Sunday 10 April 2011

Evrensel'in Kosesi-Eski Yazilar-17/03/2008-03/09/2008

 Sorun-çözüm ilişkisi..
evrensel-insan
17-03-2008, 02:16
 
Ben bu yazimi yazarken evrensel temeldeki insan ve insanligin yasam ve yonetim sorunlarina deginmistim.Dunyanin neresinde ve hangi ulkesinde cereyan ederse etsin; bugun amerikan idealizmi ve onun felsefesi temelindeki uygulamalari artik insan insanlik ve yasamin butun kazanimlarini tehdit etmektedir.

Bu sorunun temelini yaratan da yine bu sorunu gorup,cozum-kokten cozum- getirecek olanda yine insandir.Iste celiski buradadir.

HEM SORUN YARATAN HEM DE COZUM URETMEK ZORUNDA OLAN INSAN.

Bilindigi gibi bir Atasozu vardir:"bu ne lahana tursusu bu ne pehriz"iste insanoglunun icindeki bu durum ilk insandan beri suregelmistir ve -nasilsa dunyayi gelistirmis yada oyle izlenim vermistir.

Ama 21. yuzyildan sonra artik insanoglu bu celiskisini cozmek zorundadir,cunku bu celiskinin varabilecegi son noktadadir.

Yine Nasrettin Hoca'nin bir fikrasinda bindigi dali keserken,yoldan gecen birinin"hoca,ne yapiyorsun,yere duseceksin "uyarisina hoca aldirmamis,ustelik"yere dusecegimi bildin,olecegimi de bil"temelinde kaderinin cizimini yansitan bir cumle kullanmistir.

Iste bu ayrim bu noktadadir ya sorunlarin sonu insan ve insanliginin sonu,ya da cozumun yaratilisi ve yeni insan ve insanligin yeniden dogusu-evrensel temelde dunyanin herhangibir yerinde yasayan herhangibir kisinin herkesi kaplayacak sekildeki o yuce arzulanan butun insanlik disi vasiflardan arinmis ruyalari,hayalleri susleyen insan ifadesinin ve ifadesine verilen anlamla ozdeslesecek insan,secim insanoglunun.

Dunyanin herhangibir yerinde yasayan herhangibir kisinin sorunu,bulundugu ulkenin ve toplumunun sorunlariyla icicedir.Onemli olan bu kisisel-toplumsal sorun iciceligini toplumun cogunlugunun gorup gormedigi ve ilgi-etki-onem temelinde bu sorunu cozucu bir dusunce ve davranis uretip-uretmedigidir.

Cunku her kisinin kendi gordugu sorununa kendisinin uretecegi cozum,otomatik olarak topluma da katki saglayacaktir,ama sorun oncelik meselesidir,bir kisi icin olumcul oneme sahip bir sorun toplumun cogunlugu icin gecerlilik kazanmayabilir ama en azindan kendi icin bu sorunu goren ve algiliyan kisi onu cozume yoneldigi an kendini rahatlatacak daha saglikli dusunecek ve bu dusunce temelinde toplumunun sorunlarina daha saglikli bakacak ve gorecektir.

Zaten aydin dedigimizde sorunlari once kendinde sonra toplumda cogunluktan once gorup bunun icin dusunce ureten ve toplumu bundan -cozum onerisiyle birlikte haberdar eden kisi degilmidir?

Aydin olmak once kisinin kendini aydinlatmasiyla baslar ve ancak boyle baslarsa bilincli ve kararli olur.Toplumunun sorunlarini kendinde goremiyen ,icinde hissetmiyen,kendi sorunu temelinde algilamayan kisi aydin olamaz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Sorun-Cozum Iliskisi

evrensel-insan
17-03-2008, 02:31
Saygideger arkadaslar;

Bugun Turkiye'de veya disarida Turkiye'nin su anda icinde bulundugu duruma herkes-kendine gore- bir sorunla yaklasiyor-tabi bu arada kimilerine gore hic sorun yok,hersey gulluk gulistanlik-
Acaba bu sorunlari gorenler ve dile getirenler,sorunlari kisisel olarak mi goruyor,yoksa toplumsal temelde mi?

Iste bence herkesin cevap vermesi gereken soru bu.

"BENIM GORDUGUM SORUNLARI TOPLUMUN % KACI GORUYOR, BU ORAN DUSUKSE,O ZAMAN BEN MI BAZI SEYLERI ABARTIYORUM,YOKSA BU SORUNLARI GORMEK BUKADARMI ZOR veya BU SORUNLARIN GORULMEMESI ICIN BIRILERI BIRSEYLER YAPIYORSA NEDIR BU YAPILANLAR?"

Herkes bilmeliki ortada bir sorun varsa bu sorun ancak toplumun azmi,kararliligi,tutarliligi,birlik-butunlugu,birbirine verdigi destegi v.s. temelinde cozulur.

Eger sorun toplumsal degil kisisel se o zamanda kisinin kendini sorgulayip-nedenlemesi,ozelestirisi ve bunu yaparken gosterecegi,azmi,kararliligi,tutarliligi,v.s. temelinde cozulur.

Eger sorun toplumsalsa bizim yaptigimiz da bunu ortaya koymaktan baska bir ise yaramiyorsa ve sorunu goreni-ortaya koyani bir karamsarliga.umutsuzluga itiyorsa ve caresizlikten o kisi ne yapacagini-diyecegini bilmez duruma geliyorsa,birak toplumu,once kendisine zarar verir duruma gelir ve kendisiyle celiskiye dusmeye baslar.

O bunu yapiyor-diyor,bu sunu sunuyor v.s. gibi hep baskalarini suclamak,elestirmek-ki bu kendi yaptiklarini gormemektir- yoluyla ne kisi nede toplumlar sorunlarini cozemezler.

Sorunumuz kisisel mi?,toplumsal mi? Herkes once lutfen bu konuda kararli olsun ki o na gore tavir alsin.

Ya kendi ozelestirisini yapsin,ya da-en azindan kendini tatmin etme babinda-toplumu icin birseyler yapip yapmadigini kontrol etsin-baskalarini sikayet-elestiri-tenkit v.s. disinda-

Saygilarimla;
evrensel-insan

Vatandas- birey ikilemi

evrensel-insan
17-03-2008, 06:21
Saygideger arkadaslar;

20.yuzyilin ortalarindan beri dunyayi ve 1980'lerden sonrada Turkiye'yi-once "aydinlari"-ablukaya alan bireysel felsefe dunyada evrimci olarak gelisme gostersede,Turkiye bu evrimi yasayamamistir,ve bilincsizce kendini vatandas-birey ikilemi icinde bulmustur.

Vatandasin pek te kendine ait olmayan toplumsal degerleri ve bunun onemi,yavas yavas yerini 1990'li yillarin sonundan itibaren bireysel degerlere donusturmustur.

Iste bu donusum yavas yavas vatandasi toplumsal degerlerden uzaklastirmis ve bir "bananecilik"baslamistir.Turkiye de su an olmakta olan budur.

Tabi korku felsefesi ve suru psikolojisi temelinde -ta osmanlidan beri-yetisen vatandasin, bu baski altinda ne kadar bireylesebilecegi veya bunu cagdas bir duzeyde algilayabilecegi soru isaretidir.

Vatandasa toplumda kutuplastirilmis fikirler savundurulur.Birey ise kendi oz fikrini savunur.

1980'lerde once "aydinlarda" baslayan bu ikilem artik halka da bilincsizce yayilmistir.Simdi sorun bu degisimi yasayan halkin korku felsefesi ve suru psikolojisinin etkisinde kalip baski altinda birey olamamasimi yoksa bu korku ve suru temelini asip bireylesebilmesimi,Iste bu sorularin cevabini ve halkin vatandas-birey ikilemindeki alacagi yolu tarih gosterecektir.

"Aydinlarin"durumuna bakilirsa hic ic acici bir tablo yok,umalim halkimizin tablosu daha bilincli ve"aman bosverci"olmasin.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
20-03-2008, 22:39
Eupraxsophy

Saygideger arkadaslar;

Asagidaki link EUPRAXSOPHY,nin kisa anlatimidir.Yalniz Turkcesi henuz yoktur.Ateist anlayisina daha iyi bir insani acilim getirecegi dusuncesiyle buraya ekliyorum.Bir goz atip,herkesin kendi ateist dusunce ve davranisiyla mukayese ederek dusunce ve davranisini gelistirmesi acisindan yararli olacagi dusuncesindeyim.

Bu konudaki goruslerinizi ayrica bekliyorum.

http://en.wikipedia.org/wiki/Eupraxsophy

http://www.reference.com/search?q=eupraxsophy

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
21-03-2008, 02:07
Insalilik-Insancilik,Turkluluk-Turkculuk,Dinlilik-Dincilik

Saygideger arkadaslar;

Once insanlilik-insancilik ayrimini evrensel temelde soyle ortaya koyabiliriz.

Yeryuzune insanoglu geldiginden beri! Fiziksel gorunumlu kendini cinsi,irksal,milli,toplumsal,inancsal,ulkesel v.s. telinde boldukce bolup;dusuncede ve bunun temelindeki davranisinda insansal butunlugu uygulayip sagliyamadigi dunyada "Insanci" gozukmekde ve sanki bu bir insanin ozelligiymis gibi,bu sosyal,siyasal ve ekonomik bolunmeyi koruklemekte ve bunu yaparken birilerini yonetime ve birilerinide yonetilmeye ayirarak yaptigi herseyi-ki buna insanlik disilikda dahil-sanki "iste insan budur, boyle yapar boyle yasar boyle dusunur v.s bu onun dogal olgusudur" anlayislariyla "insanci" oldugunu dusunmekdedir.

Kendine gore hak ve ozgurlukleri hukuk temelinde sinirlayip insanlari yasatmakdadir.

Artik bunun ideolojisinin kandirmaciliginin da yetmedigini gorunce "insancilik iflas etmis ve geriye donuse,herseyin temeli olacak olan gucun temelini donuse gecmistir.

Ya buna razi olunacak"ne yapalim insan boyle bir yaratik,onun dogal yapisi bu"v.s.dusuncesiyle teslim olacagiz ve insanligimizi bu karanlik zihniyete gomecegiz,ya da insanin bu tarif edilen ve uyulanan"insancilik"yapisinin "insanlilik"olmadigini kanitlayacagiz.Ve hepimizin bireysel ozu olan dusunce ve davranistaki insanli yapimizi ortaya cikaracagiz.

"INSANCILIK"MUCADELESINE KARSI " INSANLILIK"MUCADELESI VERECEGIZ.

ISTE BU MUCADELE BIZI ANCAK AMERIKAN IDEALIZMININ NIHILIST FELSEFE KOKENIN SOROS IDEOLOJISININ BIREYCI AKILCILIK TEMELINDEKI HER TURLU GUCUNE KARSI ORTAYA KOYACAGIMIZ MUCADELE OLACAK.

Turkluluk-Turkculuk

Turkluluk:milli-dini-kokensel temelde gecmis soylarinda "Turk"anane,gelenek ve ozelliklerini tasima ve bu koklu yapiyi dusunce ve davranista gosterme.

Turkluluk, yapisinda baska milli-dini kokensel yapiyi tasiyabilir ama yasam sarti ve standarti olarak "Turk",anane,gelenek ve ozellikleriyle bir kulturu bir sosyal yasam yapisini yansitir.Yani milli-dini kokensel yapisi ne olursa olsun bunyesinde,yasamsal yapisinda bunu tasir.

Turkculuk:bu yapiya tamamen dusunceye tasima ve ideolojik bir mucadele haline getirme,kendi ideolojik inanclari ve bilgileri temelinde kendini "benim",boyle olunursa ancak Turk olunur"temelinde kendi dusuncesini temel alarak"bu Turk'tur- bu degildir"gibi ayrimcilik temelinde kendi sinirlarina ozgu milliyetcilik yapma.

Turkculuk bir ulusal ayrimciliktir ve Turkluluk yapisinin cok sesliligini,kulturlulugunu,milli-dini kokensel cestliligini degil;tek sesliligi,tek milli-dini kokensel yapiyi v.s.savunur.

TURKLULUK VE TURKCULUK TAMAMEN BIRIBIRINE TABAN TABANA ZIT IKI OLGUDUR.

Ataturk"ne mutlu Turkum diyene"derken acaba hangi temelde bunu soylemistir?

Eger soruna bu temelde bakarsak,dunyada dogan herkes bir milli-dini kokensel yapida dogar ve bu yapinin kulturel,geleneksel v.s. temelinde buyur gelisir.Bu onun yasamina yon veren temel bir gostergedir,kimse buna dokunmadigi ,satasmadigi zamanda ortada bir sorun yoktur.Bunu ideolojiye tasiyip bunun savasini vermek,baskalarini tahakkum altinda birakmak demektir.

Birakalim bu yapimizla ovunup,gecmisi yad edip bosa zaman gecirmeyi; bunun yerine bu tarihsel sansi iyi kullanip bu zengin kulturu ve onun dusunce ve davranisini ortaya koyalim ve kendimizi kendimiz ovup avunmak yerine;dusunce ve davranislarimizdaki hem kendimize,hem dunyaya,hem insanliga yaptigimiz acilimlarla birakalim bizi biz degil,biz olmayanlar ovsun,yuceltsin.

Baskalarinin ipiyle kuyuya inecegimize,kendi yagimizla kavrulalim ve bunu nasil bir kultur birikiminin basaracagini dunyaya gosterelim.

Dinlilik-Dincilik

Dinlilik:Herhangibir bireyin ve vatandasin dogdugu ortama bagli ve paralel olarak birlikte buyudugu dinsel kokeni olan bir yapidir,tamamen bireyin secimi ve inanci dogrultusundadir.Dininin getirdigi temelde yasadigi yasam standartidir.

Dincilik:Kendine ait olan dini inanclari ideoloji haline getirip herkesi kendi inandigi inanclar temelinde "benim dinim budur""benim dinimi uygulamanin yolu budur"v.b. dusuncelerle baskalarini kendi inanclari dogrultusunda onun bireysel hak ve ozgurluklerini cigniyerek ona ideolojik empose etmesi ve onu baski altina almasidir.

Turkluluk-Turkculuk'te oldugu gibi "Turkluluk"ve ona tarihler once zorla kabul ettirilmis ana dini islam,dinci bir din degilse; din ve vicdan ozgurlugu temelinde, ne kimseyi zoraki musluman yapmak,ne de kimsenin dini kokenine mudahale etmek durumundadir.

Turkiye maalesef din konusunda kendi "Turk"kultur ve yasayis tarzini degil;arap kultur ve yasayis tarzini benimsemis ve uygulamastir.

Iste bizim toplumumuzun dinci yapisi bu kultur ve yasayistan kaynaklanir.Bu konuda da biran evvel arap dini kultur ve yasam standardindan arinip,kendi oz "Turk"kultur ve yasam standardi yapisina donmemiz gerekir.

Eger bunu basarirsak,amerikan idealizminin bizi degistirme cabalarinin da onunu kapatir,kendi "Turk"kultur ve yasayisimizi, topluma oturturuz.Ve iste o zaman kendi degerlerimizi korumayi becerir,kimsenin mudahale etmesine firsat vermeyiz.

ARAP DINI KULTUR YAPISI,BASKICI,OZGURLUKSUZ VE ZORLAYICI YANI KORKU FELSEFESI VE SURU PSIKOLOJISI TEMELINDEDIR.

TURK DINI YAPISI ISE HOSGORULU,MUDAHALESIZ,GONULLU BIR YAPIYA SAHIPTIR.

Arap kulturuyle,Turk kulturu biribirine tamamen zit iki kulturdur.

O yuzden Turk dini kulturunu iyi algilayalim ve kimseye dini baski yapmayalim ve Arap dini kultur yapisindan arinalim.

Iste o zaman kimse Turk yapi ve kokenini,onun her yapidaki cesitlilik ve renkliligini "kutuplastirmayi"basaramayacaktir.

Ve biz bunu ispat edersek, toplum olarak birbirimizle kenetlesirsek,onlarin bizi "kutuplastirma"cabalarinin da onunu almis oluruz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Tanri ve bireyin insanlik bilinci

evrensel-insan
21-03-2008, 03:05
Saygideger arkadaslar;

Ben,insanoglunun yuzyillardir evrensel temelde tanriya bahsettigi tum insanlik degerlerini,Tanridan alip kendi dusunce ve davranisima kazandirma mucadelesi veriyorum.

Bu cok ogretici,bilgilendirici zevkli ve dunyaya ve dunyada olup bitene her acidan baska bir bakis acisi sunan bir mucadele.

Bu mucadelede kazanilan herhangi bir deger hem sizi yeniliyor,daha cok insanlastiriyor hemde dunyaya baska bir gozle bakmanizi sagliyor.

Hem dunyayi hem olup bitenleri herseyi daha acik ve rahat algiliyabiliyorsunuz.

Bazen kendinizi yeniden dogmus gibi hissediyorsunuz.

Tanri var-yok kisir dongu tartismasi yerine,ona insanoglu tarafindan verilen-insanoglunun kendi ustune almaya cesaret edemedigi-insani degerleri algilayip,ustlenme mucadelesi vermenizi oneririm.

Dusunce yapisi buna hazir olan herkese tavsiye ederim.

Tanriya insanoglunun verdigi insanlik degerleri=insanlasma'ya baslamak

Saygilarimla;
evrensel-insan

"Allah'in varligina inanc" Hak ve Ozgurluk siniri

evrensel-insan
22-03-2008, 21:33
Saygideger arkadaslar;

Sizlere insanoglunun dusuncesinin evrensel ayrilmislik temelindeki sinirini ve ayrimciligini izah etmek istiyorum.

Bu izahi yapabilmek icin dort sabit ayrilmislik terimi kullanacagim ve bir cumle yapacagim.

Allah’in varligina inanc hakki.

Bu dort kelimeyi buyuk bir X in koselerine yerlestirin.

Y X’in fonksiyonu olduguna gore uc cesit cumle ve esitlik elde ederiz. Y yi de sekilsel dusunun ve Xin icine kucuk y olarak oturtun. (Aslinda benim felsefem yazidan ziyade cizimze daha kolay anlasilir, o yuzden siz cizim yaparak okuyabilirsiniz). Simdi cumlelerimizi veriyorum.

1) Hak Allahin varligina inanctir-Allah,varlik,inanc Y nin uclari.Hak sabit temelli
2) Varlik Allahin hakkina inanctir-Allah,hak,inanc Y nin uclari.Varlik sabit temelli
3) Inanc Allahin varlik hakkidir-Allah,varlik,hak Ynin uclari.Inanc sabit temelli.
4) Allah varligin inanc hakkidir-Varlik,inanc,hak Y nin uclari.Allah sabit temelli

Asagidaki birlestirme olanaginin devamidir.Cumle basindaki kelime,sabit temelli,digerleri Y nin uclaridir.

5) Hak varligin Allaha inancidir.
6) Hak inancin varligi Allahtir.
7) Allah varligin hakka inancidir.
8 ) Allah hakkinin inanci varliktir.
9) Inanc varligin Allah hakkidir.
10) Inanc hakkin Allah varligidir.
11) Varlik inancin Allah hakkidir.
12) Varlik hakkinin inanci Allahtir.

Yukaridaki birlestirme hak temelindeki Allahin varligina inanc siniridir.

Simdi de ozgurluk sinirina bakalim. Ozgurluk siniri ise ayrimcilik sinirdir ve burada insanoglu hak sinirlamasi temelinde secim hakkina sahiptir.

Cumlemizi yapalim.

Allahin varligina inanc ozgurlugu.

Burada ozgurluk X in fonksiyonu ile sabitlenmis ve sinirlanmistir. Bu ozgurluk siniri.
Allahin varligina inanctir.

Burada:

Inanc- Allahin varligidir. X in inanc sabitligindeki, ikilemi
Inanc – Varligin Allahidir. X’in inanc sabitligindeki ikilemi
Allah-Inancinin varligidir. X’in Allah sabitligindeki, ikilemi
Allah-Varligin inancidir.X in Allah sabitligindeki,ikilemi
Varlik-Inancin Allahidir.X in varlik sabitligindeki,ikilemi
Varlik-Allahin inancidir.X in varlik sabitligindeki,ikilemi

Iste bu ikilemler dusuncenin evrensel ozgurluk siniridir. Ayrilmislik temelindeki bu ozgurluk siniri ayrimcilik olarak yansir.

Simdi bu ayrimciligin sinirlarini inceleyelim:

Yani insanoglunun dusunce manevra siniri;
Allahin varligina inanc. Konuyu nereden alirsaniz alin Allah burda sabitleyici ve sabitlenin temel: varlik ve inanctir.

Allaha inanc varlik tamelinde ya vardir ya yoktur. X in varlik temelinde karsitliligi

Allahin varligi inanc temelinde ya inanmak ya inanmamaktir. X in inanc temelinde karisitligi.

Burada dikkat edilecek nokta, varligin inancinin ve inancin varliginin Allah sabiti temelinde ki ayrilmisligidir.

X in karsitligi ayrimciligindaki herhangibir ayrimci secenek ne olursa olsun digerini ters dusecektir ve ayrimcilik tartismasinin galibi – maglubu olmayacaktir. Bu tartismanin temeli aslinda – secim ne olursa olsun – inanc ve varlik ayrilmislik temelini ve onlari birlestiren Allah temelini tartisma disi tutar.

Dolayisiyla ayrimcilik ozgurlugu biribirine zit olsa bile ayrilmislik ozgurlugu tartisma disidir, ve ortak noktadir.

Yani dusuncenin ozgurluk siniri Allahin varligina inanc ayrilmisliginin ikilem temelindeki karsitlik seceneginin herhangibir iki zit ucundan biridir.

Konunun ozu ise ihtiyactir ve yukaridaki dusuncenin ayrilmislik temelindeki ayrimcilik siniri bu konuda ihtiyac duyan icin gecerlidir.

Allah’in varligina inancin hak ve ozgurlugune ihtiyac duymayanlar icin boyle bi dusunce siniri yoktur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
29-03-2008, 02:03
Boyunduruk Tutsaklığı-Algılama

Saygideger arkadaslar;

Algilamanin ne oldugunu sizlere biraz daha detayli anlatabilmek icin baska bir ornek verecegim.

Insanoglu,dusuncesinin yine insanoglu eliyle evrensel temelde tutsak edilerek boyunduruga almasinin en guzel ornegi,dusuncesinin manevra yapisi yani karsitlik temelli dusunce sikisikligidir.Soyle bir ornek verelim.Boyundurugu olan bir kisi-ki buradaki boyunduruk kisinin tabulari,sorgulanmayanlari ve disina cikamadigi dusunce manevrasinin karsitlik cikmazidir.

Tanri konusunu ele alalim burada iki tane boyunduruk vardir.Bunlardan birincisi varlik,ikincisi inanctir.Varlik boyundurugu,tanrinin varligi ikilem sabitligi ve dokunulmazligi temelinde-ki bu boyundurugu cozecek,ortadan kaldiracak olan ikilemdir-kisi ister tanrinin varligini vara ister tanrinin varligini yoka tasisin varlik kokenli tanri boyundurugundan kurtulamaz.

Inanc boyunduruguna gelecek olursak,tanriya inanc ikilem sabitligi ve dokunulmazligi temelinde-ki boyundurugu cozecek,ortadan kaldiracak olan ikilemdir-kisi ister tanriya inanci inanmaya,ister tanriya inanci inanmamaya tasisin inanc kokenli tanri boyundurugundan kurtulamaz.

Insanoglu,varsayimini ister varlik ister inanc sabit ve dokunulmaz temelde, boyunduruktan kurtulmama dusunce yapisini korudukca,ve boyunduruga dokunamadan,varsayilan seyin-ki yukaridaki ornekte bu tanri idi-ikilemini bozmadan-yani onun disina cikamadan-dusuncesinin manevrasini karsitlik temelinde-ki bu da boyundurugu koruyan temellerden biridir-karsitlardan herhangi birini-digerine ters olan-dusunce olarak savunmasi-ki bu da boyundurugu koruyucu dusuncenin fonksiyonudur-ne onu boyunduruktan,ne bu boyunduruga tutsakliktan ne biribiriyle guc temelli-zorunlu yada gonullu-ikna,etme-olma savasindan kurtaramaz.

Insanoglu,eger insan ve insanligin evrensel temeldeki o ozlenen arzulanan ve herkese hitap edebilen o degerlerine erismek,ulasmak ve onlari dusunce ve davranisina almak ve bunu yasaminda yansitmak istiyorsa;bu kendi kendisini boyunduruk tutsagi yapan evrensel dusunce yapi ve sinirindan ve onun getirdigi cikmaz fonksiyon yapisindan kurtulmasi,arinmasi ve boyunduruksuz ve tutsak olmayan bir dusunce yapisi gelistirmesi gerekiyor.

Eger bunun farkina varamaz ve bunu basarma savasi vermezse,ne tutsak olmaktan ne onu tutsak yapan boyundurugundan ne bolunme ve kutuplasmaktan ne birbiri uzerinde guc ve ikna uygulamaktan ne de birbirine verdigi dusunce ve fiziksel zarardan-boyle giderse de-azinligin elinde kole yada robot olmaktan kurtulamaz.

O yuzden her kisi kendi oz dusuncesini sorgulama ve nedenleme temelinde-kendi boyundurugunu hissettigi olcude-boyundurugunu veren sabit ve dokunulmayan-tamamen soyut-
degerlerden ve tabularindan kurtuldugu olcude boyundurugundan ve ona olan tutsakligindan kurtularak insanlasacak ve insansal dusunce ve davranisi yasaminda ve iliskilerinde ortaya koyacaktir.

Bu ben temelli kisinin insanoglunun tarihindeki verecegi ilk oz benligine donme-insanligin biz temeline-savasi olacaktir.

Kisinin kendi icin kendi kendine baslatacagi bu devrimci degisim mucadelesi,onun once kendine ait olan ve sonra tum insanliga ait olan boyundurugun farkina ve bilincine varmasiyla ve bu boyundurugun getirdigi tutsakliktan hem kisisel hem evrensel temelde kurtulma cabasiyla baslayacak ve yine kisinin kendi eliyle gelistirilecektir.

Maalesef bu mucadelede baska bir kisinin mudahelesi bu mucadeleye yardim yerine zarar verecek ve kisiye ters etki yapacaktir.Kisiler bu mucadelede baskalariyla fikir alisverisi yapabilirler.Sonucta yapilacak mucadelenin geregini ve uygulamasini kisinin kendisi-hicbir baski altinda kalmadan-verecektir.

Tabi, kendisinin bir boyundurugu oldugunu hissetmeyenler ve boyle bir tutsaklik icinde olmadigini dusunenler icin belki bu yazim bir anlam ifade etmeyecektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
30-03-2008, 03:23
Saygideger arkadaslar;

Farzedin ben hayatimda hic duymadigim bir kelimeyi ilk defa duydum-tanri- ve bunun bana anlatilmasini istiyorum.Bu konuda beni bilgilendirin.

VARMI-YOKMU,INANAYIMMI-INANMAYAYIMMI BEN KARAR VEREYIM.Sizin bana verdiginiz tanim,tarif,bilgi anlatim v.s. dogrultusunda.Yani tanriya inan-inanma,tanri var-yok demek yok.

Bu soruya cevap veren uyelerin hangi felsefi temele dayanarak cevap verdiklerini de belirtmeleri ve bu soruya cevap verirken,varlik-var-yok,inanc-inanma-inanmama ifadelerini cevaplarinda tanri ile birlestirerek kullanmamalari rica olunur.Soru tanriya inanc veya tanrinin varligi degil yalin tanridir.

Verilen cevaplara tekrar sorular yoneltecegimi de unutmayin.Taki bu yeni ogrendigim kelime hakkinda kendi tanim,tarif,bilgi,anlatim v.s.yi algilayip,olusturana kadar.

Hadi kolay gelsin. *

Lutfen,mumkunse ciddi cevap verelim.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
16-04-2008, 04:28
Saygideger arkadaslar;

Seyin kendi temelinde ki ikilemi:

SUI GENERIS:Yani seyin cesidi:Nakli temelde; tanrisal, akli temelde; erkekseldir.
CAUSA SUI:Yani seyin nedeni:Nakli temelde; tanri, akli temelde;insanOGLUdur.

Yani sorun:Ya INSANOGLUNUN KENDISINDE, yada TANRININ KENDISINDEDIR.

Sorunun hangisinde oldugu, birinci olarak nakli ve ya akli bakis acisinin hangisiyle bakildigina;

ikinci olarak sorunun hangisinde arandigina baglidir.INSANOGLUNDA MI? TANRIDA MI?

sorun HANGISININ KENDINDEDIR? Sorunun cozumu seceneklerden birini ya da ikisini kabullenmekmidir? Yada ikisinin de ayri ayri ne oldugunu-iclerinde yer almadan- ortaya koyabilmekmidir?

Ben, ikincisinden yanayim.

Not:Ortaya atilan son bakis acisi, nihilizmin getirdigi bakis acisidir.Bu da sorunu katmerlemistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
17-04-2008, 03:36
"Çıkış" Felsefesi

Saygideger arkadaslar;

Insanoglu kendini bildi bileli; dogumu ile olumu arasindaki yasam mucadelesinde cikislari kendine rehber edinmistir. Bu cikislar hep ben kokenli ozel, ya da ben kokenli genel-benim- cikislardir.

CIKISLARAORNEK:Kisisel,toplumsal,ulkesel,psikoloji k,bilimsel,tanrisal,ruhsal,maddi,manevi,
maddesel,ideal,ekonomik,sosyal,siyasal,duygusal,du nyevi,dogaustu,milli,dini, v.s.

Insanoglunun bu cikislari onun tutunacagi bir dal,yasamin anlami,amaci v.s. olmustur.Bu cikislar genelde bir kisinin ben kokenli cikisi ve bunun benim temelinde-benim ailem,toplumum,ulkem,dunyam,gorusum,felsefem v.s.-bizlesen cikislaridir.

Bu cikislarin ben ve biz temeli,Nihilizme kadar surmus; Nihilizm ile birlikte tamamen biz temeli de bireyci yapiya burunmustur.

Iste bu ben kokenli cikislar ve farkliliklari insanoglunu kendi icinde ayristirmis; ve ayrilmisligin ayrimciligi temelinde bugunlere getirmistir.

Bugun artik bu ben kokenli ve benim temelindeki biz icerikli cikislar, Artik insanoglunu rahatsiz etmekte ve icinden cikilamaz bir yola suruklemektedir.

Eger insanoglunun bir insan oldugunu ve cikisinin insanlik yansitmasi gerektigini gorebilen ve bunun cikisini arayan varsa-ki ben bu cikisi 1990 larda aramaya basladim-

Bu cikisin uc ogesi vardir.BIREYSEL,INSANSAL VE EVRENSEL.BU CIKISIN OZU BEN ELIYLE BIREYIN TUM INSAN VE ONUN INSANLIGI ADINA HEPIMIZ TEMELLI CIKISIDIR.YANI BIREYIN INSANLASARAK EVRENSEL TEMELDE INSANLIGI YASATMASI.

Iste bireyin bireysel temeldeki bu cikisi onu insanoglunun ben kokenli ve benim.. temelli ayrilmisligin ayrimcilik yapisinin getirdigi tum-birini birine tutsak kilan ve boyunduruk kokenli-ayrilmislik temelli- ayrimlardan kurtaracaktir.

Bu ayni zamanda insanoglunun tarihinde benin devrimi ve insanoglunun insana donusum baslangicidir.Bu cikisa yonelmek hem zor hemde korkutucudur.

Cunku kolay degildir, insanoglunun tarihler boyu ve dogumdan itibaren kendisine verilen bu alisilagelmis-sadece ayrilmislik kokeninin ayrimciligi icerikli ayrimdan kurtulmak,arinmak-degerleri kendi oz dusuncesi temelinde sorgulayip-nedenleyip ihtiyac ve gereklilik temelinde ayiklamak.

Insanoglunu insan yapacak ve onun dusunce ve davranisindaki yasaminda insanlik sunacak bir cikisa yonelmek.Iste hem tek olarak bireyin hemde temsil ettigi butunun tek cikis yolu budur.

Yasamin anlami ve tutunulacak dal da bu olmalidir. Bu bir utopya degil; hem nesnel hemde oznel sartlari olusmus ve gerceklesebilecek bir amactir. Denemesi de zor degildir. Cunku her benin bir vucudu vardir kendine ait olan.Iste bu vucut bu cikisin denenecegi somut veridir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
19-04-2008, 23:28
TC-zorlama-tarihi donum noktasi

Saygideger arkadaslar;

1946-47 yillari hem dunya hemde Turkiye acisindan donum yillaridir.Almanya'da hitler donemi,
2.Dunya savasi'nin son yillari ve Birlesmis Milletler'in kurulum cabalari SSCB'nin avrupa'da Hitler'e kafa tutacak kadar yukselisi.

Butun bunlarin isiginda; Ismet Inonu iki seye karar verir. Birincisi 2.Dunya savasinin disinda kalmaya devam etmek; ikincisi tek parti yonetiminden "demokrasi"ye gecis.

Bu arada Avrupa ve Amerika Ismet Inonu'ye kurulacak olan *Birlesmis Milletler'de yer alabilmesi icin Almanya'ya karsi gelmesi hatta savas acmasini onermektedir.

Bulgaristan'a kadar gelmis olan Almanlar'in Turkiye'ye saldirmasi da an meselesidir.Bu arada tarihi bir gelisme olur.SSCB almanya'ya savas acar.Boylece Almanlar-iki cephe de savasamayacaklarindan Turkiye'ye saldirmaktan vazgecip,SSCB'ne yonelirler.

Bu siralarda Amerika Turkiye icindeki "demokratik"gelisimleri koruklemekte, Inonu'de zor durumda kalmaktadir.

Inonu aslinda bu demokratik bir istemin kullanim oldugunu asil amacin 1923'te kazanilanlara yonelik oldugunu bilmektedir.Partisinin icinde de boyle bir grup olusmustur.Inonu once bu parti icindeki muhalefete izin verecek,-ki bu muhalefet ayni zaman da koy enistitulerine de karsidir-ve ulke ikinci bir partiye-demokrat parti ki baskani masondur ve ABDnin istedigi bir kisidir-ismini tahmin etmisinizdir (Demirel) acilacak;
boylece 1923 kazanimlarini geri almak isteyenlere meydan acilacaktir.

Iki seyi cok iyi bilmek gerekir.Birincisi kavramlari ve anlamlarini; ikincisi onlarin kullanim temelli mi-yani arac olarak ve cikar temelinde, yoksa uygulama temellimi-ki amac olarak ve pratige yansitmak temelinde-

Burada demokrasiden bahsedersek.Maalesef TC' nin kurulus tarihinden itibaren hep bu kavram arac olarak kullanilmis ve iktidarin cikar istemleri dogrultusunda degerlendirilmistir.

DEMOKRASI HIC BIR DONEMDE AMAC OLAMAMIS VE PRATIKTE UYGULANAMAMISTIR.

Bu gun AKP bile demokrasi'yi kendi cikarina uygun kullanarak kendi amaci dogrultusundaki-amerikan idealizmi gudumlu-yolda ilerlemektedir.

Bu ara da bu 1923 kazanimlarini geri almak isteyenler, koy enistitulerini de amaclari cikarinda kullanarak-buralari gomonist yetistiriyor-kapatilmalarina on ayak olmuslardir.

TC tarihinde hic bir zaman, haklar,ozgurlukler,demokrasi,esitlik,hukuk,v.s. amac olarak pratige yansitilip yasama gecirilememis; aksine bu terimler ve anlamlari her zaman iktidari ele gecirmek isteyenlerin kendi cikarlari dogrultusunda arac ve propaganda olarak kullanilmis ve kullanim amaclara hizmet etmistir.

TC henuz bu kavramlari amac edinecek ve pratikte uygulamaya koyacak bir duzeyde devlet yapisina, *zihniyete ve sivil kuruluslara sahip degildir.Maalesef bu terimler, kavramlar ve onlara yuklenen anlamlar iktidarlarin cikarci amaclari temelinde kullanilan birer arac olmustur.

Kaldi ki bu kavramlarin ozleri ve insana verecegi hizmetler ne algilanmis ne de objektif bir temelde aciklanmistir.

TURKIYE IKTIDARLARI HEP KAVRAM OZURLU OLMUS,DINI,MILLI KAVRAMLAR DAHIL HERSEY BIR CIKAR TEMELINDE YANSITILARAK KULLANILMISTIR.

Hala Turkiye de neyin ne anlama geldigi algilanamamakta; sadece cikar amac temelinde anlamlandirilarak kullanilmaktadir.Bu kullanim da -yani seyin kendi-kendinin cikari temelinde uretilmis; yada kendine karsi gelinerek tuketilmeye calisilmistir.

Iste bu tartisma,bu kisir dongu, bu cikmaz savas, bu ikna olma-etme cabasi ve bu zorlama empoze ve mudahele ve baski;hicbir zaman seyin kendinin algilanmasi temelinde aciklanmamis,irdelenmemis sorgulanip nedenlenmemistir.

ISTE TOPLUMUN- ULKENIN SORUNUNUN VE BU SORUNUN CIKMAZININ KUTUPLULUGUNUN, BOLUNMUSLUGUNUN VE TARAFKARLIGININ TEMELI BU BILINC NOKSANLIGI BU MENTALITENIN HICBIR ZAMAN DUSUNCEYE CIKMA OLANAGI BULAMAMASIDIR.
BU SORUNUN -EGER TURKIYE BIRYERLERE GELECEKSE-ACILEN COZULMESI VE BUNUN EGITIMINI SAGLAYACAK KURUMLARIN FAAL HALE GELMESI VE YETISTIRILMESI GEREKMEKTEDIR.

Iste o zaman-belkide 1. mesrutiyet'ten beri ilk defa-kendi gobegini kendisi kesecek yapiya adim atmanin temelini atmis olacaktir.150 kusur yillik gecikmeden sonra.

Tabi bu algiyi,bu objektifligi ve bunun onemini algilayabildigi olcude.

ISTE ILERICILIK BUDUR.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Amerikan Idealizmi
 
evrensel-insan
20-04-2008, 01:17
Saygideger arkadaslar;

Amerikan idealizmine yanli olmak veya karsi olmaktan once; amerikan idealizmini her yonuyle algilamak ve bilincine varmak gerekir.

Aksi taktirde amerikan idealizmine karsi olunmak yerine;
onun ekmegine yag suruldugunun-ki Turkiye deki cogu kendisini aydin diye tanitanlarin bilerek veya bilmeyerek uyguladigi dusunce ve davranis-bilincine varilmaz.

Demekki once amerikan idealizmi,her fert tarafindan her yonuyle ogrenilmeli bilgiye tasinmali ve objektif olarak algilanmalidir.

Bunun icinde bu ikilemin hem amerikan yanini-ki bu tarih icinde el degistirebilir-hem de idealizm yanini-ki bu da uygulamalarinda ki pratikte cesitlilik kazanir ve uygulanacagi ulkeye veya topluma gore uyarlanan bir politikayla cesitlilik gosterir- ayri ayri algilamak gerekir.

Bu ikilem- felsefesi,ideolojisi, teror ve devlet gucu, politikasi ve polisisi, dini icerigi, *dine bakis acisi, ulkelerdeki orgutlenisi, ulkeleri disaridan yonlendirisi, ulkelerin iktidarlarini cikar temelinde satin alisi yada kendi tayin edisi v.s. temelinde-bir sistemdir.

Benim size soyluyebilecegim-ki hemen hemen her bu konuyu iceren yazimda degindim-bu ikilemin insan ve insanligin onundeki en buyuk tehlike oldugu ve aklin ben temelindeki iflas etmis olan bireyci akilciligin son duragi oldugu ve bu yuzdende artik sadece insan ve insanligi degil; tarihi de geriye cekmeye ve *ben temelli aklin kalici ve degismez benin bizi ve benin otekisi yapisini dunyaya kabul ettirebilmek icin elindeki her gucu kullanacagini bilmenizi isterim.

Sayin aydoe, *Turkiye ozelinde ki sorun ikilidir. Henuz birey olamamis ve her zamanda birey olmasi onlenmis vatandas yapisinin birey olma egitim ve ogretimi cok onemli ve acildir.

Cunku Turkiye toplumunu robotluk degil;kolelik-cemaat-beklemektedir.

O yuzden her vatandas kendisine dogumdan itibaren verilen ve; ya kabul ya red temelli verileri kendi oz ve irade temelinde nedenleyip sorgulamali ve kendi oz dusunce ve davranisini ortaya koymalidir.Kisinin bu cabasi, yasamindaki iliskilerine yansiyacak ve cevresinde dogal lider durumuna getirecektir.

Burada ki en onemli kistas birey olma mucadelesi veren vatandasin; *ayni mucadeleyi verirken, kendi deger ve secimlarine-dini-milli,ananevi,kulturel v.s. nasil sahip cikiyor ve onlari savunacak bilinci olusturuyorsa; cesitlilik temelinde ki diger caba gosterenlerinde secimlerine- *ki anadolunun zenginligidir bu- saygi gostermesi ve kendi dusunce ve davranisina empoze etmemesi ve bu saygi temelinde anadolunun birlik beraberlik ve butunluk yapisinin uniterligini korumasi esastir.

Aksi, Avrupa' da olan duruma, yani"her kafadan birses,herkes kendinin efendisi ve guc temelli bireysel akilciliga donusur ki; bu Turkiyede yasayan vatandas toplumunu bekleyen en buyuk tehlikedir.

Bu tehlikeye dusmemek, hem Avrupayi tarihsel temelde geride birakmak ve insan cesitliliginin vicdan temelli butunlugunde uygulamayi getirecektir.

Bunun ortaya cikisi ve ses getirisi ise amerikan idealizmine karsi-onlari dusunceye iten-bir icerik kazanacaktir.

Yani benin egosuna izin vermeyen ve beni -Turkiye cesitliligi butunlugunde-otekisiz bir bize donusturen ve tum toplumu kucaklayan bir bilinc olacaktir.

Dolayisiyle Turkiye toplumu robata donusme surecini yasamadan ulkesinin butunlugunu bilincli bir sekilde koruyacak ve kollayacaktir.

Enternasyonelist temelde de dunyadaki her amerikan idealizmine karsi cikislari takip edip,bilincli bir sekilde destekleyecek ve tavrini ortaya koyacaktir.

Belki bu uzun bir yol ve hatta zaman zaman yalniz katedilen bir yol olsa bile,en azindan 150 yil onceki teslimiyete bir son veris olacaktir.

Her vatandas kendi dusuncesiyle bunu degerlendirmeli ve yine kendi karariyla kendi icin ustlenecegi gorevi ustlenmelidir.Iste hem vatandasin birey olma devrimi, hemde Turkiyenin kendi dusunce temelini ortaya koyma devrimi boyle baslayacaktir.

Umarim yazim,uzun sikici ve anlasilmaz olmamistir.Yazimla ilgili algilanamayan yerler varsa ve bildirilirse; ona gore bir acilim getirilmeye calisilacaktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan


evrensel-insan
22-04-2008, 05:38
Saygideger arkadaslar;

Aklima yatmadan birsey geldi. Gecen gun tv de Erdogan'in" pirinc yerine bulgur yeyin"dedigini duydum.

Tarih nasil da tekerrur ediyor.Belki gencler bilmez, bu tip cumlelerin babasi-ki hala gundemde-mason Demirel'di. Onun da soyle bir sozu vardi"ekmek yoksa, pasta yeyin".

O tarihler 1970'ler, gene zamlar almis yurumus, vatandasin cani bogazinda.Bu gunler,2008' ler gene zamlar almis yurumus, vatandasin cani bogazinda.

Biz acaba bu 30 yili bosuna mi yasadik? Yoksa bu bosuna yasamimiz daha once mi basladi?

Bir 30 yil sonra tarihi tekrar mi yasayacagiz?Bir vatandas yasami boyu ayni tarihi kac kere yasayacak?.

Bilirsiniz, ramazan ayi her 50 kusur senede bir ayni gune rastlar. Acaba bu tarihin tekerruru bunun bir aliskanligimi?.

Tevekkeli degil, amerikan idealizmi dunyayi 400 yil geriye cekebilecegine inanmis. Altindaki dusunce herhalde"Nasilsa insanoglu 1600 den beri donup dolasip araliklarla ayni tarihi yasiyor. Bunlari biz 1600 lere cekelim de, birdaha ayni tarihi yasamasinlar. HEP TEK BIR SABIT TARIH YASASINLAR".

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
26-04-2008, 22:01
NOTR ALGILAMA TEMELINDE İSLAMIN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ

Saygideger arkadaslar;

Biliyorsunuz Isa, hristiyanliga gecmeden once, yahudi idi.

Acaba Muhammed, muslumanligi yaymadan once, hangi dine veya nasil bir inanca sahipti?

Hristiyanlik gibi guclu bir din anlayisinin ustune, baska bir dini anlayisi getirmeye onu iten neydi?

Musluman olmadan once araplar, nasil bir dini inanca sahiptiler?

Muslumanligin kokeni, saman yani Budha nin soyut tanri dinine dayanan kokenini, Muhammed neden destekledi?

Islam dininde budha kokeni samanizmin etkileri ve degisiklik yapilan yonleri nelerdir?

Bu sorularla islam dinini ve muslumanligi masaya yatiriyorum.

Burada amac, muslumanligin ve islamin lehine- aleyhine bir yanasim yerine; sadece tarihsel-bilinen-gercekler temelinde,

Dunyada ikinci buyuk cogunluga sahip bu dinin, nasil bu duzeye geldigi, kisileri kendine ceken yonlerinin ne oldugu, nasil bir tarihsel surecten gecerek gunumuze kadar geldigi, musluman toplumlarin ortak yapisi ve yasam bicimi v.s.

Kisacasi, muslumanlik nedir? Nasil ve ne amacla tarihte yerini almistir?Hristiyanligin, islam uzerindeki etkisi nedir?v.b. sorularla, muslumanligin iyice algilanmasini arzuluyorum.

Amacim, musluman olanin da olmayanin da, veya yasam da birinden digerine geciste ki bilinci vurgulamak.

Ben hickimsenin kendine has bilinciyle ne musluman oldugu ne de muslumanliga karsi ciktiginin bireysel bilinc temeli oldugunu zannetmiyorum.

Cunku bireyi olmayan toplumun bireysel bilinci de olmaz.Bu olmayan bireysel bilinc ve vatandasin verilenlerle kabul ve red tercihinin-iki taraf adina- saglikli bir tercih oldugunu sanmiyorum.

Eger bu konuda yazilacak yazilar ve verilecek bilgiler,tarafsiz bir temelde verilmeyi basarirsa,islam ve muslumanligin-musluman ol veya musluman olma tartismasi degil-analizi ve sentezi yapilmis olur.

Amacim islam ve muslumanligin tarihini -mumkunse-objektif olarak ortaya koymak.Inanani inanmamaya veya inanmayani inanana cekme veya ikna temelinde degil.

Bunun da amaci hem inananin hemde inanmayanin-herseyde ve herkonuda oldugu gibi-kararinda devaminin veya degisikliginin bu aciklamalarin da yardimiyla kendi oz dusuncesi olmasi-ailesinin cevresinin,toplumun ve yasamindaki buyuklerinin ve etkin kisilerin degil-ve verilenlerin kabulu veya reddi temelli olmamasi.

Ayrica bu konu-ki ilerlerse ve belkide Turkiye tarihinde ilk defa-islamin ve muslumanligin daha detayli algilanmasina nedenlenip sorgulanmasina ve layikiyle bir analizine ve sentezine vesile olacaktir.

Bu temeldeki algiyla islam ve muslumanlik konusunda hem tarihi hem felsefi hem toplumsal hem de yasamsal bilinclenelim.
Ondan sonra kabul edeceksekte karsi cikacaksakta bunu koklu,temelli tutarli,saygili ve bilgili yapmis olalim.En azindan korkusuz ve suruden uzak savunalim veya karsi cikalim.

Cunku bir birey, dogumdan beri kendisine tek tarafli verilen hem dini hem milli icerikli-ki yasaminin yerine gore yolunu cizen-kisiligini olusturacak bu birikimlerin; hem kendi hak ve ozgurluklerini savunmak, hemde baskalarinin hak ve ozgurluklerine saygi gostermek temelinde kendi oz iradesiyle bilgilenmeli ve dusunce sahibi olmalidir.

BUNUN EN BUYUK YARARIDA TOPLUMU BIZ VE OTEKI DIYE AYIRAN TOPLUMSAL YAPIDAN KURTARIP;BIREYIN KISISEL YASAMININ BIR PARCASI YAPACAGI OLMASI VE TOPLUMSAL BIR SORUN OLMAKTAN KURTARMASIDIR.

CUNKI MILLIYETTE DIN DE VE ONLARIN YASAMSAL GETIRDIKLERIDE TOPLUMSAL BIR OLGU DEGIL;BIREYSEL BIR OLGUDUR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
28-04-2008, 18:27
VATANDAS TERIMININ TARIHI VE DIL KOKENI

Saygideger arkadaslar;

Dun aksam, sohbet odasinda vatandaslik konusuna deginildi.Yalniz konu yarim kaldigi icin, aciklama geregi duydum.

Vatandasin, dil kokenini algilamak icin once ingilizce'den ornek verelim.Vatandasin ingilizcesi, citizien demektir. Kokenide city yani sehirden gelir.

Fransa ihtilalinden sonra ortaya cikan burjuva da sehirli demektir.Kisacasi, 1600 ingiltere ic savasiyla baslayan ve Fransa ihtilaliyle hiz ve katilim kazanan yapi yerlesim merkezi temelindeki sehirlesme olmustur.Bu sehirlesme, milliyeti ve onun milliyetciligini de yaratmis, boylece sehirlilesenler, milliyetci bir icerik kazanmistir.

Turkce deki hemseri, hemsehri temelli bir kelime olup, ayni sehirden-aynisehirli anlamina gelir.

Milliyet ve sehir kavramlari tarih sahnesinde yokken,eskiden bu tip kavramlar yer ,yerlesik ve yerli kokenliydi. Yani cografi bir icerikteydi.Bir cografya uzerinde-yer-yasayan yerlesik halka yerli denirdi.

Ingiliz ic savasi ve Fransa ihtilali'nden sonra yer once sehir, sonra bu sehirleri bir toprak butunlugu altinda birlestiren vatan veya yurt, yani yine ingilizceden ornek verirsek land-toprak parcasi-temelinde birlesti.

Ingilizcede nation ulus demek olup, nasci kokeninin nat temelindeki,dogal,tabi dogum icerigindedir. YANI DOGDUGU YER ICERIGINI ALIR.

Nationality.dogdugu-geldigi- yeri ve citizienship ise yerlesik oldugu yeri belirtir.O yuzden Britanya da sonradan british olmak isteyen bir kisi naturalization asamasindan gecmek zorundadir. Yani tabilestirilmelidir.Tabilestirilemeyen yabanci kokenliler British--Britanyali- yani Briton olamaz.

Yalniz hem tabilestirilip British olabilir, hemde geldigi-dogdugu-yeri koruyup, cifte kimlik-pasaport- sahibi olabilir.

Iste bu citizienship ve nationality-ki bu ayrica etnik koken olarak ta ayrilmistir- farki, Turkiye gibi burjuva demokratik devrimini tamamlamamis ulkelerde icicedir.

Bu da karisiklik yaratmaktadir.Cunku etnik koken-geldigi yer yani milli-dini kokeni, yerlesik oldugu yer, yani yerlisi oldugu yer ve dogdugu yer kavramlari Turkiye de yeteri kadar acik degil; ve icerik olarak gelismemistir.

Diyelim bir vatandas irak'ta dogmus, etnik kokeni kurt ve yerlesik olarak Turkiye de yasiyor.Bu kisinin vatandasligi, hangi temele dayanacak?

O yuzden yer ve tarihsel gelisimi olan sehir ve toprak butunlugu, yerli,o toprak butunlugunde yasayan ve yerlesik-ki yerlilik ve yerlesiklik kisinin yasaminda yer degistirebilir-ayri temeller gosterebilir.

Vatandas ise sadece toprak butunlugu yanlisi anlamina gelir.iCERIK OLARAK YERLILIK VE YERLESIKLIK ICICEDIR.

Ne kokeni nede dogdugu yeri icermez.Oyuzden basina bir koken ekleme ihtiyaci duyulur.Bu koken toprak butunlugu temelinde Turk vatandasi olsa bile,etnik koken acisindan belirtilmemistir.Yani bir Kurt vatandasi veya Alevi vatandas terimleri yerlesmemistir.

Turkiye deki vatandas sadece toprak butunlugu temelindedir,etnik koken temelinde degil.Bu da ister istemez kendisini Turk kokeninden saymayan vatandaslar icin sorun yaratmaktadir.

Bu da aslinda zoraki-vatandasa danismadan-dayatilan bir asimilasyondur. Cunku vatandasa tabilestirilme hakki ve ozgurlugu sunulmamistir, taninmamistir.

Burjuva devrimini tamamlayamamis bir toplumda belki bu normal karsilanabilir ama;dunyanin gelismislik temelinde vatandas hakli olarak etnik kokenini kullanmak ve yasamak istemektedir.

Dunya gelismislik temelinde,Turkiye.nin bu gelisimdeki geriligi-ki temel tarih 1600 lerdir-ister istemez bu sorunlarla karsilasmasini saglamaktadir.

Tevekkeli degil, amerikan idealizmi bu bilincle,Turkiye yi 1600 lere cekmekte hic bir zorluk cekmeyecegini dusunmekte ve bunu da simdilik basarabildigini gosterebilmektedir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Birey ve Bireycilik

evrensel-insan
28-04-2008, 19:56
Saygideger arkadaslar;

Sizlere"guncel"olarak tartisilan iki konsept hakkinda iki tarif sunuyor ve yorumlarinizi goruslerinizi bekliyorum.

Birey;Kendi oz iradesi,bilinci,anlayisi,dusuncesi v.s ile hic birbaski altinda kalmadan ve baska birilerinin sozcusu olmadan,dusunduklerini yazi veya konusma yoluyla nakleden ve kendisinden baska hic kimseye hesap verme zorunda olmayan,herhangi bir toplumun vatandasi.

Bireycilik;"ben"ideolojisi.Kendinden baska bir bireye hak tanimayan hep kendi dusundukleri ve yaptiklarinin -"ustun dogru,guzel,iyi v.s.-positif oldugunu savunan ve bireysel cikari icin yapmiyacagi sey olmayan bencil,egoist,megoleman,"kendini begenmis"bireyin felsefesi.Sadece akilcidir,vicdani ve saygisal yonu yoktur

vatandas,birey ve insan fiziksel tanimlardir.

Bireycilik ayni insanlik gibi dusuncesel tanimdir ve bir ideolojiyi-Nihilizm felsefesini- temsil eder.

Vatandas devleti ve ulkesi icin, birey kendi icin,insan da her kes icin yasar.

Bireyin en buyuk celiskisi vatandaslik,bireycilik ve insanlik dusuncesel yapilari arasinda "sikisip kalmis "olmasidir.

Vatandasin bireycilik yonu kendisini,insanlik yonu devletini,ulkesini temsil eder.
Malesef Turkiye topraklarinda "kendi"bilinci henuz yerlesmemistir.Genelde her vatandas, ya babasinin,oglu-kizi,ya amcasinin/dayisinin yegeni v.s. dir

Bir birey baska bireylerle iliskideyken bireysel davranir.Bireyci olan birey ise baska bireylerle sadece onlara kendi dogrularini kabul ettirmek icin iliskiye gecer.

Bireysellik bir bireyin toplum icinde kendini ortaya koyusudur.Bireycilik ise "yalniz ben"ideolojisidir.Bencildir kendi cikarina yoneliktir,hegomonyacidir,diktatordur ve kendinden baska goruse yasam hakki tanimamaktir amaci."Her seyi en iyi ben bilirim,ben yaparim"felsefesidir.

Eger bir birey herhangi bir taraf olacaksa bu taraf insan ve insanlik tarafidir.bu taraf oyle bir taraftirki hem kendine hem de baskasina zarar vermez her bireyi o bireyin farklariyla algilar ve kabullenir ve herhangi birey "yoldan cikmissa" onu insani dusuncenin yuceligiyle ve onu incitmeden egitebilir.Konu ortaya atilmis fikirlere karsi cikmak yada kabullenmek degil "acaba bufikir insan ve insanliga zararli mi ne yonde zarar li bu zarardan bu fikir nasil arindirilir? "sorusunu sormak ve cevaplamaktir.

Insan eger sifat takmadan degerlendirilirse beni,bizi,otekini hep icinde tasir.Kim kime gore kimin oteki oldugunu saptiyabilir?Bence kahirlanmak yada ofke duymak bir cozum degil bir caresizliktir.

Eger "biz"dogruysak "oteki" yanlissa- ki dogru yanlisi bulmanin olcutu nedir?- ozaman dogruya dusen gorev yanlisi distalamak degil aksine ona yanlisini anlatmak ve dogruya yonlendirmektir.

Eger bir "oteki varsa bu aslinda biziz.Olcut nedir bence olcut hayata,yasama gececek dusuncenin bireye,topluma ve insanliga zarar verip vermedigidir.Ben in icindeki biz ve oteki ayrilmaz bir butundur.Onemli olan benin bencil olmamasi oteki ile birlikte bizi kucaklayabilmesidir.Cunku her benin hem bizi hemde otekisi vardir.

OLAYA BEN PENCERESINDEN DEGIL INSAN PENCERESINDEN BAKMALIDIR.Kaldiki oteki yanlissa biz in gorevi otekiye insanligiyla dogruyu gostermektir.

UMARIM; BIREY,BIREYSELLIK VE BIREYCILIK KAVRAMLARI ARASINDAKI FARKLAR ACIGA KAVUSMUSTUR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Birey ve Bireycilik

evrensel-insan
28-04-2008, 20:19
Saygideger arkadaslar;

Turkiye'nin gelecegi acisindan yukarida acikladigim konu onemli oldugundan; bir ekleme yapmak ihtiyacini duydum.

Birey olmak demek, bireysel hak ve ozgurluklerini ezdirmeden savunmak,bireysel hak ve ozgurluklerin ne oldugunu bilmek ve onu savunabilmenin bilincine varmis olmak.

Tabi ki butun bunlarin olabilmesi icin bireyin okuyarak,fikir ureterek,dusunerek bilgilenmesi gerekir.

Yalniz bu yeterli degildir,cunku Turkiye'de devlet politikalari eliyle vatandas yetistirilmektedir.Birey yerine yetisen vatandas toplumun bir ferdi olarak kalir ta ki soyle veya boyle kamuoyunda meshur olana kadar.

Turkiye'de bugun dogan bir bebek ailenin,cevrenin,toplumun,toplum degerlerinin,gelenek ve goreneklerin,torelerin v.b. kendisine verdigiyle buyur.Belirli bir yasa geldiginde bir ikilem yasar.Bu ikilem:
1)ya kendisine verilenleri harfiyen uygular
2)ya da verilenlerin bazilarina karsi cikarak mucadeleye girer.
Iste Turkiye'de dogan bebek boyle buyur.

"Birey olmak" ise bir vatandasin buyurken kendisine verilenleri kabul-red ikilemi yerine"bu benden yapmami istenilen seyler nedir?,neden yapmam isteniyor?,bunlar bana bir yarar getirirmi? v.b. sorularla herseyi SORGULAMA-NEDENLEME yapmaktir.

Iste bu bir vatandasin guclenmesini,kendine has fikirlerle yasamasini,kendini tanimasini,yeri geldiginde herkese ve herseye karsi kendini ve kendi dusuncelerini savunabilmesini,toplum icinde "saygideger"bir yer alabilmesini ve baska vatandaslara karismak onlari yonlendirmek yerine onlari daha iyi tanimayi ve algilamayi,her vatandasin ortaya attigi goruse ve davranisa once saygi gostermeyi sonra da gerekli gorulurse yorum yapmayi ve birey olmanin tadina vardiktan sonra bunun getirecegi degisiklikleri tatmayi ve her vatandasin tatmasi icin caba gostermeyi v.b. getirir.

Yalniz buradaki en buyuk tehlike "batinin ve cagdas" ulkelerin bireylerinin icine dustugu tehlikedir.Onlarin birey olma anlayisi "bireyci olma"ya donusmustur.Yani bencil,egoist,sadece kendini dusunen ve sadece kendi dusunduklerini ve yaptiklarini dogru sayan"en buyuk,en guclu,en bilgili,en dogru v.s benim"anlayisidir.

Iste Turkiye'nin o ozledigi yarinlara kavusabilmesi icin vatandastan bireye terfi etmesi gerekir tabii bireyci olmamasi kaydiyla.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Milli Tanimlar

evrensel-insan
28-04-2008, 20:23
Saygideger arkadaslar;

Yukaridaki yazima paralel olarak bazi terimleri aciklama geregi duydum.

Millet-ulus:Cografi sinirlar icinde yasayan bireyler toplumu

Milliyet:Bireyin ulusal-milli kimligi

Milliyetci:Ulusal-milli kimligi savunan birey

Milli-UUlusal:Ulusla-Milletle ilgili konu,gorus

Ulusalci:Milletle-Ulusla ilgili olani savunan birey

Milliyetli:Ulusal-Milli kimligi olan birey

Milliyetcilik:Milliyetci olan bireyin inandigi ve savundugu felsefi gorus

Ulusalcilik:Ulusalci olan bireyin inandigi ve savundugu felsefi gorus

Fasizm:Bir irkin veya milletin diger irk ve milletlerden ustun oldugunu savunan ve pratikte bunu herkese gonullu veya zorla kabul ettirmeyi amaclayan felsefe

Laiklik:Devletlin din propagandasi yapmamasi,dini konularda taraf tutmamasi

Sekularizm:Dini bu dunya ile sinirli kilan dini oteki dunyaya tasimayan ve dinin oteki dunya ile ilgili(Cennet,cehennem,melek,seytan v.b.) gorslerine inanmayan ve onlari savunmayan felsefe

Demokrasi:Halkin yada cogunlugun secmis oldugu vekiller eliyle idaresi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 Bir Seslenis
 
evrensel-insan
28-04-2008, 20:36
Saygideger arkadaslar;

Butun bu aciklamalari baglayici temelde; herkese seslenmek istiyorum.

Bugunun gencleri,yarinin sorumluluk sahipleri;

Birilerinin sizi istemediginiz bir yerlere suruklemesinden biktiysaniz; sizleri bir birey olmaya ve bireysel temelde, sadece kendinize ozgu dusun ve davranis sunmaya; saygi cercevesinde buyuklerinizi,arkadaslarinizi,cevrenizi algilamaya ve hic bir zaman biri birinizle kisilik ve kisiselligin fiziksel temelinde baski,empose,guc,etiket,atisma,satasma,tahkir,v.s. yapmamaya ve biribirinizin gorus,dusunce ve fikirlerini"bu gorus...bana aittir,bu da senin gorusun..."temelinde biribirinize hem dusunsel hemde fiziksel bir zarar vermemeye ve saygi temelinde ortak noktalarinizi bularak biribirinize destek, yardim, dayanisma v.s. ye ve ne olursa olsun hic bir sart ve kosulda insan ve insanliginizdan odun vermemeye davet ediyorum.

BIR BIREY BASKA BIR BIREYLE ANCAK ARALARINDA SAYGISAL BIR BAG VARSA SAGLIKLI ILISKI YURUTEBILIRLER.

Cunku her bireyin dusunu ve davranisi kendini baglar baska birinin buna mudahelesi, empozesi bireyleri biribirinden uzaklastirir,bir bireyi digerine hakim kilar.

Her birey kendi yoluna giderse ve ben senden daha.. lara baslarsa yani bireyler arasinda iktidar sorunu baslarsa, o zaman vicdan da rafa kalkar.

O bireylerin yasadigi toplum -iyide bir yonetim mekanizmasi yoksa-Teksas kovboylarinin duellosuna doner.

ISTE BU ANDAN ITIBEREN , BIREYLERIN DUSUNCE VE DAVRANISI AMERIKAN IDEALIZMININ BIREYCI AKILCILIK TUZAGINA DUSMUS DEMEKTIR.

Bu cok tehlikelidir,aman bundan uzak kalalim.Hem kendimizin hem baskalarinin hem Turkiye hem de dunyanin sagligi ve esenligi icin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
28-04-2008, 21:03
BENIM YASAM FELSEFEM

Saygideger arkadaslar;

Yukaridaki konuyla baglantili olarak, benim yasama bir bakis acim var.

Benim yasam felsefemin ismi POST-INDIVIDUALISM.Turkceye cevirirsek,BIREY OTESI anlamini verebiliriz.

Amaci bireyin kendi oz devrimini kendisi yaparak bireycilik ozunden yani bencillik,hegomanyacilik,kendini begenmislik v.s, yapisindan arinip birey ozunu bireysel olarak insan ozune esitlemek.

Bunun icin bireyci akilcilik yerine yasamdan ogrenilen bireysel saygi(farkin farkina varmak,ne farki otekilemek ne de gormemezlikten gelmek) ve bireyin yasami ogrenirken kazanabilecegi evrensel yada insani vicdan(hem kendine hemde baska bir bireye dusuncesel,fiziksel zarar vermeme),yani hem kendini oldugun gibi hemde baska bireyi oldugu gibi algilama,kendini yenilerken gelistirirken bile bunu zorlayarak zarar gorerek yapmama.

Burada en onemli nokta bireyci akli iflas ettiren nihilism felsefesinin tuzagina dusmemek ve baska bireyleride bu tuzaga dusmesinler diye uyarmak.

Bu felsefe tamamen bana aittir ve benim 1994'ten beri uzerinde herseyi (ama hilafsiz herseyi)sorgulayarak-nedenleyerek ortaya cikardigim bir felsefedir.

Aslinda baska yonleri de var ama-ki ben o yonlerine yer yer yazdigim yazilarimda degindim- o biraz bilimsel,dilsel,kavramsal v.s.

Yani kisaca insan oglu ortaya attigi seyi hangi temele dayanarak atmis.Bu degismez ve insanlari bir yaris icin var sayan bu kokenin (ki butun bilimlerin de kokeni fiziksel,dusuncesel,psikolojik, v.s) ne oldugu ve probleminin ozunu de ortaya koyan polemik ve ikilemden uzak sadece aciklayici ve aydinlatici bir felsefe (bireyin dunyaya bakis acisi).

AYNI ZAMANDA VATANDASTAN-BIREYE ORDANDA HIC BIR SIFATI OLMAYAN (KENDINDEN BASKA) INSANA gecis felsefesi.

Yani neyin sey oldugunu degil;neyin sey olarak hangi evrensel koken ve temelde nasil olusturuldugunu ve bu olusumun evrensel bir sorun oldugunu ortaya koyan felsefe.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Vatandaslik Cevap

evrensel-insan
28-04-2008, 21:32
Saygideger aydoe;

Aslinda yurt ve vatan esanlamli kelimelerdir. Yani toprak butunlugu anlamini tasir.

Ayrica icerik olarak sahiplenme ozune sahiptir.Yani yurtsever veya vatansever, ingilizcedeki patriot terimine -bu terimin kokenide, erkek,baba dan gelir, yani babamin topragiliyim, bu toprak benim babamdan bana kaldi, demektir- tekabul eder.

Ne yazikki tarihsel olarak 1600 lere ait bir terimdir.Yani uzerinde yasadigi toprak butunlugunu seven ve sahiplenen anlamina gelir.Yani ben bu toprak butununun yerlisi ve yerlesigiyim ve bu toprak butunu benim, ve ben bu toprak butununu seviyorum, anlami verir.

Sadece duygusal ve sahiplik iceriklidir.Bugunki gelismis dunya da bu algi, bilhassa batida hem tarihi gecmis hemde gereksiz bulunmaktadir.Yani, aileden ornek verirsek, herkes ailesini sever ve sahiplenir.Bu dogal olguyu dile getirmek yani ailesever gibi bir ifade kullanmak garip karsilanir.

Iste gelismis dunyada yurt veya vatanseverlik ayni aile severlik gibi-kisi zaten ailesini sever, bunun aksi dusunulemez, o yuzden boyle bir vurgu gereksizdir-algilanir.

Bu teriminde hala toplumumuzda gecerliligi Turkiye'nin icinde bulundugu yuzyili-dunyadan geri olarak-gostermektedir.

Lutfen yazimi duygusal alma, ben sadece tarihsel gelisimi dile getirdim.Sen yine yurtseverligini vurgulamaya devam et.Onemli olan kisinin bu terime ihtiyac duyup duymamasidir.

Umarim duygusal moralini bozmadan-ve samimi algilanacagim dusuncesiyle-verdigim yazi aciklayici olmustur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Iki Turlu Dunya Gorusu

evrensel-insan
30-04-2008, 11:21
Saygideger arkadaslar;

Daha once baska bir basliga yazdigim yazimi, bu koseye aktarmayi uugun gordum.

Iki turlu dunya gorusu vardir.

Biri nakli-yani hersey nakil,tanridan.-ki yaratilissal,dunya disi ve dogaustudur.

Ikincisi akli.Hersey bir akil urunu.

Bu da beseri,dunyevi ve idrakidir (algisal).

1)BESERI,AKLI TEMELDE IDRAKI OLARAK VARDI ve DUNYEVI OLARAK "SEYI" VARSAYDI
2)BESERI,AKLI TEMELDE DUNYEVI OLARAK VARDI IDRAKI OLARAK"SEYI" VARSAYDI

Yukardaki ikiliden:
a)1 dogru
b)2 dogru
c)ikiside dogru
d)ikiside yanlis
e)ucuncu bir sik var-nedir?

Yukaridaki ikiliden:
a) ikiside akli
b)sadece 1 akli
c) sadece 2 akli
d) ikiside akli degil
e)ikiside nakli
f)sadece 1 nakli
g)sadece 2 nakli
h)ikiside nakli degil
i)ucuncu bir sik var-nedir?


Kendi insan olarak vardi.INSAN-ERKEK/ KADIN
Karsiti "sey "olarak varsaydi.SEY-VARLIK/INANC.
Kendisi positif karsitlikti.-insan positif,erkek/kadin karsitlik
Kendisinin karsiti tek ikilemdi.-sey tek varlik/inanc ikilem

KARSITLIKLARDAN KENDI ERKEKTI,INSAN GENELDI KADIN KARSITTI. INSAN PARALELI-ERKEKSEL AKIL

BESERI,IKILEMDEN TEKE INANCI/VARLIGI INDIRDI,YA DA HALA HANGISI TEK OLMALI DIYE TARTISIYOR,VEYA IKISINIDE KABULLENIYOR. YA DA VARLIGI VAR-YOK TEKE INDIRIMLE,INANCI INANMA-INANMAMA TEKE INDIRIMLE, IKNA OLMA-ETME MUCADELESI VERIYOR.

SIZIN IDRAKINIZ VE DUNYA GORUSUNUZ AKLI MI,NAKLI MI?

Yorumlarinizi ve goruslerinizi bekliyorum.

Not:Yazinin ,bulundugu baslik asagidaki linktedir.

http://www.turandursun.com/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=3145&start=1230

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavramlar ve Ne Olduklari

evrensel-insan
30-04-2008, 14:38
Saygideger arkadaslar;

Asagida siralayacagim terimler ve kavramlarin ne oldugu hakkinda; detayli bilgi almak isteyenler, soru sormak isteyenler, katkida bulunmak isteyenler, fikir belirtmek ve yorum yapmak isteyenler. Kisacasi bu kavram ve terimlerin kendilerinin ilgi-etki-onem alanina girenler.
Bu koseden bana ulasabilirsiniz.

Vatandas, birey, insan, bireysellik, bireycilik, insanlik, biz ve oteki vatandaslari, bireysel hak ve ozgurlukler,

Duygusal-bireyci-vicdani akil, saygi, vicdan, akli-nakli-disaridan bakis acisi,

Erkeksellik, sorunsallik, icicelik, ayrimcilik, ayrilmislik, bireysel, evrensel, yasamsal,

Amerikan idealizmi, sorosvari ozgurluk, korku felsefesi, suru psikolojisi, kimlik, azinlik, milli-dini kokensel yapi,

Boyunduruk tutsakligi, notr algilama. cikis felsefesi, x-y ve zi, uclem, dortlem, ikilem, karsitlik, kisir dongu, kutuplasma, ikna olma-etme, em positif, negatif, v.s.

Simdilik aklima gelen bunlar.Yazilarimi okuyan arkadaslar arasinda-gozden kacan baska terim veya kavram varsa ve belirtilirse sevinirim.

Yanitlarinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Kurt Sorunu
 
evrensel-insan
08-05-2008, 14:05

Aslinda ben "kurt sorunu" na birkac baslikta deginmistim.Bunlardan birinin linkini asagida veriyorum.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=5704

Vatandas agirlikli toplumlar, genelde birey yetistiremedikleri ve bireysel bilince sahip olmadiklari icin,milli-dini kokensel icerikli konular; bireyin hak ve ozgurlukleri temelinde algilanmadigi icin, toplumsal bir sorun olarak karsimiza cikiyor.

Asil onemli olan bu toplumsal sorunu korukleyen ve toplumun kutuplasmasini diri tutmaya calisan iktidarlar, onlarin emir babalari ve iktidar cikarlari.

Kurtluk bir kimliktir ve bir kokeni bir dusunce ve davranis aliskanligini tasiyan ve kendisine kurt diyenin yasamak istedigi anane,gelenek ve gorenektir.

Bu bir kimlik sorunu oldugu icinde, toplumsal bir sorun degil, kisisel bir sorundur.Sorunda o kisinin kurtlugunu layikiyla yasayamamasindan kaynaklanmaktadir.

Ulkeler bugun artik cesitli kokenlerden gelen kisilerle doludur.Bu sorunu hem bolucu bir temele hemde gormemezlikten gelinen bir temele tasima aliskanligi TC nin henuz bu konuda yeterli bilince ulasmadigini, hala feodal bir zorlama, guc kullanma temelli zihniyet tasidigini gostermektedir.

Bu sorunun cozumunun birinci ayagi, TC nin dis odakli yonlendiriminden kurtulmasidir.

Ikinci ayagi vatandasi birey yapacak bir devlet ve onun sivil orgutleri eliyle kuracagi hak ve ozgurlukleri koruyan ve kollayan hukuk temelli bireyi icin var olan devlet yapisidir.

Ucuncusu,bu bilinci verecek ve alacak olan egitim ve ogretim yapisidir.

Toplumu kutuplasmaktan suru psikolojisinden ve korku felsefesinden kurtaracak olan; ve TC nin bolunmez butunlugu temelindeki uniter yapiyi koruyacak olan zihniyettir.

Dorduncusu, vatandasi birey yapacak olan dusunce ve davranisin yerlesmesi ve bunun paraleli olan karsilikli hosgoru ve saygi temelli-herkesin herkesi oldugu gibi algilamasi-bilinctir.

Kisacasi, anadolunun henuz tanimadigi bir dusunce ve davranis temelli herturlu yasamsal iliskilerin dusunceye tasinmasi ordan da bilince aktarilmasidir.

Benim imzamda belirttigim gibi, farkin farkina varmak; ne farki ayirmak ne de farki gormemezlikten gelmek temelli sayginin toplumun isleyisinde yer almasidir.

Burada her vatandasa buyuk gorev dusmektedir.Her vatandas once kendisini birey yapabilecek dusunceye ulasmasi ve bunu yaparken ne kimsenin etkisi altinda kalmasi, ne de kimseyi etkisi altina almamasidir.

DUSUNCE YAPISININ DEGISMESI VE DEGISEN YAPININ BILINCE CIKMASIDIR.

Aslinda TC nin butun sorunlarinin temeli ayni kokten kaynaklanmaktadir.Herhangibir sorunun cozumu temelde bu yerlesmis,alisilagelmis,otomatiklesmis dusunce yapisini sorgulamaktan, nedenlemekten ve irdelemekten gecer.

Bu ayni zamanda once sorunlarin tahlili ve sonrada tedavisinin iciceligiyle cozulur.Benim sirf bu kosede bile, bir suru sorunlarin kokenine deginen ve cozum gosteren yazilarim var.

Bu sorun ve diger sorunlarin tahlili ve tedavisi once dusuncedeki devrimle baslamalidir.

Aslinda yazim, ana hatlari ortaya koymaya calisti.

Cunku konunun detayina inmek, bizi cozum yerine dugume goturur.Umarim aciklayici olmusumdur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Tanrililik ve tanricilik

evrensel-insan
18-05-2008, 07:24
Saygideger arkadaslar;

Tanri konusu, bilindigi gibi; insanoglunun, bugun hala uzerinde fikir yuruttugu,tartistigi, sahiplendigi ve kullandigi-bana gore de insan ve insan olmanin onunde en buyuk bir engel olarak duran-bir olgu ve bir sorundur.

Bu sorunun cozumune yonelmeden once; sorunun kokten ve ana hatlariyla herturlu nedenlenebilmesi ve sorgulanabilmesi gerekir.Bunu layikiyle yapabilmek te; disaridan bakis acisinin, notr algilama icerigiyle mumkundur.

Tanri konusuna bakis acisinin en onemli farki;bu acinin tanrisal mi, insansal mi olacagidir.Tanri acisindan olaya bakmak, Tanri adina konusmak olduguna gore ve insanoglunun tanri adina konusmasini getirdigine gore ve kendini ona mahkum ettigine gore. bu bakis acisi TANRICILIK tir.
Bunun tek bir amaci vardir, o da tanriyi kullanarak cikar saglamak-ki bu cikar hem kisisel, hem de toplumsal olabilir-

Bunun kisisel yonu, sadece kisiyi ilgilendirir.Kisinin tanriya olan iliskisi de duzeyi acisindan onun; dusunce ve davranisinin temelini teskil eder.

Tanriyi pozitif temelinde algilayan kisi;sirf ona baglanmakla kalmaz; bu bag temelinde onunla arasinda bir iliski kurar.Bu iliski kisisel temelde de olabilir-Yunus Emre gibi-toplumsal temelde de.

Toplumsal temelde olan bag; kisinin icinde bulundugu toplumun tanri ile olan degerleri temelindedir-ki bu temel genellikle dini temeldir.Bu temelinde ne duzeyde uygulandigi, yine kisinin bu konudaki dusunce ve davranis duzeyiyle paraleldir.

Kisisel bagi disinda, toplumsal temelin dini iceriginde bir gorevde yuklenebilir-din adami olmak gibi-Kisinin yasami ve yasam duzeyi ve iceriginin iliski temeli,tanriciligi, ne kadar dusuncesinde yerlestirdigi ve yasaminda ne kadar bu yerlesime yer verdigine baglidir.

Tanricilik, bir dusunce urunudur.Tanriya baglanma mucadelesinin, hem kisisel hemde toplumsal temelini teskil eder.Bir yerde tanriciligi, turkculuk, milliyetcilik ve dincilik le paralel tutabiliriz.

TANRILILIK ise;tamamen kisinin dusunce ve davranisindaki; kendi kendini tatmin, rahat ettirme ve yasatma ile baglantilidir.

Bunu dusunce den davranisa tasirken, toplumsal bir icerik vermez.Baskalariyla tartismak ve onlarla ikna olma-etme kisir dongusune girmez.

Kendisinin tanriyla olan bagi ve iliskisidir.Bunun duzeyini ve yasamina tasimasini da kendi tayin eder.Kendi icin tayin eder.

Tanrililik da dusuncenin dogal halidir.Bir yerde bunu da;Turkluluk, milliyetlilik,dinlilik le paralel tutabiliriz.

Bu paralelligi daha iyi algilamak icin, imzamdaki linkten;Turkluluk-Turkculuk,Dinlilik-Dincilik yazimi okuyabilirsiniz.Ayni yazim, bu sitede de mevcut.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=5958&page=7

Tanrililk, bireyin bir ihtiyaci;Tanricilik ta toplumsal bir icerigi olan ve insanoglunu tanri ve ona verilen bag temelinde-ki bu genellikle din ve sistemidir-tanriya, bir kul olarak baglamak ve bu kulluga bir kole gorev ve islevi yuklemektir.Teslimiyet ve yakaris, ibadet v.s. temellidir.Otekidunya ve dogaustuluk dusunceleriyle beslenmistir.Korku felsefesi kokenindeki, suru psikolojisine dayanir.

Kisileri tamamen bir kukla yapan ve onlari kendi kendinden koparan ve kisiyi tamamen bir amaca baglayan ve kisinin kendi gelisme ve ilerlemesine firsat tanimayan v.s. bir icerige sahiptir.Kisiyi nakli bakis acisiyla, buyutur ve yetistirir.

Tanrililik ve tanricilik-cikar olarak tanrinin kullanilmasi-insanoglunun dusuncesi onundeki onu insan ve birey yapamayan en buyuk engeldir.

Genelde tanri kavrami ve icerigi ise;tamamen ihtiyac konusudur.

Bu kavrama ihtiyaci olanlar-en azindan-tanrililik temelinde ihtiyaclarini-kisisel olarak yerine getirebilirler.Tabi ki tanriciliga sapmadan ve baskalarini tanri konusunda empose etmeden ve baski altina almadan, baskalarinin tanri konusundaki dusunce ve davranislarina saygi gostererek.

TANRILILIK BIREYE, TANRICILIK HEM BIREY HEM TOPLUM HEM DUNYA HEM INSAN VE HEMDE INSANLIGA TERSTIR.

Sorulmasi gereken soru:benim tanri kavramina ihtiyacim-dusunce, davranis ve yasamsal herturlu iliskide-varmi dir? sorusudur.

Varsa, bunu tanrililik la sinirli tutmak, yoksa tanri kavramindan arinmak gerekir.

Bu secim de kisinin yasamda, kendine zarar vermeden yapacagi secimdir.

TANRIDAN KURTULAMAMAK, ARINAMAMAK BOYUNDURUK TUTSAKLIGIDIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 Kavramlarin Aciklanmasi

evrensel-insan
20-05-2008, 11:02
Saygideger arkadaslar;

Conceptualizm(Kavramcilik):Evrenseller, sadece oznel ve kisisel olarak vardir.
Nominalizm(Isimleme, isimcilik):Evrenseller yoktur, mevcut degildir.
Realizm(Gercekcilik):Evrenseller, sadece nesnel olarak vardir.

Benim savundugum goruse gore:Evrenseller sadece oznel olarak var olamaz.Evrenseller, kavramlardir.Dusuncede olusurlar.O yuzden, gercekte hem oznel hemde nesnel olarak vardirlar.

Logical Dogmatism(Mantiksal Dogmacilik) ve Speculative Constructivism(Spekulatif Yapilandirmacilik):Metafizigin kaynagini yansimadadir.
Mystisizm(Gizemcilik, tasavvuf) ve Intuitionism(Sezgicilik):Biz akla ait sezgiye sahibiz.
Empirism(Butun bilgi, sadece gozleme ve deneye dayanir) ve Positivism(Olguculuk):Metafizige sahip degiliz.

Benim savundugum goruse gore:Yansisal bilgi, turetilmistir.Metafizigin kaynagi su anki sezgisel olmayan bilgidedir.

Cunku halihazirdaki evrensel dusuncenin kokeni, metafizigi gerekli kilar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavramlarin Aciklanmasi

evrensel-insan
20-05-2008, 11:29
Saygideger arkadaslar;

Critique of Practical Reason(Pratik mantigin, muhakemenin kritigi):

Nihilizm(Hiccilik, yokculuk):Yukumluluk yoktur.
Authoritarianism(Otoriterlik):Yukumlulugun temeli, baskasinin-otekinin iradesi-istemi-maksati-niyeti-dir.
Egoism(Bencillik, egoistlik):Yukumlulugun temeli,bizim kendi-irade-istem-maksat-niyet-imizdir.

Benim gorusume gore:Yukumluluk vardir. Halihazirdaki bu evrensel yukumluluk;-ki ben dusuncenin evrensel sinirinin ve sorunun kokeninin semasini cizdim.Y ve X-zi -boyunduruk tutsakligidir ve cikis felsefesi kendi icinde yoktur.

Bu yukumluluk algisinin ve bu yukumlulukle bakis acisinin, kokten degismesi ve yenilenmesi gerekir.

Benim onerim;notr algilama ve disaridan bakis acisidir.

Bu yukumlulugun temeli; ne baskasinin ne de bizimdir.Tum insanligindir.Bireysel saygi ve insansal vicdan temelindedir.

Materialism(Maddecilik, ozdekcilik):Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik,dissaldir.
Idealism(Idealizm-ulkuculuk):Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik,dahilidir-ice ait-icsel-dir.
Positivism(Pozitivizm-olguculuk-musbetcilik)Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik yok.

Benim gorusume gore:Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik,dissal degildir.Kararsizlik algisida, benim felsefeme gore;bilinemezliktir.Yani, bilinebilen sadece insanoglunun bilinemezi;-kendi dahil-herseye verdigiyle, kararsiz kilmasidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

"Tanri"ya ihtiyac duymamak ne demektir?

evrensel-insan
26-05-2008, 02:08
Saygideger arkadaslar;

"Tanri"kavrami ve ona verilen metafizik icerik,insanoglunun kendinden baska bir gucle olan iliskisinden dogmustur.

Tanri, burada bir semboldur.Insanoglu, kendinin varligini ve ne oldugunu sorgularken-ki dolayisiyla kendi disindaki varligin ne oldugunuda-mutlaka kendi disinda bir guce yonelmek durumundadir.

Butun bunlari yaparken de bir ilke bir baslangica odaklanmistir.Insanoglunun neden boyle bir meraga, dusunceye yoneldigi ayri bir konudur.

Ama hicbir zaman kendisinin de-kendi disinda olan hersey gibi-bir butunun parcasi oldugunu ve bir parca olarak butunu ortaya koyabilmesinin mumkun olmadigini;hatta kendi parcasi dahil, kendi disindaki herhangi bir parcayida ortaya koyabilmesinin mumkun olamayacagini, bir turlu algilayamamakta ve bos yere bir dusunce urettiginin bilincine varamamaktadir.

Oyle veya boyle, insanoglunun sahip oldugu ve kendi kontrol ve denetiminde bulundurdugu bir yasami vardir.Ayrica bu yasamini yasarken, kendi disindaki diger parcalarla bir iletisimi-ki bu iletisim tek taraflidir-ve iliskisi vardir.

ISTE INSANOGLU NE ZAMAN BUNUN BILINCINE VARACAK, BUNUN DISINDA BASKA BIR SEYLE ILGILENMESININ ONA BIR YARAR SAGLAMADIGINI ALGILAYACAK; ISTE O ZAMAN TANRIYA IHTIYAC DUYMAYACAKTIR.

Insanoglunun tanriya ihtiyac duymamasi ve bu sembolik aliskanliga ait bir dusunce uretmemesi,hem onu metafizikten ve tanri temelli tasavvuftan kurtaracak; hemde kendi disinda, kendisini yonlendiren, yoneten bir guce yonelmeyecegi icin; hem kulluktan hemde onun getirdigi kolelikten kurtulacaktir.

Ayrica tanriya olan kullugun, dusuncede yerlesmis, kendi cinsine koleligin getirdigi ayrimci ve ayristiran-yoneten, yonetilen-bolunmuslugunden ve hiyerarsik duzeni ve bu duzenin sistemlenme ve orgutlenisinden de kurtulacaktir.

Belki de ilk defa, insanoglu tarihinde kendi cinsinin birligi, butunlugu ve beraberligine yonelecek ve bu butunluk, birvucutluluk temelinde kendi cinsi icindeki istenilen yasamin uyumlulugunu saglayacaktir.Yasaminin kendi elindeki tek kaynak oldugunun bilincine varacaktir.

Boylece kendi disindaki parcaciklarla beraber yasamayi da ogrenecek, onlari oldugu gibi kabullenecek;hem onlara zarar vermeden, hemde onlardan yararlanarak,dunyaya baska bir yuz getirecektir.

Insanoglu, yeterki neyin ne oldugunu ortaya koyma sevdasindan vazgecip-metafizikten-bugune kadar neyi sorun olarak olusturdugunun bilincine varsin.

Neyin-bilhassa kendisinin-ne olmasi gerektigini bilebilecegini ve bu yasamsal bilgiyi, kendi yararina ve iliskide oldugu diger parcalar yararina kullanmayi, yenilemeyi ve gelistirmeyi kendine ve yasamina amac edinmeyi bilmeli.

KENDI DISINDA-ICINDE-KENDINI YONLENDIRECEK, YONETECEK BASKA BIR GUC ARAMAYA IHTIYAC DUYMAMALIDIR.

Bu yonetim ve yonlendirim, birey temelinde ve tum insani kapsayacak icerikte olmalidir.Her bir birey, kendi icin degil;kendi cinsi icin dusunce ve davranis uretmelidir.

Kendine zarar veren herhangibirseyin, kendi cinsinede zarar vereceginin bilincine varmalidir.

BU ZARAR DA HEM BEN VE BENIM... MERKEZLI, HEMDE INSANDISI KAYNAKLIDIR.

Ben dusunce temelini insanin butunlugune,benim disimda ki gucu de, bende ve cinsimin dusunce cesitliliginde ye donusturmesi gerekmektedir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Dil ve onemi

evrensel-insan
26-05-2008, 04:42
Saygideger arkadaslar;

Insanoglunun yasamsal temeldeki,hem kendi biri hem kendi cinsi ile iliski- iletisim kurabilmesi, hemde kendi disindaki parcalarla iliski kurabilmesi icin, dil ozelliliginin en onemli rolu oynadigi asikardir.

Tarihsel temelde insanoglu, dilini uc ayri dalda gelistirmistir.Birincisi, etimoloji-Yani kelimenin ve hecenin tarihsel kokeni ve ugradigi degisim-ikincisi, linquistics-konusulan ve yazi dilinin kurallari, kaideleri, dilin temelini teskil eden parcaciklar ve ogeleri-ucuncusu, language-yani yazi ve konusma dilinin kendisi ve kullanimi-

Eger insanoglunun dil ozelliginin nasil ortaya ciktigini, gelisimini ve bugun kullandigi dili ve dilleri algilamak istiyorsak; bu uc ayri temeli biribirine bagdastirarak incelemek, nedenlemek ve sorgulamak durumundayiz.

Bu uc temelden birini goz ardi etmek, bizi dil konusunun ortaya konumunda yanlis yerlere goturur.

Ayrica dilin kokeninin temeline varabilmek bize, hem insanoglu, hemde onun dusunce ve davranisinin evrensel temeldeki sorununun kokenine inmemizi saglar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Yabanci kelimelerin anlam yetersizligi

evrensel-insan
27-05-2008, 14:09
Saygideger arkadaslar;

Turkce dili, kok yapisina bagli olarak olusturuldugu icin;koku olmayan kelimeler, oldugu gibi Turkceye gecmistir.Ornek:Radyo, televizyon, asansor, kalorifer, taraca, garson, pijama, profosor,sofor v.s.

Burada, bazi kelimeler aynen alinmis, bazilari Turkceye uyarlanmis, bazilarida kendi dilindeki anlamindan kaydirilmistir.

Benim konum, bu yazida felsefe ve felsefi icerikli terimler olacaktir.

Turkce deki dogrunun, iki ayri kokeni vardir.Birincisi TRUE,digeri RIGHT'TIR.Bu iki dogru anlamini veren kelimelerin, verdikleri icerik farklidir.

RIGHT:Herhangi birseyin dogru oldugunun tasdikidir.Bir anlamida hak demektir, karsiligi ise yanlistir.

TRUE ise:Gerceklik temelindeki dogrudur, yani karsiti False, sahte, yalan, yapma ve yanlis anlamina gelir.

Ayrica gerceklik anlamindaki, FACT,ACTUALITY-KI HAREKETTEKI GERCEKLIKTIR-;ise, karsiti hayal urunu olan FICTION'dir.

Real' da gercek, hakiki anlamina gelir.Felsefe anlamdaki turetim, real dan yapilir, yani reality ve realizm.Ayrica,imagination da hayal gucudur.

RESULT ta, CONCLUSION da sonuctur.Yalniz, result.HERHANGIBIRSEYIN SONUCUDUR.Mesela, imtihan sonucu,mac sonucu,v.s.;conclusion ise,uzerinde calisilan birseyin sonuca vardirilmasidir.

Felsefe, phil'in fel; sophy' nin sefe yapilmis halidir ki, felsefenin anlamini bile icermez.Cunku, Turkce'de boyle bir kelime ve kok yoktur.

Cause, reason ve occasion;hepsi de neden demektir.Cause:mantiki bir etkinin olabilmesini saglayan,tek veya serinin tekinin nedenidir.

Reason:herhangibir ortaya cikisin veya tepkinin tabiatininnesnel veya dis etkenler yerine;insan dusuncesine bagli olarak, aciklanan nedenidir.

Occasion:ise,var olan causal nedenindurumun ve zamanin el vermesiyleharekete gecme nedenidir.

Simdilik aklima gelen bunlar.Eger sizlerin, anlamini bilmek istedigi-bilhassa felsefi-Turkceye yabanci olan, kelimeler veya -izm ler varsa, bu baslik altinda iletebilirsiniz.

Bu baslik, dil ve dil bilimi basligi olsun.Yani language-konusulan ve yazi dili- linquistics-
konusulan ve yazilan dilin,dil kurami ve dil yapisi-, etimoloji-kelimelerin veya kelime parcaciklarinin (on ek, orta ek, son ek, hece v.s.), tarihsel temelde ki en eski cikisi ve degisimievaluasyonu, turetimi, sekilsel ve anlamsal degisimi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Metafizik

evrensel-insan
27-05-2008, 14:20
Saygideger arkadaslar;

Felsefenin ana dallarindan olan, metafizikle ilgili; benim felsefemin bakis acisini veriyorum.

Gunumuzde, metafizigin geldigi son durum tamamen bir kesmekestir.Bilhassa pozitivizmin idealizme goz kirpisi, ve materyalizmin sonuc olarak yanlislandigi durumda, benim soylevim:

"Neyin-VARLIGIN- ne oldugunun kararsizligi degil;neyin-VARLIGIN- ne olarak olusturuldugunun, evrensel sorununun bilinebilirligi; ve neyin-VARLIGIN- ne olmasi gerektiginin kararliligi ve bilinebilirligini,ortaya koymak gerekir"

Saygilarimla;
evrensel-insan

Metafizik
 
evrensel-insan
28-05-2008, 07:45
Asagidaki linkini verdigim cizelge ingilizcedir.Ben sana aciklamasini verecegim.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=5958&page=13

18-05-2008, 02:26

False Premise:Sahte-yalan-gercek olmayan-oncul: Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik,ya icseldir, ya dissaldir,ikisi birden olamaz.
True Premise:(SOLDAKI):Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik, vardir.
True Premise:Gercek oncul(SAGDAKI):Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik,icsel degildir.
False Conclusion:Sahte-yalan-gercek olmayan sonuclandirma:Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik, dissaldir.MATERYALIZM
True Premise(ORTADAKI):Mustakil-bagimsiz-var olan-varlik, dissal degildir.

Yukaridaki aciklamalar, metafizik temelde; varligin ne oldugunu anlatiyor.

Benim felsefeme ve algima gore;varligin ne oldugunu ortaya koymak mumkun degildir.
Insanoglunun kendi varligi dahil;varligi ortaya koyma dusunce gucu yoktur.Sadece varligin, ne oldugunu yansinin turevi olarak kavramlar.

Sonucta varligin ne oldugunun ispat edilememesi, insanoglunu idealizme yada positivizme goturur.

Benim bu konudaki metafizik cevabim, varligin kendisinin; varlik otesi (Metafizik) ile ortaya konmaya calisilmasi-ki bu yansinin turevi, yani kavramdir.Kavramlar dusunce de olusur-kendi icinde en buyuk celiskidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Metafizik
 
evrensel-insan
29-05-2008, 01:35

Once kavramlari yerli yerine oturtmak gerekir.Metafizik, epistemoloji ve etik gibi felsefenin bakis acisinin dallaridir.Metafizik, felsefenin varliga bakis acisidir.

IDEALIZM, MATERYALIZM VE POSITIVIZM,metafizik bakis acisinin ideolojileridir.Bu ideolojilerden,idealizm-icsel -ozsel ;materyalizm-dissal-sekilsel; positivizm ise mustakil varligi yok sayar.Zaten positivizm de,materyalizmin, idealizme karsi baska bir savunusudur.

Bizler maalesef, daha Turkiye'de metafizikle idealizmin farkini algilayamiyoruz.Turkiye'de bilgiler maalesef, ya kulaktan dolma, ya kabullenme ya da karsi cikma temellidir.

Kimse algilasin,ogrensin, nedenlesin, sorgulasin diye okumaz.Ustelik yabanci kokenli kelimeler,hicbir denetim olmadan, rastgele anlamlanmakta ve kabul edilmektedir.Bunlarin uygunlugunu denetleyecek hic bir kurum yoktur.

Daha once de soyledigim gibi en buyuk hastalik tartisma hastaligidir.Isin ilginci anlamini bilmeden tartisma hastaligi.Kimse daha namus kavraminda ortak bir tanimda birlesmeden tartisir.Kimse tanrinin ne oldugunu ortaya koyamaz ama tartisir.Bu bizim en buyuk noksanligimiz ve hatamizdir.

NE OLDUGUNU BILMEDIGIMIZ SEYI TARTISMAK.Tartismadan once, bir seyin ne oldugu ogreilmelidir-her turlu cesitliligiyle-demokrasi,hurriyet, v.s. hep ogrenilmeden once tartisilir.

BIR SEY ANCAK NOTR ALGIYLA VE DISARIDAN BAKIS ACISIYLA OGRENILIR.AKSI, O SEYI OGRENMEYE DEGIL, YA ONUN LEHINE, YADA ONUN ALEYHINE OLMAYI
GETIRIR.ONCE OGRENIP ALGILAMAK; SONRA TARTISMAK GEREKIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Metafizik
 
evrensel-insan
29-05-2008, 03:03
Senin icin alinti yapiyorum.Yalniz ingilizce, umarim anlarsin veya sorarsin.

Metaphysics is the branch of philosophy that investigates principles of reality transcending those of any particular science, traditionally, cosmology and ontology. It is also concerned with explaining the ultimate nature of being and the world.

The word derives from the Greek words μετά (metá) (meaning "after") and φυσικά (physiká) (meaning "physics"), "physics" referring to those works on matter by Aristotle in antiquity. The prefix meta- ("after") was attached to the chapters in Aristotle's work that physically followed after the chapters on "physics", in posthumously edited collections. Aristotle called some of the subjects treated there "first philosophy", which later came to be synonymous with "metaphysics". Over time, the meaning of "meta" has shifted to mean "beyond; above; transcending" in English. Therefore, metaphysics is also the study of that which transcends physics. Many philosophers such as Immanuel Kant would later argue that certain questions concerning metaphysics (notably those surrounding the existence of God, soul, and freedom) are inherent to human reason and have always intrigued mankind. Some examples are:


What is the nature of reality?
How does the world exist, and what is its origin or source of creation?
Does the world exist outside of the mind?
If things exist, what is their objective nature?
A central branch of metaphysics is ontology, the investigation into what types of things there are in the world and what relations these things bear to one another. The metaphysician also attempts to clarify the notions by which people understand the world, including existence, objecthood, property, space, time, causality, and possibility.

Before the development of modern science, scientific questions were addressed as a part of metaphysics known as "natural philosophy"; the term "science" itself meant "knowledge". The Scientific Revolution, however, made natural philosophy an empirical and experimental activity unlike the rest of philosophy, and by the end of the eighteenth century it had begun to be called "science" in order to distinguish it from philosophy. Thereafter, metaphysics became the philosophical enquiry of a non-empirical character into the nature of existence.

http://www.reference.com/search?q=metaphysics

Umarim simdilik bu kadar yeterlidir.Yetmezse, daha baska linkler de verebilirim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
29-05-2008, 03:16
Sana Turkcesinide buldum.Tatmin edici olmasa bile, senin soruna cevap olur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Metafizik

Bu konudaki gerekli bilgileri aldiktan sonra, istersen seninle detayli yazisabiliriz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

vrensel-insan
29-05-2008, 07:24
Sen algilama yerine;kabul edip-etmeme karsitligindan etmemeyi seciyorsun.Eden ile daima tartismak durumunda kaliyorsun.

Buraya alintiliyorum.Neresini algiliyamiyorsan, soyle;izah etmeye calisayim.

Metafizik, felsefenin bir dalıdır. İlk felsefeciler tarafından, "fizik bilimlerinin ötesinde kalan" anlamına gelen "metafizik" sözcüğü ile felsefeye kazandırılmıştır.

İncelemeleri varlık, varoluş, evrensel, özellik, ilişki, sebep, uzay, zaman, tanrı, olay gibi kavramlar üzerinedir.-bu cumleden ne anliyorsun? kavram-varlik bagi nedir? Biri olmadan oteki olabilirmi?-

Ontoloji

Varlık bilimi. Temel sorunu varlığın ne olduğu olan felsefi disiplindir Ontoloji varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. "Varlık" ve "varoluş" ayrımını; "Varlık vardır." ve "Varlık yoktur." fikirlerini tartışır.

Ontoloji hangi varlık kategorilerinin daha temel olduğunu belirlemekle uğraşır ve bu kategorilerdekilerden hangilerinin var olduğunun söylenebileceğini sorar.

Değişik filozoflar temel varlık kategorileri için değişik listeler yapmışlardır. Ontolojinin temel sorunlarından biri "Temel varlık kategorileri nelerdir?" sorusudur.

Ontolojik sorulara bazı örnekler: 1 Varlık nedir? 2 Varoluş nedir? 3 Fiziksel nesneler nelerdir? 4 Bir fiziksel nesnenin var olduğu söylemini kanıtlamak mümkün müdür? 5 Bir nesnenin özellikleri veya ilişkileri nedir ve bunlar nesneyle nasıl ilişkilidir? 6 Var oluş bir özellik midir? 7 Bir nesne ne zaman yok olur, ne zaman değişir?-WIKIPEDIA

Materyalizm, varligi nasil ortaya koyar? Nasil tanimlar? Nasil ispatlar? Soyut varliklari-mesela sevgi-materyalizme gore varlikmidir? Varlik degilse, varlik veya varlik olmayan-ki nedir?-nasil algilanir? Materyalizmden esinlenen pozitivizm, nasil ve neden mustakil varligi "yok"sayar?.Var olmak ile varlik olmak ayni seylermidir? Insanoglu olmadan bu sorulara cevap vermek mumkun mudur?Varligin "ozu"materyalizme gore nedir?Varligi var yapan nedir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Nihilizm'in evrensel cikmazi.
 
evrensel-insan
30-05-2008, 12:23
Saygideger arkadaslar;

Nietsche'nin dunyaya tanistirdigi nihilizm ideolojisi,21.yuzyildan beri,dunyayi etkilemis ve etkilemektedir. Ben , nihilizmin varligini ilk okudugumda-ki cok detayli okudum-once saskinlik, sonra urperti ve insanlik adina korku ve utanc yasadim.

Herseyden once, onunla hemfikir oldugum bir temeli belirteyim. Bu temel, dunyayi ve kendini ifade eden-ki bizde ayni cinsten oldugumuzdan dolayi algiliyoruz-insanogludur. Yani, insanoglundan baska bir ifade gucu yoktur.-Varsa bile insanoglunun bu ifadeyi algilamasi mumkun degildir-

Bu baslangictan sonra nihilizm, hiccilige yonelmistir. Bu hiccilik, hem yukumluluk, hem de evrensel temeldedir. Bu arada tanri konusuna getirdigi bakis acisi da ilginctir.

Once yukumlulukten baslayalim: Nihilizmin yukumlulugu, herseyden once yanlis bir onculden kaynaklanir.

Bu oncul: "Yukumlulugun kokeninin ve temelinin ya bizim kendimizin, ya da baskasinin, iradesi-niyeti-istemi-maksati-olusturur." oldugudur. Ayni oncul, nihilizm den baska iki yanlis sonuclamaya daha acilir.

Bunlardan birincisi:Egoizm-Bencillik-Ben ideolojisi-ki yukumlulugun temelini kendi istemi yapar.

Ikincisi:Otoritercilik-ki yukumlulugun temelini baskasinin istemi yapar.

Nihilizm ise:YUKUMLULUGU TAMAMEN ORTADAN KALDIRIR.

Onun bu yukumlulugu ortadan kaldirmasi-kendi deyimiyle-tanriyi oldurmesidir. Bununla birlikte butun alisilagelmis, ahlaki, geleneksel, goreneksel, toresel v.s. kurallarini da oldurmesidir.

Onun bu oldurumu; Hem amerikan idealizminin, dunyayi hakimiyetine almaktaki guc kullaniminin onunu acar, hemde hukuku, adaleti, hakki tanimis dunyayi 1400' lere yani gucun hakim oldugu tarihi doneme cekmesini saglar. Bu isin otoritercilik yanidir.Yani gucluye boyun ey.

Diger ucu ise birey yonudur.Yukumlulugun olumu bireyi tamamen serbest birakir ve onun istedigini yapma hurriyetinin onunu acar.Bu nihilizmin bireyi, birey ustu yapma-overman-onerisidir. Bu da bireylerin, baskalarina insanlik disi tavrini getirir. Ornekleri coktur. Ki bu iki yonun birlesimi, Fasizmin, terorizmin, anarsizmin ve marxismin onunu acmistir. "islam kokenli" terorun kaynagi da bu ideolojinin urunudur.

Benim felsefem ise; once yanlis onculu duzeltir. Yani:Yukumluluk vardir. Burdanda su sonuca varir. Bu yukumluluk ne kendi ne de baskasinin istemidir.Iste buradan benim birey-insan ikilemim ve bireysel saygi ve insansal vicdan onerim cikar-Bu baslikta, bu konular uzerine yazilar bulabilirsiniz-

Isin diger yonu ise:evrenselliktir. Bu konudaki soru sudur. Dunyada yasayan her bir kisinin karsi cikamiyacagi evrensel bir deger varmidir?-herkesin kabullenecegi-

Bu sorunun cevabi nihilizm icin yoktur. Ki buradaki yanlis oncul:"Gercek varlik, ya oznel ya da nesneldir; ikisi birden olamaz"dir.

Bu yanlis onculden, cikan yalnis sonuc ise:Kavramciliktir-yani,evrensellerin sadece oznel olarak var oldugunu soyler.

Bu yanlis sonucta; iki tane yanlis gorusle sonuclanir. Birincisi:Realizm dir-yani,evrensellerin sadece nesnel olarak varoldugunu savunur.

Ikincisi:Isimselcilik-yani,evrensellerin olmadigini soyler.

Halbuki oncul; evrensellerin sadece oznel olamiyacagidir.Bu onculun cikaracagi sonucta-evrensellerin hem oznel, hemde nesnel olarak varoldugudur.

Iste benim felsefem, yukarida sordugum soruya bir cevap verir. Bu cevap KAVRAM dir-kavramcilikla karistirilmasin-Yani, EVRENSELLER KAVRAMLARDIR VE DUSUNCEDE OLUSURLAR.

Iste ben bu cumleden sonra, dusuncenin evrensel temelinin sorununu ortaya koyan-ki avatarimdir-kokeni cizimsel ve anlatimsal olarak ortaya koydum.

Insanin olabilmesi ve insanligini hem dusunce hemde davranista sunabilmesi icin;bu dusunce yapisinin tamamen yenilenmesi gerekmektedir.-ki ben yine bu kosedeki yazilarimda; bu sorun kokenine cesitli acilardan degindim.

Bu konudaki ana onerim ise: evrensel dusuncenin hem disindan bakabilmek, hem de evrensel dusuncenin icsel sorunlarini notr algilayabilmek, yani icsel tartisma, atisma, kutuplasma ikna olma-etme, mudahele etme, kisisellige cekme, kendini kabul ettirme, kabul-red sinirliliginda kalma v.s. temelindeki kisir donguye girmemek, birsey uretememek sadece ya hakli oldugunu ortaya koymak veya baskasinin haksiz oldugunu gostermeye calismak v.s. den uzak kalmaktir. Bu tartismanin zaten galibi-maglubu da olmaz.Ustelik gucun gucunu kullanmasini getirir.-ki guclu olan; dogru, iyi, hakli,v.s. olsun.

Umarim bu yazim; hem nihilizmi tanitmis, hemde benim getirdigim insan olma ve insanlik sunma ve bunu hem bireysel hemde evrensel temelde gerceklestirme acilimlarina-ki nihilizme tamamen ters ve onun insani yoketme-bireyi robot, vatandasi kole yapma-bir giris olmustur.

Nihilizm ve benim karsit getirdiklerim-insan ve insanlik adina-bilgiler hakkinda, yazi yazar, gorus belirtir ve oneri yaparsaniz sevinirim. Boylece konunun daha detayli ele alinmasina yardimci olursunuz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Felsefi-analiz

evrensel-insan
01-06-2008, 09:01
Saygideger arkadaslar;

Benim felsefi dusuncemi ve bu dusuncenin neleri-hangi ideolojileri-icermedigini algilamak icin;sizlere benim nasil bir zihinsel islev turettigimi kisaca aciklamaya calisacagim.

Mustakil-var olan varlik vardir-ki bu gorus mustakil varligi yok sayan pozitivizmi icermez-Bu mustakil var olan varlik, ne icsel-ozsel; ne de dissal-sekilsel, gorunus-degildir.-Bu da icsel kabul eden idealizmle, dissal kabul eden materyalizmi icermez-o zaman mustakil varlik evrenseldir.

Evrenseller, kavramlardir ve dusunceden kaynaklanirlar. Evrenseller, yani kavramlar;gercekten vardir.Bu varlik, hem oznel hem de nesneldir.-Burada da sirf oznelligi iceren kavramcilik ideolojisi ile;sirf nesnelligi iceren,realizm ideolojisini icermez.-

Buradaki mustakil varlik-birey, tek;
Evrensel varlik ta-insan ve onun insanligidir.

Konumuz birey ve insan olunca;ikinci onemli konu gundeme gelmektedir.Bu da yukumluluktur.

Yukumluluk vardir-burada yukumlulugu yok sayan nihilizmi icermez-Ne bizim kendi arzumuz istegimiz-maksadimiz-bu yukumlulugun temelini; ne de bir baskasinin arzusu-istegi-maksadi-bu yukumlulugun temelini olusturur.-Burada da mustakil var olan varlik, yani ben ve bireyci akilcilik, kendini-egoizmi-kabullenir, oteki de otoriterciligi yani baskasinin yukumlulugunu, iste hem egoizmi hemde otoriterciligi de benim felsefem icermez.

Bu temelde olan yukumluluk, mustakil var olan varlik, birey adina saygi;evrensel kavram adina insan ve insanligin vicdanidir.Bu ikisinin birlesimi ancak yukumlulugun layikiyla yerine getirilmesidir.

Benim dusuncemin kaynaginin temelini-bilgiyi uretmek adina-Karl Popper'in dedikleri teskil eder.

Karl Popper soyle der:"Bilimin gelismesi cikarimsal yalanlama yanlislama temelindeki varsayimlar ve onlari curutme metodudur.Yaraticilik ve hayal gucu,-tumevarim temelinde degil-ancak gercek bilimsel teorileri gelistirir.Deneyler ve gozlemler, teorileri ancak test ederler ama uretmezler"

Metafizik konusunda da-ontoloji ve varligi ortaya koyan felsefenin bilim dali-Bilginin kaynagi ve turetilisini, ben soyle acikliyorum.

Biz bilgi ve bilgi uretimine sahip varliklariz. Kavram uretimimizin kaynagi olan dusuncemizdir.
Bilginin kaynagi sezgisel degildir. Cunku sezgimiz; duyumumuz, duygumuz, duyumsalligimizdir.
Bilgi ise yansiyanin turevi yani kavramin cogaltilmasidir. Iste dusuncemiz bu bilgi kaynagini,sezgisel olmayan, o anki yansiyan bilgiden alir.

Bu temelde de benim dusun felsefem; Metafizigin-bilgi ve kavram-kaynaginin yansi oldugunu savunan,mantiksal dogmacicik ve spekulatif yorumculuktan ayrilir. Ayrica,entellektuel sezgiciligi-Akilli tasarimcilik-savunan sezgicilik ve mistisizm den de ayrilir.Bu arada mustakil varligi yok sayan positivizmin ve hersey deneyim ve gozlemdir diyerek, metafizigin bilgi ve kavram icerigini yok sayan,empirisizminden de ayrilir.

Bu yazdigim yazi, cok yogun ve felsefe ve onun dallarinin getirdigi ideolojileri ve temel ogelerini iceren bir yazidir.

Sadece oz ve ozettir.Isteyen uyeler, verecekleri yanitlarla, konuyu hem ayri ayri hem de butun temelinde degerlendirebilirler.

Bu yazima yapilacak her hangi bir katki, ayrica felsefe ve onun ideolojilerinin de daha detayli islenisinin onunu acacaktir. Katkilarinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Dusunce-madde-soyut iliskisi
evrensel-insan
08-06-2008, 11:49
Saygideger arkadaslar;

Dusunce, yaraticiligi ve hayal gucu ile kavram dogurandir. Bu kavramlarin, evrenseller olarak dogabilmesi icin, dusuncenin hem kendi icinde hemde kendi disinda bir iliski kurmasi gerekir. Bu iliski dusuncenin algisidir.

Peki dusunce neyi algilar? Dusunce hem duyusal yansiyi dissal veya icsel;oznel veya nesnel, hemde inancsal sezgiyi-hissel-duyumsal-duygusal algilar.Dusuncenin yansiyi algilayabilmesi icin, bir yansiyan olmasi gerekir. Iste bu yansiyan-somut-yani maddedir.

Dusuncenin, sezgiyi algilayabilmesi icinde, duyumu-hissi-duygusu- olmasi gerekir. Iste dusunceye bu duyumu verende soyuttur, yani inanctir.

Inanclar, 5 duyuyla algilanamadigi icin, somut olarak ispat edilemez ve inanc olarak kalir.Hangi soyut olursa olsun, dusunce onu sezerse, anlam verir ve ona inanir.

Dusunce onu sezemez ise-vrilen anlama ragmen-ona inanmaz.Ama dusuncenin inanci vardir.Bu o inancin sezgisini algilayabilen dusunceyi inancli; o inancin sezgisini algilayamayan dusunceyi inancsiz kilar.

Madde konusunda boyle bir sorunu yoktur, dusuncenin. Cunku yansisini algiladigi seyi 5 duyusuyla ifade edebilir.

Burada dusuncenin algiladigi sey; ister yansi ister sezgi yoluyla olsun. Hem icsel, hem dissal; hem oznel hem nesnel; hem somut hemde soyuttur.

Dusunce bu algiladigi seyleri, kavram ozelligiyle inanc veya madde olarak ozdeslestirmistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Dogan mustakil varligin, evrensel dogumu

evrensel-insan
08-06-2008, 12:26
Saygideger arkadaslar;

Dunyada dogumlar, evrensel olarak ayni surecten gecse bile; dogan tek ve mustakildir.

Aslinda bu bize mustakil var olan ile, evrensel var olan iliskisini cok guzel aciklamaktadir.

Simdi sureci, geriye dogru cikartarak ilerleyecegiz.

Mustakil varlik dogmadan once, annenin-yani bir disinin karnindadir.Disinin karninda olabilmesi icin, disinin iliskisi gerekmektedir. Bu iliski-eger disi hamile kalacaksa-mutlak bir karsi cinsin, yani erkegin varligini gerektirir.Ustelik, dogan mustakil varligin-o disiden dogdugunu algilayabilmek icin ve onun iliskiye gectigi karsi cinsin, ayni cinsten oldugunu algilayabilmek icin-disi ve erkeginin ayni cinsinden olmasi gerekir.

Bu konuda ilk mustakil varligin insan oldugunu ortaya koyabilmek icin; onu meydana getiren karsi iki cesidin ayni cinsine ulasmak gerekir.

Olaya yapilan varsayimlar temelinden bakarsak, insanoglunun bu konudaki ilk gozlemi gunestir ve dunyanin ondan koptugudur.

Yani gunes burda anne rolunu almaktadir. Ki bu varsayim, tarihte-daha onceleri ortaya konmasina ragmen-bilinen temeliyle Meryem-gunes ve isa-dunya benzetmesiyle ozdeslestirilmistir.

Buradaki en buyuk sorun, erkegin yoklugudur. Yani meryemi veya gunesi hamile birakan dunya ve isanin dogumunu saglayan erkegin ortaya konamamasidir.

Olaya evrim ve maymun acisindan bakarsak, eger dogan canliya insanoglu deyecek isek, onu doguranin mutlaka ayni cinsten olmasi gerekir.Yani disi insan maymun, fakat yine ayni soruyla karsi karsiyayiz. Yani ayni cinsten olmasi gereken erkek insan maymun.

Kisaca ilk insanoglunun ortaya konmasi yeterli degildir. Mutlaka bu ilk insanoglunu meydana getirecek bir disi ve bir de erkek ayni cinsin bulunmasi gerekir.

Uretim konusu ise ayri bir varsayimdir. Fakat en mantiklisi, aile ve anne baba kavramlarinin olmayisidir ki evlat-erkek olarak-annesiyle, iliskiye gecebilsin.

Butun bu aciklamalardan sonra, dunyada insanoglunun tarih sahnesine cikabilmesi ve ureyebilmesi icin,-benim daha onceki varsayimim, ki bana gore en mantiklisi odur.-

INSANOGLUNUN UCTEN BASLAMASIDIR - BIRDEN VEYA IKIDEN DEGIL- BU UCTE AYNI CINSTEN OLAN INSANOGLU - IKI AYRI CESIDIN-ERKEK VE DISI-ILISKISI VE DOGAN-ERKEK VEYA DISI-INSANOGLUDUR.

UREME ISE; DOGAN INSANOGLUNUN, ERKEK OLANININ KENDISINI DOGURAN DISI ILE ILISKISIDIR. KI BU DOGAN IKI AYRI CESIDIN-ERKEK VE DISI-BIRBIRIYLE OLAN ILISKISINI VE DOGAN DISININ ONU DOGURTAN ERKEKLE OLAN ILISKISINIDE GETIRIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Tanrinin islevi

evrensel-insan
08-06-2008, 12:50
Saygideger arkadaslar;

Yukarida yazmis oldugum yazida,-bulunabilecek erkek acisindan,- ki meryemin tanri tarafindan hamile birakildigi varsayilir, hristiyanliga gore- veya cevabi bilinmeyen sorulara cevap acisindan, tanri varligini-ki tanrinin somutlasmasi-putlastirilmasi-veya soyutlastirilmasi ve erisilemez kilinmasi-vara tasimak veya inancini inanmaya tasimak sorun degildir.Cunku boyle bir varsayim, bazi dusuncelerin rahatlamasini saglayabilir.

Sorun, insanoglunun tanri ile arasinda bir yukumluluk iliskisi kurmaktir. Yani kulluk-ki bu insanogluna cesitli gorevler yukler ki, basinda ibadet gelir.-

Dolayisiyle, Tanriya olan varlik verme veya inanma, kisiye bir sorun yaratmaz, hatta rahatlatabilir-ihtiyac temelinde-

Onemli olan, INSANOGLUNUN TANRIYLA OLAN ILISKISINDE ONA KARSI BIR YUKUMLULUK USTLENMEMESI, KENDISINI ONA KARSI MAHKUM ETMEMESI, VE ONA KARSI HERHANGIBIR SORUMLULUK ICINE GIRMEMESIDIR.

Tanrinin varligi vardir veya yoktur,tanriya inancla baglanirsin veya baglanmazsin; onemli olan bunlar degil; ona karsi bir yukumluluk, bir mahkumiyet, bir sorumluluk ve bir gorev yuklenmemektir.

ISTE KULLUK VE KOLELIGIN SORUNU DA BUDUR.BU SORUN DA BOYUNDURUK TUTSAKLIGIDIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Boyunduruk Tutsakligi
 
evrensel-insan
09-06-2008, 03:15
Insanoglu bu evrensel dusunce yapisindan-onu ortaya koyup-tamamen kurtulamadigi; ve ona insan ve onun insanligi icerikli bir evrensel alternatif dusunce yapisi getiremedigi zaman, bu dedigin kacinilmazdir.

Once insanoglunun, kendi kendine sinirladigi ve kendisi dahil, algiladigi herseyi ayrimsallastiran ve ona zarar ve sorundan baska birsey vermeyen bu dusunce yapisinin en once bireysel temelde ve sonrada evrensel temelde farkina varmasi gerekir ki, kokten bir dusunce yon ve yontemine yonelebilsin.

Aksi taktirde, bu dusunceyi dogal algilayip, onun getirdigi yon ve yontemi uyguladigi surece; ne sorundan, ne zarardan, ne ayrilma, bolunme, biribirine hukmetme, siniflasma v.s. hastalik ve alisilagelmisliginden kurtulmasi mumkun degildir.Sadece gelisen teknigi ve bilgisiyle, bu yapiyi daha icinden cikilmaz bir sekilde orgutler ve yasar.

Boyunduruk tutsakligi, insanoglunun kendi kendine yarattigi ve boynuna taktigi bir yasamdir.

Kurtulmasi da, bunun dogal olmadigini algilamasi, bunun kendisinin bir dusunce urunu oldugunun bilincine varmasi ve bu bilincle yine kendi urunu olacak olan yepyeni bir evrensel dusunce yon ve yontemini yaratmasi olacaktir.

En azindan, her vatandas once birey olarak kendine has ve kendisine dogumdan itibaren takilan bu boyundurugun bilincine varmali-ki bunlar sorgulanamayan, varsayilan tabulardir; hem somut hem soyut-ve yine bireysel degerlendirmesiyle-boyundurugu yok saymak yerine-boyundurugu boynundan cikarmaya calismalidir.

Tabi ki once bu boyundurugu fark etmesi ve ondan rahatsizlik duymasi gerekir. En azindan, ihtiyaci oldugu kararina varirsa, tasidigi boyundurugu neden tasidigina kendi adina cevap verebilir.

Bunlarin yapilmamasi; yasanan yasamin iliski ve iletisimin kisiye ait olmadigi anlamini tasirki, bu da zaten kisiyi, toplumu ve evrensel yasami kendi adina olmadan yasamasi demektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Felsefi Temelde Tanri Kavrami

evrensel-insan
10-06-2008, 01:11
Saygideger arkadaslar;

Felsefi temelde tanri kavrami, metafiziksel olarak tartisilir.Yani varlik otesi sorgulamasinda;"Varlik nedir?, nelere varlik denir-denmez?, varlik nerden gelmistir?,kac turlu varlik vardir?,var olan hersey varlikmidir?,varligin kokeni nedir?"ve benzeri sorulari soran, cevaplayan ve tartisan felsefe dali metafiziktir.

Varligi, tanimladiktan ve ispatladiktan sonra, yani "varlik vardir ve bu varliktir" dedikten sonra metafizik tartisma biter.

Tanri konusunda ilk tartisilacak olan tanrinin bir varlik olup olmadigidir.Eger tanrinin madde gibi bir yansisi yok ve yansisal algi mumkun degilse; o zaman tanri varlik degildir.Bu temelde varlik olmayan tanrinin var-yok tartismasi hem abes hemde mantik disidir.

Diyelimki tanri maddelestirildi, bazi dinlerde oldugu gibi, yani cisim olarak ortaya kondu. O zaman maddesel olarak yansiyacagi icin, algilanacaktirda. Yalniz burda bir soru akla gelir. Bu yansiyan cisim tanrimi dir, degilmidir? Buradaki verilecek tek cevap sezgisel, yani duyumsal, hissel ve inancsaldir.Yani oyle hissediyorsan, tanridir; oyle hissetmiyorsan degildir. Gorusler belirtilir ve tartisma orda biter.

Zaten tanri maddelestirilmediyse ve tamamen soyut bir kavramsa; o zaman varliktan soz etmek ve varligi olmayanin var- yok tartismasini yapmak, mantik disidir.

Bilindigi gibi, islam dininde tanri soyut bir kavramdir.Dolayisiyle tanri varlik olamayacagindan, islam dininde tanri var-yok tartismasi hem abes hemde mantik disidir.

Eger tanri soyut bir kavramsa ve varlik degilse o zaman nedir? Bu soruya cevap vermeden once, dusuncenin yansisini algiladigi maddeden baska; bir algi cesidi daha vardir. Bu da sezgidir.Yani, dusunce sezdigini,hissettigini ve duyum aldigini da kavramlamistir.

Madde gibi yansisi olmayan ve bes duyuyla algilanamayan, bu soyut kavram cesidi; yani inanc, sadece bu sezgiyi alana, hissedene pozitiftir. Bu sezgiyi almayana, sezmeyene hissetmiyene ise negatiftir.

BUTUN SOYUT KAVRAMLAR INANC KATAGORISINE GIRER.Basta tanri olmak uzere, dogru, yanlis, guzel, cirkin, iyi, kotu, milliyet, hurriyet, demokrasi, butun ideolojiler,butun sosyal bilimler, renkler, zevkler, fobiler, hobiler, v.s.

Buradaki dikkat edilmesi gereken en onemli nokta ise sudur: Inanclar, sezgiseldir ve sezgiyi hissedenler icin vardir ve algilanir; hissetmiyenler icin yoktur ve algilanmaz.

Buradaki en buyuk sorunda, ne algiliyanin algiladigini ne de algilamayanin algilamadigini biribirine ispati mumkun degildir.O yuzden inanclar, soyuttur, kisiseldir, sezginin algisina yoneliktir, degiskendir, gorecelidir, ve kendi icinde tutarsizdir.

Inanc temelinde de; sezgiyi algilayan inanir, sezgiyi algilamayan inanmaz. Dolayisiyle inanclarin tartismasi da bir yerde mantik disidir. Cunku sonuc ya sezgiyi algilatmaya yonelik, ya da algilanan sezgiyi hissetmemeye yoneliktir.

Tekrar, islama donersek; soyut tanri kokenli olan bu dinin tanrisini varlik temelinde var-yok tartismasina tasimak nekadar mantiksizsa; inanc temelinde tartismak o kadar mantik disidir.

Dolayisiyle, tamamen sezgi temeline dayanan islam dinini,-karsilikli inanc tartismasi yerine-tarihsel temelde ortaya koymak, dini her yonuyle sorgulayip-nedenleyerek, inanc konusundaki secimi kisilerin kendi insiyatifine birakmak ve inananin, inanmiyani;inanmiyanin da inanani hor gormemesini, kutuplasmamasini saglamak ve INANCI SADECE KISISEL BIR TERCIH OLARAK GORMEK VE ALGILAMAK VE BUNUN DEGISEBILIRLIGINI SAVUNMAK EN MANTIKLISIDIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Felsefi Temelde Din Kavrami

evrensel-insan
14-06-2008, 20:56
Saygideger arkadaslar;

Din kavrami; tarihler boyu insanoglu tarafindan ortaya atilmis, ilk sinifli toplumlarin cikis temelini yaratmis, bulundugu toprak butunlugundeki topluluklari, bir amac ugrunda-ki bu herzaman tanri olmustur-o amaca bagli kilma, ve bu bagli kilmayi da bir duzene oturtma-kitap gibi-sistemidir.

Dinin en buyuk ozelligi, insanoglunun kontrol ve iradesini baska bir guce baglama ve onlarin rahatlik ve mutlulugunu, onlara bir dizi verilerle sunma sistemidir.

Din, insanoglunun, ustunde bir gucu one surerek, insanoglunu gucsuz ve o guce yonelik kilar.

Din ve dinler tamamen, insanoglunun kendisini asan konulardaki, bilinmezlik ve herseye cevap verememezlik temelindeki tanri arayisinin, yine insanoglu eliyle, kulluk ve kolelik temelinde, toplumlarin yasam iliski ve iletisimlerine indirgenmesi, somut bir sistem haline getirilmesidir.

Dinin en buyuk dayanagi, genelde bu dunyanin gercek olmadigi ve gercek dunyadisi cografyanin-cennet, cehennem-insanogluna sonsuzlugu sunacagini ve bu sonsuzluga yolculugun, bu dunyadaki yasanan deneyle saptanacagini savunmasidir.

Goruldugu gibi, dinde insanoglunun sorunlu evrensel dusunce temelinden kaynaklanir.Cennet-cehennem hem bir ikilem, hemde karsitlik icerir.

Tabi ki, dini kullanan ve kendi cikar dogrultusunda orgutleyen zihniyetin bir urunudur.Yani kisaca cennete gidebilmek icin, bu dunyada teslimiyet onerilmektedir.Cehennem ise bu teslimiyete uymayanlar icindir.

Gunumuz dunyasinda artik; dinde ve onun bagli oldugu tanrida bir inanc sorunudur.Toplumsal bir karakter yapisindan ziyade, kisisel bir karakter yapisina burunmustur.

Oyle veye boyle, tanriyi arayan bir inanc, yine oyle veya boyle bu aradigi tanriya ulasmak icin; ya kendi dusuncesiyle, ya da kendine verilen dusunceyle bu ulasimi saglamaya yonelir.

Bunun kisisel bir temelde dini bir yonelis olup olmadigi tartisma konusudur.

Yalniz su unutulmamalidir ki; insanoglu kendi disinda insanustu bir guce yoneldigi muddetce ve bu gucu izah edemedigi veya ortaya koyamadigi muddetce tanriyi bulmasi kacinilmazdir.

Eger kisisel temelde, bu bulunan tanriya yonelim ve yonlendirim gelisir ve buna ait bir ideoloji ortaya atilirsa hic kuskusuz buda din olacaktir.

Benim onerim ise; insanoglunun kendinden baska bir guc aramamasi, boyle bir guce yonelmemesi, hem kendi, hem kendi cinsi, hem uzerinde yasadigi dunya, dogasi ve uzerinde yasayan tum varliklariyla birlikte uyumlu, gecinir iliski ve iletisimi insana yakisan bir duzen kurmasidir.

Sonucta, kendi dahil herseyi kendi dusunce yapi ve karakterinin algisiyla kavramlayan, teorileyen ve bu teorileri pratikte uygulayan insan, butun bunlari kendisinin yaptiginin ve kendisinden baska bir gucun olmadiginin bilincine varmalidir.

Ortaya attigi ideolojilerle, kaos yaratmak, toplumlari ayirmak ve bolmek birilerini suclayip birilerini kayirmak yerine; tum insanligi kucaklayacak ve gercekci temelde yasami iliski ve iletisimi insanlik adina yonlendirecek bir evrensel felsefede tum ayrimci ve bolucu olmayan ideolojileri birlestirme temelli bir anlayisi kazandirmasi gerekir.

Ortaya koyamayacaklari yerine, ortaya koyabileceklerine yonelmesi ve bunu evrensel bir ortaklik temelinde yapabilmesi, hem insanin hemde onun disindaki tum varliklarin yararina olacaktir.

Unutulmamasi gereken son nokta, epistemolojinin gercekligidir.

Yani insanoglu ne kadar herseyi ortaya koymaya calisirsa calissin, bunu basaramayacak ve herzaman bir bilinmeyenle, ispat edilemeyenle karsi karsiya kalacaktir.

Iste insanoglunun bu bakis acisinin bu gercegi, onu hicbir zaman tanridan kurtaramayacak ve ona ulasmak icin de onun ideolojik dinini yaratacaktir.

Unutmamak gerekirki, insanoglu butunun bir parcasidir ve her parca gibi kendi parcasina odaklanmalidir. Parcanin butunu ortaya koyma cabasidir ki, ona tanriyi kavramlastirmistir.

HENUZ KENDI PARCASINI BILE ORTAYA KOYAMAMIS INSANOGLUNDAN, BUTUNU ORTAYA KOYMASINI BEKLEMEK SPEKULASYONDAN BASKA BIRSEY DEGILDIR.

Yapmasi gereken kendi parcasinin yasam ve iliski ve iletisimini ortaya koyup, diger parcalarla uyumlu bir sekilde gecinmek ve onlari kendi parcasi yararina-kendi arasinda bolunmeden ve ayrilmadan-kullanmak ve onlardan yararlanmaktir.

Insanoglu ancak bunu basarabilirse, tanridan ve ona ulasma istegi dini orgutlemekden kurtulur.

Aksi bilinmezlik bataginda bogulmak, kendini gorememek, kendini kendi disina baglamak ve kendinin kontrolunu kendi disindaki bir guce vermektir.

BU GUC OYLE VEYA BOYLE KAVRAM OLARAK TANRIDIR.
Sorumuz:INSANOGLU KENDI YASAMI ILISKI VE ILETISIMINI KENDISIMI YASAYACAK, YOKSA BASKA BIR GUCEMI TESLIM EDECEKTIR?

Bu soruya verilecek cevap, insanoglu butununun ve her bir kisisinin yasam anahtari olacaktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Ateist kavrami

evrensel-insan
19-06-2008, 02:05
Saygideger arkadslar;

"Ateist" kavrami Turkce kokenli bir kavram degildir. Kokeni eski yunanca dan gelir. Yunanca da theos, tanri demektir. A on eki de theos'a -siz ekler. Bu ikisi birlesince athe-kisaltilmis hali, ki kisaltilmasinin sebebi yeni kelimeler turetmek icindir-Tanrisiz anlamini alir.

Atheism-tanrisizlik kavraminin ideolojisi-; atheist' de bu ideolojiye inanan, savunan destekliyen, taraftari v.s. temelindeki tanrisiz olan demektir.

Butun bu etimolojik aciklamadan sonra, konu tanri kavraminda tikanir. Cunku tanri kavraminin evrensel bir tanimi yoktur.

Neyin tanri olarak kavramlastigi, her teist veya ateiste gore ayri bir algidir. Bugun en azindan, tanrinin yansisi olan bir varlik olmadigi metafizik temelde ortaya konmustur.

Dolayisiyle, teist-ateist arasindaki varlik kokenli tartisma-ki var-yok tartismasi-tanri varlik olmadigi icin anlamsizdir.

Yine metafizik temelde, tanri kavraminin bir sezgi oldugu ve duyumunun algilandigi one surulmektedir. Bu temelde ise, tanri kavrami varlik degil bir inanc kavrami olmaktadir. Bu da teist acisindan duyumu alinan bir sezgi, ateist acisindan duyumu alinmayan bir sezgidir.

Ateistler genelde, mustakil var olan varligi dissal yani materyalist ideolojiyle algilarlar.Varliklastiramadiklari sezgiyi de duyumlarini almadiklari icin "yok" sayarlar.

Ateizm, koken olarak tanri kavramina degindiginden, tanrisizligi-oyle veya boyle-savunan herkes ateisttir.

Ateist olanin idealist olamayacagi anlami cikarmak, metafizik temelde yanlis olabilir.

Sonucta metafizik temelde varlik nedir?, nasil ortaya cikmistir?, nerden gelmistir?, nelere varlik denir? v.s. gibi sorularin hem bugun evrensel bir ortak cevabi yoktur, hemde epistemolojik temelde ortaya konanin siniri bugunku sinirdir. Herzaman da bir bilinmeyen olacaktir.

Dolayisiyle konu bireysel temeldeki tanriya inanip inanmamadan ziyade; metafizik temelde varligin felsefe konusu ve ifadesidir.

Diyalektigin temelini ortaya atan Kant bile, materyalizm den ziyade "Noumena" kavramiyla-kendi icindeki sey-idealizmi savunmustur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Ufuktaki Iran "Tehlikesi"

evrensel-insan
29-06-2008, 19:36
Saygideger arkadaslar;

Bilindigi gibi, amerikan idealizminin soylevleri son zamanlarda Iran uzerine yogunlasmistir. Onlara gore, Iran "demokratik" bir ulke degildir. Isin ozunde su yatmaktadir.

Iran, islam kokenli bir musluman ulke olup seriat kanunlariyla yonetilmekte, yani amerikan idealizmine gore, radikal islami yururlukte tutan bir ulkedir.

Amerikan idealizminin islama bakis acisi ise, malum "ilimli islam politikasi" yani, islami ilimlastirarak, dinler arasi dialog yoluyla, evengalizme donusturme cabasidir.

Amerika'daki Obahama gelismesi ve Fettullah Gulen'in Turkiye'ye gelebilmesinin onunun acilmasi; Ister istemez insanin aklina su soruyu getirmektedir.

Acaba, amerikan idealizmi, ulkesi Amerika eliyle bir politik degisikligemi gidiyor? Bu politik degisimi Ortadogu'ya yansitmak icin, oradaki ulkelerde de uygulamak gerekirmi?

Sonucta, Iran rejimi, amerikan idealizminin gelecek ortadogu planlari onunde bir "engel" ise, bu engeli asmasi gerekir. Ki Iran'a savas soylemleri de bunu dogrulamaktadir.

Peki amerikan idealizmi, destek almadan bu savasa girisebilirmi? Bence, hayir. Peki Amerikan idealizmine en buyuk destegi-Iran'a savas konusunda-verebilecek en uygun ulke -her bakimdan-hangisidir?. Tabiki, TURKIYE. Hem komsusudur, hemde ilimli islama alistirilmaktadir.

O zaman mesele sadece, Iran'a saldirabilecek dusunce yapisini, yani ilimli islami evengalizme peskes cekecek ve radikal islama karsi cikacak dusunce yapisini, Turkiye'nin basina getirip, iktidar yapmaktir.

Bu basarilirsa, Amerikan idealizmi, Iran'a savas acacak gucu ve yardimi kendine saglamis olacaktir.

Bu savastan tek galip cikacak olan da, amerikan idealizmi olacaktir. Hem muslumanlar arasi bir sorunu korukleyecek, hem Iran'i-ki bunu daha once Irak savasinda yapti- hem de Turkiye'yi her turlu yipratacak ve belkide Orta dogu'daki Israil temelli evengalizmin yayilmasinda onemli bir adim atacaktir.

Iste, ABD' deki gelismeler ve F.GULEN OLAYI BOYLE BIR BUYUK TEHLIKEYE ISARET ETMEKTEDIR. ILERIDE OLASI BIR, TURKIYE DESTEKLI, ABD'NIN IRAN SALDIRI VE ISGAL GIRISIMI.

Umarim bu konuda, Turkiye'nin vakti vardir. Bu tehlikeyi gundeme getirir ve tedbir almaya calisir. Aksi, Turkiye'nin tarihsel macerasinda yeni bir boyuta girmesi ve amerikan idealizminin amaci dogrultusundaki gorevini yerine getirmesi-kendini harcamasi pahasina-olacaktir.

O yuzden bundan sonraki gelismeler cok yakindan izlenmeli, takip edilmeli ve her gelisme; nedenlenip, sorgulanmalidir. Yarin is isten gecmeden.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Enine-Boyuna Ergenekon

evrensel-insan
11-07-2008, 00:26
Saygideger arkadaslar;

Ergenekon, ismiyle bilinen, icerigi terore ve darbeye baglanan harekatin; nasil bir amac guttugunu algilamak icin, konunun enine boyuna nedenlenip sorgulanmasi gerekiyor.

Once isminden basliyalim. Herkesinde bildigi gibi, tarihsel temelde ergenekon; Turklugun cikisi ve tarih sahnesinde kalmak istemesinin epik bir efsanesidir. Isminin bu olmasi, ilk akla gelisiyle, bu harekatin Turklu'gu yipratmak oldugu ortadadir. Icerik olarak, teror kavraminin yakistirilmasi; olaya terore yeni bir boyut katmak ve belkide PKK'ya yonelmis dikkati, bu harekatin yonune cekmektir.

Bu harekat, gorundugu kadariyla ve tutukladiklarinin ismi ve bilinirligi temelinde kimleri hedef almaktadir? Milliyetci-ulusalcilari, Ataturk'u soyle veya boyle savunanlari, bu savunu temelinde, laik ve cumhuriyetci kesimi ve en onemlisi; ulusal devletin guvencesi olan TSK'ni.

Butun bunlari kim yapmak ta ve bu olaylar kimin iktidarinda olmaktadir? AKP' hukumetinin.
Olayin bir baska boyutuda, AKP'nin sanki kendini halka ve kamuoyuna nefret ettirme cabasidir.

Toplumun en cok guvendigi kurum hangisidir? ordu, AKP orduyu suclamaktadir.
Toplumun en nefret ettigi olay nedir? Teror olaylari.

AKP ne yapmistir? Toplumun en cok guvendigi kurumla; toplumun en cok nefret ettigi olayi birbiriyle birlestirmis. Yani nefret ettiginin sebebi olarak, en guvendigini gostermistir.

Ayrica, toplumun oyle veya boyle dusunce ve davranislariyla belirli bir taktirini kazanmis kisileri de; bu konuda suclamistir.

BU AKP'NIN INTIHARIDIR.

Bir parti, kendi kendine intihar etmek istermi? bu bilinmez ama, kendisinin kapatma davasi paralelinde de bu intihar ederken, bazi seyleri de yoketme cabasidir.

Zaten gestopik yontemle yapilan tum gozalti girisimleri ve olayin hukuksuzluk boyutuna, siyasi tek yonlendirimin de eklenmesi, bu intihari hizlandirmaktadir.

ERGENEKON DOSYASI, AKP'NIN INTIHAR DOSYASIDIR.

Olayin bir baska yonude tutuklama gunlerinin tarihleridir. Her iki tarihte de, Kibris konusunda cok onemli kararlar alinmistir. 1 Temmuz gunu Kibris adina imzalanan tek ulke, tek devlet, tek yonetim anlasmasi; 50 yillik Kibris macerasinin ve KKTC' nin de sona erisidir.

Bu konuya cok onem ve deger veren kuruluslar, ayni gunki, tutuklamalarla uyutulmus ve Kibris sessiz sedasiz, Rumlara teslim edilmistir.

AKP artik intihara kalkmistir ve intihar etmesi emredilmistir.Fakat ayni bir intihar bombacisi gibi; kendi giderken mumkun olan tahribati da yaparak gitmektedir.

Belki bize dusen gorev; bu tahribatin nedenini, icerigini ve nelere yol acabilecegini, iyice nedenlemek-sorgulamak ve algilamak olmalidir.

Sebebi de yapilmak istenen tahribatin basarisinin az olmasi ve tamir edilir olabilmesi olacaktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Ayrim-Fark-Uzlasma

evrensel-insan
11-07-2008, 01:09
Saygideger arkadaslar;

Ben daha onceki yazilarimda, evrensel temelde dusuncenin kokeninin nasil bir ayrilmisligin ayrimcilik temeline oturtuldugunu ve bu kokenin sorgulanamazligini ve sorunun insan kokenli kaynagini defalarca belirtmeye calistim.

Bu gun sozluk anlami temelinde ayrim ve fark kavramlari ayni kefeye konmakta; boylece olasi bir uzlasinin onu kesilmeye calisilmaktadir.

Ayrim, iki seyi birbirinden koparmak, birbiri arasindaki iliskiyi kesmek, iki ayri yon yaratmak ve ayrilanlar arasi savas ilan etmektir.

Fark ise, bir seyin diger seyden farkli olmasidir.

Burada isleyen duz mantik" madem farklilar, o zaman ayrilsinlar" mantigidir. Halbuki, evrensel temelde hersey icicedir ve hepsi bir ayninin urunudur.

Sorumuz o zaman; ayniyi olusturan farklari ayirmak mi? yoksa ayni temelinde farklari birlestirmek mi? olmaktadir.

Insanoglu maalesef, kurmus oldugu evrensel dusunce kokeniyle, tarihler boyu farklari hep ayirmayi yeglemis, bu ayrimi korukluyenler ve bunun icin yasami orgutluyenlerin cikarina alet olmustur. Erk savasi, sahsin egoizm savasi, ve butun insanoglunun kendi bunyesindeki savas; hep bu farkin ayrimindan ve farklar arasi ustunluk kurma cabasindan cikmistir.

Zeistgeist adli videonun bile anafikiri ve yapmis oldugu analizin temelinin bu ayrilmislik temelli mentalitenin ayrimci politikasini, cikar temelinde dunyayi kullanarak uyguladigini gozler onune sermesidir.

Peki farklar varsa, bu farklar nasil bir ayni temelinde ayristirilmadan yasatilacaktir?

Iste burada ayniyi yakalayabilmek ve bu ayni temelinde birlesip, butunlesip, beraberlesip birarada olabilmek; bu farka verilecek yeni bakis acisinda yatmaktadir.

Nedir bu bakis acisi? Bu bakis acisi, bir ayniyi savunmak ve ayni icin mucadele etmek-ki bu ayni insan ve onun insanligidir. Bu ayniligin dusunce ve davranisa yansimasidir-

Ikincisi, farklari bu ayni temelinde yasatabilmek ve farka-biribirine ustunluk kurmadan-diger farklarla birlikte ayni temelinde yasam hakki tanimak-ki unutulmamalidir ki, bu farklardan biride bu farki ortaya koyanin farkidir-

Iste bu yuzden; farkin farkina varmak, ne farki ayirmak ne de gormemezlikten gelmek bir aynilik ilkesidir. Cunku, herhangi bir cikarci farkin, kendi farkinin erkini isteyenin; basarisinin tek yolu, diger farklar arasi dayanismayi kirarak ve farklari kendi icinde yanliz birakarak ve de onlari kullanarak; kendi farkinin hukumdarligini ilan etmesidir.

Bunu onlemenin tek yolu; farklarin biribirinden farksiz olusturacagi birlik, beraberlik, butunluk ve aynilik olacaktir. Iste o zaman farklarin icinden hic bir fark kendi farkinin erkine soyunamayacaktir. Boylece farklarin varligi temelinde farklar arasi ayrilmaz butunluk ve beraberlik saglanmis olacaktir.

Kendi farkimizi nasil korumak, kollamak savunmak istiyorsak; insan ve insanlik temelli cesitliligin de bizim olmayan farklarini-koruyamiyor, kolluyamiyor, savunamiyor olsak bile-saygiyla karsilamak gerekir.

Tek amac farkin insanlik ve insanligina hizmet edip etmedigi olmalidir. Bu temelde insan ve onun insanligina yonelmeyen ve ayrimcilik ve fark erk temelli farklardan arinmak ve soyutlanmak gerekir. Bu da farklarin, birlik ve butunluk temelindeki verecegi arinma ve soyutlanma savasidir.

Uzlasmanin temelide, farklarin insan ve insanliga hizmeti ve birbirinden ayrilmama birbirini destekleme, yardimlasma savasidir.

Uzlasan farklarin savasi, uzlasmayi cikarina ters bulan erk duskunu farkin kendi farkini ustun kilma ya karsi verdigi savastir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Hukuk nedir?

evrensel-insan
11-07-2008, 01:19
Saygideger arkadaslar;

Insani, ve dusunce ve davranista insanligi sunacak olan hukuk; bireysel, insansal ve evrensel olmali; karakteride, hak ve ozgurluk, saygi ve vicdan olmalidir.

Burada bireyin hak ve ozgurlugunun siniri, yine bireyin saygi ve vicdani olmalidir. Iste bireyin bu dusunce ve davranis algisi; onun hukukunu insansal ve evrensel kilacaktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Din Mentalitesi

evrensel-insan
16-07-2008, 03:36
Saygideger arkadaslar;

Bence, dunyadaki dinlerle ve ozelde islam diniyle ugrasmak, onu desifre etmek yerine; insanoglunun tarihine, insanoglunu kendi icinde ayirarak damga vuran din mentalitesine bakmak; onu cok iyi nedenleyip, sorgulamak ve desifre etmek gerekir.

Din mentalitesi, ayrimci ve cikarci dusunceye dayanir. Bu dusunceyi canli tutmak isteyenler, hic suphesiz ki, bu ayrimciliktan cikari olanlardir. Bu cikar, ayrimcilari tarih boyu bizlere sunmustur.

Aslinda, dini ideolojilerin sabit oldugu ve degismedigi soylenir. Bence bu buyuk bir yaniltmadir. Cunku tarih boyu, tarih sahnesine cikmis; tum ayrimci degerler ve ideolojileri, dinin mentalitesine hizmet etmekle kalmamis; tarihin icinde bulundugu doneme gore yiginlari pesinden surukluyerek; dini mentaliteye bir acilim getirmistir.

Buna gunumuzden en guzel ornek, evengalizm ve muslumanliga buna paralel olarak getirilmek istenen iceriktir.

Surasi cok aciktir ki; dini mentalitenin evrensel kokenini ortaya koyabilmek ve bunu dusunce ve davranistan, insanligin ve insanin butunlugu adina silip atabilmek, bilhassa sosyal bilimden arindirabilmek; bence her bir bireyin hem kendi adina, hemde insanlik adina, yapmasi gereken gorevdir.

Oyuzden, herbir insanlik icin savasim veren bireyin, kendi ideolojisini gozden gecirmesi ve eger ayrimci bir temeli varsa, bunu bulup ortaya koyabilmesi ve bunun ancak dini mentaliteye hizmet ettiginin bilincine varabilmesi, insanlik adina atilacak en buyuk adimdir.

Bireyin bunu basarabilmesi icinde, insanoglunun dusuncesini mesgul eden, dunyaotesi, dogaustu ve herturlu spekulatif bilim ve ideolojilerden arinmasi gerekir. Bunun icinde yapmasi gereken, insanin dusunce ve davranis gucunun neyi gercekli olarak ortaya koyabileceginin bilincine varmak ve bunu itiraz kabul etmez bir bicimde ortaya koymak gerekir.

Aksi, dini mentalitenin oyununa gelmektir. Bu oyuna gelindigi zamanda, kazanan tek bir kaynak vardir, o da dini mentalite.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavram

Yonetici bir kavramdir ve mustakil var olan varlikla ozdeslesmistir. Yani, mustakil var olan varliga verilmis kavramdir. Bu kavramla ozdeslesen, mustakil var olan varligin da, hareketi onun ifadesidir.

Konu var-yok tartismasi degil; var olan mustakil varligin, varliginin ve varligini yasatmasinin ifadesel temelde ne oldugudur.

Daha once de belirttigim gibi, materyalizmin tarih sahnesine ciktigi zaman, tek amaci; kendisine karsit olan idealizmi curutme cabasiydi. O zamandan bu zamana koprunun altindan cok sular gecti ve mustakil var olan varlik temelinde materyalizm, madde-idealizm, dusunce karsitligina da ortaya koyan kavram-concept- ideolojisi yeryuzuyle tanisti. O yuzden bugun hala dusunce ve davranisi, gecmis cagin karsitligi temelinde degerlendirenler; kavrami aciklayamazlar.

Kavram konusuna deginen iki ideoloji vardir.Bunlardan birincisi, pozitivizmdir.Kavrami one cikardigi icinde, mustakil var olan varligi "yok" sayma yanilgisina dusmustur. Cunku mustakil var olan varlikla-kavram iliskisini gorememekte, bu ozdeslestirilmeyi, teke indirgemektedir.

Ikinci ideoloji de, kavramcilik-conceptualism- ideolojisidir.Bu ideoloji de, evrensel temeldeki gercekcilik,-ki evrensellerin sadece nesnel oldugunu savunur ve isimcilik,-ki evrenselleri "yok" sayar. Bunlarin cikis noktasi, kavramcilik ta evrenselleri sadece oznel olarak var sayandir.

Herseyden once kavramin varligi ispatlanabilen tek olgudur. Mustakil var olan varlik temelinde Ne idealizm ne de materyalizm bu olguyu "gormemezlikten gelir" ve ideolojilerine oturtamaz. O yuzden de var-yok karsitligina tikanir kalir.

Evrensel temelde ise kavramin varligi, hem realizmi-gercekcilik-ki sadece evrenselleri nesnel kabul eder. Nominalizm-isimcilik-ki evrenselleri "yok" sayar. Kavramin varligini ortaya atan kavramcilik-conceptualism- ideolojisi ise; cikis noktasiyla yanlistadir. Yani, evrensellerin sadece oznel varligini kabullenir.

Ben ise, kavramin ne oldugunu; hem mustakil var olan varlik temelinde, hemde evrensel temelde nasil algilanmasi gerektigini defalarca yazdim.

Son olarak sana onerim-senin materyalist oldugunu ve buna paralel olarak gercekci oldugunu dusunerek-Kavrami nedenleyip sorgulaman ve sahip oldugun ideoloji temelinde bir yere oturtman, bunu basarabilirsen, belki o zaman seninle ayni dili konusuyor olabiliriz.O DIL TEMELINDE DE YAZISABILIRIZ.Simdilik bu olanak, olanaksiz gozukuyor.

Not: Kavram temelinde, materyalizm, mustakil var olan varligi "dissal"; idealizm ise "icsel" ortaya koyar.

En azindan senin bir materyalist olarak savundugun ideolojindeki kavram algisini alglaman icin bu notu ekledim. Eger buradaki getirileni materyalist temelde kabullenmezsen; tekrar ideolojini degerlendirmeni oneririm.

Genelde, materyalistler, kavram-mustakil var olan varlik iliskisinde, kendi ideolojilerinden ziyade, ya pozitivizme ya da idealizme saparlar. Bu da materyalistlerin, kavram temelinde icine dustugu cikmazdir.

Nihilizm, yani yokculuk, hiccilik de kavrami; hem pozitivizm-mustakil var olan varlik "yok" tur temeli, hemde, nominalizm, evrenseller "yok" tur temeline indirgeyerek nihilizmi ortaya atmistir.

O yuzden eski materyalistlerin ve realistlerin nihilist olmasi ve bu temelde de idealizme sapmasi gayet dogaldir. Cunku cikis yolunu ancak nihilizmin getirdigi ego temelli bencilliklerinde bulmaktadirlar.Marxistler ise, hala kavramin bilincine varamamis, nihilizmle tanismamis veya tanistiktan sonra, terorizme veya anarsizme yonelmislerdir.

Kavramin tarih sahnesine felsefe, sosyal, siyasal ve bilim alanindaki cikisi ise; bugunku karmasaligi ve kaosu beraberinde getirmistir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavram felsefesi

evrensel-insan
19-07-2008, 05:39
Saygideger arkadaslar;

KAVRAM-CONCEPT-Tarih sahnesine, insanoglu dusuncesinde onemi algilandiktan ve insanoglunun davranisina ifade olarak yansidiktan buyana;Tum yasami yoneten ve yonlendiren aliskanliklarda ve bu aliskanliklarin alisilagelmis dogal dusunce yapisinda ; hem bir devrim yapratmis, hem de bu devrimle birlikte kaosu ve celiskiyi alisilagelmis felsefe, bilim temeline tasimistir.

Kavramin yaptigi bu devrim, butun eski bilinen ideolojileri ve bilime bakis acisini kokunden sarsmis, ve yeni bir suru felsefi, bilimsel bakis acisinin da dogmasina sebep olmustur.

Surasi bir gercektir ki, dogal ve alisilagelmis bakis acisinin dusunce ve davranisindaki bu devrim, hem dunyayi hem insanligi hemde insani-hem bireysel hem de evrensel temelde-tarihin gerisine cekmeye, bosluklar yaratmaya ve insanoglunu eskiden oldugu gibi, insanlik disi ve guc temelli davranisa zorlamistir.

Bugun insanoglunun ve onun yonetip yonlendirdigi dunyanin, icine dustugu cikmaz, bence akil yapisinin son ve nihayi cikmazidir.

Ya bir cikis noktasi bulunacak-hem bireysel hemde evrensel temelde- ve insan ve insanligi, yeni dogal olmayan bir bakis acisiyla tanisacak ve bu bakis acisi temelinde-ki bu insan ve onun insanligidir-hem kendini hem de iliskilerini yeniden ve kokten gozden gecirerek, kendine ve icinde bulundugu dunyaya, hem felsefe hemde bilimde yeni yontem ve sistem getirecek, ya da eski alisilagelmis ve dogal algiladigi dusunce ve davranista hem kendini hem insan yapisini hemde insanligini, aklinin sinirlari temelinde tarihe gomecektir.

Onerim, kavramin insan hayatindaki onemini ve yerini iyi algilamak ve bunun icinde tum dusunce kokenini ve onun dogal attedilen dusunce ve davranis yapisini ve onun getirdidgi sabit bakis acisini yeniden gozden gecirmektir.

Bireyin hem insansal hem de evrensel dusunce ve davranisi acisindan. Benim cikis yolum bu konuda felsefidir. Kisaca kavramin, hem mustakil var olan varlik temelinde, hemde evrensel temeldeki, birligini, butunlugunu ve beraberligini sunmaktadir.

Kavramin, felsefenin metafizik dalinin-ki varligi her yonuyle sorgulayan dali-getirdigi temeldeki, yeni bakis acisini vermekte ve alisilagelmis bakis acisini curutmeye yoneliktir. Kavram ya evrimci olarak insanoglunu kaos icinde tutacak ve yasadigi dunyasini ve kendini algilanmaz kilacak; ya da devrimci temelde, insanogluna hem bireysel hemde evrensel devrimi yeni bakis acisiyla yaptiracaktir.

Bu secimin zamani gelmis ve gecmektedir.

Yasamin, iliskinin ve dusunce ve davranisin bir eziyet, aci kesmekes ve kaos temelli celiskimi? yoksa, bir eglence, zevk, uyum, ve kosmos iceren bir iliski mi oldugunu herkes kendini aynada gorerek karar verecektir. Verdigi karar dogrultusunda da kendine bir yol cizecektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavram nedir, ve nasil olusturulur?

evrensel-insan
21-07-2008, 15:26
Saygideger arkadaslar;

Kavram-CONCEPT-kelime anlami olarak, hamilelek, gebelik, doguma yonelen demektir.Yani, beynin hamile kalmasi, ya da gebe kalmasidir.

Beyin nasil hamile kalir? Beyin, herhangibir somutu-maddeyi-yansi yoluyla, 5 duyuyla; veya bir soyutu,-inanci- duyu yoluyla algilar, bu algilama SORUDUR. Sonra bu soruyu, algiladigiyla ISARETLER. Yani ozdeslestirir.

Boylece SORU ISARETI-?-beyinde hamile kalir. Goruldugu gibi, beyin hamile kaldiktan sonra, artik soruyu-ki beyinde- ve isareti-soyut veya somut- biribirinden ayirmak imkansizlasmistir.

Bu soru isaretine bir cevap vermek gerekir. Iste o cevap kavramdir. Yani hamile kalan beynin-soru isaretine-dogumudur.

Madde dilinden konusacak olursak; YANSI, BEYINDE SORU OLARAK BELIRIR, BEYINDE BU BELIRLEDIGI SORUYU ISARETLER. Dolayisiyle, madde kavrami, hem soru, hem isareti hem de cevabidir.Iste buna uclu ozdeslesme denir.

Kavramlar hep pozitiftir. Pozitivizm adini burdan almistir. Pozitivizm kavrami tek gordugu icinde, yansiyi vereni, yani maddeyi yok sayar. Idealizm veya materyalizm, kavrama bir acilim getirmemistir.

Kavramlar ayni zamanda, belgit, axiom, yani ispati gerekmiyen olgulardir.

Sorun ise, bundan sonra, yani kavramin kullaniminda, diger bir deyisle ifade edilisinde baslar. Ifade ya kavrama paralel- yani positif, ya da kavrama ters-yani negatiftir.

Kavramin, isaret olarak, bir soyutlami yoksa bir somutlami ozdeslestigi bilinemedigi veya algilanamadigi icin, cikan ilk ifade sorunu kavramlananin, oznel mi nesnel mi oldugudur. Daha sonraki sorun, inancmi maddemi oldugudur. BIR MADDEMI, DUSUNCEMI URUNU OLDUGUDUR. Kavramlastirilanin var mi, yok mu oldugudur.

Buradan da kavramin karakteri ortaya cikmaktadir.Soru ve isareti-ikilem,kavramlayan ve kavramlanan-karsitlik, yani X in cizgisel hali, yani 4'lu kesisimdir.

Yine ifade de yasanan bir sorunda, ifade eden beynin tek olmasi, kavramin ise evrensel olmasidir. Sevgiyi ornek alirsak;soruyu isaretleyen ve bu isaretin sevgi oldugunu dusunen, beyin; bu sevgiyi, bir baska vucutla ozdeslestirir. Bu rada ki sorun sevgi uzerine ozdeslenen vucudun, bu isareti isaretlememis olmasidir. Boylece sevgi tek isaretleyen tarafindan vardir. Uzerine isaretlenen tarafindan degil. Eger, soyut degerler, hem isaretleyen hem de uzerine isaretlenen ile ortusurse; iste o zaman andlasma saglanir. Aksi taktirde tek taraflidir. Tum soyut degerler icin bu gecerlidir. Dogru, iyi, demokrasi, hak, hukuk v.s.

Kavramin bu uclu ozdeslesmesinden dolayidir ki-soru, nokta;isaret, positif; ve cevap-isim veya adlama, bir dir.Yani-bir pozitif nokta.

Ne madde, ne dusunce ne de kavramin kendisinin metafizik-yani varlik temelinde evrensel bir ispati veya kabulu yoktur. Cesitli ideolojiler, bu uc ayri ogeyi teke indirgeme veya ilkleme mucadelesi vermektedirler. Bu teke indirgemenin sebebide; alginin noktasal olmasi ve dilin noktasal icerikte olmasindandir.

Burada ki benim aciklama yontemim, cizgisel (linear) ve yansal (lateral) dir. Yani ozdeslenen ve biribiriyle kesiserek teke indirgenmeye calisilani; yanyana ve cizgisel olarak ortaya koyar, bu ortaya koyusta-yanlamasina, birbirine bitisik- (juxtapositional) temellidir. ki bu 3 bacakli Y dir.

Kavram konusu yasamin ve herseyin ne olarak ve nasil olusturuldugunu bize anlatan bir olgudur.O yuzden algilanmasi cok onemlidir.

Eger yazilarima, soru, yanit ya da katki gelirse devam edecegim.

Saygilarimla;
evrensel-insan



Kavram cevap

evrensel-insan
22-07-2008, 01:57

Iste en ilginc nokta da burasi; sezgi olarak algilanan soyutlar da kavram oluyor. Onun var-yok tartismasi ifadeye giriyor. Var olmayan sey, mesela ne?Eger bir cevabin varsa, o kavramdir. Var olmayan sey, sana gore tanri olabilir. Iste o tanri kavramdir. Yani kavramlar, bana gore sana gore olmaz, evrenseldir. Bana gore, sana gore olan; kavramin ifadesidir ve oznenin ozel yorumudur. "Tanri yoktur", diyemezsin, cunku tanri kavramdir ve evrensel olarak tanri kavrami vardir. Yok olan senin ozel ifadendir. Yani "var olan tanri kavrami, benim icin birsey ifade etmiyor" diyebilirsin. Ama tanri kavramini inkar edemezsin.

Buna en guzel ornek, dogaustuluk ve dunyaotesilik. Ayrica sciencefiction, yani, bilimkurgu. Bugun, insanoglunun beyninde, cevap bulan her soru isareti, ki buna hayaller de dahil; kavramlasmistir. Oyuzden, ifadeye gecmeden once, kavram oldugunun bilincine varilip; ne oldugu ve nasil olusturuldugu aciklanacak. Iste o yuzden ben tanri nedir yazisini yazdim. Kavramlari, ifadeyle curutmek mumkun degildir. Ancak, ne oldugunu ve nasil olustugunu aciklayarak-tabi once algilayarak-curutulebilir. Var ve yok, kavramin bir ifadesidir. Kavrami aciklamaz. Yani var veya yok ifadesine girilirse; kavram bastan kabullenilmis olur.

Kavram olmayan sey demek, sorusunun isaretlenmemesi demek. Bugun dil de ne varsa, kavramlasmis demektir.

Kavramin kendisi var demektir. KAVRAM=VAR.

Bugun bahsedebildigin hersey, kavramdir. Onu ifade etmeye yonelmek yorumdur. Ozneldir. Kisaca, KAVRAMIN DISINDA HICBIRSEY YOKTUR. Hersey kavram bunyesindedir.

Bundan sonra insanoglunun soracagi tek bir soru kaliyor: EGER ALGILAYAN OZNEYSE, YANI INSAN, ALGI KAVRAMSA-YANI, MADDE-DUSUNCE; PEKI O ZAMAN ALGILANAN-YANI YANSIYAN VEYA SEZILEN, ama henuz kavramlasmamis olan- NEDIR?

Saygilarimla;
evrensel-insan

 Kavram Cevap
 
evrensel-insan
22-07-2008, 21:35

Kavramlar evrenseldir. Kisinin bilip bilmemesi degildir, konu.

Kavrayamamak, kavrama verilen ifadeyi algilayamamaktir. Neyin, insanoglu kesvedip, kavramlastirmadan once var olup olmadigi; ancak kavramlastiktan sonra, yani var kilindiktan sonra algilanir.

Mesela, evrensel-insan kavramini ilk ben kendimi isaret ederek yarattim, kendimle ozdeslestirdim ve kavramlastirdim. Ondan sonra artik o kavram vardir. Varligindan haberdar olmak ya da olmamak, tamamen yansiyla ve duyumla baglidir. Evrensel-insanin yansisini ve duyumunu alanlar icin vardir, almayanlar icin yoktur, ya da baska bir deyisle almayanlar, evrensel-insanin varligindan haberdar degildir. Ama evrensel, temelde yaratilmistir ve vardir. O yuzden, kavram hem evrensel temelde vardir, hem algiliyan-yani yansisini ve duyumunu alan-icin vardir.

SADECE YANSISINI VE SEZGISINI ALAMAYAN, ALGISINI ALAMAYAN ICIN O KAVRAM YOKTUR VE O KAVRAMIN VARLIGINDAN HABERDAR DEGILDIR.

Bu haberdar olmama durumu, sadece haberdar olmayan icin gecerlidir. O nun da bu kavramla ilgili ifadesi yoktur zaten. Haberdar olduktan sonra, kavrami inkar etmek mantik disidir. Sadece istenirse, ancak negatif ifade edilir.

Insanoglunun haberdarligi, ancak kavramla mumkundur. Fakat, bu haberdarlik, noktasaldir. Sorunda, kavramin bunyesinde neleri ozdeslestirdigini, algilamamak
-ki yukaridaki yazimda izah ettim-ve sadece tekini kabule yonelmektir. Bu yuzdendir ki; ideolojiler arasinda, maddeciler, dusunceciler ve kavramcilar ayrilir, buna paralel olarak; realistler, idealistler,isimciler ayrilir.

Iste bu ayrimin sebebi, ozdeslesmeyi algilayamamak; her bir ozdeslesen ogenin farkliligini tek ve oburlerini goremez temelde degerlendirmek.

Iste sorun ve tartisma budur. Bu tartisma, hem felsefeye hem de bilime yansir. Hem de varligin ne oldugunun evrensel bir ortak noktasina varilamamasini saglar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 Kavram Cevap
 
evrensel-insan
22-07-2008, 23:15

Sana kavramin ozdeslestirdiklerine ornek-ki benim verdigim ogeler, temel ve kokensel ogeler-soyle bir aciklama yapayim.

Ben Evrensel-insan'i bu site icin yarattiktan sonra.-bu da kisaca, siteyle tanistiktan sonra, bir soru belirdi. Sorunun isareti siteydi ve soru isareti cevap olarak, evrensel-insan diye, yansidi bana-siteye girdim ve sitedekiler, benim varligimdan-kavramimin, yani evrensel-insan'in yansisini algilayarak-haberdar oldular.

Benim, site oncesi ve site disi da bir dunyam var. Fakat ailemin ve yakinlarimin disindakiler, benim varligimi bildikleri halde, evrensel-insan'in varligindan haberdar degiller. Velevki haberdar olsalar bile, evrensel-insan'in ben oldugumdan haberdar degiller.

Dolayisiyle, bir varligin birden fazla kavrami vardir. Bunlardan birinden haberdar olmak; varliktan haberdar olmayla esdegerlidir. Ama ayni varliktan, cesitli kavramlarla haberdar olunacagi gibi; kavramlar arasi baglarin oldugundan da haberdar olanlar ve olmayanlar vardir.

Iste bu celiski tamamen, mustakil var olan varlik icin gecerlidir. Evrensel temelde boyle bir sorun yoktur. Iste bir varligin cesitli kavramlari arasindaki bag ve cesitli kavramlarin ayni varligi isaret etmesi, bu cesitliligin bir parcasidir. Bu benim kavramlarimdan, beni tanimlamayla da orantilidir.

Beni, kendi ifadeleriyle taniyanlara gore; bana ayrica benim disimdakiler tarafindan da kavramlar yuklenir. Bu kavramlardan, kavram yuklenenin-benim- haberdar olmasi ise; yine onun-benim- o kavramin yansisini veya sezgisini algilamasiyla paraleldir. Iste bu cok onemlidir.

ACABA, MADDE KAVRAMINI YUKLEDIGIMIZ, KENDISINE YUKLENEN BU KAVRAMDAN HABERDARMIDIR? HABERDAR OLMA OLANAGI VARMIDIR? BU KAVRAM ONA MI AIT, YOKSA BIZIM YUKLEDIGIMIZ BIR KAVRAMMIDIR?

BIZ YERYUZUNDE YOKKEN, KAVRAM YOKKEN VE KAVRAM YUKLEME OLANAGI YOKKEN MADDE KAVRAMI VARMIDIR? MADDE KAVRAMI YOK ISE, OLANIN VARLIGINI NE, KIM, KIME ve NASIL ORTAYA KOYACAKTIR? ve son sorumu buraya birdaha alintiliyorum.

Bundan sonra insanoglunun soracagi tek bir soru kaliyor: EGER ALGILAYAN OZNEYSE, YANI INSAN, ALGI KAVRAMSA-YANI, MADDE-DUSUNCE; PEKI O ZAMAN ALGILANAN-YANI YANSIYAN VEYA SEZILEN, ama henuz kavramlasmamis olan- NEDIR?-e.i.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kavram Cevap

evrensel-insan
22-07-2008, 23:29

Kısa bir soru. Soyutlama iradidir(irademiz dahilindedir-öznel, kaynağı nesnel diyecem kabul etmeyecen). İrademizin dışındakiler yada o alan nedir?

Irade kavramini, sen nasil ifade ediyorsun, bilmiyorum ama; kavram bir soyutlamadir.Bu soyutlama, hem bir somut-madde-, hemde bir soyut-inanc, dusunce-uzerine yapilir.

Yani kavramsal soyutlama; hem somut hem de soyut bir degerle ozdeslestirilir. Irademizin disindaki-yansisini-ki madde- ve sezgisini-ki inanc, soyut- algiladigimiz hersey kavramlasmistir.

Eger henuz, yansisini ve sezgisini algilayamadigimiz bir sey kavramlasmamissa, zaten ifadesi mumkun degildir. Bu evrensel, yada oznel-kisisel- duzeydedir. Kisisel duzeyde ise; kavramlasandan haberdar olup olmamak gecerlidir. Haberder degilse, kisi onun icin olmayan sey; aslinda evrensel temelde kavram olarak vardir.Taki o da haberdar olana kadar. Senin sorun suna mi paralel?

Bundan sonra insanoglunun soracagi tek bir soru kaliyor: EGER ALGILAYAN OZNEYSE, YANI INSAN, ALGI KAVRAMSA-YANI, MADDE-DUSUNCE; PEKI O ZAMAN ALGILANAN-YANI YANSIYAN VEYA SEZILEN ,ama henuz kavramlasmamis olan- NEDIR?-e.i.

 Kavram Cevap
 
evrensel-insan
22-07-2008, 23:46

Bundan sonra insanoglunun soracagi tek bir soru kaliyor: EGER ALGILAYAN OZNEYSE, YANI INSAN, ALGI KAVRAMSA-YANI, MADDE-DUSUNCE; PEKI O ZAMAN ALGILANAN-YANI YANSIYAN VEYA SEZILEN ,ama henuz kavramlasmamis olan- NEDIR?-e.i.

Kisaca, seyden-ki sey de dahil, cunku o da kavramdir-kavrami ve tum kavramsal ozdeslesimleri-ki buna var-yok ve varlik, madde-dusunce dahil-cikarirsak, geriye kalan nedir? ISTE SORU BUDUR!

Felsefi olarak, henuz bu soru sorulmamistir. Yalniz madde mi-dusunce mi? sorusundaki en son durum kararsizliktir. Kavram konusunda ise, en son durum; hem oznel, hem nesnel olundugudur. Bu ikilik ise bir kritiktir.

Bu felsefedeki ve onun bilime yansisindaki cikmaz durum; noktasalliktan ve teke indirgeme zorunlulugundan dogmaktadir.

Benim bakis acim ise tamamen farklidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
23-07-2008, 00:32

sen yükledin diye bir yüklenen yok diyemezsin. Yüklenen var ki yükleyebiliyorsun ve sen yüklemesende yüklenen var, illa tanımlaman gerekmiyor. O yüzden özneli, yüklemli alan özneldir, yüklenilen şey ise nesnel(zaman konusunda söyledik). Bir ayrım koyalım;-spartacus

Sonucta hep ayni nakarat ve suclamayla karsilasiyorum, onemli degil; alistim zaten. Yalniz, ben nerede "yok" diye bir ifade kullandigimi gosterebilirsen sevinirim. Sakin, bu senin; benim yazdiklarimdan cikardigin bir ifaden olmasin!

Eger yuklenilen sey nesnelse; soyut terimlerin nesnelligini bana aciklarmisin? Dogru, iyi, guzel, sevgi, ask, demokrasi, hak v.s. Mumkunse, bunu bir ozdeslestirme yapmadan, belirtmeni istiyorum.

Aslinda, pek ilerliyemiyoruz, sonucta donup dolasip; ayni yerde takiliyoruz. Ama inan ben hic yorulmuyorum, bir milim bile ilerlenilse, o bana yetiyor.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 
evrensel-insan
26-07-2008, 01:59
Basit bir biçimde parmağına bak, ne görüyorsun?

Henuz, konusamayan ve daha vucudunun organlarini tanimamis olan bir bebek, ne gorur? Zaten basit bir sekilde bak dediginin, tanimini vermissin. Yani, biri senden once bakmis ve sana onu tanitmis.

Kisaca, sana bir daha izah etmeye calisayim. Birincisi, bu sorudaki ogeler. Parmak, goz, bakmak, gormek, beyin, kavram, dusunce.

Beyin, parmakla iliskiye gecer, beyinde soru olusur, bu soru parmagi isaretler. Boylece soru isareti olusur. Bu soru isareti, cevap olarak, parmagi ortaya atar-hem lingual, hem de langual temelinde- bu parmak kavramiyla ,isaretleneni, ozdeslestirir. Buradaki "parmak" hangisidir? kavram mi?-ki lingual, langual temelde-isaret mi?-ki burada da isaret eden ve isaret edilen ikilemi vardir.

Yani, kisacasi; hem oznel-parmaga bakan, hem nesnel, kendisine bakilan; bir icicelik; hem, kavram-evrensel, hemde parmak, mustakil var olan varlik, icicedir. Ayrica, beyinde; soru isaretinin cevabi olarak, parmak sekillenmis ve noktasal olarak, kavramlandirilmistir. Ayrica, parmak, isaret olarak beyne yansimis ve bu yansisi algilanip, kavramlastirilmistir. Bunu soyle de izah edebiliriz.Tek elini arkaya koyup, "arkamda kac parmak var" diye sordugunda; parmaklar, gorulmeden ve bir elde 5 parmak oldugunu ogrenmis olarak 5 dersin. Bura da, beyin daha once resmini cektigi ve kavramlastirdigi elin ve 5 parmagini, gormedigi halde, hafizasindan cikarir.

Gordugun gibi, konu; "parmak var mi? yok mu? sorusuna verilecek cevap degil; neyin, ne sekilde ve ne olarak nasil olusturuldugunun aciklayici izahidir. Cunku zaten, parmak hem evrensel temelde kavramlastigi, hemde oznel temelde hafiza da yerini aldigi icin, var mi? yok mu? sorusu; hem abestir, hem de mantik disidir.

Bu sekilde tikanik ve acilima acik olmayan, sorular, artik tarihe karismistir. Cunku, verilecek cevap; ya bilinen cevabi tasdikler, onaylar; ya da karsi bir cevapla tartisma acar. O yuzden, bu tip sorularin acilimi ve bilgi duzeyi yoktur.

Benim sana sorum ise; neyin, sey olarak-ki burada parmak-ne sekilde ve nasil olusturuldugunu, saglayan, gerceklestiren, belirten, ortaya atan, kalici kilan, sey;insanoglumu dur? Yoksa degilmidir?-degil se eger, kimdir veya nedir?
Gordugun gibi, soru seklim bile, var mi? yok mu? icerikli degil.

Saygilarimla;
evrensel-insan



Anti-teizm ve dini mentalitesi

evrensel-insan
27-07-2008, 20:22
Saygideger arkadaslar;

Ronesans'la-1440'lar-birlikte, insanoglunun yeni bir alternatif bakis acisina; anti-teist bakis acisina kavustugunu belirtmistik. Fakat, burada ki, en onemli konu; anti teizmin tek basina teizme karsi zafer saglamasinin mumkun olmayacagidir.

Bunun sebebi, kokeni ve sorgulanmayan temelleri, ayrimcilik ve ayrilmislikla sekillenmis evrensel insanoglu dusuncesinin; bu kokeninden kurtulamamis olmasidir. Anti-teizm, insanoglunun, dusunce cikmazinin, bir ucundan; oteki ucuna gecisinin baslangicidir.

1440'lardan gunumuze kadar da gecen 500 kusur sene zarfinda, ayni dusunce kokeninin baska ayrimci kavramlari turemis, ve insanlik, bu sefer bu kavramlar yuzunden, savastirilmistir-ki bunlardan biri milliyetciliktir-Ustelik, bireycilik kavrami turetilmis; ve bu da tanrisiz bir gucun, insanlik uzerinde azraili olmustur.

Ustelik dunya da bugun hala, teist koken onde gitmekte ve ayrimci kokendeki rakibi, anti-teizmi yok etmeye ugrasmaktadir.

AYNI KULVARDA YARISAN ANTI-TEIZMIN, TEIZME KARSI SANSI YOKTUR.

Insanoglunun, tamamen selametinin saglanmasi icin, yeni bir kulvar bulmasi ve bu kulvar da; tamamen, olan kulvarin kokeni ve sorgulanmayan temeli, desifre edilmelidir. Iste bu yeni kulvar, insanoglunu; insan yapacak ve insanlik ozunun ortaya cikmasini saglayacak ve tum insan ve onun insanligi adina yepyeni bir tarih sayfasini aralayacaktir.

Yeterki, insanoglunun tarih sahnesine cikisindan, bugune kadar gelen o ayrimci ve ayrilmislik kokenli evrensel dusunce ve davranis yapisinin, aslinda insan ve insanligi icin degilde; ayrimciligi savunanlarin cikar ve menfaatlerine hizmet ettigi algilansin.

Eger bu algilanamazsa; anti-teizm temelli karsit yapinin da, insanogluna getirdigi avantaj ve yenilikler elinden alinacak ve 1440'lar oncesinin, dini mentalitesine, insanoglu mahkum edilecektir. Benden soylemesi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Bir, butun mudur? parca midir?

evrensel-insan
07-08-2008, 03:58
Saygideger arkadaslar;

Butun, tum, tamam v.s. gibi kelimeler, biri ifade eder. Yalniz, bunlar eger bir kap ise ve boyutu varsa, o zaman icinde de parcalari olmasi gerekir. Dolayisiyle, insanoglu olarak ortaya konan, butunun kendisimidir? yoksa parcalardan birisinin butunumudur? Eger, ortaya konulani bir nokta olarak algilayacak olursak; bu nokta aci yapacak bir sekilde, cizgiye tasindiginda, ve bu cizgiler, birbirinden bagimsiz olmadiginda-ki cizgiler paralel degildir ve biribirine zit olarak biribirinden uzaklasir. O zaman, noktanin, baslangic ozelligi, birdir. Ustelik bu nokta, bir kavram ve ifade oldugundan da pozitiftir.

YANI EN ILK VE EN SON DURAK OLARAK NEYI ORTAYA KOYARSAK KOYALIM-ki bu, tanri, madde, enerji, evren, kavram v.s. olabilir-Mutlaka, bu ortaya konan BIR POZITIF NOKTA dir. Y cizimiyle ifade edilir.

Bu, bir pozitif noktamiz'in hareketi de, ikilem ve karsitliktir. Bu da bir pozitif nokta'nin karakteridir ve X ile ifade edilir.

Iste insanoglunun fonksiyonu bu sabitlenmis sey ve hareketten sonra devreye girer. Insanoglunun yaptigi ise, ikilem ve karsitliklardan birini digerine tercih ederek noktalamasidir.

Iste sorun, karsitlardan hangi birini noktalarsan noktala, karsitlardan digerine, yani noktalamadigina ters dusecegindir. Iste o yuzden, ne ilkin, ne herseyi iceren seyin ne oldugunun, ne neyin var ne neyin yok oldugunun tartismasi anlamsizdir ve, insanoglunun yasamina hic bir katkisi yoktur.

Butun yapilan, butunu parcalama ve parcalardan birini noktalama mantigidir. Yani, butunu ortaya koyamamak, ya da butunu, bir parca olarak ortaya koymaktir. Iste evrensel celiski ve sorun da buradadir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Insanoglu ve Bilginin Kokeni
 
evrensel-insan
20-08-2008, 15:33
Saygideger arkadaslar;

Insanoglu, yapisi geregi; bir fiziksel beden, bir de bedensiz dusunceden, olusur.
Dusuncesi ve onun uretimi, insanoglunun yasamindaki iliskilerini belirler.

Insanoglunun, dusuncesi; yaraticidir ve hayal gucune sahiptir. Bu yaraticilik ve hayalgucu, kavram olarak yansir. Insanoglunun, kavram uretebilmesi icin, madde, yansi, 5 duyu, sezgi, duyum, inanc ogeleri mevcuttur.

Insanoglunun, urettigi kavram; evrenseldir ve somut-soyut,oznel-nesnel, obje-subje; temellidir. Kavramin, uretimi icin algi ozelligi vardir. Ya nesnel, yansisi, subjenin 5 duyusuyla; ya da, oznel sezgisi, subjenin duyumuyla algilanir.

Evrensel olarak kavramlasmis, hersey; bir-pozitif-nokta- uclem, sembolu Y-dir
Kavramlasan hersey de bir karaktere-ikilem ve karsitlik-dortlem-sembolu X-sahiptir. Bu ikisinin birlesimi, 7'li zi (okunusu zay) i olusturur.

Evrensel olarak kavramla ozdeslesmis herseyin, mustakil var olma temeli ise; ifadeye ve ifade edene dayanir. Ifade, edilen kavram; ister maddesel ister inancsal olsun; ifade edenin, yani-subjenin , oznel ya da nesnel temeldeki algisinin bir ifadesidir.

Ifadenin, iki sorunu vardir. Birincisi, ifade edilecek kavramin, evrensel karakteri; ikilem ve karsitlik, ikincisi ifade edilecek olan seyin evrensel yapisi; bir pozitif nokta. Sonucta hangi bir pozitif nokta ifade edilirse edilsin, edilen bir; ikilem, pozitif; karsitlik karekterine sahip oldugu icin; nokta da tartismasaldir. Bu tartisma temeli, bazi tartismasi evrensel olarak algilanan ifadeleri goreceli kilmistir.

Dolayisiyla, bilgi edinme; kavram ogrenimi-ogretimi ve uretimidir. Kavramin, ifadesi ise; bilgi uretmek yerine; one surulen tartismanin ya one suruldugu gibi, kabulunu; ya da reddini getirir.

Bilginin kokeni, kavrami veren hayalgucu ve yaraticiliga, kavrami; ogrenim- ogretim ve uretime dayanir. Bazi kavramlar, tarih sureci icinde, ifade edilmez veya ifade edilemez olurlar. Ya da, bilgisel zenginlik kazanarak, degisime ugrarlar. Ayrica, her cografi toplum, kendi yasam ve iliskileri temelinde; toplumuna has bir kavram yaratabilir. Bu zamanla, kuresellesir veya o topluma ozgu kalir.

Genelde, encok kavram uretenler, ideolojilerdir. Basta soyut olan bu kavramlar, destek buldukca, toplumsallasir hatta kuresellesir. Felsefe ve bilim, en cok kavram ureticilerinin basinda gelir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Saygi ve bilinci

evrensel-insan
24-08-2008, 01:07
Saygideger arkadaslar;

Bugun toplumumuza ve iliskilere baktigimizda; bazi celiskilerin su yuzune ciktigini goruruz. Genel de, kisiler, kendilerine verilenlerle yetistigi ve yetistirildigi icin; herkes, ya bir buyugunun, ya torenin ya da bir gelenegin golgesinde buyur. Dolayisiyle, sahip ciktigi bu deger, onun icin herkesin sahip cikmasi gereken deger olur.

Bu neyi getirir? Bu ilk basta, kendine gore, bu degere uymayana mudaheleyi ve baskiyi getirir. Bu, o kisinin bu degeri koru korune savundugunu ve sahiplendigini getirir. Bu , o kisinin bireysel hak ve hurriyetleri savunamamasini ve savundurmamasini getirir. Bu, kisinin, kendisi icin degil; bu degerler icin yasamasini getirir.

Isin ilginc tarafi, bu degerler ve kavramlarinin algisi soyut oldugu icin, her kisi, kendi algisina gore bu degerleri degerlendirir. Yine kendi algisina gore, bu degerlerin yasam ve iliskide uygulanmasini ve uygulatmasini saglamaya calisir. Iste bu kisilerin, kendine gore toplumsal, ulkesel, yoresel, bolgesel, milli-dini kokensel v.s. yasami ve iliskisi, toplum uzerindeki bir baskidir. Iste bu toplumsal olgu, bilincli olmadigi icin - yani atadan kalma - sadece algilanma temeliyle, uygulanmaya calisilir.

Uygulamayanlar, ya afaroz edilerek, ya da uygulanmaya zorlanarak, bu degerlerin kaliciligi ve sabitligi saglanmaya calisilir. Bu kisilerin, toplum uzerindeki, kurdugu deger baskisi, ayrica, farkli degerler arasinda da, bir atismaya ve kutuplasmaya yol acar. Boylece, hem nesiller arasi bir karsitlik; hemde, toplum ici bir ayrisma dogar. Cunku, hicbir ayrimci deger, kendi degerinden odun vermedigi gibi; baska degerlere de yer vermemeyi gozetir.

Iste, bu tip, alisilagelmislik temelinde ve otomatiklesmis iliskilerin iceriginde bir toplum, ancak ayrimcilik temelinde yasamaya calisir. Bu oyle bir hal alirki; kisinin dogdugu sehir bile, bu ayrimciliga alet edinilir. Kisiler, birbirini tanimadan, birbirileri hakkindaki kulaktan dolma bilgilerle; birbirlerine tavir alir, yani "sen suralisin, oyleyse soylesin" ya da "sen busun, oyleyse boylesin" v.s. Bu, toplumun bir gercegidir. Bu toplumu, boyle tutmakta, cikarci sistemin ve yonetip yonlendirenlerin isine gelmektedir. Burada, bir kisiyi "boyle" diye suclamak; hem bir cozum degildir, hemde bu ayrimciligin ekmegine yag surer. Kisiler, yasamda herzaman kolayi tercih ederler. Dusunup, nedenlemek-sorgulamak yerine; verilenlere takilirlar. Kendilerinin takilmalari yetmiyormus gibi; bir de etraflarina bunu empoze ederler.

Iste, boyle bir toplumu, icine dustugu bu ayrimcilik batagindan kurtaracak sey; bilinc, egitim ve ogretimdir. Bu da ancak saygi temelinde olusur. Saygi da, farkin farkina vararak, bu farki algilamaktan ve koruyup, kollamaktan gecer. Tek onemli kistas, farki farkindan dolayi ayirmamak ve karsiya almamaktir.

Bunun en basit bilinci "benim yasam ve iliskilerimin degerleri farkliysa, ve ben bunlari koruyacaksam; baska birinin de yasam ve iliskilerinin degerleri farklidir ve o da kendininkileri korur. Ben ona mudahele edersem, o da bana eder. Ben onu ayirirsam, o da beni ayirir. Ama, bizler, toplum icinde beraber ve birlikte yasamak zorundayiz. O zaman, bu ancak, biribirimizin degerlerine saygi gostermemizin temelinde olur. Ben, onun degerlerine saygi gosterirsem, o da benimkilere gosterir. Demekki, benim kendi farkimi korumam, baskasinin farklarina saygi gostermemden gecer. Bu sayginin temeli de, ayrimcilik yapmamaktan gecer. Ben, bunu bir birey olarak; aile, cevre, toplum ve ulke icinde uygularsam, o zaman hem kendimi, toplum icinde ortaya koyabilir, hemde toplumun farkliliklarina saygi gostererek, toplum icinde yasayabilirim."

Egitim ve ogrenim ise; once, her ferdin, bir birey oldugunu bilmesi ile baslar. Birey olabilmek ise, kendi sahsina ait degerleri, yine kendi dusuncesinin nedenlemesi ve sorgulamasiyla ortaya koymasidir. Bu konuda, babasinin, annesinin, akrabalarinin, arkadaslarinin, cevresinin, ve hatta toplumunun, degerlerine ters dusebilir. Ama onemli olan, bu degerlerin kendine ait olmasi, ama yine her iliskide oldugu kisinin-ki buna anne-babada dahildir-degerine de saygi gostermesidir. Bu, kisinin, hem kendi bireysel kisiligini ortaya koymasi; hem de toplum icinde kendine bir yer bulmasi demektir. Burada, amac, yasami bireysel yasayarak; toplumsal iliskileri yurutebilmektir. Kimseyi, veya hicbir degeri karsisina almadan.

Bu ayni zamanda. bireye, kisilerle ugrasma yerine; onlarla gecinmeyi getirecek. Kisilerin, sadece, verilenleri uygulayan bir uygulayici oldugunu gosterecektir.

Cunku, birey olamayanin yasami kendisinin degil; kendisine verilen degerlerin onu yasatmasidir. Kendi yoktur, sadece yasattigi degerler vardir. Ne kadar cok, bunun bilincine varir; o kadar cok, bireylesir ve kendini bulur. Kendini buldukca da; hak ve ozgurluklerin, insanlik temelindeki onemini kavrar. O zaman sadece, kendi hak ve ozgurluklerini degil; baskasinin da hak ve ozgurluklerini koruyacak duzeye gelir. Bu da, insan hak ve ozgurluklerinin bireysel korunusudur. Bu ayrica, kendinin olmadigi bir yasamda, o na hem kendini, hemde insanligin bir parcasi oldugunu hatirlatir. Cunku, bilirki, korudugu hak ve ozgurlukler; kendi cesidi olan insanin hak ve ozgurlukleridir. Tabi, egoist, bireyci ve ayrimci dusunup davranmazsa.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Mustakil var olan varlik ve materyalizm

evrensel-insan
29-08-2008, 03:49
Saygideger arkadaslar;

Materyalizm, yanlis bir onculden yola cikar. Bu oncul, mustakil var olan varligi bir axiom olarak alir ki; bu axiomla yola cikista, mustakil var olan varlik "yoktur" diyen, pozitivizme-olumluluk-ters duser.

Buradaki olmasi gereken, oncul ise; mustakil var olan varligin varligidir. Iste materyalizm, basta bu onculu goz ardi etmektedir. Bu goz ardi edis, materyalizmi, bir ikileme sokar. Bu ikilem:mustakil var olan varligin,ya dissal-gorunussel-, ya da icsel-ozsel-olabilecegi, ikisinin birden olamiyacagi yanlisidir. Bu yanlistan, dissal'i-gorunusseli- tercih ederek; icsel'i-ozseli- tercih eden idealizm den ayrilir. Burada ki, dogru oncul ise: mustakil var olan varligin, ne dissal-gorunussel; ne de icsel-ozsel- olmadigi, ikisinin de bir uclemin parcasi oldugudur.

Ikinci, goz ardi ettigi sey ise, kavramdir. Yani, evrenseller konusuna girmez. Bu konu da ise; gercek varliktan yola cikar. Ki bugun, evrensel temelde gercegin ne oldugu, ortak bir bicimde ortaya konamamaktadir. Burada, idealizmle, ayni kefeye dusen, Conceptualizm-kavramcilik-ve pozitivizm le ayni kefeye dusen, nominalizm- isimcilik, ayni yanlis onculden yola cikmaktadir.

Bu oncul de:"gercek" varligin, ya oznel ya nesnel olabilecegi, ikisinin birden olamayacagidir. Burada, materyalizm; evrenselleri sadece nesnele indirgeyerek, realizm-gercekcilik-'le ayni kefeye duser.Burada ki, dogru oncul ise:Evrensellerin, var oldugu ve ne sadece nesnel; ne de sadece oznel olarak degil; hem oznel, hem nesnel olarak var olduklaridir.

Gorundugu gibi, materyalizmin, hatasi bir karsitlik temelindeki ikilemden, sadece birini secmeye kendisini zorlamasidir. Yani kisaca:uclemi-madde-dusunce-kavram-gorememesidir. Bu uclemi goremedigi icin; sadece dissal-gorunussel ve nesnel yanasir. Dialectic sayesinde, dusunceyi, bir "ikincil" olarak, maddeye eklese bile,-oznele-insanoglu-ait olan ve dusunceden cikan kavrami ve o kavrami veren dusunceyi tasiyani-ozneli- goz ardi eder

O zaman, nasil degerlendirmeliyiz? Birincisi, mustakil var olan varlik vardir. Bu varlik ne dissal-gorunussel-; ne de icsel-ozsel-dir. INDIVIDUAL-TEK,BIR-POZITIF-OLUMLU- ve POINT-NOKTA-dir.Yani UCLEMDIR.
Ikincisi, gercek varlik, yani evrenseller kavramlardir. Kavramlar, dusuncenin mustakil var olan varligi algilamasiyla dusuncede olusur. Dolayisiyle, kavramlar, HEM OZNEL, HEM DE NESNEL OLARAK GERCEKTEN VARDIR. Materyalizm, dusunceyi ikinci plana itmekten-yani madde ile yan yana koyamamaktan-dolayi, hem kavrami,-dusuncenin olusturdugu- hemde ozneli-dusuncenin sahibi-ya gozardi etmekte, ya da red etmektedir.

Ayrica, ozneli gale almayarak; kendi dialektigine de ters dusmektedir. Bu linear-cizgisel- ve lateral-dis yan-dusunemeyen, materyalizmin; juxtapositional-yansal pozisyonlama-davranisindan da uzak tutar.

Cunku, materyalizm, teke- bire, yani noktalamaya endekslidir. O yuzden, ne kesisenleri ayirabilir, ne de ozdeslesenlerin neler oldugunu dusunebilir. Bu aliskanligindan dolayi, inatla madde de israr eder. Dusuncesinin siniri da, var-yok temeline endekslidir. Dusunceye "yok" diyemeyecegi icin de, ve once maddeyi tercihinden dolayi; diyalektikle, dusunceyi "ikincil" yapar.

Kavrami ise hic hesaba katmaz. O yuzden de, bilimsel deney ve gozlemlerde; yaptigi spekulatif yanasimlarla, cevapsiz kaldigin da-ki burada da en buyuk sorunu, epistemolojiyi-bilimin bugunku siniri- savunmak yerine, bu siniri asarak; cevap veremedigi konularda; idealizmin "gordunmu bak bunun cevabini veremedin, o zaman bu yaratildi ve bir yaratani ve yaratilisi var" yanasimina, cevapsiz kalir. Bu yuzden de;

MATERYALIST IDEOLOJININ HERZAMAN IDEALIZMIN IDEOLOJIK TUZAGINA DUSME SANSI VARDIR ve MEVCUTTUR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-insan, bireysel kisi farki

evrensel-insan
02-09-2008, 03:56
Saygideger arkadaslar;

Beni ve yazdigim yazilarimi; daha iyi algilayabilmeniz icin, bu aciklamayi yapmayi gerekli buldum.

Genelde, ben-evrensel-insan, gorus belirtirken, yazilarimda; bireysel kisi olarak, bir tutum, yer,konum almiyor, gorus belirtmiyorum.

Bunun, anlami; evrensel-insanin, belirttigi gorusun icinde, bireysel kisiliginin yeri, konumu tutumu yok. Yani, evrensel-insan, konunun ve sorunun tum hatlariyla, ve her yonden bir resim olarak, ortaya koyusunu; bireysel kisiliginin disindan, ve bireysel kisiliginin gorusune yer vermeden, notr olarak ortaya koyuyor. Yani, evrensel-insan; hem kendi bireysel tutum veya konumunun disindan; hemde kendi bireysel tutumu, konumu, resimde olmadan, yani notr yaziyor.

Bu, evrensel-insanin,birey olarak, herhangi bir konuda dusunce belirtirken, kendi bireysel gorusune, tutumuna yer vermedigi anlamina gelir.

Eger, evrensel-insan, birey olarak, yazdigi konuda, yer veya tutum veya konum aliyorsa; iste o zaman o yazinin icerigi; evrensel-insanin degil; onun bireysel gorusunun yazisidir. Cunku, yazisinda, kendi yer,tutum ve konumunu ortaya koymustur. Dolayisiyle, evrensel-insanin yazisi; felsefi, bilimsel, politik sosyal, siyasal v.s. icerikte olarak kendi bireysel, tutumu, gorusu, konumu yer almadan yazilmistir.

Bu tip yazi sekline, bireyin; evrensel- insan olarak, yazmasi denir. Yani, bireyin gorusu, tutumu, yeri, konumu v.s. yazinin icinde yer almamakta ve belirtilmemektedir. Evrensel-insan, yaziyi yazarken, bireysel gorusunu, tutumunu ortaya koymamis; yani notr olarak yazmis, ayrica, evrensel-insan olarak bireysel gorus ve tutumunun, konumunun disindan bakmistir.

Evrensel-insan'in, notr algisi ve disaridan bakisi; ancak bireysel gorusu, yeri, tutumu ve konumu yazida yer almazsa mumkundur.

Bu tip dusunceyi, gorusu, davranisa dokme-yaziya ve konusmaya-sanati, bildigim kadariyla, Turkiye' de bilinmemektedir. Maalesef, ayni zamanda algilanamamaktadir.

Disaridan bakis acisi ve notr algilamanin temeli budur. Buna felsefe dilinde, qua-olarak, niteliginde, sifatiyla-, felsefesi denir. Yani, filozof, filozof olarak konuda yer, tutum, konum almadan, konunun notr ve disaridan bakis acisinin goruntusunu, resmini verir, kendi gorusunu belirtmez.

Umarim, bu yazimi okuyupta, dusunce ureterek yorum yapacak ve soru soracak, yazarlar cikacaktir. Ne kadar cok cikar, ne kadar cok bu yazim acikliga kavusursa; o kadar cok bu konu acikliga kavusur. Soru, veya goruslerinizi bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 Aciklama
 
evrensel-insan
02-09-2008, 23:40
Ben, bu konudaki, bireysel tutumumu da sana izah edeyim. Benim cikis noktam; ne madde, ne dusunce, ne de kavram.

Benim cikis noktam, bu ucunu de, bunyesinde barindiran, insanoglu. Bu, benim bireysel cikis noktam.

Hem, kim sorusuna, tanriya veya yaratana ulasmadan cevap veriyor. Ki bu cevap insanoglu. Hem de ne sorusuna, ki bu da juxtapositional temelde-yanlamasina yerlestirme-, madde,dusunce ve kavram.

Butun bu ogeler insanoglunda var olan ogeler.Ayrica, somut-soyut ve oznel-nesnel iciceliginide, yanyana koyarak algiliyorum. Dolayisiyle benim her konudaki cikis noktam, bireysel olarak; insanoglunun kendisidir.

Ayrica, bu insanoglunun, evrensel-insan olarak neyi ve neden nasil ortaya koydugunun evrensel kokenini ve temelini vermektedir. Tabi, bu koken ve temelin bir sorun oldugunu ortaya koyarak ve bu koken ve temeli cikarsama temelli curutme metoduyla.

Iste benim bireysel gorusum bu. Bu gorusume, eger karsi cikiyorsan ve bu gorusumu tartismak istiyorsan, bunu tartisabiliriz. Yalniz, "bunlari nerden cikariyorsun" temelinde degilde; bilimsel, bilgisel ve benim gorusumun yanlisligini ispat eder temelde. Buyur, hodri meydan. Ben, goruslerimi sundum. Simdi tartisabiliriz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

 XY Aciklama
 
evrensel-insan
03-09-2008, 00:35
Saygideger aydoe;

Nedir bu evrensel köken ve temeli?
Kisaca, YX-Zi

Bu köken ve temelin sorunu nedir?-
Karekteri ve isleyisidir. Karekteri ikilem ve karsitlik oldugu halde, isleyisi hem ikilemin teke; hemde karsitligin, teke-pozitife-indirgeme ve birle noktalama sorunudur. Cunku, noktalanan ne olursa olsun, hem ikilemin teki; hemde karsitligin, bire indirgenmis pozitifidir. Cunku, hangi teke veya pozitife indirgenirse indirgensin, indirgiyenmiyene, yani ikilemin diger ucuna ve pozitifin diger ucuna ters dusecektir. Bu da, kalici tartisma ve sonucsuz kisir dongudur. Tartisan iki tarafa da, ne bilgi verir ne de bir bilinc verir. Sadece, kim kimi ikna edecek tartismasidir. Iste bu cikmaz ve kisir dongu evrensel sorundur.

Çıkarsama temelli çürütme metodu nedir?
Kisaca, simdiye kadar seye verilen ne varsa, bunlari seyden, cikarmaktir. Yani, verilenlerle ispat veya kanitlama yerine, verilenleri verilen uzerinden cikarmaktir. Bu cikarima, verilen ve ispatlanmaya gerek gorulmeyen, axiomlar ve belitler de dahildir. Yani seyi, tabulu rasa haline getirmektir. Bunu yapmanin nedeni de, bu verilenleri curutmek yani verilenlerin gecersizligini kanitlamak icin yapilir. Bu method, hem bilimsel hemde felsefe temelinde bir yenilik ve bir ilktir. ILK uygulayan da, Karl Potter dir. Ben, karl potter'i okuduktan sonra, yaptigim islemin bu method oldugunu fark ettim.

Benim, kendi methodlarim ise; disaridan bakis acisi ve notr algilama, yani konunun icinde yer almama-ki bunun da qua-olarak-yanasimi oldugunu ogrendim.

Bunu da, ilk ortaya atan "eupraxsophy" konusuna aciklama getiren, Paul Kurtz'dur. Calismasinin temeli, tamamen dini olmayan bir dusunce uzerinedir ve humanizmin, tamamen, felsefi, bilimsel, etiksel kokenine dayanir. Cunku ona gore, ateizm, serbest dusunce agnostiklik ve akilcilik, temeli, insanoglunu yani humanizmi dogaustuluk,mitoloji ve teolojiden kurtarmaz. Bu konuda da ileride detayli bir yazi yazacagim. Bu sahsin varligini da, dun ogrendim. Eupraxsophy uzerine arastirirken.

Ayrica, noktasal pozisyonlama yerine, juxtaposition-yanal siralama-yine noktalama yerine, linear-cizgileme-ve kesistirme ozdeslestirme yerine, lateral-dis yanlama-metodlaridir.

Son pargraf, su an tamamen bana aittir. Cunku, henuz ne bilimde ne de felsefede boyle bir yanasim gormedim. Onlar hala, noktalama, ozdeslestirme ve kesistirme yanasimini uygulamaktalar.

Ama, bu uygulamanin, dilin yapisindan kaynaklandiginin ve kulak diline bagli oldugunun bilincindeler. Goz dili ortaya ciktiginda-ki bu konuda calismalar var. O zaman, seyin boyutunu da ifade etmek mumkun olacak. O zaman da, ne pozitife ne teke ne de noktaya ihtiyac duyulmuyacak. Cunku hersey cizgisel olarak ve kesisenler ve ozdeslesenlerin ayristirilmasiyla yan yana ifade edilerek,
mumkun olacak. Benim avatarimda ki, gibi.

Bana, bu sitenin bir yararida, kendi ilkelerimi ve bulgularimi, arastirma sonucu ispata oturtabilmem. Tabi, benim ilke ve bulgularimin, daha once birileri tarafindan ortaya kondugunu bulmak ve ogrenmek, ayrica bana ekstra bir azim, guc ve guven veriyor.

Simdilik, sorularina verdigim cevaplar yeterli sanirim. Zaten ben bu sorularin cevaplarini yeteri kadar yazilarimda islemeye calisiyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

No comments:

Post a Comment