Sunday 10 April 2011

Politika-Eski Yazilar-18/09/2009-30/08/2009


evrensel-insan
18-09-2009, 04:10
Saygideger arkadaslar;

Bu konunun, ulke ve toplumumuz, hatta aydinlarimiz acisindan, ne kadar, duygusal/tabusal/sorgulanmaz/ezber bir konu oldugunun bilincinde oldugumdan; ulkemiz acisindan degerlendirmeyecegim.

Daha once de cogu yazimda belirttigim gibi; tum inanclar, soyut oldugundan ve de inanabilirligini en azindan inanana inandirma zorunlulugundan, somuta dayanmak zorundadir.

Bu konuyu; tanrisal yanasim ve dini orgutlenme baglaminda daha once islemistim.

Bu baslikta da; insanoglunu kisilik ve kimlik degeri acisindan hem toplumsal birlestiren, hem de ayristiran; milliyetcilik-irkcilik baginin soyut/somut iliskisini ortaya koyacagim.

Milliyetcilik, soyut bir kavramdir ve insanoglunun bir urunudur. Cesitlenisi ve kendi icindeki ayrimi da; ideolojik/inancsal dogrusallarin, dogru eliyledir.

Peki o zaman, bir milliyetcinin; milliyetcilige inanmasi ve "teslim olmasi icin nasil bir somut gerekir? Iste burada irkcilik devreye girer.

Irk konusu, biolojiktir ve bilimin konusudur. Kisaca; bilimsel temelde; bes duyuya hitabeden ozelligi vardir. Fakat bu biyolojik ozellik bir FARKTIR, AYRIM DEGILDIR. Beyaz deri ile, siyah deri arasinda renk farki vardir. Iste bilim burada biter. Bundan sonrasi; bu farkin ayrimi temelinde inanca girer.

Son zamanlarda bilim; bilhassa milliyetciligi "koruklemek icin" bu biyolojik farki; baska organlara tasimaya cabalamakta ve bu cabanin altinda FARK DEGIL; AYRIM YATMAKTADIR. Deri renk farki bilinen bir farktir. Ama Kan konusunda nasil bir fark yaratilir? Iste burada devreye, psikoloji ve duygusallikla icerik vermek gerekir. Mesela, "asil kan" buradaki asil; tamamen soyut bir kavramdir ve inanci somuta dayandirilmak zorundadir.

Burada o zaman; kanin "asilligini" gostermek; o kani tasiyanlarin dusunce ve davranisini bunu "islemek ve ezberletmekle" mumkundur. Sonrasi "asil" sifatinin icerigidir. Bu da rahatlikla, cesitli; duygusal, gonul oksayici, hosa gidici v.s. ifadelerle beslenir.

Simdi, bu FARKI AYRIMA TASIMA cabasi; gen, DNA, Kafatasinda surmektedir. Yarin bunun beyin yapisina "ileri-geri; akilli-akilsiz, yoneten-yonetilen ve yonlendiren-yonlendirilen, v.s. seklinde siniflandirilmayacagini kim garanti edebilir.

Butun bu anlatilanlardan, su sonuc cikmaktadir. Herhangibir inanctan "kurtulmak, arinmak" icin; yapilacak seyin; o soyutu veren somut ile baginin kesilmesi ve o somutun eger varsa; verdiginin FARK OLDUGU, AYRIM OLMADIGINI algilamak gerekir.

Iste, o masum gorunen milliyetcilik soyutunun da, dayanagi bir somuttur.

Iste, bu somutu bulup ortaya cikarmak ve bu somutun varsa, bir FARK OLDUGUNU VE AYRIM OLMADIGINI ortaya koymak gerekir.

Bu da bize, soyutlara karsi verilen savasimin; soyuta degil; onun bagli oldugu somuta karsi verilmesi gerektigini gosterir. Cunku SOMUTLA OLAN BAGI KESILEN SOYUTUN INANIRLIGI ORTADAN KALKAR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
27-09-2009, 17:47

Bu ülkede Türklük bilincini zedelemek Osmanlılık demektir ki çok istiyorlarsa yapacak bir şey de yok.-theatre-

Osmanlinin dini teklestirme bilincini; Ataturk milliyeti teklestirme bilinciyle degistirmis, ustelik dinin teklesmesinin de onunu alamamistir.

Ama; tarih bizlere; icinde bulundugumuz cografyanin tarihsel yapilanisindan dolayi hic bir tekligin; hic bir surette; bir butunlugu, birligi, beraberligi ve uniter yapiyi koruyamayacagini gostermistir ve gostermektedir.

Cunku bu kadar farklarin oldugu bir evrende, dunya ve cografyamizda; hic bir bilimsel, felsefi gerekce; hic bir seyi tek bir farkin iktidarina, gucune, otoritesine ve yonetip-yonlendirmesine neden gosteremez. Onemli olan FARKLARIN BUTUNLUGU MU?, yoksa FARKLARIN AYRIMI MI? oldugu sorusudur.

Farklarin ayrimini istemiyorsak; hic bir farka oncelik, onculuk, v.s. gibi bir sifat veremeyiz. Tum farklar; biribiri ile esittir, antiayrimcidir ve biribirinin hak ve ozgurluklerini hukuk guvencesinde saglamak durumundadir.

Iste bunu yapacak ve saglayacak bir guc-otorite-yoneten ve yonlendiren; ancak; bu farklarin esitligini saglar. Cunku bu dusuncenin; ayrimci, cikarci, v.s. bir amaci olamaz ve olmadigi icinde; kendi farkini, digerleriyle es tutar. Bu gucde ancak; tum farklardan arinmis/kurtulmus ve farklarin aslinda bir tabu oldugunu gorebilen, farklara disaridan bakabilen ve onlari notr algilayabilen bir dusunce urunudur.

Sorun; boyle bir dusuncenin ortaya cikipta; bir guc olup olamayacagi sorunudur. Bu da bireylerin olusturacagi bireyler toplumunun bir gucu demektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
27-09-2009, 18:14
Saygideger arkadaslar;

Milliyetcilik oyle bir tabu ve veri degeridirki; tarihler gectikce ve dusunceler "gelistikce" kendi icinde; dallanir, budaklanir. 1600' lerdeki yurtseverlik, vatanseverlik, vatandaslik v.s. cikislari; hem emperyalizmin; kapitalizmini ulke disina tasimis ve bu tasimanin getirdigi ic ve dis savaslara dunya tanik olmustur. Bu once irkcilik ile baslamis ve hem ic savasta, hem de dis savasta milliyetci bir hakimiyet zihniyetine donusmustur. Buna ornek; ABD Kuzey-guney savaslari ve Zenciler uzerindeuygulanan baski ve de Hitlerin, "Alman irki" idealini, gosterebiliriz.

Butun bu ideolojiler gelisirken ve ulke ici ve disi savasimlar surerken; Dunyaya; 2. Dunya savasi sonrasi; emperyalizm, teroru, terorizmi ve teroristi tanistirmistir. Belki anarsizm; duzene bass kaldirma dusuncesiyle, bir "asi" izm olarak tanitilmistir.

Ama sonucta, anarsizm sadece duzene karsi cikar. Terorizm ise; korku salmak demektir. Bu oylebir korku salistir ki; hedef halktir, kitlelerdir. Boyle bir zihniyet ile dunyanin tanismasi sonucu; Milliyet ve milliyetcilik acisindan; kendi hak ve ozgurluklerinin verilmedigi dusuncesi; demoktratik bir savasim yerine; terorist bir savasima donusmustur. Amac; ulke icinde korku salmak, varligini hissettirmektir.

Bu teror dusuncesinin de; izmini herkes uygulayabilir. Devletlerin bunu uyguladigi zaten Irak ve Afganistan son orneklerinde gorulmustur.

Nihilizm oyle bir ideolojidir ki; hem duzeni korumak, hem duzeni korkutmak ve hem de duzenin herturlu cikarini saglamak icin bicilmis kaftandir.

Bugun belki de; hic dusuneyemeyeceginiz sekilde; bu giriftarlik oyle ic icedirki tum izmler biribiriyle birlesebilir.

Bir terorist; terorizmini; her izmi kullanarak yapabilir. Sayalim; Milliyetcilik, irkcilik, anarsizm, fasizm, sosyalizm, komunizm, liberalizm, dini inanisin her cesidi hatta inancsizlik, dinsizlik, ateizm v.s. Peki butun bunlari birlestiren bir kavram, anlayis, gorus, dusunce v.s. varmidir? Maalesef vardir.

Bu kavramda; ayni caresiz insan, sevgi kavrami gibi her turlu su-istismare acik; DEMOKRASI soyut kavramidir. Tabiki obur yuzu DIKTATORLUK'u baki kilarak. Ustelik, HAK VE OZGURLUK ler adina yapilmaktadir.

Ne guzel degilmi; ABD Irak'i isgal ediyor. Teror estiriyor, yakiyor, yikiyor; onca kisinin olumune sebep oluyor? Ne icin mi? Ne icin olacak; DEMOKRASI VE HAK VE OZGURLUKLER icin? Inandirici degilmi?

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
27-09-2009, 19:37

Iste bu da zaten bize; hic bir ideolojik/inancsal dogrusallardan; bir dogrunun diger dogrudan bagimsiz olmadigini; bu zincirleme de; herhangibir kisinin zit algilanan halkalardan bir kacini tasiyabildigini ve bu nedenle de; kimseyi etiketlemenin damgalamanin mantiksal olmadigini ve abes oldugunu ve herkesin dusunce ve davranis olarak; ne kadar dogrularini sahiplense de, sabitlese de; zamanla, dusuncelerinin degisebilecegini; ve de degismeyen tek seyin; degisimin degismez degisikligi oldugunu anlatiyor.

Iste o yuzden bunun en genisi, yer, mekan olarak su an evren; en kapsamlisi da tur olan insan. Bir bireyin ozgurlugu ve hakki bu sinirlara ulasmakta yol almaktadir. Tabi birey olma mucadelesi verebilen, birey olabilen ve birey bilinci alabilenler icin bu gecerlidir. Yoksa; toplumsal kisilik; inandigi dogrusu ugrunda mucadele eder. Kendi mi? Kendi yoktur ki, sadece dogrusu icin mucadele verdigi ve bu dogruya cekmek istedigi toplumu, kitlesi v.s. vardir.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
24-09-2009, 14:07
Saygideger arkadaslar;

O.D.G. Kuruldugundan bu yana ve de hem kurucusunun, hem de uyelerinin sitedeki yerleri acisindan olsa gerek; sitemizde bir tartismadir, surup gidiyor.

Herseyden once; grup kurmak ile grupculuk "yapmak" farkini algilamak gerekiyor.

Benim evrensel-insan adina acilmis bes tane grubum var. Ben neden bu gruplari kurdum? Bunun cevabi cok basit. Sitede, her konuda; her turlu baslik aciliyor ve o basliga ilgi duyan yazar; mesajini yaziyor.

Grubun amaci; ayni konuya ilgi duyan yazarlari bir grup basligi altinda toplamaktir. Bunun nedenleri de aciktir. Grubu acan kisi tarafindan, o grup onun en ilgisini ceken konudur ve sitedeki yazarlarin bu konuya ilgisi olanlari da bir grup altinda toplamak istemektedir. Amac; o konunun ve o konuya ilgi duyanlarin, o konuyu rahatca ortaya koyabilmeleri icindir.

Sitemizin siari bellidir. Her turlu dusuncenin ifade ozgurlugune izin vermek. Bu da tuzukte; irkcilik/teror ve siddet olarak sinirlanmistir. Bu sinirlama da sitemizin insanlik acisindan bir hakkidir.

Grupculuk "yapmak" ise, hizipcilik, boluculuk, ayrimciliktir. Yani sitenin uyelerini belirli bir ideolojik/inancsal dogruya cekmek ve bunun propagandasini yapmak. Sitemizde bunu yapmak; herseyden once site siarina ve tuzugune aykiridir.

Boyle oldugu halde; yukaridaki paragrafta belirtilen endise ve korkuyu duymanin nedeni de bellidir. Hem kendi dogrularina oz guven duymamak; hemde site yazarlarini, bir cesit etki altinda kalacakmis gibi toy degerlendirmektir. Bunun sonucunun verdigi endise ve korkuyla; site yazarlarini, Grupculuk "yapmaya" karsi uyarmaktir.

Bu bence; hem site yazarlarimiza yapilan bir haksizlik, hemde tuzuk ve siar acikca ortaya koydugu halde; hala yasanilan endise ve korkudur.

"Korkunun ecele faydasi yoktur ve kustan korkan dari ekmez" temelli atasozlerimiz; bu tip bir korku ve endisenin yersiz ve gereksiz oldugunu ortaya koymaktadir.

Soylenecek sey de aciktir. Madem boyle bir korku ve endise var; bu korku ve endiseyi duyanlarda; aralarinda ortak bir nokta bulup bir grup acabilirler. Bunu yapmak zor degildir.

Butun mesele; bu korku ve endiseyi yasayan bir yazarin, bir tikina bakar.

Simdi acik ve net soruyorum.

Bu baslikta; sitemizdeki herhangibir grubun, grupculuk yapmak icin acildigini ortaya koyan bir yazar var mi? Var ise; bu baslikta; hangi grubun grupculuk "yaptigini" bize mesajini yazarak gostersin ve kanitlasin.

Ya da; grup acmak bir tika bakar. Bir grup acip; grupculuk "yapmayi" denesin. Bakalim siteden ve yazarlarindan nasil bir tepki alacak?

Lutfen, grup acmak/kurmak ile; grupculuk "yapmayi" birbirine karistirmiyalim ve sitemizin siar ve tuzugu geregi de; herhangibir ideolojik/inancsal/dogrunun grupculugunu, yapmayacagini, yapamiyacagini gorelim ve algilayalim.

Bunun aksini dusunen yazarlar; bu baslikta, bu aksi dusuncelerini kanit ve verileriyle birlikte sunabilirler. Ya da bu konuda bos yere bir korku ve endise tasimaktan kendilerini arindirabilirler.

Evet, yorum-gorus-oneri-elestirilerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
03-06-2009, 13:15
Saygideger arkadaslar;

Gordugum kadariyla, bir yanlis anlamada; boluculuk kavraminda yasanmaktadir. Buraya boluculuk yapmnin ne oldugunu cok acik ve net yazacagim.

Iki turlu boluculuk vardir. Bunlardan birincisi; Turkiye bunyesindeki, milliyetci, irkci ve soven dusunceye sahip kesimin yaptigi boluculuktur. Bunu cumleye dokersek;" Bu ulke, Turklerin ulkesidir. Bu topraklar, Turklere aittir. Eger kendisini Turk gormeyen veya Turk oldugunu kabul etmiyen varsa, bu ulke topraklarinda yasayamaz. Turkiye Turklerindir, Ne mutlu Turkum diyene" Bu boluculugun temelinde; Turkten baska bir koken tanimamak, kabul edilmemek yatar.Dolayisiyle; bu dusunce acik olarak; kendini Turk kokene ait gormeyene;"Senin bu ulkede isin yok, ya Turklugu kabul edersin, ya da ceker gidersin" anlamini tasir. Kimin buna cesaret edecegi, kimin Turklugun ne oldugunu saptayacagi veya kimin Turk olduguna karar verilecegi ise acik degildir.

Ikinci boluculuk; disaridan dusunce olarak gelen; fakat ulke icinde yerlesmeye calisan ve bir suru iceride taraftar bulan; mikroayrimci dusuncedir. Bunu da cumleye dokersek; "Bak sen Turk degilsin,...sun. Bu ulkede senin yasam hakkin yok, ya Turk olacaksin, ya da ezileceksin. Oyuzden al kendi kokenini; bu ulkenin icinde hakkin oldugu topraklara sahip olmak icin, orgutlen, savas. Biz sana her turlu maddi destegi saglar,ve bu savasi kazanmanda yardimci olur ve kuracagin ulkeye'de her turlu ekonomik yardimi yaparak; senin ulkenin kalkinmasini saglariz. Senin artik; ayri bir ulke kurma zamanin geldi, yoksa; Turklerin elinde; tum degerlerini unutacak ve asimiliye olacaksin. Bunu istemiyorsan, iste sana firsat. Biz senin yanindayiz ve herturlu destegi vermeye haziriz.

Iste goruldugu gibi; boluculugun ne oldugu; her iki duzeyde de, ustelik basit bir dille izah edilmistir.

Simdi sitedeki tum arkadaslara soruyorum. Varmi bu sitede boluculuk dusuncesine sahip bir yazar? Benim simdiye kadar olan gozlem ve tecrubeme gore; ben rastlamadim. Var oldugunu savunan varsa, veya kendisinin bu dusunceleri paylastigini dusunen varsa; buyursun, ciksin ortaya; biz de site olarak bilelim ve o kisiye karsi amansiz dusunce savasimizi verelim.

Oyuzden, bilhassa su son gundur, "sitede, boluculuk yapiliyor" diyen arkadaslara sesleniyorum ve onlara bu ithamlarini ispata cagiriyorum. Kim ve nasil boluculuk yapiyor? Lutfen, gosterin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
03-06-2009, 14:36
Saygideger arkadaslar;

Boluculuk inanc ve ideolojisinin temelinde; cikar ve ayrimcilik yatar. Bu oyle bir ayrimciliktirki; iki kisiyi bile; biribirine dusman eder. Otekilestirmek, kutuplastirmak, "sen busun" veya "bu musun?" v.s. gibi; direk kisinin kisisel degerlerine yonelik cevap ve sorular; ayrimciligin gostergesidir.

Boluculuk ideolojisi; korku felsefesi, suru psikolojisi, bilincsizlik ve caresizligi; kendine silah olarak kullanir. Ulke temelinde ise; boluculugu gormek icin, uzaklara gitmenize gerek yok. bakin soyle, gunluk yasam ve iliskinize, gozlemleyin, goreceksiniz. Boluculuk; ideolojisini ve inancsal degerlerini iyi anlamak; bizleri bu insandisi ve insanlikdisi "illetten" uzak tutacaktir. Bunun en son gelismis hali ise; nihilizmin, bireyci akilciligidir.

Bunu onlemenin en guzel yolu; aslinda gercek ve gercekci yurtsever olmaktir. Yani; yurdunu sevenin; tum farkliliklarin gercekleriyle ve onlarin farkina vararak yurdunu sevmesi. Ornek cumleler. "Benim ulkemin, Turku, Alevisi, Muslumani, Kurdu, yazari, bilim adami v.s.; yani; ulkemizin cikardigi degerler ne olursa olsun; onlarin farkinin farkina vararak; farklari ile birlikte kucaklamak. Iste, belkide; boluculuge en guzel ilac budur.

Oyuzden; boluculugu iyi algilayalim; ve nasil bir farkli kisisel deger sahip olursak olalim, bu oyuna dusmuyelim. Bu ulke; tum farklariyla birlikte bizim ulkemiz. Biz, ancak; bu farklarimizin varligi ve birligi, butunlugu ile ve yalniz biz, bu ulkeyi rahata, refaha, huzura kavusturabiliriz. Ama; otekisiz, kutupsuz, cikarsiz, korkusuz ve surusuz biz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
03-06-2009, 22:01
Saygideger arkadaslar;

Boluculuk ideolojisi; sadece milliyetle sinirli degildir. Kisinin kisiligini olusturan; her turlu, inancsal dogrusal degerler, boluculugun hedefidir. Dini degerler, etiksel degerler, sosyal-siyasal-toplumsal degerler, tarihi ve kulturel degerler, dilin degerleri, ailevi, geleneksel, degerler, ekonomik degerler, kisaca; kisiyi bilhassa duygusal, tabusal ve sorgulanmaz olarak; olusturan ve de cogu zaman kutsal olarak, dokunulmaz olarak atfedilen, degerler. Cunku, mikroayrimcilik demek; ayristirilabilecek her deger ve her birlik, beraberlik demektir.

Kimilerinin dusundugu gibi; bolunme, belki "davulun sesinin uzaktan hos geldigi" gibi; kulaga hosgelebilir. Ama; eger konu halk ve toplumsa; onlar icin; ne aclik, ne eziyet, ne aci, ne uzuntu v.s. sona ermez. Birincisi; kurulacak ulke; gudumludur ve kuranin emirlerini yerine getirmek zorundadir. Ikincisi; belirli bir aliskanligi yasamakta olan halk; birdenbire "sudan cikmis baliga doner" Zamanla; eski... ozlemi baslar. Cunku artik o ortam yoktur. Ulke kalkinsin diye; daha cok caba, emek guc harcamak gundeme gelir. Yeni "konu vatansa; gerisi teferruattir" edebiyati baslar.

Kisaca; bolunmusluk; bolunene cozum degil; hic tahmin edilemeyen yeni yeni sorunlar getirir.

Oyuzden; boluculugu orgutleyenlerin amaci; ne halk, ne ulke, ne de kurulacak "yeniliktir" onlar, sadece kendi cikarlari dogrultusunda; bu boluculugu istemektedirler. Bolecekleri; toplumu, bir paravan olarak kullanirlar.

Oyuzden, kimse; boluculugu "rahatlik, huzur, guven, ozgurluk, hak v.s." olarak algilamasin."Kazin ayagi, hicte gorundugu gibi degildir.

Bunu aslinda anlamakta zor degildir. Bir ulkenin butunlugu, tamamen parcalansin diye; once bolersin, sonra her parcayi; hem ayri ayri; hemde birbirine karsi arac olarak kullanarak; cikarci amacina ulasmaya calisirsin.

Cok uzak degil; yakin tarihe bile bakmak; boluculugun, dunyaya ve insanligina, huzuruna, rahatina ve oturmus yasam ve iliskilerine; nasil bir etki yaptigi, nasil tahrip ettigi ve yapmaya etmeye devam ettigi de, ortadadir.

SENI DUSMAN EDENDEN DOST OLMAZ.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
 

Evrensel-insan'in actigi basliklara ve burdan da;

http://www.turandursun.com/forumlar/search.php?searchid=1389042

evrensel-insan'in gunluk mesajlarina ulasabilirsiniz. % 90'i sorusuzdur, oku oku bitiremezsiniz.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
18-11-2009, 05:18
Saygideger arkadaslar;

1923 yilindan once, Osmanli Devrinde, bir Turk ulusundan mi, yoksa milletinden mi?, bahsetmek gerekir?

Turk Ulusu, Ataturk'un Kurtulus Savasi ve TC'ni kurmasiyla mi, yaratilmistir?

Ulus ile milletin farki nedir? Turk milleti, sadece Turklerden mi olusur?

Turk ulusunun bunyesinde, baska milletler var midir?

Halk kavrami, millet le esdeger olarak, kullanilabildigi halde; ulus la esdeger kullanilabilir mi?

Turk, bir kulturu mu, yoksa bir irki mi temsil eder?

Bir milletin; kendine ait, bir ulkesi, bayragi, ortak dili, v.s. olmasi; onu ulus yapmaya yeterlimidir?

Osmanlilar'i bu baglamda degerlendirirsek; bir osmanli ulusundan bahsedebilirmiyiz?, ya da Osmanli milletinden?

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
18-11-2009, 07:37

Millet ve Ulus kelimelerinin gecmisi ve gunumuzdeki kullanimlari farklilik gosterir

Ulus:

TS xiv-xviii göçebe aşireti, Türkmen kavmi
TDK 1945 millet (Fr nation karşılığı) ~ Moğ ulus kağan ailesinin her bir üyesine tahsis edilen ülke, devlet, pay = ETü ülüş [Uy] a.a. < ETü *ülü- pay etmek? +Iş " üleş-
• Nihai kökeni Türkçe olmakla birlikte +s biçimi Moğolcadan alınmıştır.


Millet:

~ Ar millat [#mll msd.] din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup cemaat ~ Aram məllā dil (language) < Aram #mll konuşmak
• Arapça sözcüğün özgün anlamı muhtemelen ?aynı dili konuşanlar? olduğu halde ?aynı dini töreye bağlı olanlar? anlamı ağır basmış ve Türkçede 19. yy sonuna dek bu anlamda kullanılmıştır. Fr nation karşılığı olan yeni anlamı Türkçeden modern Arap dillerine aktarılmıştır.

Alinti:
http://www.nisanyansozluk.com

Benim bildigim kadariyla Osmanli Din ekseni etrafinda millet kelimesini kullaniyordu ..... Daha o zamanlar ulus-devletler olmadigi icin din etrafindaki bir kavmi anlatan bir kavramdi ... En son yaptiklari nufus sayimlarinda bile Arap-Kurt-Turk ayrimi yapmamislardir ... Musluman olarak gecer kayirlarda ..... Hiristiyanlar da rum-Ermeni -Suryani diye gecmezler..... Genelde mezheplerine gore sayilirlar ....

 
1924 Anayasası[1 (http://www.anayasa.gov.tr/general/icerikler.asp?contID=363&menuID=58&curID=98)]
Madde 88.- Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur.

Türkiye'de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye'de mütemekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiye'de doğup da memleket dâhilinde ikamet ve sinni rüşte vusulünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanunu mucibince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvalde izale edilir.

1982 Anayasası[2 (http://www.tbmm.gov.tr/anayasa.htm)]
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

IHDK Azinliklar Raporu - Makama Takdim Ekim 2004 [3 (http://baskinoran.com/belge/IHDKAzinliklarRaporu-MakamaTakdim_Ekim2004_.pdf)]
Devletin ülkesiyle bölünmez bütünlüğü son derece doğal ve tüm dünyada tartışmasız
kabul edilen bir husustur. Fakat “milletin bölünmez bütünlüğü” kavramı, bizlere doğal
gibi gelivermekle birlikte, bir Batılıya son derece terstir. Çünkü bu terimi kullanmak
milletin tek parça (monolitik) olduğunu söylemektir ki, milleti oluşturan çeşitli alt-
kimliklerin inkârı anlamına gelir ve dolayısıyla demokrasinin özüne karşıdır. Bu
“yabancı” oluş durumu uluslararası insan hakları alanında şöyle somutlaşmaktadır:
Hakların sınırlandırılmasında kullanılan ölçütlerde “milli güvenlik” ve “toprak
bütünlüğü” vardır ama, “milletin bütünlüğü” yoktur. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi
(İHAM) kendi önüne getirilen davalarda, “ülkede azınlıklar bulunduğunu ileri
sürme”nin engellenemeyeceğini belirterek ihlal kararı vermektedir
Diğer yandan, “[Türkiye Devletinin] Dili Türkçedir” ibaresini anlamak hepten
imkansızdır, çünkü devletin dili olmaz. Resmî dili olur ve o ülkedeki yurttaşlar devletle
ilişkilerinde bu resmî dili kullanmanın yanı sıra, ülkede çeşitli diller konuşurlar ve bu
dillerde yayın yaparlar. Nitekim, 1961 Anayasasındaki ifade: “Resmî dil Türkçedir”
biçimindedir (md.3)

Şimdilik yorumsuz dedim çünkü, bu kavramları henüz ben de tam olarak yerli yerine oturtabilmiş değilim. Ama şunu söyleyebilirim, güçlü(bol ekmek, bol özgürlük) bir devletin bağlayıcı unsuru ne olursa olsun kimsenin umrunda olmuyor. Ne zaman ki vatandaşlardan bazılarının ekmeği, özgürlüğü az oluyor, o zaman o kesimden "sen git ben kendi başımın çaresine bakarım" argümanı gelebiliyor. Elbette bu argüman emperyalist olmadığını iddia eden ama içten içe öyle olan devletlerin işine gelmiyor. ;)


evrensel-insan
02-08-2009, 04:38
Saygideger arkadaslar;

Dini orgutleme ile; milli orgutleme arasindaki farklar, benzerlikler nelerdir hic dusundunuzmu?

Ben benzerlikleri siralayayim.

Ikiside ayrimcidir
Ikisi de inanctir.
Ikiside ideolojidir.
Ikiside Dogrusaldir.
Ikiside kisilerin kisilik ve kimlik degerlerini olusturur.
Ikiside Duyguya hukmeder
Ikiside kendini savunur.
Ikiside ideolojik kavramdaslarina karsidir.
Ikiside kisilere dogumuyla birlikte verilir.
Ikisininde soyut ve somut sorgulanmaz degerleri vardir.
Ikiside sistemin vazgecilmez degerleridir.

Evet, sizler bu konuda neler dusunuyorsunuz? Nedir bu ikilinin farklari ve benzerlikleri. Hangisi daha koklu ve yerlesiktir? Hangisinden vazgecmek daha zordur ve neden? Tanri soyut olarak dine destek verirken; milliyete soyut destek nedir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
02-08-2009, 04:55
Saygideger arkadaslar;

Bir kisiyi dine baglayan, dine sahip cikmaya iten sebeplerle; milliyete bagliyan ve milliyet sahipligine iten sebepler arasinda, ne gibi farklar-benzerlikler mevcuttur.

Bu iki kisilik ve kimlik degerini belirleyen sahip cikmanin ortak bir zihniyeti var midir?, varsa nedir? Hangisinden arinmak, neye gore daha "kolaydir-zordur?" Her ikisinide sahiplenmek; insandan neler alir, insana neler verir?

Saygilarimla;
evrensel-insan
.....................................................................................................
evrensel-insan
06-08-2009, 01:09


Bu konuya ben daha onceleri cok yazimda deginmis ve Turkiye'de irkcilik degil; milliyetciligin oldugunu soylemistim. Ama tum dunyayi tek bir milliyete indirgeme veya tek bir milliyeti insanligin yolu olarak gosterme v.s. dusunceler, irkciliktir.

Aslinda her ikisi de; soyut kavramin somutlasmis seklidir. Birisi; daha genis ve tarihsel olarak once; digeri daha dar ve sonradir. Her ikiside; tutucudur, tarihsel olarak gericiliktir, sabitliktir, sahipliktir ve dogumdan sonra verilir.

Hem kisinin kisiligini ve kimligini olusturan soyut ve de somut degerlerdir ve kisinin hak ve ozgurlugudur; hem de; ideolojik inancsal dogrusallarin; sosyal-siyasal-toplumsal sistem, duzen ve orgutlenmesinin aracidir.

Yazacagin yaziyi, merakla bekleyecegim. Umarim; serbest dusunen birinin disaridan bakis acisi ve notr algisi gozuyle yazarsin.

Aksi; tarafin bir ucundan yazmak olur ki; bu da bir ideolojik inancsal dogrulardan biri olur. Ornek; fasizm, kemalizm, ulusalcilik ve de milli demokrasinin cesitli anlayislari.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
06-08-2009, 01:22

Ana olarak iki turlu bakis acisi vardir. Birincisi, olani alir kabullenir ve onu oyle oldugunu ortaya koymaya calisir. Yani teslimiyettir.

Digeri olayi alir, tum resmiyle verir, sorununu ve cikis yolunu gosterir, ne kabullenir, ne karsi cikar; ona ihtiyac duyulmadigini ve onun isteneni vermedigini herturlu orneklerle ortaya koyar ve ondan kurtulusu ve alternatifi verir.

Yani bu Adir, cunku A budur.-teslimiyet ve bahane
Yani; bu Adir, ama A sorundur.-A yi sorunuyla birlikte ortaya koyma, A ya karsi dusundurtme.

Senin dusuncenin ne olduguna veya yazdigin yazidan; cumlelerle alt izahlara girmeyecegim.

Benim yaptigim; ikincilerdir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
30-08-2009, 04:44
Saygideger nekadarcahilim;

eğer düşünüyorsam zaten tarafımdır.-nekadarcahilim-

Benim tarafim; bir serbest dusunur olarak, bireyin;insansal/evrensel/kavramsal tarafidir. Yaratilissal/inancsal/ideolojik tarafa ve insandisi insanlikdisi, ve ayrimci/dogrusal dogal dusunce tarafina karsi olarak.

Benim disaridan bakis acim ve notr algim; iste bu yaratilissal/inancsal/ideolojik ayrimci ve insandisi, insanlik disi kulvarda sectikleri, sabitledikleri ve deger olarak sahiplendikleri dogrularina.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 

No comments:

Post a Comment