuyun.

Saygilarimla;
Evrensel-insan

evrensel-insan
10-06-2010, 02:06
Saygideger arkadaslar;

Turkiye ve Brezilya'nin "Hayir" oyunakarsilik, B.M. Konseyinden Iran'a yaptirim karari cikti.

Turkiye bu karara, neden "hayir" deme karari aldi?

Iran bu karara uyacak mi?, uymazsa ne olur?, Bu karar, ABD-ISRAIL ortakligindaki Iran'a bir "gozdagimidir?

Iran'in Israil acisindan, orta dogudaki gucler dengesinde, yeri nedir?

Bu kararda Israil'in rolu nedir, sizce?

Bu Karar, Hem orta dogu, hem Turkiye icin ne anlam tasiyor?

Israil yuzunden, Turkiye-ABD iliskileri, ne yone dogru gidiyor?

Rusya, neden "cark etti?

Bunlar ve benzeri soru ve cevaplarla, gorus/yorum ve fikirlerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

zapata
10-06-2010, 03:11
Değerli evrensel-insan...

Bu sorularınıza ''''' Türkiye hamas çizgisine girmiş vs.vs.vs...'''' diyerek başlamak ve uzun bir yazı hazırlamak isterdim ama elit ateistlerin faşist damgasını bir kere daha yemek istemediğimden bundan vazgeçtim. Politika bölümünde yazmak artık ateşten gömlek haline gelmiş. Sitemizin bu hale düşmesine çok üzüldüğümden artık burada yazmayacak sadece yazılanları takip edeceğim.

Bu konuda sadece sorularınızı değil sizin de yorumlarınızı bekliyorum sayın evrensel.

Saygı ve sevgilerle..

evrensel-insan
10-06-2010, 03:18
Saygideger zabata;

Bu konuda sadece sorularınızı değil sizin de yorumlarınızı bekliyorum sayın evrensel-zabata-

Politika, etigin konusudur ve ideolojik inancsal dogru yanliligidir. Politika konusunda, ne ortaya koyarsaniz koyun, insanoglu turu butunlugunu bolucu ve ayirici bir icerikten kacamazsiniz.

O yuzden ben gelecek yorumlar temelinde, insanoglu turunun nasil ayrimciliga ve hangi cikar temelinde ugratildigini ortaya koyarim. Cunku benim tarafim, insanoglunu kendi tur butunlugu icinde ayrimci yonlendirmek degil; insanlik disindaki her turlu yonlendirimi insanoglu tur butunlugu adina gecersiz kilmak.

Oyuzden benim icin once, insanoglunun dusunce ve davranis insanligi gelir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-06-2010, 22:49
Saygideger arkadaslar;

Sitemizde, "tanri nedir?" sorusunun tartilismasi veya ortaya konulmasindan ziyade, tanrinin varliksal varligi ve yoklugu ve inancsal inanimi veya inanilmamasi tartisiliyor.

Zannedersem, ayni sorun madde icinde gecerli. "Madde nedir?" sorusunun ortaya koyulmasi yerine, maddenin varliksalligi ve ideolojik inancsalligi tartisiliyor.

Simdi bu temelde soruyorum, madde nedir?, bu sorunun cevabini ne/kim neye/kime gore verir?

Bu soru bilimin sorusu mudur?, cevabi ne olursa olsun bilimsel olabilir mi?

Bilimin ve bilimselligin, made ile iliskisi, bagi nedir?

Neden idealistler madde yerine, dusunceyi one surerler, materyalizmin dusunceye bakis acisi nedir? Pozitivizm, neden mustakil var olan varlik temelinde maddeyi yok sayar?

Maddenin, monizmi mumkun mudur?, mumkunse nasil?

Insanoglu/madde bagi nedir?

Evet, buyrun; maddeyi masaya yatiralim. Madde nedir?, neden o dur, bunun yanlislanabilmesi, evrensel onayi mumkun mudur?

Madde/ideoloji bagi nedir?

Madde/inanc bagi nedir?

Madde/varlik bagi nedir?

Madde/dusunce bagi nedir?

Madde/kavram bagi nedir?

Madde/insanoglu bagi nedir?

Maddenin varliksal sinirlari nelerdir?

Mustakil var olan maddeden bahsedebilinir mi?, neye, hangi ideolojiye gore?

Evren, evrim, sadece maddesel midir?, neden ve neye gore?

Bu ve buna benzer sorulari sorup, cevaplar verebilirsiniz.

Konumuz madde, buyrun.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
13-06-2010, 00:02
Saygideger arkadaslar;

Bir hatirlatma: Madde kavramini, insanoglu sozlugune M.O. 4000 yillarinda eklemistir, bu tarihten once insanoglu olduguna gore ve madde kavrami insanoglu tarafindan, kendi turunce bilinmedigine, ve kendi turune bildirilmedigine gore; madde var miydi?, yoksa yokmuydu?, neye gore karar verirsiniz?

Oyuzden insanoglu oncesi dunya da madde varligina bile deginmeye gerek yok. Eger var diyorsaniz, insanoglu oncesini, ortaya koyan kimdir/nedir?

Bilhassa materyalistlerin, ateistligi temelinde, Kuran'in insanoglu disinda baska bir varlik tarafindan yazilamayacagi dusunulur. Peki o zaman maddenin varligini, insanoglu kendi bu dunyada olmadan once, ya da M.O. 4000 yilindan once, madde kavramini kendine tanistirmamisken, nasil varligini dusunur?

Tanri, ya da her turlu ve her cesit yaratici konusunda, somut bir rehber karsisinda, insanoglunu one cikaran zihniyet; neden madde konusunda, insanoglunu one cikarmaz.

Iste bu temelde, insanoglunu one cikarmayan teist zihniyetle, insanoglunu one cikarmayan maddeci zihniyet ayni zihniyete sahip degil midir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Düşüngen
20-06-2010, 20:13
Madde enerjinin yoğunlaşmış halidir.
Enerjinin fizik yasalarına uyarlanma adına değişik kılıklara girmesi maddenin çeşitliğini meydana getirir.

Konu hakkında bilimsel ve felsefik görüşler sunulursa ilgiyle okuruz.

evrensel-insan
21-06-2010, 03:46
Saygideger dusungen;

Felsefenin varlik ile ilgilenen dali, metafizik acisindan, mustakil var olan varlik, madde; gercek varlik nesnedir.

Bilimsel acidan; madde ve nesne, insanoglunun uzerinde, deney, gozlem, arastirma v.s. yaptigi ve bes duyu ile algiladigidir.

Bilimsel acidan, madde zamansal degerlendirilemez, ne en kucuk parcasi, ne en buyuk parcasi, ne zamansal ilk ve baslangici, ya da oncesi ve sonrasi epistemolojik olarak ortaya koyulabilendir. Yani su an ne ise odur. Bunun bilimsel olabilmesi icinde, su anin degistirilebilmesi, yanlislanabilmesi gerekir.

Epistemolojik olarak ise, madde; insanogluna vari yansiyanin, algi kanaliyle, kavramla ozdeslestirilerek yansitilmasidir. Yani yansimanin, yansitilmaya, varin kavrama donusumudur, turevdir, bilgidir.

Bilim maddeyi ortaya koymaz. Bu felsefenin konusudur. Bilim, bilimsel calismasinin deney, gozlem ve arastirmasini bes duyu ile algilanan temelli, madde, nesne ve insanoglu, diger canli turleri v.s. uzerinde yapar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
26-07-2010, 00:59
Saygideger arkadaslar;

Tanrisal zihniyetin, varlik ve de inancsal temelde ortaya attigi dusuncelerden.

Tanri, vardir -Dinli/dinsiz teizm
Tanri, yoktur-Ateizm
Tanri bilinemez-Agnostisizm

Tum bunlarin disinda, tanrisal zihniyet olarak, soyut/somut; oznel/nesnel tanri bilinebilir mi?, bugun olmasa bile, Tanri'nin bir gun bilinebilecegini dusunen var mi?

Bu konudaki gorus, yorum, dusunce ve fikirlerinizi, nedenleri ile aciklarmisiniz?

Bu dusunce seklinin, adi nedir?, nasil bir tanri (soyut/somut; oznel/nesnel), bilinebilir?, Tanriyi bilinebilir kilacak olan, ne olabilir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-08-2010, 01:04
Saygideger arkadaslar;

Her konuda oldugu gibi, referandum konusunda da, bir formel mantik yurutme aliskanligi ve yerlesmisligi, Turkiye'de su siralar, "hararetli bir sekilde" surmektedir.

Once referandum'un ne oldugunu ortaya koyalim.

Referandum kelimesi; ingilizcedeki, "refer" temelinden turetilmistir. "Refer" demek, mastar hali, yani "to refer" olarak, "-e basvurmak, atfetmek, danismak v.s." icerigini tasir.

Demekki referandumdan once, ortaya "-e basvurulacak, atfedilecek, danisilacak v.s." bir sey koymak gerekir.

Yani, referanduma oy vermek icin katilacak olanin, "ortaya konani" onaylamasi/evet, ya da onaylamamasi/hayir olacaktir.

Bu da referanduma girecek metnin icerigi demektir. Yani bir kisi, oyunu atmadan once, bas vuracagi metni, tamamen gorecek, okuyacak, karar verecek ve oyunu kullanacaktir.

Referandumda oylanacak, metin; iki ana maddeden, ki bunlar yargi ile ilgilidir ve bunun disindada 26 maddeden olusmaktadir.

Bu metinler hazirlan mismidir?, yani kisi oy vermeden once, eline bu metinin yer aldigi bir oy pusulasi verilecek midir?

Bu isin bir yonudur.

Diger yonude, referandumda oy isteyen iktidar ve muhalefet partilerinin yaptigi propagandadir. Hangisi propagandasinda, biribirine satasmaktan, biribirini "kotulemekten, yermekten, elestirmekten v.s." baska, mitinglerinde, referandum da oylanacak metine deginmektedir. Ustelik bu tartismalarin, iceriginin birak bir referandum metni olmasini, partilerin politikalari ilede bir ilgisi yoktur. Tum yapilan, liderlerin biribiri ile olan "agiz dalasi/kavgasi, sozlu satasmasi v.s." dir.

Hangisi, mitinginde referandum maddelerini siralamis, neden referandumda "evet/hayir" istemini, kendi evetine/hayirina gore, referandumdaki maddelere dayanarak degerlendirmis ve neden "evet/hayir" a karsi cikilmasi gerektigini, yine kendi eveti/hayirina gore mitinglerde izah etmistir?

Hangisi, kendi evet/hayirina gore, referandumda istediginin tersi cikarsa ya da istedigi cikarsa, ne gibi bir sonuc doguracagina deginmistir?

Hangisi, referandumdaki istemi dogrultusunda, istemi yerine gelirse, ya da gelmezse, ne gibi bir dusunceye sahip oldugunu, nasil bir politika uygulayacagini dile getirmistir?

Referandum mus, hadi canim sende! Herseyde oldugu gibi, sadece adi farkli bir konuda, yineayni formel mantik, yine ayni, nakarat, yine ayni duygu somurusu ve istismari, ayni "ben senden daha dogruyum/hakliyim v.s." safsatasi. Yani, kisaca eski hamam eski tasin olusturdugu, TOPLUMUN GOZUNU BOYAMA ve kendi politik amacina yonelik cikar calismasini yurutme.

Bu konunun adi, secimmis, demokrasiymis, referandummus, o bu sorunmus, mus mus da mus mus; hic farketmiyor. Ayni formel zihniyetin, ayni tas ayni hamami. Al birini vur otekine.

Sonuc mu, ne bekliyorsunuz ki!

Saygilarimla;
evrensel-insan

ahlen
25-08-2010, 01:53
Saygideger arkadaslar;

Bu metinler hazirlan mismidir?, yani kisi oy vermeden once, eline bu metinin yer aldigi bir oy pusulasi verilecek midir?

Bu isin bir yonudur.

Diger yonude, referandumda oy isteyen iktidar ve muhalefet partilerinin yaptigi propagandadir. Hangisi propagandasinda, biribirine satasmaktan, biribirini "kotulemekten, yermekten, elestirmekten v.s." baska, mitinglerinde, referandum da oylanacak metine deginmektedir. Ustelik bu tartismalarin, iceriginin birak bir referandum metni olmasini, partilerin politikalari ilede bir ilgisi yoktur. Tum yapilan, liderlerin biribiri ile olan "agiz dalasi/kavgasi, sozlu satasmasi v.s." dir.



Sn. evrensel-insan,

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, küçük bir anımı paylaşmak istiyorum,

bir akrabamız ile anayasa değişikliğini konuşurken, maddeleri okuyup okumadığını sordum, aldığım cevap " maddeler açıklanmadı daha sen nereden biliyorsun " oldu. benim başıma gelen bu olay, belki başkalarınında başına gelmiştir, değişiklik maddeleri internet kullanıcıları dışında pek bilinmiyor. hatta iş yerlerinde hatrı sayılır mevkilerde olan, belli bir eğitim seviyesindeki arkadaşlarım bile karşılatırmalı metin bulamadıklarını, onlara göndermemi istiyorlar.

saygılarımla

evrensel-insan
25-08-2010, 02:01
Saygideger ahlen;

Ortada basvuracak bir "reference" yani metin, yoksa; referandumun anlami yoktur. Ustelik, Turkiye genelinde, bunu ortaya koyan bir kurum, kurulus, orgut, aydin v.s. yoktur. Yani topluma yol gosterecek olanin, kendisi yolunu bilmemektedir. Asil, trajikomik olan da budur.

Cunku, ne yaptigini, neden yaptigini bilen yoktur. Sadece yapmayi/uygulamayi bilir. O da, kimin kendisini en iyi "kandirdigiyla/inandirdigiyla" paraleldir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
27-08-2010, 04:14
Saygideger arkadaslar;

1923 te kurulan ve "laik bir Cumhuriyet" oldugu soylenen, TC tarihinde, Ataturk dahil; herhangibir donemde, Iktidara veya Muhalefet olarak, Bir Parti baskani, Basbakan, Cumhurbaskani, ya da herhangibir Devlet Bakani, ya da TSK Ordu Komutani, ya da herhangibir Yargi Baskani v.s., yani kisaca TC Idare makamina, hic bir SEKULER ZIHNIYETLI yetkili geldi mi?

Gelmedi ise, hangi "laik Cumhuriyet' ten" bahsediyoruz?

Geldi, ise, hangi tarihler arasi ve kim/kimler geldi?, bu gelenler oldu ise, sekuler zihniyete sahip olduklarini hangi uygulamalari ile gosterdiler?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
06-09-2010, 20:32
Saygideger arkadaslar;

Siyasi partilerin radyo ve televizyonda propaganda konuşmaları başladı.

İlk propaganda konuşması bugün (06.09.2010) saat 20:00’de Cumhuriyet Halk Partisi adına yapıldı. 20.11’de ise sıra BDP’nin...

7 Eylül Salı saat 20:00’de AK Parti, 20:11’de MHP,
8 Eylül Çarşamba saat 20:00’de MHP, 20:11’de AK Parti,
9 Eylül Perşembe saat 20:00’de BDP, 20.11’de CHP ve
10 Eylül Cuma saat 20:00’de AK Parti temsilcisi konuşacak.

http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=e8a674a8-7e0f-401d-adf1-1a814a2dea39

Su anda BDP' konusuyor. CHP'nin konusmasi bitti.

Ben u baslikta, tum parti baskanlarinin konusma metinlerini, bulup; aktarmaya (yorumsuz, oldugu gibi), calisacagim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
20-09-2010, 00:28
Saygideger arkadaslar;

E. Kant'a kadar, kendi bunyesinde hareket eden, Empirizm, deneycilik ve rationalizm, akilcilik; Hegel ile boyut kazanmis ve Diyalektigi dogurmustur.

Tum bu gelismeler gunumuzde, rationalizmi, idealizme ve akilli tasarimciliga, empirizmi de, bilgiye, bilime ve epistemolojiye yaklastirmistir.

Gunumuzde artik, bu iki grup biribirini kabullenmeyecek kadar ayrismistir.

Cunku, akilciligin temeli, inanca, soyuta; empirizmin temeli de, gozleme, deneye v.s., yani somuta dayanir.

Akilcilik, sezgi, duyum olarak gelisirken; empirizm, bilim ve bilimsellige, yanlislanabilme boyutunu katmistir.

Akilciligin, tasarimciligi yaninda, bireyciligi de; bencil ve ego olarak sahne almistir.

Empirizm ise, insanoglunu epistemolojiye, dile, bilime felsefey v.s., kisaca insanoglunun bugun ortaya attigi ne konu varsa, onlarin on kabullerini, sorgulanmazlarini, mutlaklarini v.s. degisebilir ve degistirilebilir temelinde yanlislamaya yonelmistir.

Bugun tasarimci ve bireyci akilcilik, emperyalist zihniyetin hem tanrisinin, hem de guc, iktidar ve otoritesinin sembolu olurken; empirizm, bilimin, bilmenin, bildirmenin, bulusun, deneyin, gozlemin, arastirmanin, sorgulamanin, ve degistirme ve degisimin ayni zamanda da; ispat, delil, ksanitin degil; yanlislamanin, cikarsamanin ve curutmenin semboludur.

Madde ve nesneden yola cikan dusunce, eger; akilciliga saparsa, inanci eliyle tanrisini bulmak zorundadir. Cunku, tanriyi (kabul/red; var/yok degil), arayan akil, onu mutlaka bir ozdeslestirme ile bulacaktir.

Bu temelde de bilim ve bilimselligin, akilciliga sapisi, inanci bilime katmak anlamini tasir.

Bu iki farkli deolojinin birlesimi, diyalektik monizm (mono olarak, materyalizm, ya da idealizm), pozitivizm, pragmatizm ve liberalizmi dogurmustur. Nihilizmin temelide; AKILCI GOZLEM'e dayanir. Tanriyi, gozlem olarak oldurur, fakat akil olarak olduremez. Varolusculuk, fenemenoloji, mantiksal pozitivizm de bu birlikteligin urunudur.

Bu birliktelik suresinde; bir cok ideolojik inanc ortaya atilmistir. Daha sonra, Post modernizm, bilhassa dilin, linquistik ve etimolojik temelide, yapisokum akimini (Derrida-deconstruction)ve construction, yapilanim, dallarina gecmistir.

Rationalizmin, felsefi olarak sona erdigini kendince aciklayan;soz"objectivity is male subjektivity" , yani "nesnel olmak, erkek oznelligidir" seklinde bir sozdur.

Oyuzden gunumuzde, akilcilik ve deneyciligin neler oldugunu ve birbiriyle olan ilskisini farkini cok iyi algilamak gerekir.

Cunku akilciligin, bireyciligi; ben ve egoyu one cikarmistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
26-09-2010, 23:41
Saygideger arkadaslar;

Genelde felsefenin algisi, "dunyaya bakis acisi" ya da " dusuncenin dile gelimi" olarak algilanir. Gerci insanoglu turu ve birinin, soyutlama olarak ortaya attigi, hic bir kavramin; evrensel bir ortaklik temelinde, bir tanimi, tarifi, algisi, icerigi anlami v.s. yoktur.

Sonucta butun bu tanimlar ve verilen icerik; o kavrama bakis acisinin temelindedir.

Iste bu temelde de, bileme felsefe olarak bakis acisinin, iki farkli icerik ve anlami vardir.

Birincisi "bilimin felsefesi-philosophy of science" digeri, bilimsel felsefe-scientific philosophy"

Iste bu iki temel farliliktan, birincisi felsefi metod, mantik, yol, yon ve yontemi; ikincisi ise, epistemolojik method, mantik, yol, yon ve yontemi icerir.

Felsefi method, akilciligin dogruluguna, soyuta, inanca, ideolojiye, teoriye, spekulasyona, hipoteze v.s. dayanan temelli EPISTEMOLOJI USTU ORTAYA ATILAN VE BILIMSEL METODA DAYANMAYAN BIR ORTAYA KOYUMDUR.

Tartismali, savunulu, karsi cikisli, sabitli, mutlakli, kesinlikli, ispatli v.s. temelli NOKTALAMADIR.

Ikincisi ise, bilimsel metoda, yani somuta, gozleme, deneye, arastirmaya, sorgulamaya, incelemeye, nedensellige epistemolojik gerceklige, yanlislamaya, cikarsamaya, curutmeye, dayanan temelli EPISTEMOLOJIK ve bilissel, bilimsel metoda dayanan bir ortaya koyumdur.

Kullanimli, paylasimli, algilamali, gelismeli, ilerlemeli v.s. temelli SUREKLI SUREGELEN SURECTIR. Tamamen, insanoglu turu ve birinin bir urunudur ve onun kendi adina, ait, icin, eliyle monologudur. Ne ortaya koydugunun bir ozelligi ve oznelligi, ne de onun bir anlam ve icerigidir.

Iste bu temelde, bilim ve bilimselligin konusu olan ve bilimin her dalinda islenen ve bulundukca, deneye ve gozleme tabi tutuldukca dile gelen, her olgu (evren, evrim, dunya, insanoglu, diger canli/cansiz algilananlar v.s.) nun bunyesinde, o olgunun dile gelisi olarak; ne kadar bilimin akilci, dogrulu felsefesi, ne kadar epistemolojik gercekci felsefesi oldugunu algilamak, farkina varmak ve bilincine varmak; konunun ortaya kondugu sekliyle, bir akilciligin dogruluk urunumu, yoksa epistemolojinin gereklik urunu mu, oldugunun da algilanmasi ve farkinin ortaya konmassidir.

Bu ortaya koyusta, akilciligin dogruluguna, ideoloji, teori, inanc olarak degil; disardan bakis acisi ve notr alginin ortaya koyulanin koyan ve koyus temelinde tum resminin verilmesidir. Iste sorunda bu resmin tum goruntusu ile ortaya ciktigi zaman algilanabilir.

Bilim felsefesinde, agirlikli ve belirleyici olan akilci dogrulu felsefe; bilimsel felsefe de, agirlikli ve belirleyici olan, epistemolojik gercekliktir. Ustelik ilki, sabit, sahipli v.s. iken; digeri yanlislanabilir, degisebir ve degistirilebilir olarak ortaya konur. Birincisi tartisma yaratir, ikincisi alinip kullanilir ve paylasilir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Natan
30-09-2010, 19:03
Bilimin felsefesi var mıdır varsa nasıldır bilemiyorum ama bilimsel felsefe
bilimin ortaya koyumundan yola çıkmalı, bilimsellikten uzaklaşmamalıdır.

Felsefenin bilim olmadığını biliyorum. İnsantürü ,varlığı kendi algısına göre yorumlayabilir ,
bu yorumlar da dünya görüşünün bir yansıması olarak
ortaya çıkar.

Fakat bilimin felsefesi nedir :fish:


saygılarımla

evrensel-insan
30-09-2010, 19:17
Saygideger natan;

Fakat bilimin felsefesi nedir -natan-

Bilimsel method ve epistemolojik gerceklikten degil de; akilciligin dogru inancindan, felsefeden yola cikarak bilime ulasmak. Yani ortaya konan neyi gozlemlemek v.s. yerine, neyin ne oldugunu, akilciligin ideolojik inancsal dogrusu ile ortaya koymak. Hawking'in, Dawkins'in yaptigi gibi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
30-09-2010, 22:17
Saygideger arkadaslar;

Felsefenin varlik konusunu isleyen metafizik dalinin, mustakil var olan varlik ile ilgili ideolojileri materyalizm (madde), idealizm (dusunce) ve pozitivizm (yok) olarak, insanoglu tarihinde yerini almistir.

Pozitivizm, temel olarak akilciligin bir urunudur. Cunku akil, pozitivi ortaya koyar ve bu pozitivite, madde ve dusunce temelini red eder. Mustakil var olan varligi da, akilciligin temelinde "yok sayar."

Pozitivizmin, inanc felsefesi ve teolojiye bakis acisi, ya insanoglu turu ve biri disindaki akilli tasarimcilik, panteizm (en genis mekan olarak evren) ve hyloteizm (maddenin akilciligi ve tanrisallasmasi) en cok bilinenlerdendir.

Eger pozitivizmin akilciligi, kisisel duzeyde ve kisinin sadece kendi, inancsal dogrusu soz konusu ise, bu temelde de bireyci akilciligin; aklinin tanri aramasi temelinde ortaya koyacagi ve aklin inancsal olarak dogrulayacagi bir tanri ve tanrilastirma dusuncesidir.

Akilciligin pozitivizmi de ayni temeldedir. Cunku akil, bir seyi algiladiginda, bu alginin var ve yok ifadesi algi temelinde pozitivizmdir. Sadece anlam, ifade ve dibilgisi icerigi olarak negatif, ya da olumsuz ifade edilebilir. Pozitif dusunce uretimi iste bu aklin bireyci, tasarimli, teleolojik ve teolojik uretimidir.

Ateizmin akilciliginin materyalist temelde ve tanri algisinda negatif ve olumsuz olmasi da, tanriyi madde temeline oturtamamasindan kaynaklanir.

Bu acidan ateizm, tanri konusundaki akilci inancsal dogrusu olarak, ya tanrinin varligini madde temelinde, ya da tanriya inanci, olan din felsefelerinin genel ya da ozel temelindeki icerikte bir tanrilarinin olmadigini one surerek gerceklestirir.

Ateizmin, kisisel anlamda pozitif akilciliginin sonucu, aranan bir tanrinin bulunmasi temelli, ya hyloteizm, ya da panteizm, ya da kisisel tatmin ve ikna olma temelinde, monoteizmdir.

Mantiksal pozitivizm de, pozitif dusunce de akilciligin bir urunudur.

Pozitivizmin, felsefenin metafizik dalinin varlik ile ilgili gercek varlik katagorisindeki ideoloji inancsal dogrusu ise isimciliktir. Akilciligin, isimciligi; gercek varligi nesnel ve oznel olarak yoklar ve gercek varligin pozitif bir isimden olustugunu one surer.

Pozitivizm ve akilciligi, bilimsel metoda ve bilimsellige degil; ideolojiye, inancsalliga ve dogruya dayanir. Bu temelde de epistemolojik gercekci degil; akilci dogrucudur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
30-09-2010, 22:41
Saygideger arkadaslar;

Pozitivizm ve isimcilik; mustakil var olan varligin ve gercek varligin kendi kendisini kendi adina ortaya koyamayacagini, bunlari ancak pozitivizmin ortaya koyabilecegini ideolojik inancsal bir dogru olarak ortaya koyar. yani mustakil var olan varlik pozitiftir ve gercek varlik ta isimdir.

Burada her iki ideolojik inancsal dogru temelinde bir mantiksal pozitivizm, yani pozitivizm ve isimciligin aklin bir turevi oldugu gorusu hakimdir.

Her ikiside aklin ne olduguna deginmez, sadece akildan yola cikar. Iste bu akil, ya evrenin aklidir, panteizm; ya akilli bir tasarimcidir, teoloji ya maddenin Aklidir, hyloteizm, ya da bireyci akilciliktir. Teleoloji de, seylerde akilcilik temelinde, bir amac, gaye v.s. arar.

Bu temelde de dogal zihniyet ve dogal egosunun evrensel ayniliktaki yapilanis ve isleyislerinden; pozitivizm, bir (nicelik) ve nokta (nitelik) ucleminden biridir.

Kendinin nedenini pozitivizm olarak aklin inanciyla dogrular.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
05-10-2010, 14:02
Saygideger arkadaslar;

Okyanusun derinliklerinde yeni turler kesfedildi.

http://news.uk.msn.com/environment/photo-galleries.aspx?cp-documentid=154848542&page=18

Resimleri tek tek tiklayip, bilgi ve goruntu elde edebilirsiniz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-10-2010, 17:58
Saygideger arkadaslar;

Bir yazarin, kendi ile ilgili bir balik acmasinin, Tuzuk Kurallarina aykiri olmadigini dusuncesi ile bu basligi evrensel-insan adina aciyorum.

Evrensel-insan'in dile getirdigi, konular, basliklar, bilgi birikimi, gozlemi ve genelde aciklayarak dile getirdigi kendine has kavramlar,isim tamlamalari ve kelimeler hakkindaki gorusleriniz nedir?

Evrensel-insan'in dile getirdiklerinin daha detayli, acik ve net algilanabilmesi icin onerileriniz nedir?

Evrensel-insan'in dile getirdiklerini okuduktan sonra neler hissediyorsunuz?

Sizce, evrensel-insan'in dile getirdigi dusuncelerine paralel olarak; herhangibir dini inanisi, ideolojisi (etik ya da metafizik) var midir?, Tanri konusunu nasil algilamaktadir?

Evrensel-insan'in sizce, bu kadar konuyu dile getirisinin bir nedeni var midir?

Bu ve buna benzer sorularla, evrensel-insan'in dil ve uslubu, degindigi konular ve her turlu mesaj paylasimi hakkinda, bir genelleme yapmak gerekirse, bunu nasil yaparsiniz?

Evet evrensel-insanin dile getirdigi dusunceleri masaya yatiralim. Ben de bireysel olarak gerektiginde katki ve sorular olursa cevap, ya da gelen mesajin icerigine gore yanit verecegim.:kiss:

Cevaplar, hakarete, kisisellige ve kisilige yonelmedikce ve dusunce temelinde kaldikca, herkes kendi dusuncesinden ne geciyorsa, samimi ve acik bir sekilde dile getirebilir.

Cunku dusunce dile geliminde, alinganlik,kizginlik, cekingenlik, v.s. vucut temelli bir icerik yoktur.

Dusuncenin oznesi yoktur. Dusuncesadece bir vucudu arac olarak kullanarak dile gelir ve dile gelen dusunceyi de, herhangibir vucut tekrar dile getirebilir.

Evet, evrensel-insan dusuncesinin, basliklarda, konularda ve mesajlarda dile gelisi ile, ilgili yorum, gorus, elestiri, katki, istek ve onerileriniz, nelerdir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-10-2010, 18:04
Saygideger arkadaslar;

Bu konudaki ilk yorumu, siteden alintiliyarak; Neva lakapli yazar arkadasimiz adina ben yapayim.

Sayin evrensel- insan herhangi bir konuda uzun surecler duzeyli tartisilabilecek insanlardan biri. Ben de seviyorum kendisiyle tartismayi..

Mekteplilik veya alaylilik, insanlarin birbiriyle iletisime gecmesinde engel teskil etmez. Evrensel-insan, insani anlama arzusunu sanirim mektepte ogrenmedi. Insani sevmenin egitimi yoktur cunku.. Insani severseniz,paylasimci olursaniz, insani anlama cabasi icine girersiniz.

Evrensel-insan ise her konuda yazabilen, tartisabilen biri. Hemen her baslikta bir konusu mevcut. O, islam, hristiyan, ateist, teist vs. diye ayirip bolmuyor siniflamiyor insanlari. Hele hele hicbir zaman hasta olarak nitelendirmiyor.

En onemlisi de karsidaki insani, insan olarak onemsediginden dolayi anlama cabasi icine girerek, yazdigi mesaji dikkatle okuyor. Tabiri caizse kiran kirana da duzeyli bir sekilde tartismanin hakkini veriyor. Yazmis olmak icin yazmiyor yani..

Evrensel-insan(paylasimci) toplumsal bakiyor olaylara.. Ve kendine verilen yanitlari(mesajlari) insan temelli inceliyor,anlamaya calisiyor.-neva-

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-10-2010, 18:21
Saygideger arkadaslar;

Bu basligin amaci, dusuncesini tanitabilecek kadar sure ve dusunce dile getirimi oldugu acisindan; gelecek her turlu mesajin icerigi ne olursa olsun; evrensel insan zihniyetinin dusunce ve davranis olarak ve surekli suregelen surec icinde, artarak evrensellesmesine ve de insansallasmasina katkisi olacaktir.

Cunku dusuncenin surekli suregelen surec icinde, birey eliyle ve adina insansallasmasi ve evrensellesmesi, evrensel-insan dusuncesini dile getiren bireyin amacidir. Hem kendi adina, hem de insanoglu turunun her bir biri adina.

Bu temeldeki buraya gelen dusunceye yonelik icerikli heturlu mesaj, konusu ve icerigi ne olursa olsun; notr algi ve disaridan bakis acisi ile degerlendirilecektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-10-2010, 21:13
Saygideger arkadaslar;

TC Kurulurken uygulanmaya konulmak icin getirien laiklik, getirenlerin sekuler bir dusunce tasimamasi sonucu, Ulkeyi bir din ve dini kaos icine sokmustur.

Diyanetin, devletin bir kurulusu olmasi ve kurulus amac ve iceriginin sadece SUNNI MUSLUMANLIK ANLAYISI na yonelik olmasi; ulkedeki okullarda okutulan din derslerini de, sunni muslumanlik egitimine donusturmustur.

Dini felsefenin; din dersi olarak; dunyadaki tum dinler ve mezhepleri hakkinda kisa ve oz bilgi vermemesi, teolojik olarak da dini uygulamasi olmayan, deizm, panteizm, panenteizm ve ateizm ogretilerine yer vermemesi ve islam ogretisini de sadece sunnilik ile sinirlamasi; din dersi konusundaki carpikligi gozler onune sermistir. Anayasa da sadece yazida kalan din ve vicdan ozgurlugu, ne dini uygulamalar farki, ne de dinsiz yasam olarak hayata gecirilemedigi gibi, Islam'in diger kollari Alevilik, siilik, vahabilik, Bektasilik v.s. de bu tek yonlendirimli anlayistan hak ve ozgurlukleri kisitlanarak nasibini almistir.

Bilhassa 2000 lerle gelen yeni dini anlayis ve uygulama (evengalizm), ulkeyi iyice kaosa sokmus; kimse ne uyguladigi dinden, ne de dinli/dinsiz yasam ve iliskilerinden memnun olmaz hale gelmistir.

Ayrica ulkemizde, islenen bunca din temelli faili mechul cinayetlerin yaninda; sivas Katliami da halahafizalardadir.

Okullarda okutulan din dersi demek; dunyada mevcut ve gecmis dinler hakkinda kisa ve oz bilgi vermek ve hic bir dine OZEL BIR ICERIK yuklememek ve de bu dersi secmeli yapmak, demektir.

Diyanet demek; dindeki dinli/dinsiz, teolojik vicdan ve hak/ozgurlukleri koruyan kolluyan ve onlara HIC BIR TARAFA TARAF OLMADAN rehber, ve danisma kurum ve kaynagi olmak demek.

Dini hak ve ozgurlukler demek; ulkede toplumsal olarak, her farkli dini ya da teolojik inanisin ve uygulamanin kurumsal ve kurulussal ozgurlugu uygulamasi demek.

Bugun artik ulkenin din uzerine uyguladigi her turlu uygulama; toplumun hic bir kesimini memnun etmemekle birlikte, ulke toplum ve farkli halklari olarak bir dini kaosa suruklenmektedir.

Anadolumuz, milliyet konusunda oldugu gibi, din ve teoloji konusunda da bir mozaiktir. Tarih istanbul'a ve Anadolu'ya her dini yasam ve iliskiyi tattirmis ve bugun Anadolu da, hem uc ibrahimi din, hem de islam dininin cesitli mezhepleri (alevilik, Bektasilik, Mevlana, Vahabilik v.s.) Anadolunun dini temelini teskil eder.

Herkesin kendine has ideolojik inancsal bir dogrusu olabilir ve bunun icin ayrisabilir. Ama; en azindan bu din kaosunu dini ve teolojik (deizm, panteizm, panenteizm, ateizm) dinli/dinsiz cesitliligin hak ve ozgurlugu temelinde birarada ve birbirlerini algilayarak, saygili bir icerikte beraberce yasam ve iliski surdurmeleri icin, sirf bu temelde bir ortak mucadele sarttir.

Cunku ulke, toplumuyla ve farkli halklariyla, bilincsizce ve yonlendirme ile, buyuk bir kaosa suruklenmektedir. Hem neyin ne oldugunun icerik ve anlam kaosu, hem de herkesin dini ve teolojik dinsiz anlayistaki beraber ve butunluk icinde yasayabilme ve iliski surebilme kaosu.

Sekuler bir zihniyetin yonetip, yonlendirecegi bir zihniyet, ancak bu dini ve teleojik kaosu cozebilir.

Unutmayalim ki, din ve hak ve de ozgurlukleri, kisiseldir ve kisilerin kisilik, kimlik degerleridir. Kimse kimseyi dini konuda zorlayamaz, mudahele edemez ve tum dini ve teleolojik mozaik ve cesitlilik biribirinin hak ve ozgurlugunu tanidigi surece birarada toplumsal yasayabilir.

Sorun diyanet baskanliginin olmasi degil; TARAFLILIGI, TEK DUZELILIGI ve ZORLAMALI/MUDAHELECI ANLAYISIDIR.

TC, Osmanlidan ve onceki kavimlerden, cok buyuk bir dini mozaik kultur ve mirasina sahiptir. Bunu degil bir dini (islam) inanc ve imanina, bunun da bir kolu olan SUNNILIGE INDIRGEMEK, bu mozayige ve topluma karsi islenmis bir cinayettir.

Bu cinayeti de, onleyecek olan; ister dini, teleojik, ister dinli, dinsizolsun; yine de toplumun destekleyecegi sekuler bir zihniyet olmalidir.

Dini (dinli/dinsiz), hak ve ozgurlukler de, ancak boyle saglanir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
08-10-2010, 02:07
Saygideger davul;

Türkiyenin yarısından fazlası Müslüman -Davul-

Yukaridaki cumlede, iki sorun var.

Birincisi, bu veri neye dayaniyor?, nufuskagidi ise oran daha yuksek olmasi lazim. Cunku, sorulmadan, nufus kagidina, musluman degil; "dini-islam" yaziliyor.
Ikincisi muslumanligin ne anlamda kullanildigi. Sizce bu olan muslumanlik, baskalarinca farklidir. Muslumanliktan ne algiliyorsunuz?, mezhep farklarini, akimlari, tarikatlari, cemaatleri, tasavvuf farklarini, monizmi, ve de diger cografyalardaki farkli muslumanlik anlayislarini biliyor musunuz?

Siz kendinizi, nasil bir musluman olarak tanimliyorsunuz?

Saygilarimla;
evrensel-insan

postal
16-10-2010, 01:08
Sevgili EvrenselInsan..

Duygu,görgü,bilgi,kisaca insanlik olarak kaliteniz tartisilmaz.

Ben genelde bu siteye kafami dagitmak icin giriyorum.Yoksa inanmadigim hatta bunyeme zararli buldugum bir dinin neyini ögrenecegim.Buradaki islam hakkindaki bilgi aktarimlari bana lüzumsuz geliyor.Hosuma giden tür yazilar ,hoca efendilerin,dinlerini parlatmak icin abuk sabuk yazip,neticedede olayi halletmis havalardaki yazilari.Yada zurnanin deligi allah dedi,sivrisineklerin abdest aldiklari tesbit edildi türü yazilar.Ama arada bir etkilendiklerimde yok degil.Mesela son zamanlarda bir arkadasin (Bilge Engin) yazisi cok hosuma gitti.Heriflerin dinleri gercekten benim fikrime dolayisiyla bana hakaretle dolu.

Size gelince,önce cok akademik bir dille yaziyorsunuz.Hani derler ya Deniz Baykal güzel konusur,ama kimse anlamaz.Öyle bir sey.Pc.nin basinda kafa yormak istemiyorum.Bir diger aklima gelen,gulunup gecilecek konulara dahi ciddi bir yaklasimla emek sarfederek cevap yaziyorsunuz.Acilan her baslikda yazinizi görüyorum.Az olan kiymetlidir.Bence oldukca girgir bir sekilde seyreden,keyif aldigim,cevaplarin akisinda yazilariniz aralara buz parcasi gibi giriyor.Bu sebeple cok özür dilerim,yazilarinizi okumadan geciyorum.Aslinda sizin yazilarinizi (Dinle ilgili olmamasi kosuluyla-Örnegin felsefe) matbuat olarak balkonumda kahvemi icerken okuyup,kafa yormak isterim.

Tekrar özür diliyorum.
Sevgiyle kalin,esen kalin.

evrensel-insan
16-10-2010, 03:27
Saygideger postal;

Dile getirdigin akilci ve sana dogru olarak yansiyan yorumlarin icin, tesekkurler.

Benim ironik esprituel, pratik zeka iceren mesajlarim da oldukca yogundur. Bunlari her konuda bulabilecegin gibi, genelde din, tanri v.s. konularinda da bulabilirsin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
24-10-2010, 18:15
Saygideger arkadaslar;

Bilimin + ve - epistemolojik sinirinini, "fantastic trip" i download yaparak izleyebilirsiniz.

http://www.4shared.com/document/clYUZCZg/FantasticTrip.html

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-10-2010, 14:40
Saygideger arkadaslar;

Yukarida linki verilen slightin gosterim suresi, dunden itibaren bir aydir, duyurulur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-10-2010, 18:54
Saygideger arkadaslar;

Emprisizmin felsefenin metafizik ve etik konularindaki isleyisi ise, yine somuttan soyuta dogrudur.

Yani metafizigin, varlik ideolojilerinin ve her turlu temeli, nesne, madde, insan ve fenomenin ortada oldugu somut tabaninin, bilimsel method olan deney, gozlem, arastirma v.s. ye tabi tutulmasidir. Ayni sey, etigin yaptirim ve yonlendirimlerinin ve d yukumluluklerinin insanoglu turu ve biri uzerindeki dusunsel ve davranissal etkilerinin ve dogurdugu sonuclarinin, biyolojik, psikolojik, sosyolojik, toplumsal, politik, ahlak, kultur, gelenek, tore v.s. temelindeki gozlemine ve bu gozlemin tum resminin ortaya konulmasina dayanir.

Ornek verirsek; bilimsel metod, dini, teolojik, ideolojik, inancsal tum dusunce ve davranislarin, insanoglu turu ve birinin somut temelde sistemlestirdigi, kurumlar, uygulamalar v.s. temelli algilarin, gozlemlenmesidir.

Yani bir dini, kabullenerek, karsi cikarak akilci bir dogru ile degil; olan butun dinlerin ortada olan etkilerinin her turlu gozlemini dile getirerek ortaya koymaktir.

Teolojik bir tanri varliginin, ozel ya da genelde inancsal ve varliksal var/yok, inan/inanma tartismasini degil; olan tum teolojik ideolojik inancsal dogrularin ortada olan yansisini degerlendirmek, gozlemlemek ve ozel ya da genel olarak dile getirmektir.

Bilimsel metodun, gozlemi epistemolojik gercekci, notr algili, disaridan bakis acili ve akilciligin inancsal dogrusuna, sabitine, sahipligine, kesinligine, mutlakligina v.s. basvurmadan olani oldugu gibi, dile getirmektir.

Akilcilik, ozel, oznel, sabit, dogrulu, inancsal olmanin yaninda, tartismasal, ayrimci, cikarci bir icerik tasir.

Deneycilikte ise, sadece gozlem dile gelir. Gozlemcinin, ya da gozleyenin soyutlamasi ve kendine ait yorumu ortada yoktur.

Gozlemin oldugu gibi aktariminin, ne gozlemin savunuldugu, ne de karsi cikildigi anlamini icermez.

Evrensel-insan gozleminin farki ise, gozlemin insan ve insanligi adina, ne gibi sorunlar icerdigini ortaya koymaktir. Yani, GOZLEM NEGATIF OLARAK DILE GELIR. Cunku amac, cikarsama, curutme, yanlislama temelindedir. Yanlislanan da, gozlemin epistemolojik gercekliginin insan ve insanligi adina ZIHINSEL VE DUSUNSEL SORUN icerdigidir. Bu sorun da daha once belirtildigi gibi, evrensel ayniliktaki dogal zihniyet ve egosunun insanoglu adina, ait, eliyle, icin yapilanis ve isleyisidir. Sorunda soyutlamanin soyut ve somut temellerinin insanoglu turu ve biri kokeni olarak algilanmadiginin ve temelinde soyutlamanin insansal/evrensel/kavramsal/bilissel olmadiginin, neden ve nasillariyla ortaya konmasidir.

Iste bu da insanoglu turu ve biri kokenli ve insansal, evrensel, kavramsal temelli gozlemin, olani sorunsal olarak bilimsel method ve icerikte dile getirmesi, yani bilimsel felsefesidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-10-2010, 19:42
Saygideger arkadaslar;

Sitemizde kullanilan "evrimci" kelimesini, algilamakta zorlaniyorum. Cunku bilimde ve bilimsel anlamda boyle bir kelime yoktur.

Bilim ve bilimsel olarak, evrim olgusu vardir ve bu olgu da, bilimsel metod sayesinde bilinmekte, bildirilmekte ve belirtilmektedir.

Dolayisiyle, evrimci kelimesinin, icerik ve anlam olarak bilimde kullanimi yoktur. Bilimsel olarak, evrim konusunda calismayapan bilim insani mevcuttur. Cunku evrim, bilimin konusudur ve bilimseldir.

Evrimci kelimesi, etigin politik dali icinde gecerli olan bir kelimedir, o da "devrimci" kelimesinin karsitidir. Bu temelde de evrimci "herseyi kendi haline birakan" anlamini tasir. Devrimci ie, "herseyi oldugundan ileri goturen, degisim, yenilik getiren" icerigindedir.

Bu temelde de "devrim" nesnede, madde de insanda gorunus ve nesnel olarak degil; oz, dusunsel, zihinsel, ozel v.s. olarak mumkundur.

Yani, alisilagelmis, otomatiklesmis, nesillerden nesillere aktarilan bilincalti yonlendirim ve yaptirim iceren zihniyetin ve dusuncesinin, degisimi, ilerlemesi, yenilenmesi, gelismesi anlam ve icerigini tasir.

Oyuzden bilhassa, bilim ve bilimselligin evrim olgu ve konusundaki iceriginde "evrimci" kelimesi bulanlarin, bu temeldeki "evrimci" kullanimlarini neye karsi, ne ile mukayese ederek kullandiklarini aciklamalarini istiyorum. Boylece "evrimci" kullanimindan, neyi ifade etmek istedikleri de algilanmis olur.

Sonucta, "evrimci" kullaniminin, dile gelisinde, kullanan arkadaslarca yuklenen bir olumsuzluk, karsi cikis soz konusu. O zaman bu kullanimin, neyin karsiti oldugu ve neden bu kullanimin ustelik olumsuz bir icerik ve anlam icerdiginin aciklanmasi gerekir.

Evet, evrim konusundaki "evrimci" ne anlam ve icerikte kullanilmaktadir. Eger "evrimi savunan" iceriginde ise, bilimsel olarak ve epistemolojik gerceklik olarak evrimin savunusuna gerek yoktur. Ayni fizik, kimya, matematik v.s. nin savunusuna gerek olmadigi gibi.

Ama, evrimin ortaya konan kisminin epistemolojik gerceklik mi, yoksa aklin bir ideolojik inancsal dogrulu spekulatif teorisi, tezimi oldugu; ortada olan bir tez veya teori temelinde tartisilabilir. Zaten bilim de bilimsel metod ile bunu yapmakta, bilimin gozlemi, deneyi, bulusu v.s. ile; aklin ideolojisi, inanci, teorisini epistemolojik gerceklik temelinde ayirmakta ve farkini koymaktadir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
27-10-2010, 03:28
Saygideger arkadaslar;

Bir yazar arkadasin ismi onun ne kadar kimlik degeri ise, site yazari olarak kendi adina sectigi yazar lakabi da, onun bir site kimlik degeridir.

Yasam ve iliskilerimizde, iliskide oldugumuz kisilerin adlarina nasil saygi gosteriliyorsa, site bunyesindeki yazar arkadaslarin lakablarina da ayni saygi gosterilmesidir.

Bir lakaba yonelik mesj yazan bir arkadas, ya da bir lakabi mesaji icinde kullanan bir arkadas, nasil mesaj yazarken; yazisinin okunakli, dil kurallarina ve gramere uyumlu, olmasina dikkat ediyorsa, hitab edecegi yazr arkadasin lakabina da ayni dikkati gostermesidir.

Acik olmak gerekirse, bir yazarin, baska bir yazar arkadasin lakabini mesajinda yazarken, o lakabi oldugu gibi dile getirebilmesi acisindan bir sorun yoktur.

Burada sorun lakabi kendince kisaltarak ya da degistirerek yazmak, bilincalti bir yonlendirimin urunudur ve yapilan bu saygisizligin bilincli ve bilerek yapildigini dusunmuyorum.

Samimiyetten kaynaklanan bir yazim da olabilir, ama; unutulmamalidir ki, eger iki yazar arasinda bu konuda karsilikli bir anlayis yoksa, bu tip bir lakab degistirimi, ya da kisaltimi; algi olarak bir "alay, onemsememe v.s." seklinde algilanabilir. Bilhassa lakabin yazim hatasi yaninda duygusal bir satasim ve ignelemeyi de yazilan mesaj iceriyorsa.

Nasil, bir yazar arkadas, kendi icin sectigi lakabina, kendi sectigi gibi bir yazim ve hitab bekliyorsa, kendisi de baskasinin lakabina ayni HASSASIYETI gostermelidir.

Klavye kullanarak mesaj yazabilen bir yazar arkadasin, lakabi da yazim olarak dile getirken bu hassasiyeti ve saygiyi dusuncesine almasi gerektigini dusunuyorum.

Sonucta kimse kimsenin kimlik ve kisilik degerlerini alaya alma, dalgaya vurma, onemsememe hakkina sahip degildir.

Ustelik unutulmamalidir ki, eger yazilan mesajin onemsenerek okunmasi gerekiyorsa, herseyden once o yaziyi okuyacak ve lakabi mesaj icinde gecen yazarin, boyle bir saygisizlik karsisinda, yazilan mesaji dikkate almasi ve onemsemesi de beklenemez.

Yani, bir yerde, kullanilan lakabin yaziliminda degisiklik ve kisaltma yapan yazar arkadas, kendi mesajinin ciddiyet ve onemini kendi dusurmektedir.

Su soruyu kendimize soralim "lakabi ayni seklde yamamak, yazmayan yazara ne kazandiriyor, ne kaybettiriyor?, lakabin yazilimini degistirmek veya kisaltmakla ne mesaj verilmek isteniyor ve ne amac guduluyor?"

Dedigim gibi, bunun bilincli ve farkindalikli bir davranis degil; bilincalti bir yonlendirim oldugunu dusunuyorum. Ama, en azindan mesajlarimizin ciddiye, oneme ve ilgiye yonelmesi; lakabin bilhassa o lakabin yazarinin o mesaji okumasi acisindan, onunde bir engel teskil eder.

Bu temelde de, lakab yazilimlarinin oldugu gibi uygulanmasina, lutfen dikkat edelim. Cunku bu konudaki yapilan bir hata hic bir zaman olumlu bir anlam ve icerik icermez. Etkisi sadece negatif, duygusal ve psikolojik olur. Bu da yazarin alacagi mesaji etkileyebilecegi gibi, yazan yazar arkadasin dusuncesini ve dile getirimini de olumsuz etkiler.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
23-02-2011, 21:04
Saygideger arkadaslar;

Topluma hizmet etmeyi kendine gorev edinmis bir dusuncenin temel ilkesi nedir?

Bir politikaci, aydin, ilerici, devrimci, demokrat, ozgurlukcu v.s. kisaca elit kesimin politik gorusu ne olursa olsun, eger bir iktidar amaci tasiyorsa; ve tum toplumun her turlu farkliliktaki halklarinin her turlu metafizik (ontolojik ve teolojik her turlu akilciliginin inandigi dogrusu) ve etik (her turlu milli, dini, sosyal,siyasal geleneksel v.s. kisaca birarada nasil yasanacaginin ne ve nasil oldugu konusundaki farkli degerler) gorus ve dusunce farkini kucaklayabilmesi adina, bu farklar arasina kendi politik dusunce ve uygulamasinin amaci dogrultusunda DUVAR MI CEKMELI, YOKSA FARKLAR ARASI KOPRULER MI KURMALI?

Evet farklar arasi duvar mi (biz/oteki fark ne olursa olsun), yoksa farklar arasi kopru (farklarimiz var ama biz bir butunuz) mu?

Hangisini ve neden onu onerirsiniz?, eger bir duvar icerikli dusundugunuz bir dusunce deger var ise, bu nedir ve neden bundan odun vermezsiniz?

Ya da sizin bu konuda odun vermemenize karsilik, bu konuda odun verilmesini isteyen toplumun kesimine farkli bir politika mi uygularsiniz?

Bu farkli uygulama ne olur ve demokrasi ve ozgurluk anlayisina ve hak ve ozgurluk anlayisina nasil uyar?

Konuya, kisinin her turlu dusunce ve uygulama farkinin oldugu bir toplumdaki yasam ve iliskisi olarak ta bakabilirsiniz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AlbatrosS
25-02-2011, 05:03
Saygideger arkadaslar;

Topluma hizmet etmeyi kendine gorev edinmis bir dusuncenin temel ilkesi nedir?

Bir politikaci, aydin, ilerici, devrimci, demokrat, ozgurlukcu v.s. kisaca elit kesimin politik gorusu ne olursa olsun, eger bir iktidar amaci tasiyorsa; ve tum toplumun her turlu farkliliktaki halklarinin her turlu metafizik (ontolojik ve teolojik her turlu akilciliginin inandigi dogrusu) ve etik (her turlu milli, dini, sosyal,siyasal geleneksel v.s. kisaca birarada nasil yasanacaginin ne ve nasil oldugu konusundaki farkli degerler) gorus ve dusunce farkini kucaklayabilmesi adina, bu farklar arasina kendi politik dusunce ve uygulamasinin amaci dogrultusunda DUVAR MI CEKMELI, YOKSA FARKLAR ARASI KOPRULER MI KURMALI?

Evet farklar arasi duvar mi (biz/oteki fark ne olursa olsun), yoksa farklar arasi kopru (farklarimiz var ama biz bir butunuz) mu?

Hangisini ve neden onu onerirsiniz?, eger bir duvar icerikli dusundugunuz bir dusunce deger var ise, bu nedir ve neden bundan odun vermezsiniz?

Ya da sizin bu konuda odun vermemenize karsilik, bu konuda odun verilmesini isteyen toplumun kesimine farkli bir politika mi uygularsiniz?

Bu farkli uygulama ne olur ve demokrasi ve ozgurluk anlayisina ve hak ve ozgurluk anlayisina nasil uyar?

Konuya, kisinin her turlu dusunce ve uygulama farkinin oldugu bir toplumdaki yasam ve iliskisi olarak ta bakabilirsiniz.

Saygilarimla;
evrensel-insan
hadım edilmeli(koyulaştırdığım kısm için)...

frodo
25-02-2011, 10:04
Bu başlık forumun farklı alanlarında açılan ve hemen hemen hiç geri dönüş almamış başlıkların forumu sadeleştirme çabaları çerçevesinde yazarın adı altında toplanması
için ilk adımdır.

Değerli yazarlarımızdan bu vesile ile rica ediyoruz ki aklınıza gelen fikir o anda size çok parlak ve derin gelebilir. Pratikte bu parlak fikir forumlarda ilgi görmüyorsa ya anlatımınızda sorun vardır ya da "fikrin spektrumunu" yanlış algılamışsınızdır.

evrensel-insan
05-03-2011, 23:37
Saygideger arkadaslar;

Daha once yonetimce yapilan duzenleme sonucu, bazi baslik ve mesajlarim bu basliga alinmistir.

Yonetime yaptigim rica sonucu, asagidaki basliklar, evrensel'in kosesi basligina yazilis tarih siralamasina gore tasinmistir. Daha once bu baslikta yer alan ve tasinan baslik ve mesajlar, asagida liste olarak verilmistir.

Mesaj 4-Felsefi temelde tanri kavrami
Mesaj 6- Felsefi temelde din kavrami
Mesaj 20- Uc duzey farki ve Goruslerimiz
Mesaj 27- Evrenin soyutlugu ve soyut-somut hareketi
Mesaj 49- Saldirgan ve baskici zihniyet
Mesaj 50- Sivillesme nedir?
Mesaj 54- Sorgulama
Mesaj 62- Ateizmin felsefi temeli, varlik metafiziginin pozitivizmidir.
Mesaj 63- Deizm/Panteizm/Panenteizm'in felsefi/metafizik temeli, Dualizm'dir.
Mesaj 81- Inanc ve Anlam/Icerik Cesitleri
Mesaj 59/82/111/112/113-Evrensel Insan Dusuncesi ve Muhakemesi Hakkinda Bilgi
Mesaj 88/89/90/91- S. Hawking- Kendiliginden Yaratilis

Yukarida verilen mesajlarin, evrensel'in kosesi basligindaki yazilim tarihine gore tasindigi yer de, koyulastirilarak ve yeniden duzenlenerek asagidaki linkte belirtilmistir.

http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=368596&postcount=990

Bilgilerinize, sunulur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
06-03-2011, 01:05
Saygideger arkadaslar;

Basliktaki kavramlarin tanimi;

oligarşi Siyasal erkin birkaç kişilik bir kümenin elinde bulunduğu yönetim

MONARŞİ Bütün siyasal güçlerin hiç kimseye sorumlu olmayan bir hükümdar elinde toplandığı yönetim biçimi Hukuk ts

Monarşi tek erklik

Turkiye'de artik gunumuzde olanlara, hala bir "demokrasi, ozgurluk, hak, hukuk, adalet, esitlik v.s." temelli bir anlam ve icerik yuklemek isteyenler var ise; onlari akillarinin inandigi dogruyla degil de; yukaridaki kavramlari olanlarda arayan bir gozlemle gozlemlemelerini rica ediyorum.

Kendileri, hala bu insa edilmekte olan oligarsik monarsi de olmayan kavramlari bulabiliyorlarsa, bu kavramlari nasil bulduklarini da aciklamalarini rica ediyorum.

En azindan, benim gibi gozlemleyemeyen beyinlere de "aciklik" getirmis olurlar.

Cunku "ileri" kelimesini mesela demokrasi de kullanabilmek icin, ortada bir demokrasi olmasi gerekir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
07-03-2011, 08:37
Saygideger arkadaslar;

Bir savci, bir kisi hakkinda suc duyurusunda bulunabilir. Genelde bu suc duyurusu, kisiye "cok acil olmadikca ve kisinin ortadan kaybolma olanagi olmadikca" kisiye yazili olarak iletilir ve kendisinden ifade vermesi icin, gerekli yere davet edilir.

Kisi, eger bu davete "uymaz" ve gereken yere, gereken saatte ifade vermeye gelmez ise; gene "cok acil bir durum olmadikca ve kisinin ortadan kaybolma olanagi olmadikca" bu sefer kisiye, bir davetiye daha iletilir ve bu davetiyeye de yanit vermez ve gereken yerde gereken saatte bulunmazsa, kendisinin ifadevermek icin goturulecegi belirtilir.

Kisi bu cagriya da uymazsa, o zaman kisinin evine gidilerek, sorgusu yapilmak uzere, gereken yere goturulur. Bu bir ifade alma islemidir. Eger kisi, sucundan dolayi suclanac ise, kendisinin bir avukat tutmasi ve kendisini mahkemede savunmasi istenir, iste bu gozaltidir.

Bir kisi, hafta sonu degil ise, gozaltinda 24 saatten fazla tutulamaz. Hucreye konamaz, hapse atilamaz.

Kisinin, 24 saat icinde mahkemeye sevki gerekir.

Kisi mahkemeye sevk edilmeden once, suclu sayilamaz, tutuklanamaz ve kisi, neden mahkemeye cikmasi gerektigini ve ne ile suclandigini bilir ve avukati ile birlikte mahkemeye cikar.

Mahkeme de dava gorusulup,suclanacak deliller gerekli oldugu kadar yok ise, delillerin toplanmasi adina, mahkeme gun verir ve kisi, tutuksuz yargilanir.

Eger sucu "agirsa, kefalet ile ve gozaltinda olarak serbest birakilir.

Eger mahkeme de yeteri kadar, kisinin suclanabilecegine dair, elde delil varsa, kisinin sucu ve aldigi ceza okunur.

Eger ceza, hapsi gerektiriyorsa, kisi mahkemeden kelepcelenerek uygun gorulen yerde, ceza evine konur.

Kisinin her turlu, temyiz ve savunma hakki, karara itiraz hakki da baki kalir.

Boylece, hem kisi hem de herkes; kisinin neden tutuklandigini, sucunun ne oldugunu, aldigi cezayi bilir.

Eger bir kisi, evinden aliniyor, neden alindigini bilmiyor, sorgulaniyor, sorguda sessiz kalma hakkini kullaniyor, kendisine ne suc isledigi bildirilmiyor, tutuklaniyor ve mahkemesi olmadan ve sucu kendisine aciklanmadan, suresi bile belli olmayan bir zaman icin, hapse atiliyorsa; ve buna da karsi cikabilecek, bir kurum, kurulus v.s. bulunamiyor ve bu onlenemiyorsa; bunun adi, ne demokrasidir, ne hukuktur, ne adalettir, ne esitliktir.

Bunun adi, oligarsidir.

Ayrica bu oligarsi o kadar guzel islerki; canin istedigini evinden alirsin, sorgularsin, mahkemeye cikarmadan ve sucunu ortaya koyamadan da, suresi belli olmayan bir sekilde hapse atarsin.

Ustelik bu isi yapilirken, tek bir adres gosterirsin ve devlet ve de hukumetin hem bu isten bir haberi olmadigini, hem de mudahele etme olanagi bulunmadigini soylersin. Ayrica, baska hic bir kurum veya kurulusa da, butun bu oligarsik isleyise karsi, kendini savunacak bir olanak tanimazsin.

Ne diyelim, burasi Turkiye. Her an, her sey olabilir.

Herkesin basina (oligarsinin kendisine ters gordugu ve bertaraf etmek istedigi), her an; her sey gelebilir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
11-03-2011, 04:29
Saygideger arkadaslar;

Bir devletin, yasal isleyisinin, nasil oldugu; onun hukuk devleti mi/kanun devleti mi oldugunu ortaya koyar.

Bugun, 2006 da "Ergenekon" olarak yaratilan ve bunun kapsaminda uygulanan, ev basmalar, gozaltilar, tutuklamalar, hapisler, tutukluluk, mahkumiyet, gorev alan savcilar, yargiclar, mahkemeler, yapilan hukuka bagli aciklamalar, kisaca, insanoglunun, mahsumiyeti, savunusu, itirazi, onuru, serefi, gelecegi v.s. ye etkileyecek her turlu mudahele ve uygulama evrensel hukuk kurallarina usul, yontem ve uygulama olarak uyum saglamiyor ise, o devlet hukuk devleti degildir.

Turkiye'de de bu ergenekon adi ile yapilan tum uygulamalarin, evrensel hukukun hic bir maddesine uymadigi ve ustelik insan haklarini her turlu ihlalini her uygulamada ayri ayri ortaya koymaktadir.

Bugun artik, Turkiye de bir hukuk devleti yoktur ve yok edilmistir.

Turkiye'de su anda; teokratik/oligarsik, ummete ve cemaatlere yonelik monarsiye dogru giden ve hic bir savunu hakki icermeyen bir kanun devleti vardir.

Bu kanun devleti oyle bir duzeye gelmistir ki hem hukuku her yonuyle "cignemekte" hem de olan kanunlari, kendi tarafinca degerlendirebilecek insiyatifi ve kurallari carptirmakta, bir de hala toplum karsisina cikip "bunlar nasil olsa, koyun; ne hukukdan anlarlar, ne insan haklarindan" edasiyla devlet eliyle ve devletin en yetkili kurumlari olarak aciklama yapmakta, tehditler savunrmakta "herkesi aptal yerine koymakta" dir. Butun bu,aciklamalarin, uygulamalarin, pervasizligin, carptirmalarin, tehditlerin tek bir icerigi vardir, "dokunan yanar", "taraf olmayan bertaraf olur", artik Turkiye'de her yonuyle ve her icerigiyle. evrensel hukukun, her turlu insan hakki ve ozgurlugu sona ermistir.

Butun bunlardan sonra, referandum da "evet" diyenlerin ve kendini ilerici, devrimci, ozgurlukcu, demokrat, aydin, elit v.s. olarak niteleyenlerin, Iktidara bu yolu acanlarin, onlari ulkenin en yetkili yerlerine getirenlerin,iktidarin, "demokrasi" masalina inananlarin, askeri darbeye karsi cikmak adina, sivil darbenin onunu acanlarin, toplumu ummet, halklari, cemaat, hukuku kanun demokrasiyi diktatorluk, ilericiligi, tutucu/gerici/dinci, ozgurlugu, mahkumiyet, laikligi teokrasi, cumhuriyeti, monarsi sosyal/toplumsal yasami, baski, mudahele, siyaseti, devleti ele gecirme olarak algilayanlarin; kendi kendileri ile hesaplasmak zamanidir.

Turkiye'nin hala bir hukuk devleti oldugunu soylemek isteyenler varsa, duymak isterim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
15-03-2011, 20:54
Saygideger Astur;

Ahlaki, herhangibir seyi ortaya koymadan once; ahlakin ne oldugu ortaya konmalidir.

Yani genel algi olarak etigin ne oldugu?

Ondan sonraki soru ise, insanoglunun etik yonlendirim ve yaptirimlara ihtiyaci var midir?, sorusudur?

Bu sorudan sonra da, bu yonlendirim ve yaptirimlar, neye/kime gore saptanir?, sorusu gelir.

Ancak bu sorulardan sonra; ahlaki konusu ancak ahlak bunyesinde degerlendirilebilir.

Bilindigi gibi, Ahlak ne bilimin konusudur, ne de bilimseldir. Dolayisi ile inancsal bir yonlendirim ve yaptirimdir. Ayni zamanda da, evrensel bir ahlak anlayisi yoktur.

Ama, "insan ahlaki nasil olmalidir?" sorusu, insan ve insanligi temelinde tartisilabilir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
17-03-2011, 05:40
Saygideger arkadaslar;

Sun an ulkede yasayan taraf psikolojisini ve bunun getirdigi sorunlari algilamak icin, en uygun ortam.

Bunu en guzel medyadan algilayabiliyoruz.

Bir ulke genelinde ne olup bittigi hakkinda, gunumuzde kitleye haber ve bilgi verecek olan basindir. Basinin bunu yapabilmesi icin de tarafsiz olmasi gerekir.

Fakat, nedense ulkemizde, tarihler boyu gelen, bir gozlemi olan biteni aciklamak yerine, herkesin kendi penceresinden bakarak bir seyi degerlendirmesi, ya da hic o konuya dokunmamasi bir psikolojik hastaliktir.

Bugun ulkede olan olaylarin, kimin tarafindan dile getirildigi ve kimin tarafindan dile getirilmedigi konusunda; kendi kendine olusan bir taraflilik soz konusudur.

Bu konudaki gozlem, kanal ve icerik olarak, ulkede olanlari dile getiren kesimin, Ataturkcu, Ataturk milliyetcisi, Ulusalci, Asker "savunucusu", oldugunu asgari ortak fikirde toplayabiliriz.

Bu su anlama gelir. Bugun ulkede yapilan her eylem, her nasil ve her nedense, iktidar karsiti algilanmakta ve iktidar yanlisi olan veya iktidar karsiti olmaktan, cesitli nedenlerden dolayi, "cekinen, korkan, urken, tedirgin olan" her turlu medya kurulusu, kitlesel (10000-30000) eylemleri bile dile getirmemektedirler.

Sebebi, yukaridaki nedenlerin disinda, mantiksal olarak aciklanacak ise, kendisini ulusalci, Ataturkcu v.s. ideolojiye uygun gormeyen medya mensuplari, soyle bir dusunce icerisindedir. "Bugun ulkede olan olaylar, eylemler ulusal iceriktedir (bir cesit 1980 oncesi), eger ben bu haberlere yer verirsem, ulusalci damgasi yerim. Boyle bir damga yememek icin, en iyisi uc maymunu oynayayim."

Ulkede, basin ozgurlugu, dusunce ozgurlugu, ifade ozgurlugu olup olmamasi bir yana, TARAF OZGURLUGUnun olmadigi aciktir.

Soyle bir sey dusunun. Avrupa'dan bir turistin ulkeyi ziyaret ettigini ve bu ziyareti esnasinda, ulkede olan olaylari, tum basinda goremedigini. Sizce bu kisi, ulke hakkinda nasil bir izlenime varacaktir?

Simdi, kim beni su konuda ikna edebilir?, Turkiye'de soyle soyle bir tarih yasanmistir?. Bu yukaridaki OLMAYAN TARAF OZGURLUGUNU goren bir kisi, bu oldugu soylenen tarihe nasil inanir, guvenir?

Akla ilk gelen soru su olacaktir. Bu HANGI TARAFIN DILE GETIRDIGI TARIH?

Ya da, ulke bugunku yasananin iktidari olanin, tam tersi bir iktidari yasadigi donemde, o gun ulkede yasanan olay ve eylemlerin tam tersi bir icerikte ve bugun ile yer degistirerek bir OLMAYAN TARAF OZGURLUGU ile basina yansiyip, yansimadigini kim ortaya koyabilir?

Bu nasil bir basin algisi, anlayiusidir ve kitleyi kitleyi dusunerek degil de; kendi ideolojisini dusunerek degerlendirmekte ve kitleyi olanlardan habersiz birakmaktadir?

Bugun, illa bir kisi, insan ve insanligi adina; olan her eylemi destekliyorsa ve toplumdan ve farkli halklarindan yana taraf aliyor ise, illa o kisi, ulusalci, Ataturkcu v.s. olmak durumunda midir?

Bu nasil bir "sakat" zihniyettir?, bu zihniyetten hareket ederek, toplumu olanlardan haberdar etmemek nasil bir basin/yayin anlayisidir?

Bugun, iktidara ve onun her turlu, teokratik/oligarsik ve monarsi yonlenimli iktidarina karsi cikan herkes, sadece ve illaki ulusalci olmak zorunda midir?

Ulkemizin, bilhassa toplumu aydinlatmak ve her turlu olan bitenden haberdar etmek ile kendini gorevlendirmis bir zihniyetin, her seyden once TARAF OZGURLUGU BILINCI kazanmasi gerekmektedir.

Bukalemun gibi, durmadan saf ve yer degistiren bir zihniyet; nasil aydin, ilerici v.s. olabilir?

Neden ulkede, kendini aydin, ilerici, devrimci v.s. gorenler; toplumun yararina birlesecekleri yerde, kendilerini bu tip ve her tip kutuplasmaya alet ederler ve biz ve oteki kutuplugu yaratirlar?

Gorev, meslek v.s. baskadir, kisisel gorus, ideoloji baskadir. Turkiye'de kendini topluma haber vermek ile gorevlendirmis kisiler, bunun farkina ve bilincine ne zaman varacaklar?

Bir kisi, bir kisiyi; ya kendinden ya da karsisindaki olarak gormekten ne zaman vaz gececek?

Kisiler, gecinmek icin ortak bir yol aramak yerine, en ufak bir firsatta, bunu karsisindakini otekilestirmek olarak kullanmaktan, ne zaman vaz gececek?

Kisiler, ideolojilerinden yana olmak yerine, haklidan, dogrudan, toplumun ve ve farkli halklarinin yararina olanlardan v.s. tavir almayi, ne zaman ogrenecek?

Cok basit; bugun ulkedeki ornek olarak, haksiz, delilsiz, mahkemesiz v.s. tutuklamalari, ogrencilerin ve saglik calisanlarinin hakli istemlerini, her turlu iktidar eliyle haksizlik yasayan kesimin eylemlerini, kim nasil, neden desteklemez?

Ya da bugun bunlari ideolojik takintilarindan dolayi desteklemeyenlerin, destekledigi donemdeki mantik nedir?, o zaman destekleyenler, bugun neden desteklemez? Bu nasil bir ideolojik cikmazdir ki, ayni hareket bir donem desteklensin ve bir donem desteklenmesin?

Kendisini halktan yana goren bir zihniyet, nasil olurda bu eylemleri desteklemez?, kendini kandirdiginin farkinda degil midir?, ya da savundugu ideolojisini bilmediginden?

Benim mantigim, bu ve bunun gibi sorulara, insan ve insanligi adina, toplum ve farkli halklari ve kesimleri adina, uygun bir cevap bulamiyor?

Bugun kendini devrimci, ilerici, aydin v.s. goren bir kisi, diyelim su soru ile karsilassa "sen neden bu eylemleri desteklemiyorsun, bu nasil devrimcilik, ilericilik, aydin olmak?" dese, ne cevap verilecek. Su mu "Bu eylemlerin hepsi ulusalcilara yariyor, bende o yuzden desteklemiyorum, cunku ben ulusalci degilim" cevabini mi verecek?

Onemli olan hangisidir, eylemin icerigi mi?, yoksa, kim tarafindan orgutlendigi, ya da neye karsi oldugu mu?

Bir kisi bana, bu eyleme katilanlarin, demokrat, ozgurluk yanlisi, hak ve ozgurluk savunucusu v.s. olmadigini soyleyebilir mi?

Peki kendine demokrat, ozgurlukcu, ilerici, aydin, devrimci v.s. deyipte bu eylemleri desteklemeyenlerin kendilerini hala devrimci, demokrat, ilerici, ozgurlukcu gormeleri nasil mumkundur?

Bugun bir anket yapilsa, eylemi destekleyenler mi, yoksa desteklemeyenler mi?, demokrat, ilerici, ozgurlukce, aydin, devrimci olurlar?

Eger "butun bu taraf ozgurlugu olmamasinin insanlik adina ve insan adina cevabi budur." diyebilen varsa; duymak isterim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
17-03-2011, 22:19
Saygideger arkadaslar;

Ahlak konusuna, ahlaki yukumluluk olarak bakildiginda, uc farkli olanagin ortaya ciktigini goruyoruz.

Yukumluluk yoktur-nihilizm

Yukumluluk baskasindadir-Otoritercilik

Yukumluluk kendindedir-bireycilik

Bu uc olanaga bakildiginda, ucunun de insan ve insanliogi adina yasam ve iliski birlikteligi olarak bazi sakincalar icerdigini goruruz.

Yukumlulugun olmamasi, bilhassa bilinc ve farkindalik olarak gelismemis insanoglu adina, bir kaos, anarsizm, her turlu kuralsizlik, kasnunsuzluk v.s. anlamini tasir. Insanlikdisi dusunce ve davranisa alismis olan insanoglu icin, bu bir insani katliamdir.

Eger yukumluluk sadece otoriteye verilirse, bu birey yetisimi onunde bir engeldir ve herkes bu otorite temelinde sinirlanmaya, yasaklanmaya v.s. yonelinir ve her turlu yonlendirim ve yasptirim, toplumu yonlendirenin insiyatifine birakilir. Bu da ayrimcilik ve cikar temelli bir ahlak anlayisidir.

Bunun tam tersi olan, yukumlulugun sadece kisiye verilmesi, bireyci akilciligin (individual rationalizm) sinirsiz ve pervasiz "herseyi kendi dogrusuna mubah" kilan bir birey otoritesidir ve bireyin, baskalari uzerinde her turlu hakimiyetine, guc gosterimine ve onun emri altina girmesine yol acar.

Insanoglu,henuz yukumsuz yasayasbilecek bilinc ve farkindalikta degildir. O zaman bir yukumluluk toplumun sagligi ve birlikteligi icin gereklidir.

Bu acidan konuya bakarsak, o zaman; yukumlulugu ne baskasina vermek, ne de sadece kendi uzerine almak yerine; ortak bir yukumluluk anlayisi gelistirmek gerekir. Bu ortaligin ...e goresi de, insan ve insanca yasam ve iliski olmalidir.

Hem herkes bu e goreye gore, hem kendini hem de baskasini kontrol edebilmeli, hem kendini hem de baskasini bu konuda gozlemleyebilmelidir.

Bir yerde kendi icin yapilmasini istemedigi hic bir seyi,kendisinin de baskasina yapmamasidir.

Buradaki dikkat edilecek nokta, dogru/yanlis degil; uiygunluk ve tutarlilik temelli, rahatsiz etmeyen, zarar vermeyen bir dusunce ve davranis olmalidir.

Bu temelde de bir degiskenlik, gorecelik soz konusudur. Yani, hic bir dusunce ve davranis yasam ve iliski algisi olarak sabit, kesin ve mutlak kilinmamali, toplumun duzey gelisimine gore degisebilmelidir. Tabi insan ve onun insanligi yonunde.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Termo
19-03-2011, 02:39
Saygideger arkadaslar;

Sun an ulkede yasayan taraf psikolojisini ve bunun getirdigi sorunlari algilamak icin, en uygun ortam.

Bunu en guzel medyadan algilayabiliyoruz.

Bir ulke genelinde ne olup bittigi hakkinda, gunumuzde kitleye haber ve bilgi verecek olan basindir. Basinin bunu yapabilmesi icin de tarafsiz olmasi gerekir.

Fakat, nedense ulkemizde, tarihler boyu gelen, bir gozlemi olan biteni aciklamak yerine, herkesin kendi penceresinden bakarak bir seyi degerlendirmesi, ya da hic o konuya dokunmamasi bir psikolojik hastaliktir.

Bugun ulkede olan olaylarin, kimin tarafindan dile getirildigi ve kimin tarafindan dile getirilmedigi konusunda; kendi kendine olusan bir taraflilik soz konusudur.

Bu konudaki gozlem, kanal ve icerik olarak, ulkede olanlari dile getiren kesimin, Ataturkcu, Ataturk milliyetcisi, Ulusalci, Asker "savunucusu", oldugunu asgari ortak fikirde toplayabiliriz.

Bu su anlama gelir. Bugun ulkede yapilan her eylem, her nasil ve her nedense, iktidar karsiti algilanmakta ve iktidar yanlisi olan veya iktidar karsiti olmaktan, cesitli nedenlerden dolayi, "cekinen, korkan, urken, tedirgin olan" her turlu medya kurulusu, kitlesel (10000-30000) eylemleri bile dile getirmemektedirler.

Sebebi, yukaridaki nedenlerin disinda, mantiksal olarak aciklanacak ise, kendisini ulusalci, Ataturkcu v.s. ideolojiye uygun gormeyen medya mensuplari, soyle bir dusunce icerisindedir. "Bugun ulkede olan olaylar, eylemler ulusal iceriktedir (bir cesit 1980 oncesi), eger ben bu haberlere yer verirsem, ulusalci damgasi yerim. Boyle bir damga yememek icin, en iyisi uc maymunu oynayayim."

Ulkede, basin ozgurlugu, dusunce ozgurlugu, ifade ozgurlugu olup olmamasi bir yana, TARAF OZGURLUGUnun olmadigi aciktir.

Soyle bir sey dusunun. Avrupa'dan bir turistin ulkeyi ziyaret ettigini ve bu ziyareti esnasinda, ulkede olan olaylari, tum basinda goremedigini. Sizce bu kisi, ulke hakkinda nasil bir izlenime varacaktir?

Simdi, kim beni su konuda ikna edebilir?, Turkiye'de soyle soyle bir tarih yasanmistir?. Bu yukaridaki OLMAYAN TARAF OZGURLUGUNU goren bir kisi, bu oldugu soylenen tarihe nasil inanir, guvenir?

Akla ilk gelen soru su olacaktir. Bu HANGI TARAFIN DILE GETIRDIGI TARIH?

Ya da, ulke bugunku yasananin iktidari olanin, tam tersi bir iktidari yasadigi donemde, o gun ulkede yasanan olay ve eylemlerin tam tersi bir icerikte ve bugun ile yer degistirerek bir OLMAYAN TARAF OZGURLUGU ile basina yansiyip, yansimadigini kim ortaya koyabilir?

Bu nasil bir basin algisi, anlayiusidir ve kitleyi kitleyi dusunerek degil de; kendi ideolojisini dusunerek degerlendirmekte ve kitleyi olanlardan habersiz birakmaktadir?

Bugun, illa bir kisi, insan ve insanligi adina; olan her eylemi destekliyorsa ve toplumdan ve farkli halklarindan yana taraf aliyor ise, illa o kisi, ulusalci, Ataturkcu v.s. olmak durumunda midir?

Bu nasil bir "sakat" zihniyettir?, bu zihniyetten hareket ederek, toplumu olanlardan haberdar etmemek nasil bir basin/yayin anlayisidir?

Bugun, iktidara ve onun her turlu, teokratik/oligarsik ve monarsi yonlenimli iktidarina karsi cikan herkes, sadece ve illaki ulusalci olmak zorunda midir?

Ulkemizin, bilhassa toplumu aydinlatmak ve her turlu olan bitenden haberdar etmek ile kendini gorevlendirmis bir zihniyetin, her seyden once TARAF OZGURLUGU BILINCI kazanmasi gerekmektedir.

Bukalemun gibi, durmadan saf ve yer degistiren bir zihniyet; nasil aydin, ilerici v.s. olabilir?

Neden ulkede, kendini aydin, ilerici, devrimci v.s. gorenler; toplumun yararina birlesecekleri yerde, kendilerini bu tip ve her tip kutuplasmaya alet ederler ve biz ve oteki kutuplugu yaratirlar?

Gorev, meslek v.s. baskadir, kisisel gorus, ideoloji baskadir. Turkiye'de kendini topluma haber vermek ile gorevlendirmis kisiler, bunun farkina ve bilincine ne zaman varacaklar?

Bir kisi, bir kisiyi; ya kendinden ya da karsisindaki olarak gormekten ne zaman vaz gececek?

Kisiler, gecinmek icin ortak bir yol aramak yerine, en ufak bir firsatta, bunu karsisindakini otekilestirmek olarak kullanmaktan, ne zaman vaz gececek?

Kisiler, ideolojilerinden yana olmak yerine, haklidan, dogrudan, toplumun ve ve farkli halklarinin yararina olanlardan v.s. tavir almayi, ne zaman ogrenecek?

Cok basit; bugun ulkedeki ornek olarak, haksiz, delilsiz, mahkemesiz v.s. tutuklamalari, ogrencilerin ve saglik calisanlarinin hakli istemlerini, her turlu iktidar eliyle haksizlik yasayan kesimin eylemlerini, kim nasil, neden desteklemez?

Ya da bugun bunlari ideolojik takintilarindan dolayi desteklemeyenlerin, destekledigi donemdeki mantik nedir?, o zaman destekleyenler, bugun neden desteklemez? Bu nasil bir ideolojik cikmazdir ki, ayni hareket bir donem desteklensin ve bir donem desteklenmesin?

Kendisini halktan yana goren bir zihniyet, nasil olurda bu eylemleri desteklemez?, kendini kandirdiginin farkinda degil midir?, ya da savundugu ideolojisini bilmediginden?

Benim mantigim, bu ve bunun gibi sorulara, insan ve insanligi adina, toplum ve farkli halklari ve kesimleri adina, uygun bir cevap bulamiyor?

Bugun kendini devrimci, ilerici, aydin v.s. goren bir kisi, diyelim su soru ile karsilassa "sen neden bu eylemleri desteklemiyorsun, bu nasil devrimcilik, ilericilik, aydin olmak?" dese, ne cevap verilecek. Su mu "Bu eylemlerin hepsi ulusalcilara yariyor, bende o yuzden desteklemiyorum, cunku ben ulusalci degilim" cevabini mi verecek?

Onemli olan hangisidir, eylemin icerigi mi?, yoksa, kim tarafindan orgutlendigi, ya da neye karsi oldugu mu?

Bir kisi bana, bu eyleme katilanlarin, demokrat, ozgurluk yanlisi, hak ve ozgurluk savunucusu v.s. olmadigini soyleyebilir mi?

Peki kendine demokrat, ozgurlukcu, ilerici, aydin, devrimci v.s. deyipte bu eylemleri desteklemeyenlerin kendilerini hala devrimci, demokrat, ilerici, ozgurlukcu gormeleri nasil mumkundur?

Bugun bir anket yapilsa, eylemi destekleyenler mi, yoksa desteklemeyenler mi?, demokrat, ilerici, ozgurlukce, aydin, devrimci olurlar?

Eger "butun bu taraf ozgurlugu olmamasinin insanlik adina ve insan adina cevabi budur." diyebilen varsa; duymak isterim.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Sevgili E.İ,
Bu yazını yeni gördüm ve tereddüt etmeden, altına imza atabileceğim nitelikte olduğunu belirtmek istedim. Tabii, beğendiğim bir çok yazın/yorumun olmuştur.

Sadece basını değil politik bağnazları da hesaba katarak, zamanımızın, omurgasız radikallik modasına uyan her kesimine dokundurma yapmışsın. Günümüzde, fazlasıyla ihtiyacımız olan bir bakış açısı. Kutlarım.

Eğer ki yazılarının akışını bozdumsa, affına sığınırım.

evrensel-insan
19-03-2011, 05:57
Saygideger Termo;

Eğer ki yazılarının akışını bozdumsa, affına sığınırım.-Termo-

Rica ederim. Zaten bu baslik, benim daha once acmis oldugum ve uzun zaman yanit alamayan basliklarin birlesiminden ve yonetimce, yazilan bir basliga uyum saglamadigi inanciyla ile buraya tasinan mesajlarimca olusmus bir baslik.

Ben de bu basligi, evrensel'in kosesi ne yazmayi icerik olarak dusunmedigim, ve site de uygun yazacak bir yer bulamadigim ve icerik olarak yeni bir baslik acmaya gerek duymadigim yazilarimi yazmak icin kullaniyorum.

Bu baslik dahil, istedigin basliga; mesaj ekleyebilir, gorus ve fikirlerini dile getirebilir ve bilgi alis verisinde bulunabilirsin.

Zaten, ortaya konan bir konunun daha detay, aciklik ve algilanabilirlik kazanmasi, o konuya olacak katkinin coklugu ile orantilidir.

Oyuzden yapilacak katkilar, yazilarin "akisini bozmak" yerine, yazilanin daha acik algilanmasina vesile olurlar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
25-03-2011, 21:13
Saygideger arkadaslar;

Eger insanlik; bombalamak, saldirmak, diktatorluk, zorbalik, katliam, soykirim, iskence, yikim, kiyim,isgal, parcalamak, bolmek, ayirmak, oldurmek, egitime, yetistirime, bilgilenime, bilgiye, bilince yonlenmek yerine, inanca, ideolojiye, mudaheleye, zorakilige, boyun egdirmeye,baskiya, silaha, silah uretimine yonelmekse ve butun bunlari dusunen ve uygulayan beyinlerin sahibi de insan ise; ve de bu, insan denilenin dogal yapisi ise,

Ben ne insanim, ne boyle bir dogal yapim, ne de boyle bir insanlik anlayisi olan bir beynim, dusuncem ve de uygulamam var.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
26-03-2011, 22:13
Saygideger arkadaslar;

Ikiz Kuleleri kendi kendine vurdurarak gelisen yeni emperyalizm; eskiden olmayan ve sadece yuzeysel bir akil olarak algilanan, emperyalist saldirilara, yeni bir icerik katmistir. "Demokratik hak ve ozgurlukler."

Bunun emperyalizm acisindan, ve verdigi savasima her turlu taraftar bulma acisindan onemi buyuktur.

Onemi, eskiden icerik ve anlam olarak anti emperyalist olan demokratik hak ve ozgurlukleri de, emperyalizmin bunyesine almis olmaktir.

Bu emperyalizm icin uygulamasi cok kolay bir ideolojidir. Once, "gozunu diktigi" ulkede, bir ic soros ideolojisini yayar. Bu ideoloji, rejim ne olursa olsun, toplumu ve farkli halklarini birbirine mikro ayrimcilik temelinde, din, milliyet basta olmak uzere, her turlu ayrimci temelde koruklemektir.

Iste o ulkkede zaman gelir, bulunan rejime karsi bir ic savas baslar. Dogal olarak rejim, bu ic savasa karsi siddet kullanacak ve saldirgan olacaktir.

Iste burada emperyalizmin tuzagi olan demokratik hak ve ozgurlukler devreye girer ve kendini bu konuda hakli gorerek, disaridan, icerdideki rejime karsi olan savasim tarafina her turlu destegi verdigi yetmedigi gibi, onlarin "isini kolaylamak" adina, disaridan da rejimi yikmak adina her turlu saldiriyi uygular. Bunu guya, o ulkede rejime karsi savas verenin demokratik haklari ve ozgurlukleri adina yaptigini soyleyerek, kendisine bir surude destek veren ve yardim eder bulur.

Aslinda, tum bunlarin altinda emperyalizmin, ya bolgesel control cikari, ya da ekonomik cikari yatar.

Iste bu durumda, akillar "karisir ve antiemperyalist bir aliskanlikla, rejim karsitlari desteklenirken, dogal olarak onlara yardimci ve destek gibi gorunen, emperyalist saldiri da desteklenmis olur ve bunun adi "demokratik hak ve ozgurlukleri desteklemek" olarak algilanir.

Cunku, bu algiya gore iceride ve disaridaki emperyalizmde ortak bir "dusman" bulunmus, bu da rejimi elinde tutan olarak saptanmistir. Zaten rejimi elinde tutan da bir diktatordur ve demokratik hak ve ozgurluklerden bir haberdir.

Bu durumda ne olur. Rejim yikilir, yeni rejim disaridan kendisine yardim eden emperyalizmin gudumune girer, ustelik onun her turlu (ekonomik/bolgesel) cikarini da karsilamak durumunda kalir.

Bu emperyalist yontem, ilk defa; ikiz kuleler bahanesiyle baslatilmis (Afganistan), daha sonra nukleer teror tehlikesine tasinmis (Irak), gunumuzde de; ulke ici rejim ayaklanmalari olarak devam etmektedir.

Bu yontem oyle guzel islerki, dunyanin neresindeki hangi ulkeye "sira geldigini" takip etmek ve algilamak pek kolay degildir. Cunku yontem ve bahane cesitlidir ve hangi cesidinin uygulanacagi durum ve sartlara gore degisir.

Mesela nukleer bahanesi,bir ara kore ve iran'i devreye sokmusken, bakarsin ic savas veren bir ulke gundeme gelir. Ya da bir terorist saldiri duzenlenir ve bahane bu olur.

Oyuzden gunumuzde artik kendisine, anti emperyalist diyenler ve demokratik hak ve ozgurlukleri savunanlar, iyice dusunmek durumundadir. Cunku, eger insan ve insanlik merkezli non emperyalizmi dusunemezlerse, akillari sadece emperyalizmin demokratik hak ve ozgurluklerinin anti emperyalizminde kalir ve emperyalist olduklarinin, emperyalizmi desteklediklerinin bilinc ve farkina varamazlar.

Iste Libya konusu, boyle bir ornektir. Kaddafiye karsi olmak demek, ancak emperyalist saldirilari desteklemek demektir ve bu tuzaga Kaddafi'ye karsi cikanlarin demokratik hak ve ozgurlukleri adina, dusmek cok kolaydir.

Oyuzden, bu yeni emperyalizmi cok iyi algilamak gerekir. Aslinda bu yeni emperyalizm Osmanli topraklarinin parcalanmasinda kullanilmistir. Bugunde o ulkeler uzerinde uygulanmaktadir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

No comments:

Post a Comment